• uçağın adı yavuz mu midilli mi?

    (bkz: goeben) (bkz: breslau)

    son olarak ilave: (bkz: almanlar yenilince biz de yenilmiş sayıldık)
  • hakkında türk halkına ve dünyaya açık açık yalan söylenmiş olduğu kesinleşmek üzere olan olay.

    evet, eğer milliyet'in haberi doğruysa bağıra yakara yapılan konuşma içerisinde üzerinde "kesin olarak" durulan nokta (bkz: bu noktada) yalanmış.

    öncelikle;

    http://siyaset.milliyet.com.tr/…1559016/default.htm

    “suriye’nin 13 deniz mili açığında doğu akdeniz’in uluslararası hava sahasında rf-4 tipi askeri uçağımıza saldırı düzenlendi. uçağımız lazkiye’nin 8 deniz mili açığa suriye karasularına düştü. uçağımız suriye karasularında değil uluslararası sularda vurulmuştur. vurulduktan sonra suriye sularına düşmüştür. bunun bilinmesi lazım. bunu saptırmak isteyen ağırlıklı olarak içeride ve kısmen de dışarıda bazı mahfiller var”

    ve şimdi;

    http://siyaset.milliyet.com.tr/…1565144/default.htm

    yani;

    en başından beri suriye'nin söylediği "uçak bizim karasularımızda, israil'in sürekli kullandığı rotada olduğu ve tanımlanamadığı için uçaksavarla vuruldu" argümanı doğru.

    yani;

    en başından beri bizim söylediğimiz "uçağı durduk yere, uluslararası bölgede füzeyle vurdular ve suriye karasularına düştü" argümanı yalan.

    ben şimdi nasıl güveneyim beni yöneten hükümete? savaş çıkarmak için açık açık yalan söylemek nasıl bir şey?? beni temsil etmiyorsunuz.. barış isteyen bu halkı temsil etmiyorsunuz..

    sizden utanıyorum.
  • uçağın sınırdan bir kilometre girdiği söyleniyor.

    f-4'lerin maksimum hızı 1485mph olarak geçiyor. bu bir saatte 1.609344 kilometre yapar.

    dolayısıyla bir dakikada 39 kilometre, bir saniyede ise 663 metre yol kat edilir.

    şimdi, uçağın maksimum hızla seyir ettiğini var sayarsak, suriye'nin elinde uçağımızı 1.50829 saniyede vuracak bir füze sistemi mevcuttur.

    bu kadar tepkisel bir füze sistemi mevcut mu bilmiyorum, araştırmak lazım. mevcutsa bile, suriye'nin elinde böyle bir sistem var mıdır?

    dünya çapında bir tiyatroya adım adım şahit oluyoruz. gerçekten çok ilginç...

    edit: haberler güncellendikçe bu entry'deki zaman hesaplamalarının da önemi yitiyor. büyük ihtimal f-4 bir kilometreden çok daha içerideydi. ayrıca gelen mesajlarla füze sistemlerinin uçağı vurabilecek kapasitede olduğunu da öğrendim. anlık bir olay olması da çok zor zaten. yukarıdaki basit bilgileri 'uçak sınırdan bir kilometre girdiği için vuruldu' bazındaki açıklamaların absürtlüğü üzerine yazmıştım, ki uçağın telsiz sisteminin de bozuk olduğu söyleniyor (!)
  • türk jetine suriye'nin müdahalesinden önce, o jetin suriye hava sahasında ne aradığını açıklamak gerekecek önce sanırım. sanmıyorum ki adamlar bizim hava sahamızdaki jeti vurma gafletinde bulunmuş olsun. hem adamın hava sahasını ihlal et hem de vay jetimi düşürdün diye celallen, böyle bir şey olacağını sanmıyorum. ama başbakan tayyip erdoğan kesin bir şey de söylemek istemiyorum.
  • nereden bakarsanız bakın muammalarla örülü vahim olay.

    herşeyden, önce pilotların hala yaşadığına inanmak isterim.

    olayın analizini yapmak için dikkate alabileceğimiz resmi açıklamalara göre, olayın -bence- anahatları şu. saat 11:58'de uçağımızla telsiz ve radar bağlantısı kesiliyor. belirli bir süre sonra uçağın düşürüldüğüne dair bir video görüntüsü ortaya çıkıyor. suriye uçağı düşürdüğünü açıklıyor. uçağın suriye hava sahasından 1 km içeride düşürüldüğü belirtiliyor. olay sonrasında, suriye uçağın tanımlanamadığını söylemiş ve hasmane tutum sergilemeyerek türk kuvvetleri ile birlikte arama kurtarma faaliyetlerine katılmıştır.

