• derin bir hassiktir çekilen yaş. 'hassiktir be'. '19'un üzerinden 5 yıl geçti mi gerçekten ya' diyorsan. yaşın sorulunca 21 diyorsan hala. ya da en kötü 23.

    klube hoşgeldin.

    herkesin birbirinden kopmaya başladığı. duygunun ve şehvetin, mantığın arkasında ezildiği. erkeklerin 'helal süt emmiş' bir kız, kadınların 'kariyerli, iyi kazanan, düzgün bir tip' aradığı, bulduğu anda vakit geçirmeden evlendiği. herkesin deli gibi geçim derdine düştüğü. metalci arkadaşınızın kpss'ye hazırlandığı, partilerden ayrılmayan sarışın afetin sıradan bir tiple nişanlandığı, hoşlandığınız kızın 'yalnız ben artık ciddi bir şeyler arıyorum' dediği, birayı azalttığın, artık hamburger yemediğin, hatta belki spora başladığın, hatta yer yer viski tattığın, stresten dişlerini sıkarak uyandığın, insanlara sarılmak yerine tokalaştığın, tatsız ve ruhsuz sevişmeler yaşadığın, öpüşürken gözlerini açtığın, görevini yapıp kenara çekildiğin bir yaş 24.

    şimdi otur düşün, tasarla bakalım. yapacağın her hareket önümüzdeki 50 yıla damgasını vuracak. iş mi değiştirdin, o kariyerde kaldın, tek kurşunun var. gittin birinden mi hoşlandın, evliliğe gidebilir, gitti mi? sıçtın. değiştirme imkanın yok, ya da zor. götün yiyorsa tasarla, uygula. yiyorsa hareket et bakalım.

    yahu insan 3-4 sene öncesini bu kadar özler mi? ne saçma amk.
  • mart ayında * başıma gelecek olan hadise.
    (bkz: korkuyorum)
    aylar sonra gelen edit: cidden korkulacak kadar varmış.
    25 yaş editi: gençlik güzel şeymiş.
    26 yaş editi: aslında en asil duyguların yaşıymış 24. okulun bitmesine daha çok vardır yada bitmek üzeredir. gelecek kaygısı-iş bulma telaşı zaten önündeki yaşlarda yaşanacak. ozaman bırak, bu yaşın kıymetini bil.
    27 yaş editi: hani benim gençliğim anne?
    28 yaş editi: 24 yaşında olmak 30'a yaklaştıkça hayal gibi gelmektedir. sanki hiç yaşanmamış gibi.
    29 yaş editi: insan 29 olunca çevredeki 24lükler peki bir küçük gelmekte. oysa 24 yaşındayken insan fazlasıyla büyük hissetmekte kendini...bilemedim...
    30 yaş editi: 24 yaşında olmak demek, 30 olduğunda artık gençliğinin bittiğini varsaymak demek. oysa 30 olunca insan hala genç hissedebiliyormuş.
    31 yaş editi: şimdi mazi gibi gelmekte 24 yaşında olmak. sanki bambaşka bir ömürdü o yıllar. değerini bilmek lazım. bu düşünce bile yaşlanma belirtisi tabi.
    32 yaş editi: çocukken 20 yaşındakiler de genç sayılır mı diye düşünmüştüm nedense. sonra yaş ilerledikçe gençlik hiç bitmedi tabi. şuan sorsanız orta yaş kavramı bana çok uzak geliyor. ama işte yavaştan yaşlanıyoruz bu da bir gerçek.
    33 yaş editi: her sene bu entryi gördükçe bir tuhaf oluyorum. neredeyse 10 yıldır güncelliyorum. bir nevi günlük gibi olmuş durumda benim için. o yıllarda üniversitedeydim. askerlik, iş vs derken zaman geçmiş. neyse, 9 yıl önce bu entryi okuyan varsa onlara da selam olsun.
    34 yaş 10. yılediti: tam 10 yılı devirdim bu entryde... sanırım artık 24 yaşı yorumlayabilecek kadar uzaktan bakabiliyorum. öncelikle bu yaş gençlik sınırı gibi durmakta. 25 ve 30 yaşlar kırılma yaşatıyor çevreniz size. aslında öyle birşey yok tabi. belki iş ve aile yoğunluğuna çok girilmediğinden 24 yaş ve çevresi bazı kararlar alabilmek için uygun zamanlar. imkanınız varsa yurt dışına çıkın, size ciddi anlamda bir vizyon katıyor. sevdiğiniz işi meslek edinebilmek için uğraşın yoksa işteki hergün size zehir gibi geliyor. hazır boş zaman varken gezin, sevdiğiniz bir hobiye vakit ayırın. 30 dan sonra para oluyor ama zaman bulamıyorsunuz. bakalım 35 de bir kırılma daha var. neler olacak...
    35 yaş editi: önemli bir kırılma noktasına geldik. 24 yaş entry günlüğümde de hüzünlü bir an sanki.. ama nedense 30'lu yaşlardaki "eyvah büyüdük" hissi yok. sanırım bir sakinlik, kabullemişlik hissi geliyor, bilemedim. sosyal medya hesapları bazen hatırlatıyor ya eski günleri... şimdi 24 yaşımı düşününce sanki bambaşka bir "yaşamdı" gibi geliyor.
    36 yaş editi: 24 yaşın üstünden yıllar geçti. yavaş yavaş nesil farkı oluşmaya başlıyor sanırım. burada her yıl yapmış olduğum editlerde bile bu çok belli gibi. ilk zamanlar öylesine, tek cümlelik ifadeler yazarken şuan biraz daha düşünerek yazıyorum. hangisi doğru bilemem ama 24 yaşın vermiş olduğu hırs, heyecan ve coşku azalmış gibi. tabi olaylara daha uzaktan bakabilmek ve sakinliği koruyabilmek ise şuanın güzelliği. şimdi bunları okuyan 24 yaşındakilere akıl verecek durumda değilim. zaten kimseden de akıl falan almasınlar. herkes zamanla kendini buluyor belki tek önerim inandıkları ve inanmadıkları her şeyi okuyup araştırsınlar. neye karşı olduğunu bilmeden kendi düşüncelerini savunmak bazen zor olabiliyor.
    37 yaş editi: yıllar ilerliyor ve 24 yaş entrysi güncellenmeye devam ediyor... ilk bu başlığa yazdığımda bu kadar uzun süre güncelleme yaparım diye düşünmüş müydüm acaba? 24 özel bir tarih değildi sanırım. şuan oldukça uzak gelse de 30'lu yaşların başına göre daha rahat görebiliyorum sanki. önceden yıllar geçtikçe sanki bir panik vardı. "24 yaş çok gerilerde kaldı, eyvah" der gibiydim. şimdi o kadar sorun etmiyorum sanki... ya da daha uzaktan daha rahat bakabiliyorum o yıllara... bilemedim. şanslıydım ki hatalarım çok olsa da pişmanlıklarım olmadı. buraları okuyan 24 yaşındakilere de bir abi tavsiyesi bu olsun. ufak tefek hatalar yapılır önemli olan pişmanlıklar olmasın.

