• hastalığın yaygınlaştığı söylenen bugünlerde hastalığı tanımak ve bilgi sahibi olmak sizi ve ailenizi korumak için gerekli. bu entry'de uyuzun detaylarından bahsedeceğim.

    uyuz yaygın inanışın aksine kötü hijyen kaynaklı bir hastalık olmadığından toplumun her kesiminde görülebiliyor. uyuzun bulaşması için hasta (veya hasta olduğundan henüz haberdar olmayan) bir kişiye temas etmeniz yeterli. kişisel hijyen, korunmanızı maalesef sağlamıyor.

    uyuz nedir:

    uyuz, bilimsel adı sarcoptes scabiei var. hominis olan çok küçük bir böceğin (aslında akar) neden olduğu kaşıntılı ve bulaşıcı bir deri hastalığıdır.

    hastalığın belirtileri:

    en önemli belirtileri çoğunlukla şiddetli olan kaşıntı, deri atlında uyuz böceğinin açmış olduğu tüneller, ciltte kırmızı kabarıklıklar ve içi sıvı dolu küçük kabarcıklardır. bu belirtiler vücudun herhangi bir bölgesinde olabilir ama en çok parmak araları, koltuk altı, bel, bilek içleri, dirsek içleri, ayak tabanı, meme bölgesi, kalça, dizler ve erkeklerde genital bölgede bulunur. bebekler ve küçük çocuklarda ise en çok saç derisi, yüz, avuç içi ve ayak tabanlarında görülür.

    yaşlı, bağışıklık sistemi baskılanmış veya hasta kişilerde bu belirtilere ilave olarak kabuklanma ve pullanma oluşur ve lezyonlar vücudun pek çok yerine yayılır. bu tip hastalığın tedavisi daha zordur.

    kaşıntı geceleri ve sıcak suyla duş yaparken artar.

    belirtiler, daha önce uyuz hastalığı geçirmiş olanlarda etkeni aldıktan bir kaç gün sonra, ilk defa uyuz geçirenlerde 2-6 hafta sonra başlar. hastalığın nereden bulaşmış olabileceğini tahmin etmede bu bilgi faydalı olabilir. işin kötü tarafı uyuz böceği bulaşmış fakat belirtiler henüz başlamamış olsa bile kişi hastalığı etrafındakilere bulaştırabilir. ayrıca, temas etmekle çok kolay bulaşan bir hastalık olduğundan belirti göstermeseler bile diğer aile bireylerine de tedavi uygulanır.

    uyuzun bulaşması:

    en kolay dokunmakla bulaşır. hasta kişinin kıyafetinden, oturduğu yerden ve yatağından da bulaşma mümkündür. etken sıçrayamaz, dolayısıyla yakın durmakla bulaşmaz.

    hastaların aileleri, sınıfları, yatakhanede beraber kaldığı kişiler gibi kalabalık ortamlarda beraber bulunduğu kişiler bulaşma riski altındadır.

    özellikle kreş çocukları yüksek risk altındadır. birbirlerine sık sık dokunurlar, birbirlerinin yataklarına yatarlar ve oyuncaklarıyla oynarlar.

    teşhis:

    doktorunuz lezyonları inceleyerek teşhis koyabilir. gerekli görürse deri kazıntısı alınıp laboratuvara gönderilebilir.

    çok sayıda deri hastalığı çok benzer deri lezyonlarına veya kaşıntıya neden olabileceğinden kendinizin teşhis koyması mümkün değil.

    tedavi:

    hastalık kendi kendine düzelmez. ciltteki uyuz böcekleri sıcak su, sabun ve keselenmekle uzaklaşmaz, çünkü deri katmanları içindedir. doktorunuzun reçete ettiği krem veya losyon şeklindeki ilaçları tarifine tam olarak uyarak kullanmalısınız. en yaygın kullanılan etkin madde permetrindir. büyük ihtimalle sadece lezyonlu bölgeler için değil boyundan aşağı tüm vücudunuz için kullanmanızı önerecektir. tedavinin ilk haftasında kaşıntı ve lezyonlar artar, bu durum normaldir. ancak 4 hafta sonra belirtilerin devam etmesi durumunda kontrol muayenesine gidilmelidir.

