• özellikle 3. köprü ve okullar açıldıktan sonra istanbul'da trafiğin daha önce hiç olmadığı seviyelere çıkmış olması gerçeğidir.

    her gün anadolu yakası küçükyalı civarından 1. ya da 2. köprüyü kullanarak maslak'a geçiyorum. geçen sene ortalama sürem 1 saat 20 dakikaydı. trafiğin en civcivli zamanında bazen 50 dk'da geçtiğim bile oluyordu. son bir haftada en hızlı 1 saat 30 dk'da geçebildim. onun dışındaki günlerin ortalaması 1 saat 55 dakika civarında. bu sabah ise iyice işin cılkı çıktı ve 2 saat 15 dakikada geldim.

    sebep olarak gösterilebilecek teori şu sanırım:

    3. köprü'yü kullanan kamyonlar, 3. köprünün çevre yolu tamamlanmadan köprü açıldığı için, köprülerden hemen sonra kuzeyen inip tem'e bağlanıyorlar. bu da eskiden iş çıkış saatlerinde kamyonların giremedikleri bu yollarda günün her saati kamyon trafiği olmasına neden oluyor ve bir şekilde geriye (köprülere) doğru tüm trafiği kilitliyor.

    bir de çözüm önerim var:

    bitmeden, 15 temmuz temalı gövde gösterisi yapmak için köprü açılmasın. bir de icraattan anladığı 3. köprüde arabayı sağa çekip selfie çekmek olan davar sürüsü biraz eğitilsin de bunun hizmet değil goygoy olduğunun farkına daha fazla kişi varsın. toplumsal iq biraz artarsa bir daha böyle şeyler yapılmaz galiba.

    edit: kendimden utandım. mükemmel öneriler geldi gerçekten.

    "işyerine yakın yere taşın sen de" önerisi gerçekten çok mantıklı mesela. daha önce hiç aklıma gelmemişti. hay allah. hemen taşınıyorum. oysa ki zevk alıyordum her gün 4 saat yol gitmekten. yoksa vay efendim eşimin işiymiş, ortalama 2 senede bir iş değiştirilen kaypak bir sektörde çalışmakmış falan umrumda değil.

    "toplu taşıma kullan" önerisi de gerçekten çok mantıklı. bu da benim aklıma gelmemiş meğersem. metro, marmaray, metro ile 1,5 saat ayakta gidip 9 saat çalışıp sonra yine aynı süre ayakta gelmek ne kadar mantıklı oysa ki.

    yau problem basit. ben x şehrinde yaşıyorum ve bu x şehrinin birbirine 35 km uzaklıktaki iki koskocaman ilçesi arasında insani koşullarda seyahat etmemi sağlayacak bir alternatif yok. 35 km diyorum lan. trafik yokken 24 dakika tam olarak.

    bir de, hayır yani, neden çözümü bireylerin insiyatifine bırakacakmışız? herkes toplu taşıma kullansın, herkes işine yakın yere taşınsın, kimse sık şerit değiştirmesin. bu, şunun gibi, şehir dumanaltı olmuş kömürden, insanlar birbirlerine sövüyor, az kömür yakın diye. yahu adam yakmak zorunda. devlet doğalgaz getirdi yakmadı mı?

    o değil de benim maaşımdan, aldığım arabadan, benzinden, kullandığım yollarınızdan, içtiğim sudan kestiğiniz eşşek yüküyle vergi nerede? nerede param? where is my money bitch? tabii devlete soracağım bunun hesabını. benim paramla bana bunu layık görene soracağım. sık şerit değiştiren denyolara değil. onlar sonuç, sebep değil ki.
  • bir tek benim mi gözüme batıyor diye düşünürken herkesin dert yandığını fark ettiğim olay. her gün büyükçekmece'den etiler'e gidip gelebilmek için yaklaşık 4 saatimi feda ediyorum bir de üzerine yüksek lisans öğrencisiyim. oradan oraya it gibi koşturuyorum. ataşehir'den avrupa yakasına geçebilmek için metro metrobüs şart, onun için de dolmuş kullanmak zorundasın. her gün orda burda tost olmaktan bıktım amk. geri dönüşte de metrobüs kullanmak zorundayım, son durağa kadar gideceğim için oturmayı bekliyorum. bugün 40 dk boş metrobüs bekledim bir de binerken kezbanın teki tarafından resmen eziliyordum. o kadar kim kime dum duma olmuşuz ki kıza küfretmeme rağmen kimse üzerine alınıp da dönüp bakmadı bile sjdksks. işinizin yakınına taşının diyen einsteinlar da olmuş, gerçekten çok akıllısınız hocam bu zeka türkiye'ye fazla. işim etiler'de, emlakçıya etiler'de uygun fiyatlı ev arıyorum desem herif götüyle gülerken twerk yapar. her gün 5:30da uyanmama rağmen işe geç kalıyorum bugün patronumdan fırça yedim. durumu anlatıyorum ben anlamam diyor. hayatın boyunca zengin yaşamışsın sen beni anlaman zor tabii de diyemedim ezik ezik tamam bir daha yapmam diyip gittim. artık 4:30da mı kalkarım bilemeyeceğim. izmir'den de iş baktım ama türkiye'nin en büyük 3. şehrinde olan tek iş kasiyerlik ve garsonluk. böyle işi sikeyim.