    38 yaş editi: 30' lu yaşların da sonuna geliyorum. cidden bazen tuhaf geliyor düşününce. biraz kötü zamanlara denk geldik nesilce… pandemi vs. yine de yaşamın kıymetini bilmek gerek. bu güncellemeyi yaparken şansız bir biçim de ayak bileğimi kırdım ve alçılı bir şekilde yatıyorum. böyle zamanlarda insan en önemli şeyin sağlık olduğunu hatırlıyor. 24 yaşındaki sağlıklı vücudun artık olmadığını anlıyor insan. hele sıfır numara olan gözlerim bozulmaya başlamasıyla eyvah dedim *

    39. yaş edit: 30'larımın sonuna gelmişim… 30 olunca öyle aman aman birşey değişmiş gibi değildi. ancak 40'a yaklaşınca insan birşeylerin değiştiğini anlıyor. 24 yaşımdaki kişiden hem çok uzağım hem de aynı kişiyim. bu bir çelişki mi yoksa yaşamın bize oynadığı tuhaf bir olgumu emin değilim. hayat 20'lerde hayal ettiğimiz gibi ilerlemiyor ne yazık ki… sevinçler, hüzünler ardı ardına geliyor. verebileceğim tek tavsiye, hayatı kaçırmamak olabilir. zaman en değerli şey. çok zor biliyorum ama mümkün olduğunca zamanın sizin kontrolünüzde olduğu bir hayat kurmaya çalışın… para, aşk vs hepsi birşekilde telafi edilir ama kendi zamanınız başkalarının iki dudağı arasındaysa bu çok zor.

