• --- spoiler ---

    ... demokrasi abraham lincoln'ın, "tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, birtakım insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız," prensibi üzerine kuruludur. bir hükümet yozlaşmış ve insanların hayatını iyileştirmekten acizse eninde sonunda yeterli sayıda vatandaş durumu idrak eder ve bu hükümetin yerine başkasını getirir. ancak hükümetin medya üzerindeki kontrolü lincoln'ın mantığını boşa çıkarır çünkü bu durum vatandaşların hakikatin farkına varmasını engeller. medyayı tekeline alan oligarşi tüm başarısızlıklarını tekrar tekrar başkalarının üzerine atıp hayali ya da gerçekdışı mihraklar üzerine çeker.

    böyle bir oligarşide yaşadığınız öncelik, sağlık hizmetleri ve çevre kirliliği gibi sıkıcı konular değil her daim patlak veren şu veya bu krizdir. millet dış saldırılara ya da şeytani darbelere maruzken, dolup taşan hastaneleri ve kirli dereleri kim kafaya takar ki? yozlaşmış bir oligarşi dur durak bilmeyen kriz selini bahane ederek egemenlik süresini dilediğince uzatabilir.

    sayfa 28,29.

    --- spoiler ---

    edit: otomatik düzeltmeden kaynaklanan sıkıntılar.
  • "gecmisi onceki kitaplarimda anlattim, simdi gelecegi anlatacagim" diye konuya baslayan yuval noah harari'nin butun kursunlarini ilk bir kac bolumde atip sonlara dogru tarihci sapkasini takarak sadece tarihi orneklerden, dinlerden, milliyetcilikten bahsedip gelecege bunlarin nasil yansiyacagina sadece bir kac paragrafta deginerek kitabin basinda vaadettigini yerine tam getiremedigi kitap. ozellikle son bolumler tamamen yazarin kisisel gecmisi, budizm'e olan ilgisi, hayata bakis acisi gibi zorlama tespitlerden gecilmiyor.

    kitap cok net ve basit orneklerle yuruyor. yer yer kahkaha attiran cok gercekci ornekleri var. okumasi zevkli bir kitap ama bu kitap gelecege yonelik acik bir resim cekmekten uzak. yapay zeka ve bio teknoloji'nin gelecegi hakkinda yazdiklari detayli bir arastirmadan ziyade bilim kurgu hikayeleri ve teknoloji haberlerinden derlenmis okuyucu yorumu havasinda. bu bakimdan konuya cok hakim olmayan okuyucularin bu kitabi basucu eseri olarak algilamasi komik olacak.
  • "tanrı var mı? bu sorunun cevabı hangi tanrıdan bahsettiğinize göre değişir. kozmik bir gizemden mi dünyevi bir kanun koyucudan mı bahsediyoruz? kimi zaman tanrı deyince hakkında hiçbir şey bilmediğimiz yüce ve müthiş bir esrardan bahseder insanlar. kainatın en esrarengiz sırlarını açıklamak için bu gizemli tanrıyı anarız. neden hiçlik değil de bir şeyler var? temel fizik yasalarını ne şekillendirdi ? bilinç nedir ve nereden gelir? bu soruların cevabını bilmiyoruz ve cehaletimizi tanrının yüce adıyla kapatıyoruz. bu gizemli tanrının en temel özelliği hakkında somut bir şey söylenememesi. filozofların tanrısı bu; gece yarısı ateşin etrafında oturup hayatı sorguladığımızda bahsettiğimiz tanrı.

    diğer zamanlar tanrıyı katı ve dünyevi bir kanun koyucu şeklinde görüyor insanlar. bu tanrı hakkında gereğinden fazla şey biliyoruz. moda, yemek, cinsellik ve siyaset hakkında ne düşündüğünü harfiyen biliyoruz ve milyonlarca kural, hüküm ve anlaşmazlığı gerekçelendirmek için bu gökyüzündeki öfkeli adama başvuruyoruz. kadınlar kısa kollu tişört giyince kızıyor, iki erkek birbiriyle sevişince kızıyor, ergenler mastürbasyon yapınca kızıyor. kimileri asla alkol almamamızı istediğini söylüyor. kimileri de her cuma akşamı ya da her pazar sabahı şarap içmemizi bilhassa talep ettiğini söylüyor. o ne ister ve o nelerden hoşlanmaz diye en ufak ayrıntısına kadar açıklamak için kütüphaneler dolusu kitap yazılmış. bu dünyevi kanun koyucunun en temel özelliği hakkında somut şeyler söylenebilmesi. haçlıların ve cihatçıların, engizisyon hakimlerinin, kadın ve eşcinsel düşmanlarının tanrısı bu. ateşin etrafında toplanıp cayır cayır yanan kafirlere taş atıp küfrederken bahsettiğimiz tanrı.

