galatasaray'ın kendi evinde olmasına karşın luyindama ve andone'yi çok arayacağı, tamamen başakşehir'in ne yapmak isteyeceğine bağlı maç.
galatasaray'ın, hele ki başakşehir dikine hızlı oynadığı için, son zamanlardaki
3-5-2'yi bozmayacağını düşünüyorum. bu düzen aynı zamanda 4-3-3'e dönüşme fırsatı veriyor (donk önliberoya, babel sola, feghouli sağa kaydığı zaman), özellikle
ömer bayram'ın sol iç bindirmeleri takıma dinamizm katsa da başakşehir gibi iki ağır stoperi olan takım karşısında (skrtel - epureanu) esas eksiklik andone gibi hareketli bir forvetin olmaması.
adem büyük de benzer şekilde hareketli bir forvet ancak andone gibi tempo + teknik beraber götüremiyor, o yüzden adem bu dinamizmini daha çok topsuz oyunda gösterip, kritik pozisyon kovalama üzerine oynayacaktır. o yüzden adem'in göbekten dikine beslenmesi (ömer'den başka ceza sahası kenarlarına deplase olacak biri olmadığı için bu şart), uzak kenarlardan açılacak derin ortalara göre daha uygun gözüküyor. açılacak ortaları skrtel - epureanu armut gibi toplar çünkü.
fatih terim'in beklerde daha tempolu oynayan emre-şener'in yerine teorik bir riske girmeyerek
nagatomo -
mariano ile başlayacağını düşünüyorum, bu iki tecrübeli isim delici olmasa da, başakşehir'in hızlı kanatları karşısında (özellikle luyindama'nın da yokluğunda bire bir mücadele gücü düşeceği için) en azından pozisyon hakimiyeti sağlanabilir. gulbrandsen de, visca da çok süratli, ek olarak arkadan ciddi destek veren clichy - caiçara ikilisi de varken emre ve şener gibi savunma aklı düşük oyuncular büyük zaafiyet yaratabilir. ikisinden birini dinlendireyim birini oynatayım diyorsa da bu kişi
yuto nagatomo olmalı bence; nitekim 2 senedir visca ile tüm eşleşmelerden galip çıkan nagatomo'nun bu maç da oynayıp aynı konsantrasyonu koruması gerek (brugge maçını düşünerek bu akşam
emre taşdemir'le başlanırsa durum aleyhe değişir tabii).
bence en önemli soru işareti orta sahadaki üçüncü kişi:
1)
steven n'zonzi - pozisyon koruma üzerine oynayacağı için başakşehir karşısında ikinci bölgede topa hakim olma konusunda katkı verecektir, ancak delici özelliği olmadığı için tüm yük öndeki dörtlüye (ömer - feghouli - babel - adem) binecektir. n'zonzi 3 stoperin önünde, hele ki kendi evinizde oynadığınız zaman biraz lüks kaçabilir.
2)
mario lemina - delici ve dinamik oyununu göz önüne alırsak, 3 stoperin önünde oynaması daha mantıklı ancak sakatlık durumunu bilemiyorum.
3)
jean michael seri - pas oyununa yatkın ancak önünde zaten feghouli gibi benzer şekilde topla birlikte hareketsiz bir partnerle birlikte, takımı yine durağan hale getirebilecek bir seçenek, savunmada ise n'zonzi gibi direnç katmıyor. kısacası savunmayı da, hücumu da, eldeki diğer iki seçenekten fazla yapamaz, bana göre en son seçenek olmalı. aynı şeyler
belhanda için de geçerli.
yani galatasaray bu üç seçenekten biriyle kaderini belirleyecek. her ihtimalde de rakibi karşılamak üzerine savunma yapacakları için en azından hücumda dinamik bir kurguya ihtiyaçları var, özellikle beklerde pozisyon hakimiyetine önem verileceğini varsayarsak tüm hücum dinamizmi merkez oyuncuların üstüne biniyor,
lemina'nın durumu bu yüzden çok kritik.
tabii tüm bu tercihler birkaç gün sonraki club brugge maçına verilen öneme göre değişebilir, lig mi ağır basacak yoksa avrupaya devam etme isteği mi? esas soru bu aslında. sonuçta istanbul'da brugge'ü yenmek psg'yi deplasmanda yenmekten çok daha gerçekçi bir plan olduğu için, avrupaya ağırlık verme ihtimali hiç de az değil.
başakşehir'de oturmuş bir düzen var; visca'nın sağda serbest/üretken, gulbrandsen'in solda serbest/bitirici oynadığı, crivelli'nin neredeyse orta saha gibi sürekli gezerek-mücadele ederek oynadığı, yani kanatlardan içeriye yoğunlaşıp dikine şekilde girebildikleri
4-3-3. clichy'nin oyun kurulumuna yardım ettiği, caiçara'nın daha ofansif oynadığı, azubuike'nin ise merkezde istasyon görevi gördüğü bu sistemi işleten en önemli bölge azubuike'nin yanında oynayan isim. bu kişi ya
irfan can kahveci ya da
danijel aleksic oluyor; irfan can oynadığında daha çok pas akışına katkı vererek, aleksic oynadığında ise hızlı ceza sahası girişleriyle daha bitirici/asistçi işler yaparak bu sistemi işletiyor. kısacası bu düzen irfan can oynarsa 4-2-3-1'e, aleksic oynarsa 4-2-4'e kayıyor.
bu da
okan buruk'un önlibero tercihini şöyle etkileyebilir:
1) irfan can'la başlarsa: rakip sahada top çevirip baskı kurmak adına, önliberoda daha enerjik olup gerektiğinde bindirme yapan
mahmut tekdemir'le başlamalı.