    40 yaş editi: 40 mı yok artık…. ne demek 40… şaka bir yana 24 yaşımdan beri yazdığım bu mini günlük yine bir dönüm noktasına geldi. bu upuzun yazıları okuyan varsa bir yerde şöyle bir şey yazmışım. ilk zamanlar kısa yazıyorum artık uzun yazıyorum gibi… nedense şimdi yine kısa yazasım var. sanırım bazı şeyleri kafa kaldırmıyor artık. boşvermişlik değil, sanki bir bıkkınlık gibi. bilemedim…
  • yaklaşık iki-ikibuçuk yıl sürer
  • 32 yaşında olmaktan çok daha iyidir. 32 yaşında olup kadayıfa dönmüş bünyeler için (misal ben) çoluk çocuk demektir 24 yaş.

    ey 24 yaşındaki insanlar! çok güzel yaştasınız, kıymetini bilin. bir 6-7 sene sonra ne hale geldiğinize siz bile şaşıyorsunuz emin olun. iyidir 24 yaşında olmak.

    not: bütün dünyayı ateşe atabilirdim, tekrar 24 yaşında olmak için.
  • ölümsüzlüktür.

    -kaç yaşındasın evlat?
    +24, 24 yaşındayım.
    -demek ölümsüzsün. o yaşlarda ben de ölümsüzdüm.
  • kadinlar icin;

    fiziksel olarak;
    abuk subuk kozmetik urunlerine (gece kremi, goz kremi, got kremi, meme sarkmasini onleyici krem*..) cuvalla paranin dokulmeye baslandigi yastir.

    sancili kismi, ruhsal boyutur;
    kadin olmakla, genc kiz olmak arasindaki sikik gecis donemidir.
    bunye, bi yandan kadin olgunlugu* kazanmaya baslarken, bi yandan liseli kiz triplerinden kurtulamaz.
    dolayisiyla isler cogu zaman karisir. kisilik bolunmeleri yasanir; alter ego falan hortlar ara sira..

    bigun "kariyer yapicam ben" derken, ertesi gun "bögghhh yasitlarim coluk cocuga karisti, evlenesim var benim" denir.
    ayaklar yere tam anlamiyla basmaz.

    bir bitse de gitsek hali mevzu bahistir.

    25 yasinda olmak iple cekilir.
  • insanin hayatiyla, kendisiyle, cevresiyle ilgili hissettiklerinin yastan ote yasadiklari ile alakasi oldugu dusunulurse herkes icin cok farkli anlamlari olan yastir.. tipki diger her yas gibi.. 24 yasina gelmis evlenmis insan da vardir, cocuk sahibi olan da, hic ciddi bir iliski yasamamis insan da, hala universitede okuyan da, yurtdisinda yasayan da, yasadigi koyden hic cikmamis olan da, sirket kurmus olan da, hala evde oturup saatlerce video oyunu oynayan da..

    (bkz: age ain't nothing but a number)
  • kalktim bugun, yapacak is yok. bilgisayarin basina oturdum. kahvalti yapmaya useniyorum. hala oturuyorum. manikure gitmem lazim. kicimi kaldiramiyorum. 24 yasindayim. kicim bana bu kaldiramamalari hatirlatacaktir zamani geldiginde, eminim. o zaman icin yaziyorum bunlari. merhaba...
  • bazı şeyleri askıya alıp yoluna devam edebileceğinin,

    başka türlü de mutlu olabileceğinin,

    aşkın aynı güçte bambaşka bir insanda tekrar bulunabileceğinin,

    farkına vararak bitirdim.

    yenile yenile yenmeyi de öğrenemedik belki ama yenile yenile yenilgiden de mutlu olmayı öğrendik.

    kısmet böyle olsun.. hoşgeldin 25
  • 23'te akla geldikçe darlayan şeylerin hepsiyle yüzleşmektir.
    (bkz: askerlik)
    (bkz: iş hayatı)
    (bkz: sorumluluk)
    (bkz: yüksek lisans)
    (bkz: hayat kurmak)

    26 yaş editi: bir süre sonra alışıyor insan, yüksek lisansı bitiriyor, askere gitmemek için doktoraya başlıyor, "hayat kuranı sikeyim" diyor, "tek sorumluluğum ailem la" diyor, iş hayatında da "bana iş mi yok amk?" diyor. geçiyor, gidiyor.

    30 yaş editi: bazen insan gece uykudan uyanıyor, saatlerce uyuyamıyor. yaş 30 olunca bir de herşeyden çok sevdiğin eşin olunca, öyle siktiret diyemiyorsun. hayat düşünmektir.
hesabın var mı? giriş yap