    tedaviye paralel olarak tüm kıyafetler, yastık, yorgan, çarşaf ve havlular sen az 50 derecelik sıcak su ile yıkanmalı, mümkünse kurutma makinesinde yüksek sıcaklıkta kurutulmalı ve ütülenmelidir. kuru temizleme de yapılabilir. yıkanamayacak veya kuru temizlemeye verilemeyecek eşyalar hava almayacak şekilde poşetlenip bir hafta bekletilirse uyuz etkenleri ölür. ev günlük olarak elektrikli süpürgeyle süpürülmeli ve toz torbası atılmalıdır.

    uyuzdan korunma:

    ortak eşya ve giysi kullanılmamalı. ailenizde, sınıfınızda veya iş yerinizde uyuz belirtileri gösterenler olup olmadığı konusunda dikkatli olmalısınız. hastalıktan şüphelenir şüphelenmez doktora başvurmalısınız. hasta kişi uyuzu hızla temasta olduğu kişilere bulaştırdığından sadece kendinizden değil toplum için de sorumlusunuz.

    hastalığı nasıl tanırım:

    kırmızı kabartılı ve kabarcıklı (veya ilk aşamada gözle görülebilir lezyon olmadan) şiddetli kaşıntı, kaşıntının sıcak duşta veya geceleri artması, aile bireylerinde de benzer belirtilerin bulunması, rahatsızlığın kaşıntı veya alerji için kullanılan ilaçlarla düzelmemesi uyuz hastalığını aklınıza getirmeli ve doktora başvurmalısınız.

    uyarı: burada yazdıklarım veya herhangi bir kaynaktan okuyacağınız bilgiler, doktorunuzdan alacağınız profesyonel tıbbi tavsiyenin yerine geçmez.
  • meslegim geregi surekli dermatologlarla iletisim halindeyim.yaklasik 1 aydir,girip ciktigim her dermatolog bu sıkıntıdan bahsediyordu.fakat bu durumun sosyo-ekonomik durumla hic baglantisi olmaksizin ozel hastalerde de devlet hastanelerinde de cok yaygin olmasi cok korkutucu.hatta cok buyuk bir ozel hastane calisanindan edindigim bilgiye gore yine ıstanbul'daki cok buyuk bir avm nin sahibi ve ailesinin bile yaklasik 2 aydir uyuz tedavisi gordugu yönünde.gorustugum dermatologlar ayrica uyuz vakasini neredeyse 3-4 ayda bir 1 kiside gozlemlerken(genellikle asker yada toplu ortamlarda bulunan kisiler arasinda)şu son 1 ayda neredeyse hergun 5-6 vakayla karsilasiliyormus.işin korkutucu boyutu ise normalde kullanilan ilaclarla 1 gecede bitirilen hastalik direnc kazanmis ve kullanilan ilaclarda kâr etmiyormus.bu durumun en önemli sebepleri tabii ki diger salgin hastaliklarda oldugu gibi mülteciler oldugunu düşünüyorum.umarim yetkililer en yakin zamanda önlemleri alir.
  • 2016'dan beri şiddetle var olan, bir kesimin şimdi uyandığı hastalıktır. tespitler doğrudur mülteci hastalığıdır. 7+milyon göç ile türkiyenin flora ve hastalık haritası değişime uğramıştır.
  • var böyle bir şey. dermatoloji polikliniğine gelen her 3 hastadan birisi uyuz teşhisi ile ayrılıyor.

    suriyelileri alarak doğunun mucizelerinden almadığımız bi uyuz kalmıştı. 2020 ye günler kala uyuz salgını da gördük ya helal olsun.

    21. yy'da olmamasi gereken bir epidemidir. gerekli miktarda utanılarak önlemler alınmalıdır.

    edith piaf: uyuz sadece cinsel yolla bulaşan, ya da en sık cinsel yolla bulaşan bir hastalık değildir. cinsel yolla bulaşma riski en yüksek seviyededir ancak geçmişte epidemiler cinsel yoldan ziyade uzun süre yakın temas halinde bulaşmasıyla ortaya çıkmıştır.

    yakın temastan kastım ise aynı evi paylaşmak kadar yakın. ya da uyuz kapmış bir çocukla her gün aynı sınıfa giden bir çocuk kadar yakın. daha fazla değil.

    gelin görün ki norveç uyuzu olarak isimlendirilen tipinde fiziki temas bile gerekli değildir, aynı odada belirli bir süre geçirmeniz bulaş için yeterlidir.

    demem o ki; suriyelilerle alakalı olmadığını, ya da haberde suriyelilerle alakalı bir şey yazmadığını belirterek bana "ırkçı" diyen arkadaşlar eksik bildikleri için benim de haberden okuduğum veriyle direkt olarak suriyelilere saldirdigimi sanıyor ve "cinsel yolla bulaşan uyuzun salgın yapması için bütün halkın suriyelilerle yatması gerek" savını yutmamı bekliyorlar.