    şimdi gelelim bunların yorumuna:

    1. her uçakta telsiz ve uçağın kimliğine dair sinyali yayınlayan iff cihazı mevcuttur. sınır ihlali olduğunda, önce telsizle konuşursun, bu arada iff'ten uçağı tanımlamaya çalışırsın.*
    2. uçak tacizkar bir rotada ilerliyor olsa dahi (örneğin, stratejik önemi olan bir hedef değerlendirilmişse) önleme uçaklarını kaldırır, göz ile temas sağlarsın. böylelikle hem uçağı tanımlarsın, hem de uçakla iletişim kurmuş olursun.
    3. uçak tacize devam ediyorsa, önce inişe, olmadı indirmeye* çalışırsın.
    4. tüm bunların yanısıra, her ülkenin sınırlarını ve hatta sınırlarının ötesini izlediği radarları var. hangi uçak nereden kalktı, nereye doğru gitti, nerede seyrediyor bu sürekli gözlem ve kayıt altındadır.
    5. tüm bunlar varken, direk ateş açılması, bu ateşin de, uçak vurulduğu anda çok alçaktan uçmuyor olması şartıyla, kuvvetle muhtemel hava sahası dışında olması manidardır.

    bunlar bize bir takım soruları işaret ediyor:

    1. en önemlisi, suriye uçağımızı telsiz ve radar irtibatının kesildiği anda mı vurmuştur? aksi halde, irtibatın kesilmesi ile uçağın vurulması arasında ne kadar zaman vardır?
    2. türk ve suriye radar kayıtlarında uçağın hareketleri ve rotası aynı mıdır?
    3. uçağımızın son bakımına dair kayıtlar nedir? bakımı yapanlar kimlerdir, bakım esnasında yapılanlar ve gözlenenler nelerdir?
    4. o bölgede uçağın vurulmasından önce ve sonrasında herhangi farklı bir elektronik faaliyet gözlenmiş midir?
    5. uçağı vuran güdümlü mermi nereden, hangi saatte ateşlenmiştir?

    bu soruların öncülleri şunlardır:

    1. suriye uçakla telsiz irtibatı kurmuş mudur?
    2. iff sinyalini görmüş müdür?
    3. bunları yapsın ya da yapmasın, suriye önleme uçağı kaldırmış mıdır? kaldırmadığı söylenmekle birlikte, neden kaldırmamıştır?
    4. en ufak bir şüphe olsa dahi, ortamda olayın öncesinde ya da sonrasında her hangi bir kaynaktan her hangi bir elektronik müdahale (gürültü, karartma, yanıltma) var mıdır?
    5. türkiye ve suriye radar kayıtlarını ve varsa skop görüntü kayıtlarını karşılaştırmışlar mıdır? karşılaştıracaklar mıdır?
    6. suriye böylesi tacizkar bir hareketi önceden gelen bir istihbarata bağlamış ve bu istihbarat nedeni ile mi sert ve uygunsuz müdahalede bulunmuştur? (uludere olayını hatırlayınız)

    ...

    daha bir çok ayrıntı ve soru var. ama en azından bildiğim şu iki gerçek var. birincisi, suriye kasıtla yapıyorsa, intihar ediyor anlamına gelir ki, zaten iç savaş tehdidiyle uğraşan bir ülkenin bunu yapması düşünülemez. aksini iddia edecekler, yani zaten böyle düşünüldüğü için suriye uçağı vurma cesareti gösterir diyenler, cahillik, fitne ve hainlikten öteye gidemezler. zira, cnn ve el cezire kanallarının dezenformasyonu ile dahi ülkesinin dış güçler tarafından işgali için neden yaratılmaya çalışıldığının farkında olan ve bundan da kaçınmaya çalışan suriye'nin nato üyesi ülkenin uçağını düşürmesi imkansıza yakındır. ancak ve sadece bu savaşı isteyenler bu uçağı düşürmüştür denilebilir.

