• "
    unutulmayı unuttunuz,
    yalnızlığınızla kapattınız
    gözlerinizi
    ağzınızı.
    bir kerpetenle kestiniz
    dilinizi,
    sustunuz.
    ve duymadınız
    yangın da bir çığlık…

    her halaya duruşunda
    insanlığın
    bir kırık saz sesi,
    bir türkü
    tokat gibi patlıyor
    suratınızda…

    hangi tarih yazmış oysa
    bir insanın külünden
    yapılar yapıldığını…

    ey umudun çocukları;
    tavra yine akacak
    sulayacak
    o bereketli
    vatan denen
    yeryüzü toprağını…

    ....unutmadık....
    "

    *
  • 1993 / cuma
    pir sultan abdal $enliklerine katilmak uzere sivas'a giden, icinde sanatcilarin, yazarlarin da bulundugu 37 ki$i, "$eriat isteriz", "ya islam ya olum" sloganlari e$liginde yakilarak olduruldu. unutmamali, unutturmamali...
    (bkz: sivas katliami) (bkz: sivas olaylarinin yil donumu)
  • umursayanlar için 2 temmuz 1993 günü yobazlar tarafından sivas'ın madımak oteli'nde yakılarak katledilen 35 canı hatırlama, anma ve unutmama günüdür. yarındır. yakındır. acısı. hiç uzaklaşmamıştır.
  • 1778 yılında "eşitlik, özgürlük, kardeşlik" sloganının yaratıcısı fransız filozof jean jacques rousseau öldü.
    1843 yılında italya'da marksist sosyalizmin kurucusu filozof antonio labriola doğdu.
    1877 yılında alman şair ve romancı 1946 nobel edebiyat ödülü sahibi hermann hesse doğdu.
    1900 yılında alman ferdinand von zeppelin'in yaptığı hava aracı denendi ve başarılı oldu. araca "zeplin" adı verildi.
    1947 yılında islam dininin temellerini öğretmek amacıyla din dershaneleri açılması kabul edildi.
    1961 yılında "silahlara veda", "çanlar kimin için çalıyor" yaratıcısı, nobel ödüllü amerikan romancı ernest hemingway, av tüfeğiyle kendini vurarak öldürdü.
    1964 yılında amerika birleşik devletleri başkanı lyndon johnson ırk ayrımcılığına son veren sivil haklar yasası'nı imzaladı.
    1969 yılında petro kimya tesisleri, petkim'in 'nin ilk bölümü açıldı. başbakan süleyman demirel, " altın yumurtlayan tavuklar yapıyoruz" dedi.
    1977 yılında "lolita" romanıyla ünlü rus asıllı amerikalı yazar vladimir nabokov öldü.
    1985 yılında genelkurmay başkanlığı açıklaması: 12 eylül 1980 ile 2 temmuz 1985 arasında sıkıyönetim mahkemelerinde verilen 32 ölüm cezasından 27'si yerine getirildi.
    1993 yılında sivas'ta pir sultan abdal şenlikleri'ne katılan sanatçıların kaldığı madımak oteli dinci gruplarca kundaklandı. asım bezirci, hasret gültekin, muhlis akarsu, nesimi çimen, metin altıok ve behçet aysan gibi şair, yazar ve sanatçılarla birlikte 37 kişi yaşamını yitirdi, 43 kişi yaralandı. aziz nesin itfaiye merdiveniyle kurtarılabildi.

    "hoşçakal yakut, bezirgan, gön
    hoşçakal eski zaman aktarları
    gidiyorum
    bu şehri, bu yağmuru, bu düşleri
    bu aşkı, bu kavgayı, bu kederi
    size bırakarak " (behçet aysan)