    ayrıca metrobüste her gün kavga eden insanlar görüyorum herkesin sinirleri laçka oldu. bunu da metrobüste yazıyorum hala bahçelievler'deyim offfff amk.
  • resimle en büyük sorunlardan birini çizdim:

    mecidiyeköy meydan:
    http://i.hizliresim.com/reoezn.png

    yeşil arabalar sola dönmek için bekliyor ama ilerleyemiyorlar. çünkü yanlarında 2. şeritten giren dallamalar (turuncu) önlerine kırıp uyanıklık yapıyor. bu ikinci şeritçiler para cezasıyla cezalandırılmalı. eğitilmeli.

    3. şeritten girenler (kırmızı) hem sola dönenleri hem de düz gitmek isteyenleri engelliyorlar. bunların ehliyetleri iptal edilmeli.

    4. şeritten dikine sola dönmeye çalışan (mavi) ise hapse atılmalı. hatta ülkeden def edilmeli.

    ikinci örnek zincirlikuyu:
    http://i.hizliresim.com/40v067.png

    kırmızzı renkli hayvan herifler en sağdalar ama hem beşiktaş'a gidenleri engelliyorlar. hem de hızlıca en sağdan gelip köprüye gidenlerin önüne kırıyorlar. işte sana köprü trafiğinin 2 önemli sebebi.
  • artan nüfus sebebiyle yaşanan hadise. zaten yıllardır alarm sinyalleri veren şehir artık trafiğin durma noktasına geldiği bir hale ulaştı. köprü yolu falan hikaye. eğer belediye toplu taşımaya yatırım yapmazsa trafik kabusa dönüşür.
    geçen yıl istanbul'un nüfusu 14 milyon 300 bindi tuık'e göre.

    bu yıl tahmin edilen nüfus 14 miyon 680 bin. bu ne demek?
    istanbul'a bir yılda orta ölçekli bir ilçe eklenmiş. eyüp ilçesinin nüfusu 350.000 hesap edin.

    bakın ülkenin yaklaşık %20'si aynı şehirde yaşamaya çalışıyor.

    araç sayılarına bakalım. 2015'ten bu yana araç artış sayısı günlük ortalama 1000 araç. her gün 1000 yeni araç ekleniyor. haftada 7000, ayda 30000.

    tüm bu nüfus ve araç kalabalığı aynı hat üzerine ekleniyor. hem de hiçbir altyapı iyileşmesi yapılmadan. mesela şehre 10 yılda sonradan entegre edilen ataşehir gibi bölgeler. 450.000 nüfuslu bölgeyi düşünün. buradaki insanların çoğu beyaz yakalı. haliyle levent maslak hattına geçiyorlar her gün.

    bu kadar konut yapıp, insanlara satıp sonra "buralarda oturma o zaman" da diyemezsin. orada oturan insan zincirin son halkası. buna müsaade eden belediye, orayı projelendirenler, bölgenin altyapsını görmezden gelenlerin sorumluluğu bu.

    bu kadar nüfusun yarattığı araç trafiğini zaten hiçbir şekilde yol-köprü yaparak kontrol edemezsin. sen bir köprüyü projelendirip yapana kadar o köprünün iki katı araç ekleniyor zaten yola. istanbul'da büyük bir toplu taşıma iyileştirilmesine gidilmesi şart. insanları buna sevketmek mecburi.

    tabii toplu taşıma kapasitesi sınırdayken bunu yapmak zor. insanlar haklı olarak araç peşinde zaman kaybetmek istemez.

    bu saatten sonra bu şehre demiryolu yatırımı yapmak çok çok zor. o yüzden otobüs sayısını artırmak. deniz ulaşımını katlamak gerekiyor. en basit hesapla bakalım. istanbul'da özel otobüsler de dahil yaklaşık 8000 otobüs faaliyet gösteriyor. kendini dünya markası gören bir kentte hala 1bucuk saat aralıkla kalkan otobüs tarifeleri var. merak eden iett'nin sefer tarifelerine bir göz atsın. demek ki şehrin otobüs kapasitesi yetersiz. demek ki sırf hat açmış olmak için hat açılıyor. 2 otobüs gün içinde 1 bucuk saatte bir duraktan kalkıyor.

