• hasan şaş'ın golden sonra burnunu silmesi. daha önce çekmesi yazmışlar ama doğrusu silmesi olacak. 48 sene sonra katıldığımız turnuvanın ilk maçında brezilya gibi bir takıma karşı golünü attı ve sevinç olarak sadece burnunu sildi adam. tarihte bu kadar cool bir sahne hatırlamıyorum.
  • gruplardaki brezilya ile oynadığımız maçın devre arasına 1-0 önde girmemizle ntv'yi açmıştık. orada ne alakaysa kanal hıncal uluç'un evine bağlanmıştı. bir sürü ünlü vardı böyle bir villanın bahçesindeydiler. hıncal uluç röportaja her zamanki entel havası ve ses tonuyla başlayarak: "hayatımda yediğim en güzel köfte" demişti. nedense o söz ve hıncal uluç'un o anki ses tonu hiç aklımdan çıkmıyor.

    kosta rika maçının olduğu gün lgs vardı. sınavı bitirip çıktığımda bir lokantada yemeğe girdik burada maçı az biraz izlemiştim. sonra küçük minibüsle evimize dönerken gol yediğimiz haberi geldi ve herkes bir anda karaları bağlamıştı.

    çin maçında ise yanılmıyorsam saat sabah 09.00'du ve ben o gün okula gitmemiştim. (tatil miydi hatırlamıyorum) 2-0 öne geçince sevincimden ülker metro yemiştim. ayrıca evimde izlediğim ilk maçtı ve bunun uğurlu gelebileceğini düşünmüştüm.

    japonya maçında da uğur deneyerek evimde izlemiştim ve o maçı da kazanmıştık. aklımda kalan 2 detay vardı biri spikerin bile gol olduğunu anlayamamasıydı. zaten sevincinde de "beklenmedik anda" diye vurguluyor. ikincisi ise ergün penbe'nin 3 numara saçları ve top sakalıyla avrupalı kanun kaçağı tipiydi.

    uğurlar tutunca senegal maçını da evde izleyim dedim. o maçla ilgili akılda kalan olayı zaten söylememe gerek yok.

    brezilya maçını zorunluluk yüzünde eniştemin silivri'deki lokantasında izlemiştik. daha maç başlamadan evde olmadığımız için bu maçı kaybederiz demiştim. akılda kalan detay ise alpay özalan'ın acayip kafa vuruşunu kaleci marcos'un resmen uzayarak çıkarması ve alpay'ın kaleciye olan küfürleriydi. hatta daha sonra gazeteler de yazmıştı maç bittikten sonra alpay soyunma odasında "biz vuruyoruz s.ktiğimin keli çıkarıyor, adamın burnuyla dürttüğü top gol oluyor"cümleleri gazetelerde yayımlanmıştı.
  • ilhan mansız'ın r.carlos'un üzerinden topu attığı an ve tony silva'ya yarı finalde senegal'e attığı gol dün gibi hafızalarda. altın gol ile 1-0 kazanıp yarı finalde brezilya ile karşılaşıyorduk. en sonunda da güney kore'yi 3-2 yenip dünya 3.sü oluyorduk.
  • japonya maçında protokol üyeleriyle beraber sahaya çıkan federasyon başkanı haluk ulusoy'un gri takım elbise altına giydiği kahverengi ayakkabılar.
  • yeni yeni moda olmaya başlamış dijital fotoğraf makineleriyle her macin santrasinda flashli fotograflar cekmek.
  • bu turnuvada deli oynayan bir jon dahl tomasson ve jared borgetti gerçeği vardı.

    uruguay'lı bir eleman otuz metreden doksana bir vole çakmıştı, arabistan sekiz yemişti, rusya beschastnykh, nigmatullin, berezutsky gibi efsane isimli adamlarla her maça çıkıyordu.

    polonya'nın zenci forveti vardı, figo'lu rui costa'lı portekiz ve batistuta'lı arjantin ilk turda eve postalanmıştı. pornocu ön libero vampeta, paulo wanchope, marc wilmots, lee woon-jae turnuvadan aklımda kalmış alakasız adamlar.
  • ahn'ın italya'ya gol attığı için takımı perugia'dan kovulması.

    tabi bir de milli takımın turnuva dönüşü türk hava sahasına girdiğinde savaş uçaklarının eşlik etmesi var. ne heyecan vardı o zamanlar.

    https://youtu.be/5i5szlaradm
  • üçüncülük maçını izlemek için evde toplandığımızda, daha biz yerlerimize oturamadan hakan şükür'ün attığı gol.
hesabın var mı? giriş yap