aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • bir cenk erdoğan şahaseri. bilen bilmez bilen vurulur.
  • (bkz: bpg) albümünün kasvetli parçalarından birisi

    --- spoiler ---

    acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklar oldu
    --- spoiler ---
  • yunus özyavuz'un bir pesimistin gözyaşları' albümüne altın harflerle kazınmış parçası.

    30 yıllık yaşamımda dinlediğim en karanlık eserlerden biri. her dinlediğimde çocukluğumun pek hatırlayamadığım en dip noktalarını hayal meyal gözümün önüne getirir, bana bi sigara yaktırır. öyle karanlık bi şarkıdır ki dinledikçe boğulursun, boğuldukça açar dinlersin.

    tabi yunus özyavuz'un sago olduğu dönemlerde bunun gibi çok parçası var. hayat arabamla 2005 mil olsun, kopya kalpler olsun, terapi olsun, drama yolları olsun, kötü insanları tanıma senesi olsun; o yıllar yaptığı birçok şarkısı, her biri bugüne kadar eşi benzeri yapılamamış şekilde vurucu. her biri suratının ortasına yumruğu gömüp insanı olduğu yere oturtacak kadar güçlü..
  • sonbaharda katil oldu rüzgarlar,
    öldü tüm yapraklar,
    yağmur aldı gözyaşı ve rüzgar oldu ruhlar,
    estiler yavaşça..
    sen misali ağlamıştı her dünüm,
    usulca..
  • gerçekten bu türü sevenler için inanılmaz sürükleyici bir diziydi bir dönem günde 7 8 aralıksız izlediğim olmuştur sürükleyicilik ve sonraki bölümü merak ettirme konusunda böylesi gelmedi bir daha, hele o bölüm sonu tik tok sesi yok mu...
  • chopin'in eseriyle beati yapılmış harikulade bir parça... kaybedişin ve yalnızlığın, yaşamak zorunda oluşun sözlerle daha güzel betimlemesi olamazdı.

    yine sago yapmış dedik.
  • 24 sene öncesi. "hoşgeldin bebek". hoşgeldin bitişik. konuşamadığım için annemle babamın benim için süslediği evdeki yazıya itiraz edemiyorum. annemle babam siyah saçlı. sobalı bir evde 3 kişiyiz. hep kucaktayım, sevilmemenin ne demek olduğunu bilmiyorum. annemin yürümem için beni sokağa bıraktığı bir gün, kucaktan inmeye alışkın olmayan ayaklarımla yürümekte zorlanıyor, diğer çocuklara doğru koşarken defalarca düşüyorum. dizlerimde senelerce hayal meyal duracak izler, düşüşlerden kalacak birtakım yara izlerinin başlangıçları.

    sonradan felç olan, bazen kim olduğumuzu unutan anneannem sapasağlam; bir de köpeğimiz var, çocukluk arkadaşım. seneler geçiyor. anneannem ölü. köpeğim ölü. kimsenin o zamanlar sandığım kadar masum olmadığını, dünyanın pek de güzel bir yer olmadığını defalarca tecrübe ediyorum. dünyanın büyüleyici güzelliğini de... günaha bulanıyorum. herkes kadar, sen kadar. bazı ölümlere üzülemiyorum. darbeler yiyor, kendimi korumaya alıyorum, emniyet kemerim sıkıca bağlı. darbeler vuruyorum en sevdiklerime, pişmanlıkla tanışıyorum. zaman, biraz daha yavaş lütfen, başa alamaz mıyız oyunu? sonsuz bir enerjyle dolu düşüncelerim ve kalemim yerini bomboş bir zihne bırakıyor, unutarak kendimi koruyorum, şimdilerde hiçbir şeyi yazmaya değer bulmuyorum. midem bulanıyor, nefes alamıyorum. her şeyle karnımda hissederek mücadele ediyorum.

    çukurlarla dolu dümdüz bir yol, kime kızayım? bunca çelişkinin arasında şehirler gezdim, saçlarım belime kadar uzadı, yapayalnız kaldım bazen kendi sesimi unuttum. öğrendiğim onca hüznün arasında küçücük bir çocuktum. sessiz kaldım, omzuma çarparak yanımdan geçip gittiler. çığlık atmaya başladım, durdular, döndüler. kirlendim. oyuna girdim ve insan oldum. oysa sadece 24 yıl önce annemin kucağında olduğum gibi huzurlu olayım isterdim dünyada.

    hiçbir zaman hiçbir şeye ait olamadım, özenle hazırlanıp misafirliklere gittiğim oldu ama. yolunu kaybetmiş bir gezgin gibi, navigasyonların devrinde hep mi yol sormak ister insan? 24! hüzünler sana emanet.

    tanım: geçip giden zamanımı somutlaştıran sayı.
  • 24 yaşına girer girmez dinlediğim şarkı.

    hep aklımdaydı bunu yapmak ve başardım. bunun buruk sevinci var nedense. 10 ya da 11 yıl önce oyun oynarken dinlediğim anı hatırlıyorum da. zaman çok çabuk geçiyor. o zaman çocuk aklımla üzüldüğüm şeyler bile yok artık.
  • (bkz: 24 (film))

    2016 yapımı, ımdb puanı 7.8 olan, bilim kurgu / aksiyon türünde kollywood filmi.

    bakın bu filmi amerikalılar çekse imdb ilk 250’ye girerdi, öyle güzel bir film. çok heyecanlı, başından beri aksiyon dolu, bayıldım. yaklaşık 3 saat olmasına rağmen heyecanla, merakla, sıkılmadan durdurmadan izledim. ince düşünülmüş birçok şey, hep bi sürprizli, hiç mantık hatası yok. bazı mümkün olmayan şeyler var tabi ki ama tamillerin tarzı bu, türünden alışkınız. suriya zaten nasıl mükemmel bir oyuncudur aklım almıyor. saniyede kimlik değiştirip başka biri olabiliyor. tabi bu filmde hepsi ayrı kişiler ayrı çekimler ama izlediğim diğer bir çok filminde bunu gözlemledim. bir de maattrraan (2012) isimli filmi var, aynı bu filmde olduğu gibi ikizleri canlandırıyor, orada da çok iyiydi. o filmi çıktığı sene izledim ama oyunculuğu hala aklımdadır. daha böyle çok filmi var aynı filmde farklı karakterleri canlandırdığı, bu konuda uzmanlaştı artık.

    filmin özeti olarak; 24 isimli zamana hükmeden bir saat keşfetmiş olan bilimadamı ve onu kıskanan kötü kalpli ikiz kardeşinin bu saate ve zamana sahip olma çabası diyebiliriz. çok çekişmeli, mutlaka izleyin. bu filmin prodüksiyonunu da surya üstlenmiş bu arada. ben bu filme 10 puan veririm, hatta verdim gitti.
  • şarkı olan 24'teki 24, 24 saattir.
hesabın var mı? giriş yap