    dindarlara tanrı gerçekten var mı diye sorulduğunda genel olarak kainatın anlaşılamayan gizemlerinden ve insan algısının sınırlarından söz açarlar. "bilim big bang'i açıklayamıyor" diye haykırırlar, "o halde bu tanrının kerameti olmalı." fakat dindarlar çaktırmadan bir kartı diğeri ile değiştirerek seyircileri kandıran sihirbazlar gibi kozmik gizemin yerine çarçabuk dünyevi kanun koyucuyu geçirir. kainatın bilinmezlerine "tanrı" adını verdikten sonra bunu bir şekilde bikini giymeyi ve boşanmayı kınamak için kullanırlar. "big bang'i anlamıyoruz bu yüzden insan içine çıkarken başımızı örtmeli ve eşcinsel evliliklere izin vermemeliyiz." iki şey arasında herhangi bir mantıksal bağ olmamasının ötesinde esasen çelişkili bir beyan söz konusu. kainatın gizemleri ne ölçüde anlaşılmazsa bunlardan sorumlu olan şeyin kadınların nasıl giyineceğini ya da insanların cinsel hayatını o kadar umursamaması icap eder."
  • türkiye ve rusya hakkında* "düpedüz diktatörlük" olarak bahsetmiş yuval noah harari kitabıdır. oysaki yazar 2015'te çıkan homo deus a brief history of tomorrow içerisinde erdoğan iktidarının ekonomik olarak etkileyici başarısından bahsediyordu, ilginç tabi.
  • 21. yüzyıl için 21 ders
    13. ders: tanrı

    tanrı var mıdır? bu sorunun cevabı hangi tanrıdan bahsettiğinize göre değişir. kozmik bir gizemden mi yoksa dünyevi bir kanun koyucudan mı bahsediyoruz?

    neden hiçlik değil de bir şeyler var? fizik yasalarını ortaya çıkaran ne? bilinç nedir? bu ve benzeri büyük soruların cevabını bilmiyoruz ve cehaletimizin üstünü tanrı kavramı ile örtüyoruz.

    dindarlar kozmik gizemin yerine dünyevi kanun koyucuyu geçirir. evrenin gizemlerine tanrı adını verdikten sonra, bunu istedikleri gibi kullanırlar. tipik söylemleri şöyledir: "büyük patlamayı anlamıyoruz, o yüzden kadınlar insan içine çıkarken başlarını örtmelidir!"

    kozmik gizem ve dünyevi kanun koyucu arasındaki kayıp halka bir "kutsal" kitap tarafından sağlanır genellikle. bu kitaplar bir sürü ehemmiyetsiz mevzuatla doludur ama yine de kozmik gizeme mal edilir. aslında tüm bu metinler, atalarımızın toplumsal normları gerekçelendirmek için yarattığı anlatılardır.

    bir tanrıya inanmazsak, topluma kaosun hakim olacağı söylenir genellikle. halbuki dünyada "doğal" bir ahlak türü mevcuttur. şempanzelerden farelere, tüm sosyal memelilerin etik kodları vardır. insanlar arasında ahlaki davranış tüm topluluklarda görülür ve bu toplulukların hepsi aynı tanrıya ya da herhangi bir tanrıya inanmaz. ahlaklı davranmak için bir mit ya da anlatıya inanmak gerekmez, başkalarının acısını idrak etmek yeterlidir. ...

    son birkaç yüzyılın kanıtladığı gibi, ahlaklı bir hayat sürmek için tanrı kavramına ihtiyacımız yok. muhtaç olduğumuz tüm değerler laiklikte mevcuttur.