    boğaz hattında yarım saat aralıkla vapur çalışıyor. bu az. istanbul gibi hayatın hızlı aktığı bir şehirde kimseyi yarım saat bekletemezsiniz. onu da geçiyorum, şehirde alternatif deniz güzergahları yok. mesela bostancı, maltepe, kartal'dan karşıya deniz yoluyla geçmek imkansız neredeyse. iki yaka arasından her iskelenin birbirine bağlanması şart. kamu hizmeti ulaşımı özelleştirirsen böyle dımdızlak kalırsın işte. adam kar etmediği yere çalışmaz. belediye olarak özel teşebbüsün gidemediği hatta girmek zorundasın.

    sadece 3. köprüye harcanan parayla şehrin otobüs kapasitesi %40 artırılabilirdi. deniz ulaşımına büyük yatırım yapılabilirdi. bu çok ciddi bir rakam. etkisi hemen hissedilirdi.

    şehir bu hızla büyümeye devam ederse bu kalabalık trafikle başedilemez. şu anda da edilemiyor. ve 5 sene öncesine göre çok daha korkunç. sadece 3 yılda 1 milyon artan bir nüfus var. 3 yılda toplu taşıma kapasitesi ne kadar arttı peki?
  • kopruye yola para yatirmak yerine canakkale'ye, balikesir'e, giresun'a, burdur'a, elazig'a yatirim yaparak kolayca cozulecek sıkıntıdir.
  • bu daha başlangıç.

    ekonomi inşaat sektörüne dayandığı için rantın en büyüğünün olduğu istanbul inşaat kente dönüştü. memleketten taşını toprağını satan istanbula yerleşti. o yetmedi arap sermayesini yığdı. o yetmedi zengin suriyelilere sattı. ıstanbulun geleceği umurlarında değil çünkü şu anda kendi götlerini kurtarma derdindeler ve bu ekonomik şartlarda tek kurtuluş yolu inşaat. gittiği yere kadar.

    önce kanal istanbul projesi hayata geçer ardından kuzey ormanları imara açılır. bi noktadan sonra taksim civarlarına gidebilmek lüks olur ve böylece trafik sorunu da son bulur.

    bahçeli senin ben tabanına sokuyum.
  • günde 4 saat trafik mi?

    değiyor mu bari istanbul'da yaşadığınız için fazladan aldığınız maaşa:)

    yapılan bir araştırmaya göre asansörlerin en çok kullanılan düğmesi kapıyı kapat düğmesiymiş. düşünsenize 10 saniye asansörde beklemeye tahammülü olmayan adamlar her gün 4 saat yol gidiyor.

    neyse ileride nefes alacak temiz hava bulamayınca bunlar küçük dertleriniz olarak kalacak.

    not:eski istanbullu.
  • toplu taşımayı ucuzlatmak ile çözülür.

    ev-iş yeri 10 km.

    arabayla gidince daha ucuz oluyor.

    böyle bir sistem olabilir mi?
  • sabitlenmesi gereken sürekli tepelerde kalması gereken bir başlık. 2 saatte işe mi gidilir ya.. günde 4 saat trafik. tüm hayatımda trafikte mahsur kaldığım zamanki kadar çaresiz hissetmedim ben.

    ayrıca 3. köprü götünüze girsin. tüm bağlantı yolları mahvoldu. tırlar 3. köprü sayesinde otobana çıkış yasağını delebiliyorlar. mahmutbey gişelerini kaldırmak anca her şey çığrından çıkınca akıllarına geldi, tebrikler.
  • bir iç anadolu şehrinde, her şubesine 36 öğrenci alan, sınavla girilen bir lisede okudum. ben kendi şehrimde kaldım. 35 sınıf arkadaşımdan abartmıyorum 20 kadarı istanbul'da iş buldu üniversiteden sonra ve yaşıyor.

    diğer illerde yaşayan gençler için de tek iş imkanı aynı şekilde olursa, bu şehir bunu daha fazla ne kadar kaldırır bilmiyorum. eş, dost, akraba ne varsa çevremde istanbul'a göçtüler. sanayi ve tarımın bittiği pek çok anadolu kentinde de durum aynıdır tahmin ediyorum.

    orta vadede 20 milyonu falan görecek galiba o nüfus. artık iyice pekin'e dönünce belki köye dönüşler başlar.
hesabın var mı? giriş yap