    birincisi; bu suriyelilere saldırı değil. birisi grip bulaştırdığında ona "sen hastasın ve bize hastalık bulaştırıyorsun" demem saldırı mıdır?

    ikincisi; ülkede 2015-2016 bandına kadar neredeyse 20 senedir görmediğimiz hastalıkların 2019 senesinde patlak vermeye başlaması tesadüf olamaz. bu arada ülkemizde halk sağlığını etkileyerek salgın başlatacak ne yaşandi bir düşünelim.

    hmmm... çok fazla seçim yapıldı ama stresten uyuz olmaz kimse. başkaa... bir kaç kez aşırı ilaçlı diye domatesimiz biberimiz ihracattan döndü. bu ilk kez mi oldu? hayır. daha öncekilerde uyuz salgını patlak vermiş miydi? hayır. o zaman bu da değil. allah allah.

    ...

    aah ! şimdi aklıma geldi! ülkeye savaştan kaçan milyonlarca suriyeli girmişti. üstelik ilk bir kaç binlik parti hariç geri kalanına ne düzgün bir aşı yaptık ne de düzgün koşullarda yaşamaları için yer açabildik.

    istatistik bile tutmadık. her gündeme geldiğinde farkli bir rakam söyleniyor. yetmedi bu suriyeliler bizden fazla doğum yaptılar, onların da takibini yapmaya gücümüz yetmedi.

    bakın; politika ya da bu durumun neden böyle olduğu başka entrylerde çok daha ağır cümlelerle tartışılabilir ancak ben olayın sağlık ayağını tartışıyorum.

    bu suriyelilerden uyuz bulaşıyor hepsini tutup kulağından siktir edip atalım ya da keselim demiyorum. sorunun kaynağını belirttiğimde bi' şeyci olmaktan bıktım ben. bari akla yatkın bi sıfat uydurun. nazi ne amk.
  • benim korkum bu ülkedeki çomarların bu illetten dolayı faturayı zavallı sokak hayvanlarına çıkarması. malum, cehalet uyuz dahil her hastalıktan daha tehlikeli.

    zaten sefalet içinde, sürekli kötü muameleye maruz kalarak yaşam mücadelesi veriyorlar. üstüne bir de böyle bir olayın patlak vermesi hayvan düşmanı yaratıkların o masumlara daha fazla zarar vermesi ile sonuçlanabilir.

    edit: bu konuda uzman değilim, tıbbi bilgim de yok. olayın bilimsel yanı bambaşka olabilir tabi. korunmamız gerekiyorsa elbette ne gerekiyorsa yapmalıyız. demek istediğim, her fırsatta hayvanlara sallayanlara fırsat vermemek. rica üzerine düşüncelerini paylaştığım
    yazarların da yazdıklarından kendileri sorumludur.

    moresk nickli yazarın ricası üzerine edit:

    kedi köpekteki uyuza sebep olan mite'lar insanda uyuza sebep olmaz.
    insandaki de kedi köpekte uyuza sebep olmaz.
    (bkz: sarcoptes scabiei hominis) insandaki uyuz
    (bkz: sarcoptes scabiei canis) köpekteki uyuz. benzer ama farklı mite türleri.

    blackmesa nickli yazarın ricası üzerine edit:

    "geleneksel bakış açısına göre akar enfekte köpek veya tilkilerle doğrudan temas
    sonucunda bulaşır ancak dolaylı yolla da bulaşma şekillenebilir (curtis 2004). sarcoptes
    scabiei var. canis evcil ve vahşi karnivorlar dışındaki türlerde de tespit edilmiş, tavşan,
    kobay, koyun, keçi, kedi, insan da da bulunabildiği deneysel olarak kanıtlanmıştır. "

    [http://adudspace.adu.edu.tr:8080/…tez ana metİn.pdf http://adudspace.adu.edu.tr:8080/…tez ana metİn.pdf]
  • yılların hekimiyim , 2000 senesinden sonra hiç uyuz vakasına rastlamamıştım , ta ki 2015 senesine kadar .istanbul'da işyeri hekimliği yaptığım son 3 senede inanılmaz uyuz vakalarına rastladım . bunun sebebinin ne olduğunu sizlere söyleyeyim . suriyeli sığınmacılar ...son dönemde hortlayan, kızamık ,su çiçeği...vs hastalıkların hortlama sebebiyle aynı .
    ülkemizde 3-4 yıldır görülen salgın.
  • allah belanısını versin.