    (yuval noah harari, "21. yüzyıl için 21 ders")
  • yuval noah harari'nin yeni kitabı.
    ilgili haber

    önceki kitapları:
    (bkz: sapiens a brief history of humankind)
    (bkz: homo deus yarının kısa bir tarihi)
  • dindarlar kâinatın bilinmezlerine “tanrı” adını verdikten sonra bunu bir şekilde bikini giymeyi ve boşanmayı kınamak için kullanırlar. “big bang’i anlamıyoruz, o yüzden de insan içine çıkarken başımızı örtmeli ve eşcinsel evliliklere izin vermemeliyiz.” bu iki şey arasında herhangi bir mantıksal bağ olmamasının ötesinde esasen çelişkili bir beyan sözkonusu. kâinatın gizemleri ne ölçüde anlaşılmazsa, bunlardan sorumlu olan şeyin kadınların nasıl giyineceği ya da insanların cinsel hayatını o kadar umursamaması icap eder. - y. n. harari?
  • bilgi, bilginin sınırları ve bilginin doğruluğuna ve bilmek eyleminin kendisine dair çokça fikir barındıran, düşünce patikaları açan kitap. kümülatif biriken bilginin hayatlarımıza etkilerini birçok yönden incelerken, kişinin kendini tanımasını bir o kadar öncelikler arasına koyuyor.
  • hayatımda ilk defa, ön siparişle satın aldığım bir kitaptır.
    sapiens ve homo deus'u ikişer kere okumuş biri olarak bu kitabın çıkmasını aylarca beklemiştim.

    şimdilik başlardayım. konular iyi seçilmiş. çevirmen iyi. bitirince yorumlarımı yazarım buraya.
    merak eden varsa; 21 dersin başlıklarını buraya yazıyorum:

    i. kısım : teknolojik zorluk
    -------------------------------------------
    1. uyanış : tarihin sonu ertelendi
    2. iş: büyüdüğünüzde işsiz kalabilirsiniz
    3. özgürlük : büyük verinin gözü üzerinizde
    4. eşitlik : veriyi elinde tutan geleceği de elinde tutar

    ii. kısım : siyasi zorluk
    -------------------------------------------
    5. topluluk : insanların bedenleri var
    6. medeniyet : dünyada sadece tek bir medeniyet var
    7. milliyetçilik : küresel sorunlara küresel cevaplar gerek
    8. din: tanrı artık milletin hizmetinde
    9. göç : kimi kültürler diğerlerinden daha mı iyi

    iii. kısım : umut ve umutsuzluk
    -------------------------------------------
    10. terörizm : panik yok
    11. savaş : insanların aptallığını küçümsemeyin
    12. alçakkgönüllülük : dünyanın merkezi değilsiniz
    13. tanrı : adını boş yere anmayın
    14. laiklik : gölgenizi tanıyın

    iv. kısım : hakikat
    -------------------------------------------
    15. cehalet : sandığınızdan daha az şey biliyorsunuz
    16. adalet : adalet algımızın tarihi geçmiş olabilir
    17. hakikat sonrası : kimi yalan haberler kalıcıdır
    18. bilimkurgu : gelecek filmlerde gördüğünüz gibi değil

    v. kısım : direnç
    -------------------------------------------
    19. eğitim : değişmeyen tek şey değişimdir
    20. anlam : hayat bir anlatı değil
    21. meditasyon : sadece izle
  • kitabın henüz ikinci sayfasında türkiye'den ve bizim sözde demokrat bir ülke olmamızdan bahsetmiş yazar. kendi kendime bakalım bizim hakkımızda daha neler okuyacağım bu bilgi bombardımanı içinde dedim ve henüz ilk bölümü yeni bitirdim ki, şu kısımlar da ülkemiz için yazılmış gibi geldi bana:

    "demokrasi abraham lincoln'ın "tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, birtakım insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız." prensibi üzerine kuruludur. bir hükümet yozlaşmış ve insanların hayatını iyileştirmekten acizse eninde sonunda yeterli sayıda vatandaş durumu idrak eder ve bu hükümetin yerine başkasını getirir. ancak hükümetin medya üzerindeki kontrolü lincoln'ın mantığını boşa çıkarır, çünkü bu durum vatandaşların hakikatin farkına varmasını engeller. medyayı tekeline alan oligarşi tüm başarısızlıklarını tekrar tekrar başkalarının üzerine atıp hayali ya da gerçekdışı mihraklar üzerine çeker. böyle bir oligarşide yaşadığınız öncelik sağlık hizmetleri ve çevre kirliliği gibi sıkıcı konular değil, her daim patlak veren şu veya bu krizdir. millet dış saldırılara ya da şeytani darbelere maruzken dolup taşan hastaneleri ve kirli dereleri kim kafaya takar ki? yozlaşmış bir oligarşi dur durak bilmeyen kriz selini bahane ederek egemenlik süresini dilediğince uzatabilir."
hesabın var mı? giriş yap