• tabi ki aslı yoktur.

    ama şurda hint bilim adamı şakası diye espri kasıp kendi cehaletinizi sergilemenin de bir anlamı yok.

    (bkz: subrahmanyan chandrasekhar)
  • nasıl uykum geldiyse artık, tarihe baktım "iyi ya, daha 11 gün varmış" dedim.

    güzel bir hadise, destekliyorum.
  • ölüsünü, bebeğini, yemeğini, götünü aynı nehirde yıkayan adamın da mikroptan öleceğine inanması apayrı bir ironi olmuş.
  • hindistan'da bulunan varanasi gibi bir pislik ve mikrop kralligi dunya'nin sonunu getiremediyse, uzaydan gelen sevimli mikroptan hic birsey olmaz, rahat olun.
  • hint astronomlara göre dünya dışı bir virüs yüzünden olacakmış. bir cacık olmaz ama insan gene de umutlanıyor işte.

    kaynak: https://tr.sputniknews.com/…rus-dunyayi-yok-edecek/
  • hindistanlı bilim adamları tarafından, 23 aralık 2017'de gerçekleşeceği iddia edilen hadise. hakkında fazla ayrıntılı bir bilgi edinemedim. virüs nasıl dünyaya inecek, ne kadar süreyle hangi yollarla yayılacak, etkisi ne olacak pek bilgi verilmemiş.
    "mikroplu pis bir uzay cismi tespit ettik, nasanın veri tabanında bile yok." demekle yetinmişler.
    çamaşır sulu nükleer bombayla atlatabileceğimizi düşündüğüm felaket.

    buyrun haber linki; https://tr.sputniknews.com/…rus-dunyayi-yok-edecek/

    not: 2012 kehaneti 5 sene rötarla şimdi mi gerçekleşiyor lan yoksa

    edit: rejiden arkadaşlar uyardı nato değil elbette nasa olacak.
  • ben yatıyorum, rick'e haber verin
  • haber fasa fiso ona bir diyeceğim yok lakin hintli bilim insanlarıyla ilgili entry rezalet. inceden bir ironi var da ben mi anlamadım acaba diye düşündüm çünkü bilim tarihinin önemli bir kısmını hintlilerin oluşturduğunu bilmemek için salak olmak lazım.

    hayır, çok saçma değil mi lan? bugün kullandığı türlü teknolojiden tut giydiği pamuklu kıyafetlere, evinde kullandığı şampuan gibi bin türlü icadın sahibi hintliler ve bu öküzün haberi yok. entry girdiğin aletin temeli olan ikili (binary) sayı sistemi bile hindistan menşeli amk. eğlenmek için oynadığın satranç, okulda kullandığın cetvel ve mürekkep, zahmetsizce sıçmana olanak veren klozet, gece yatarken giydiğin pijamaya kadar hepsi hintli icadı. dünya tarihinin ilk üniversitesi hindistan'da kuruldu. matematik ve astronomiye olan katkılarından bahsetmiyorum bile.

    hadi genel kültürün yok ama az buçuk gündem takip etsen ay'da su bulanın hindistan uzay ajansı olduğunu veya adamların bir kaç sene önce mars'a insansız uzay aracı gönderdiğini bilirdin. bugün sikini kaşıyarak ışık hızında entry girmene olanak sağlayan fiber optik teknolojisi de hintli icadı. tabi şimdi bu öküzlük ile veri iletiminin ne kadar önemli olduğunu internet örneği üzerinden algılayamayacağın için gel sana sağlık üzerinden anlatayım. bu teknoloji sayesinde tarama yapan bilumum tıbbi cihaz en az üç kat hızlandı. atıyorum öncesinde bir klinik günde on tomografi çekebiliyorsa bugün fazladan otuz hasta alabiliyorlar. yani anan baban önemli bir mr için iki yıl sonrasına randevu beklerken ölmüyorsa yatıp kalkıp dua etmen gereken insanlar hintliler.

    sözlük boka sardı derken şaka yapmıyormuş insanlar. kamilin teki kendi götüne bakmadan hintli aşağılıyor ve bunu komik bulan sürüyle am biti fav atıyor. düşündükçe gülüyorum. lan sadece matematiğe katkı yapmış hintlileri saymaya kalksak burdan delhi'ye yol olur. hindistan'ı bülent ersoy'un çıktığı program sayesinde mi tanıdınız anlamıyorum ki.
  • periyodik olarak böyle haberlerle karşılaştığımda, dikkatimi en çok çeken şey habere yapılan yorumlarda "bari bu sefer gerçekten dünyanın sonu gelsin, oh ne güzel haber, o kadar bekleyecek miyiz, daha çok varmış..." gibi cümleler kurulmuş olmasıdır. hiç şaşmaz. sonra düşünüyorum da, hayatımın en mutsuz olduğum dönemlerinde bazen denize karşı oturur ve denizi izlerken ne olduğunu bile anlayamayacağım kadar büyük bir hızla denizin kabarmasını, bir tsunami dalgasının beni alıp sürükleyerek yok etmesini hayal ettiğim çok oldu. yine yüksek bir balkonda oturup yıldızları seyrederken "ben kendimi nasıl olsa buradan atamam, bari tam şu anda şuracıktan büyükçe bir meteor düşüverse de yok olsam," dedim, başka bir sefer, 2012'deki büyük felaket kargaşasında "yani hakikaten yok olsam, üstelik herkesle birlikte ölsem, geride benim için üzülecek birilerini de bırakmasam işime gelirdi doğrusu," dedim. insanoğlu kendi var oluşundan sıkıldığında yalnızca kendisi yok olmayı kendine yediremiyor ya da kendi tercihiyle yok olmayı bile göze alamıyor, ne kadar zavallı bireyleriz. illa kozmik bir yıkım gerçekleşsin de birey olarak yok olmaktansa topluca yıkıma gidelim, böylece anlamsız varlığımız silinirken zavallı konumuna düşmeyelim istiyor, ya da kendi kendimizi yok edecek cesarette olmadığımızdan bunu bile evren bizim yerimize hallediversin diyoruz.

    hayatımın bunalımlı evrelerini geride bırakırken geçen yıl izmir'deki altı küsur büyüklüğündeki depremde ev sağa sola yaylanır da evdeki kedinin gözünde "aha ölüyoruz lan, ev yıkılacak, nereye kaçalım?" paniğini izlerken "ulan ya," dedim, "tam da yeni mutlu olmaya başladık iyi mi?" çünkü eğer ben azıcık mutluysam yok olmayalım, ama yok benim dertlerim birikiyorsa gelsin tsunami alsın beni de benimle birlikte bir kitle daha ölsün.

    ne zaman böyle bir haber çıksa en dikkatimi çeken şey, bu bencilliğin yalnızca bende bulunmadığı. minik hayatlarımızın yok oluşu en özel yok oluş olsun istiyoruz çünkü, daha önce hiç görülmemiş bir yok oluşla gidelim, mümkünse kendi hayatımızla baş edemiyorsak gidelim, her şey yolundaysa da aman değmesin yağlı boya.
hesabın var mı? giriş yap