• denize karşı bir bankta oturmuş, "en son 24 yaşındaydım, ne ara 34 oldum" diye düşünmekle meşgulüm.
  • kendinden 10 yıl önceki nesle bakıp genç hissederken, kendinden 10 yıl sonraki nesle bakıp yine genç hissediyorlar. kesin bilgi yayalım.
  • arada kalmışlıklarıyla hayata ayak uydurmaya çalışıyorlar.
  • alamanyalarda huzurlu bir yaşam sürme peşindeyim. şu an balkonda cırcır böcekleri eşliğinde limonlu kızılay soda ile sigaramı içiyorum.

    cırcır böceklerinin 8 saniyede çıkardıkları sesi sayıp 5 ekleyince 1-2 derecelik sapma ile hava sıcaklığı bulunabiliyormuş. ilginç
  • merhaba sevgili yaşdaşlarım. ilkokuldan bu yana bu kadar 86 doğumluyu birarada görmemiştim. yaşlandık değil mi? bunu kabullenince hayat kolaylaşıyor sizi temin ederim. debelenmeyin artık kendinizi zamanın şefkatli kollarına bırakın.

    ama son şanslı çocuklardık bunu da es geçmeyelim. 90’lı yıllarda taso peşinde az koşmadık. tarkan’ın çıkışını da gördük, ekonominin batışını da. ve bir devrime şahit olduk. cep telefonu, internet bizim sayemizde oryantasyon sürecini tamamladı. z kuşağı bilmez kontör gitmesin diye çaldırıp kapatan ilk ve son nesildik. konuşmaya gerek yoktu değil mi bir çağrı da nasıl mutlu ederdi.

    bir ara “hey corç versene borç”, “herıld yani” batağına düştük. hepiniz oradaydınız be.

    şimdi hep saçlarınız döküldü dimi? kavga ettiğiniz anne, babanıza dönüştünüz. ve onları anlıyorsunuz. üstelik çocuklarımızın bizi anlamasına daha çookkk zaman var. ne oldu? şimdi biz mi kavgacı ebeveynler olduk :)

    yolun yarısını geçtik. kalan sağlıklı bir kaç sene için hepimize bol şans diliyorum.

    kalbin kadar temiz bu enrty… *
  • gecen gun kargo vermek icin subenin kapisinda icerdekilerin cikmasini bekliyordum, kargocu cocuk “abla iceri girebilirsin” dedi. iceri girdim islemimi hallettim, isimi halleden kiz “abla senin isin tamam” dedi. hay ablalar sizi gotursun diyerek disari ciktim. yasimi gostermedigimi soylerler ama yine de 20 li yaslarda gorunmedigimi 5 dakikada hissettirdiler sağolsunlar.
    hem hala genc hissederken hem de bir gecede yaslanmis gibiyiz. ne ara bu kadar yas aldik farkinda degiliz.
  • ne ara 34 yaşına geldik onu düşünüyoruz...

    ekleme:

    halen kendimizi 25 yaşında hissedip bizden küçük atıyorum 29 yaşında bir insanı kendimizden büyük zannediyoruz, iç dünyamızda küçültüyoruz yaşımızı kendimizce... kargaya yavrusu şahin gözükürmüş misali hep 20-25 yaş arasında hissediyoruz, aynada öyle görüyoruz...
  • bayram için memleketim nazilli'ye geldik, eşim ve iki çocuğumuzla... daha dün gibi bu sokakta top oynadığım zamanlar. boş rakı şişesinin içine kireç ve su doldurup iftar saatine yakın ramazan topu gibi patlatmamız. tren yolunun arkasındaki çayırda mahalle maçını benim son golümle kazandığımızda sevinçten deliler gibi birbirimizin üstüne çıkışımız. annem, babam yaşlanmışlar sanki biraz daha. dedemler de yaşamıyorlar ki artık, geceleri taraçada yatıp onların hikayelerini dinlesem yıldızları izlerken. nuri amca bakkalı kapatmış, yakınımıza migros açılmış çünkü. migrosta bilye de yok. sattıkları gazozların kapaklarını da saklamıyorlar ki bizim için, gidip de istesek. yeni yeni evler yapılmış, duvarının üstüne oturup çarpım tablosunu ezberlediğim arsa da yok artık. içinden yılan çıkacak diye endişelenirdim hep. bir de her yere araba park etmişler, nereden geldi bu kadar araba? çocuklar desen sokakta oynamıyor eskisi gibi, görünmüyorlar hiç. nerede gece yarısına kadar çay-çiğdem yapan teyzeler? onlar da yok ortalıkta. tolga'yı çağırsam şimdi, 23 nisan parkında basket atar mıyız yine acaba? gece 2-3 gibi oturup, tam 16 yıl öncesi, öss sonrası tercihleri konuşurken, bugünleri hayal ederkenki gibi muhabbetler miyiz ki? şimdi, o zamanki kadar tadı olur mu her şeyin? her şey bir yana, ben hayal ettiğim eşe, işe, maddi-manevi şeylere sahip oldum da neden hala bir şeyler eksik gibi? neden bunu yazıyorum bu başlığın altına?
    diğer 86'lılar ne yapıyor bilmiyorum ama ben özlüyorum bazı şeyleri şuanda. ne iş yaptığımın, nerede yaşadığımın, ne kadar paramın olduğunun pek önemi yokmuş. hayatmış, geçiyormuş...
  • mezar yeri bakıyorum şahsen.
  • genel olarak yaşıtlarımın çoğu kariyerinde iyi yerlere gelmişken ben geride kalmışlık hissiyle başetmeye çalışıyorum. 40'a bu kadar yaklaşmış olmak niyeyse iyi bir his değil, aslında hala genciz ama 20'li yaşların tazeliğinin kalmayışının kabullenişi biraz zaman alıyor sanırım. 40'ı aştıktan sonra belki bi rahatlama gelir. belki yeniden yolun başında olma hissi.. en yoğun gündemlerimiz; çocuk, hayat, iş, ekonomi. onlarla da boğuşurken bi altta kalıyor, bi üste çıkıyoruz.. öyle hızla akan bir hayat.. son olarak söyelyeceğim; bana en çok 80-90 arası doğanlarla bir arada olduğum konserler iyi geliyor. o kuşağı bir arada eğlenirken görmek. en son vişnelikteki 90'lar konserlerinde bunu hissetmiştim. sanki galatasarayın uefa kupasını aldığında tüm okul bahçede kolkola hoplayıp zıplamışız gibi.
hesabın var mı? giriş yap