    bende yaklaşık 15 gündür bir kaşıntı vardı hayatımda hiç bu tarz bir sey yasamadığım için de alerji filandır diye düşünüp geçmesini bekledim taa ki pazartesi günü show haber’de “uyuz salgını” haberini görene kadar. hemen baktım internetten belirtilerin hepsi bende var koşa koşa eczaneye gittim kwellad mı ne ondan aldım. tüm eşyalarımı poşete doldurdum kimini makinaya atıp yıkamaya basladım. ertesi gün de doktora gittim benim malzemeye bakıp direkt uyuz dedi. o da aynı ilacı yazdı. hayatım zehir oldu, 4 gündür çocuklar duymasın emine gibi sadece evi temizliyorum, tüm kıyafetlerimi yıkayıp sürekli ütü yapıyorum, her gün çarşaf değiştiriyorum, sabah ayrı duş, aksam ayrı duş yapıp tüm çamaşırlarımı ve kıyafetlerimi değiştiriyorum.

    pazartesi’den önce üstüste 3 gece filan uykudan uyanmıştım ancak tedaviye basladığımdan beri geceleri uyanmıyorum fakat kaşıntım devam ediyor gerçi doktorum da hemen gecmez yavaş yavaş biter dedi ama göreceğiz. allah düşmanıma vermesin. anasını avradını, 7 ceddini, gelmişini geçmişini sikeyim böyle hastalığın, bu hastalığa yakalanıp çevresindekilere söylemeyenlerin hüviyetini sikeyim, amına kodumun puştları.
  • yıl 2015. tıp fakültesinde dermatoloji stajındayım. pratik derslerde hocalarımız genellikle polikliniğe gelen bir hastayı toplantı odasına alır ve bizimle birlikte muayene ederdi.

    hiç unutmam yine bir gün pratikteyiz, hocamız gitmiş bakmış pollere hangi hastalar var diye, "bir tane uyuz vakası var, iyi bakın çok göremezsiniz" diyerek heyecanla geldi. hasta girmeden önce de "uyuz kelimesini kullanmayın, scabies diyin" diye tembihledi. hasta 14-15 yaşlarında bir kız çocuğuydu. el bileğinde gördüğüm tipik tünel lezyonu, inci tanesi şeklinde vezikülü bile hatırlıyorum. yani akılda kalacak kadar ilginç bir hastalıktı o zamanlar. çocuk acilde gördüğüm kızamık vakasını da hatırlıyorum mesela. o da olay olmuştu. asistanlar bilr heyecanlanmıştı. ne yazık ki el ayak ağız, polio, uyuz gibi o da hortladı. (aşı karşıtlarına selamlar aq)

    nerden nereye geldik dedirten salgındır.

    edit: salgınların kaynağı elbette ki mültecilerdir. aşı karşıtlarına kızamık salgınından ötürü salladım. şu ortamda çocuğuna var olan bütün aşıları yaptırmamak beyinsizliktir.
  • acaba medyada, basında yeterince konuşulmaması hatta hiç konuşulmaması göçmenlerle ilgili olmasından olabilir mi? göçmen demişken aklınıza sadece suriyeliler gelmesin zira şu anda yüzbinlerce afgan, pakistanlı, ıraklı falan var bu ülkede. sorgusuz sualsiz alıyorlar içeri ne de olsa kafaları bizimle aynı diye, gerçekten yazıklar olsun.
  • açılın uzmanı geldi..

    hakkaten böyle bir şey var. bulunduğum hastanede günlük 40 civarında poliklinik yapıyorum. günde 1 skabiyez gerlmesini beklerim ancak son 2 aydır günde 5 civarında hasta ve ailesi geliyor.

    gerçekten uyuzun görülme frekansı arttı.

    ama kötü haber bu değil.. bu uyuz arasında ciddi kwelleda/metrin direnci var. bence %20'lerde.

    tedavi olamayan dirençli vakalara majistral kükürtlü/katranlı ilaçlar yazıyoruz neyse ki şimdilik olnlarla ölüyorlar

    ivermektin acilen türkiye'de bulunabilir bir ilaç olmalı.. yoksa her şeyi dirençli uyuzlar karşısında çaresiz kalabilir. ivermektin'in türkiye'ye getirilmesi konusunda bakanlık bir şeyler yapmalı!
hesabın var mı? giriş yap