2) aleksic'le başlarsa: kontratak yakalamak adına, önliberoda savunma emniyetine daha çok önem vererek
mehmet topal'la başlamalı.
tabii bunlar solda
gulbrandsen'in başlayacağını varsayınca geçerli. onun gibi sprinter biri yerine robinho/elia/arda gibi topu ayağına isteyen oyuncular oynarsa başakşehir'in hücum temposu düşeceği için, okan buruk bence her türlü gulbrandsen'le başlayıp rakip defansı yormaya çalışacaktır, çünkü (mahmut ve aleksic'in sakat olduğu) alanya deplasmanında sol kanatta
elia ile başlamış, irfan can da erkenden sakatlanıp
robinho oyuna girince solda sürekli topa hükmetmek isteyen bir akış oldu ve hücum temposu sağ kanada bindi, alanya da geniş alan bulmadıkça fazla üretken olmayan visca - caiçara ikilisine boşluk vermeyince, üstüne bir de başakşehir'in bu yarı-temposuzluğundan faydalanıp hızlı hücumlar bulunca maçı domine etti.
galatasaray da benzer şekilde takım halinde savunma yapıp, 3'lü savunma + 2 bek'le tüm pas yollarını kapatıp başakşehir'in kanatlardan hızlıca içeri girdiği oyuna teoride ket vurabilir, ama bire bir mücadelelerde üstünlük kuracak bir katı savunma yapabilirler mi (hele ki luyindama yokken) orası meçhul. özellikle rakip savunmaların dengesini bozan savaşçı bir
crivelli varken luyindama'nın yokluğu çok hissedilecek, eğer oynarsa bu konuda
ryan donk'a çok iş düşüyor. eğer savunma kısmı başarılı olursa, işin hücum kısmı tamamen tempoya bağlı kalacak çünkü epureanu - skrtel ikilisini geride tek başlarına yakalayabilirseniz tehlikeli olursunuz. ama galatasaray'ın bu cezaları kesecek temposu pek yok.
başakşehir skrtel - epureanu gibi iki ağır stoperin önünde bir de
mehmet topal'la başlarsa demek ki geride durup kontratak arayacak. ama yok, pozisyon korumaktan ziyade mücadele ederek oynayacak bir
mahmut tekdemir'le başlarsa o zaman orta sahada daha kora kor - cesur bir takım izleriz. zira galatasaray'ın mahmut'un öne çıkışlarını cezalandıracak bir kontratak gücü olmayacak (beklerde nagatomo-mariano'nun oynayacağını varsayarsak), bu da başakşehir'in cesur oynaması için iyi bir sebep. ama olur da topal'la başlanırsa bu sefer iki takımın da birbirini tarttığı, galatasaray'ın sonuçsuz top çevirişleri, başakşehir'in ise sınırlı kontrataklarıyla geçen bir maç olma ihtimali artar. başakşehir'in cesur oynama durumu, tıpkı gs'nin brugge maçına vereceği önem gibi, roma maçına addedilen öneme bağlı. roma maçı kritik olsa da, başakşehir'in avrupa ligi grubundaki durumu sebebiyle hayati önem taşımıyor (son maçta mönchengladbach'ı yenmek daha gerçekçi bir hedef). o yüzden bu akşamki maça bir nebze daha cesur başlayabileceğini düşünüyorum.
---
özetleyecek olursak:
galatasaray'ın artıları:
+ rotasyonlu kadroyla alınmış antep galibiyeti
+ tt arena
eksileri:
- andone ve luyindama'nın olmayışı
- kritik brugge maçı öncesi temkinli oynama ihtimali
başakşehir'in artıları:
+ oturmuş düzen
+ sakatların iyileşmesiyle ful kadro olmaları
+ dikine tempo
eksileri:
- derbi deplasmanlarına hala alışamamış bir camia olmaları
- ağır stoperler
- kritik roma maçı öncesi temkinli oynama ihtimali
galatasaray'ın oyun ihtimalleri:
1a) önliberoda
n'zonzi'li 3-5-2
1b) veya
lemina2) önliberoda
donk'lu 4-3-3
başakşehir'in oyun ihtimalleri:
1)
irfan can -
mahmut'lu 4-2-3-1
2)
aleksic -
topal'lı 4-2-4
3a) irfan can - topal'lı 4-3-3
3b) aleksic - mahmut'lu 4-3-3
---
uzun lafın kısası, galatasaray'ın eksiklerine rağmen evinde oynamasının avantajını illa ki kullanacağı anların yaşanacağı, ancak işin renginin tamamen başakşehir'in niyetine bağlı olacağı bir maç bekliyorum. inşallah hakem/sakatlıklar öne geçmez.
edit : doctor ross geller ve rabadoo uyardı; şener de sakat, mecbur mariano oynayacak.