    diğer yandan, o pilotlarla aynı kutsal ocakta nefes almış biri olarak, gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, pilotlar şehit olmuş olsa dahi, kendileri de aileleri de, böylesi bir üzücü ve tacizkar olay yüzünden yüzbinlerin hayatına malolacak suriye-türkiye savaşının çıkmasını kesinlikle istemezler. kendileri, devre arkadaşları, astları, üstleri, ve dahi tüm türk silahlı kuvvetleri, içeride ve dışarıda, alabildiğine haksız, zaman zaman şerefsizlik ve dahi hainlik mertebesine ulaşan seviyede alabildiğine zalimane tavır ve tasarruflarla karşılaşsalar da diyecekleri tek bir şey vardır:

    vatan sağolsun!
  • eğer doğru ise, uluslararası hukuk gereği suriye'nin müdahalesinin meşru müdaafa sayılacağı ve türkiye'ye tazminat ödemek zorunda kalmayacağı olaydır.
    türkiye hızla emperyalist ve sömürücü ülke olma yolunda ilerlemektedir.
    tarihiyle gurur duyan bir milletin bir süre sonra tarihinden utanmasına yol açacak bir yolun ilk adımlarıdır.
  • "1 mart tezkeresini geçiremediniz bari suriye'ye dalın"

    bir dost.
  • eğer suriye havasahasında düşürülmüşse helali hoş olsun. zerre içim sızlamadı. başbakan, o uçağın neden, hangi gerekçeyle orada olduğunun hesabını bu millete vermelidir. bu savaş sebebidir diyenler de siktirip gitsinler orduya yazılsınlar, ha aslanlarım benim; tüm ihaleciler, akp müdürleri, gençlik teşkilatlarında tayyip efendi'den ikbalü izzet bekleyen takım elbiseli, güneş gözlüklü yiğitler... buyrun meydan sizindir. benim değildir bu meydan. umurumda da değildir.

    türkiye o kadar yiğitse mavi marmara'da israil komandoları tarafından öldürülen 9 türk'ün kanının hesabını soraydı, israil vurunca kedi gibi pus, suriye vurdu mu aslan gibi kükre, tabii sırtını abd tıpışlıyor değil mi? havanı amerika basıyor. naylon aslan seni!
  • başbakan tayyip erdoğan'ın brezilya dönüşü, ayaküstü ankara'da yorumladığı ve fakat hiçbir kesin bilgi vermediği hadise. lübnan kaynaklarına göre, suriye uçağı düşürdü, türkiye uçak düştü diyor. erdoğan ise uçağın pilotlarını suriyeliler ile birlikte aradığımızı söyledi.

    hiçbir kesin bilgi yok ve gizli kapaklı görüşmelerden pis kokular geliyor.

    eğer uçak suriye hava sahasını ihlal ettiyse ve suriye de düşürdüyse kimsenin hiçbir şey demeye hakkı olacağını sanmıyorum. suriyeyi buna mecbur eden taraf türkiye. cia ajanlarının, türkiye'nin güneyinde müslüman kardeşleri silahlandırdığını, özgür suriye ordusu'nun burada eğitim gördüğünü bilmeyen yok. bütün bu haltları yememiş gibi, kalkıp bir de komşu ülkenin hava sahasını saldırgan bir biçimde taciz edersen, uçağının düşmesini istiyorsun demektir. (cia hikayesini new york times yazdı: http://www.hurriyet.com.tr/planet/20809050.asp)

    hesaplanan nato'nun 4. maddeyi yürürlüğe koyması ve bm'yi devre dışı bırakıp suriye'ye saldırmak da olabilir. rusya'nın her türlü yaptırım ve müdahale kararını veto edeceğini açıklamasından bu yana, bm güvenlik konseyi by-pass edilmeye çalışılıyor.
  • sırlarla dolu müdaheledir. füze izi yoktur, roket izi yoktur, raket izi yoktur, sapan izi yoktur, dudak izi yoktur.

    uçağın kendisinin de izi yoktu da, bizimkilerin 10 günlük gezinmesinin ardından, amerika'lı bir gemi gelip çıkardı denizin altından bu izleri.
hesabın var mı? giriş yap