    aralarında bu dizelerin yazarı behçet aysan'ın da olduğu 37 kişi sivas katliamında hayatını kaybetti. bu katliamda yitirdiklerimiz şunlar: ozan nesimi çimen, sarız 1926; yazar asım bezirci, erzincan 1927; şair metin altıok, bergama,1941; muhlis akarsu, kangal 1948; şair behçet aysan,ankara 1949; muhibe akarsu, kangal 1958; yazar edibe sulari, erzincan 1953; uğur kaynar, zara 1956; karikatürcü asaf koçak, yerköy 1957; erdal ayrancı,niğde 1958; sehergül ateş, 1953; türkücü hasret gültekin, koçgiri, han köyü 1965; muammer çiçek, yalınyazı köyü, zile 1967; gülender akça, divriği, şahin köyü, 1968; mehmet atay, divriği 1968, sait metin, divriği 1970; carina johanna, hollanda 1970;gülsün karababa, divriği 1971; inci türk, balıkesir 1971;huriye özkan, ankara 1971, murat gündüz, ankara 1971; ahmet özyurt, ankara 1972; handan metin, ankara 1973;yeşim özkan, ankara 1973; yasemin sivri, ankara 1974; serpil canik, ankara 1974; serkan doğan, ankara 1974; belkıs çakır, ankara 1975; nurcan şahin, ankara 1975; özlem şahin, ankara 1976; asuman sivri, ankara 1977; menekşe kaya, 1977; koray kaya, ankara 1981.
  • annemi ilk defa ağlarken gördüğüm gün. ben küçük bir çocuk. annem televizyon karşısında. benim odaya girdiğimi farketmedi bile. neden ağladığını anlamak için bir kaç yıl daha büyümek lazımmış
  • 2 temmuzlardan önce; hasret coşkuyla dokunur bağlamasına, güle yel değer, sivas ellerinde ömrü çalınır muhlis akarsu'nun... behçet aysan'a git desin gider, kal dersin kalamaz... gülender 25 yaşında, sehergül 30, inci, nurcan, ahmet, murat, serkan semah döner, menekşe çiçek açar bir daha...
    her iki temmuzda o gün gelir gözümün önüne, annem televizyonda haber izler ağlayarak, babam bir yudum su dökmek için o yangına can verecek, çocuk kalbim hala ağlar yanan canlara, kahreder yobazlara.
  • "karanlığı üşüyorum, dişlerim kendini kesecek bu gece, tırnaklarım çoktan bir hüznü acıkmış gibi, pencereler izin verse olanca boşluğu öleceğim ama ateşin kahrı yanmanın da ötesinde. bu zulüm beş bin yıllık bir yalanın günahı. zaten bıraksalar onca acıyı dilimde ölecektim." dedi usta. "hangi usta?" diye sordu puslu bir ses, "o kadar çoklar ki, hangisi benim yaram, seçemiyorum hala, bir acı kaç kere yanar ki?" diyebildim sadece. bir zaman sonra yürek de susuyor bir acıyı fakat bellek aynı acıyı yanıp duruyor niyeyse; insanın ateşe dönüşüp her şeyi usul usul yanması buradan olageliyor sanırım.
  • bugün ölümlerinin 17. yılı olan 35 canın * anıldığı, yılın tek günü. yarın * herkes yine unutmuş olacak. koray * yaşasaydı bugün 29 yaşında olacaktı değil mi? sahi, koray' ı 17 yıl önce, henüz 12 yaşında diri diri yakabilenler, nasıllar şimdi. insanlığa dair bir şeyler öğrenmişler midir acaba, gecen bu 17 yılda? hiç sanmıyorum ya, neyse... zaten öğrenseler ne olur ki? koray geri mi gelir o zaman? hayatına 12 yaşından devam mı eder. eğitimine devam edebilip, aşık mı olur? kırgınlıklar, kızgınlıklar, mutluluklar, unutulmaz anlar mı yaşayabilir? annesi, babası onun büyümesini mi izleyebilir? onunla üzülüp, onunla sevinebilirler mi?
  • kibritlerin deli gibi yandığı gün. mübalağa yapmıyorum acım büyük, hayali arkadaşlara da minumum seviye de inanan bir insanım ama saatler iki temmuza girdiğinden beri yaktığım her kibrit gürüldüyor; içinde ozanların, aydınların ruhu varmışcasına yada bunu nefretim acım yapıyor hiç bir fikrim yok.

    çakmak değil de elimde neden kibrit olduğunu da bilmiyorum masam da kibritin ne aradığını da. olay kibrit, ateş falan değil tabi; aydınlarımızın ruhu rahat olsun bir öldüler bin doğdular. nihai zafer belki uzak, belki nihai zafer diye bir şey hiç bir konuda yok ama onlar gibi korkmadan gürül gürül yaşıyoruz. bizi belki yakabilir, kurşuna dizebilirler ama her zaman var olacaklar, var olacağız.
  • sivas katliamının olduğu gün.
hesabın var mı? giriş yap