• dortmund'u mallorca'yi deplasmanda yenen galatasaray ile önüne gelene yenilen, evinde adanaspor'dan 4 yiyen fenerbahçe'nin karsilastigi maç olmustur. maçtan önce herhalde hiç kimse fenerbahçe'nin fark yemeyecegine ihtimal vermiyordu...

    ama o görüntü... maç öncesinde kamera, misafir takim tribününe dev bir fenerbahçe bayragi sokmaya hazirlanan taraftarlarin yanina gelir, fb formali ve günes gözlüklü bir fenerliye yaklasir, mikrofon uzanir. söz konusu fener taraftari, kafasini hiç çevirmez, sanki kamera orada yoktur. sorulur "maç hakkinda ne düsünüyorsunuz?" . ve sanki ligde maymuna dönmüs olan kendi takimi degilmis, rakibi uefa'da finale kosmuyormus gibi, o kendinden emin cevap gelir;

    "hiç sanslari yok..."

    birçok galatasarayli'nin hatirlamak istemedigi, üstüne düsünmekten çekindigi, birçok fenerbahçelinin ise, "bazi seyleri" tüm netligiyle ortaya koyan, mesajlar veren, mucizevi olarak tanimladiklari maçtir. fenerbahçe'nin, rakip ceza sahasina yaklastigi pozisyonlarin bir elin parmaklarini geçememesi, topla ceza sahasina girememis olmasi, galatasaray'in kaçirdigi goller mucize ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

    golün atildigi faul pozisyonunda yaw preko kendini birakmistir, o pozisyonda faul yoktur. frikigi kullanan samuel johnson'in ölümüne abandigi top emre belözoglu'na çarpip taffarel'i kontrpiyede birakarak içeri girmistir. golden sonra fenerbahçe maçtaki ikinci pozisyonunu john moshoeu ile bulmus, mose'nin ceza sahasi çaprazindan çektigi sut büyük bir tehlike olusturmamistir.

    ne olursa olsun, önemli maçtir, fenerbahçe için güzel maçtir.
  • galatasaray'in sampiyonlugu hemen hemen garantiledigi,uefa da yari finale yukseldigi ve tarihinin muhtemelen en iyi kadrosuna sahip oldugu bir donemde oynanan maçtir.ayni sene fenerbahce aziz yildirim baskanliginda, iddiali transferlerle ve ridvan dilmen yonetiminde lige baslamis,ancak çok basarisiz bir sezon gecirmis,ridvan'in ardindan zeman teknik direktorluge gelmis,o da kovulmus,ve fb turhan sofuoglu'nun yonetiminde maça çikmistir.maçtan once turhan sofuoglu "galatasaray'i yenecegiz ve bu sene hiç bir sey yapmadik demiyecegiz" gibi bir demeçte bulunmus,ayni zamanda galatasarayli okan buruk'un da "fener kalesinin arkasina pota assin" gibi bir söz sarfettigi rivayet edilmistir.fenerbahce baskani aziz yildirim maçtan bir kaç gun once amerikaya saglik kontrolune gitmis,bu aziz yildirim'in baskanliginda seyretmedigi tek derbi maçi olmustur.galatasaray fenerbahce'nin bu kotu durumundan istifade edip muhtemelen farkli galip gelmek amaciyla sergen ve hagi ile sahaya cikmis,ve takimin sisteminde yapilan degisiklikle okan buruk da sag beke cekilmistir.ancak bu takimin duzenini bozmus,galatasaray pozisyonlara girse de,iyi bir futbol oynayamamis ve golu bir turlu bulamamistir.fenerbahce ise sahaya 8 savunma agirlikli oyuncu,ve forvette oulare ile çikmis,hedefini 0-0 olarak belirlemis,80 dakika yari sahayi gecmek bile istememis,macin ikinci yarisinin ortalarinda aut atislarinda surekli zaman geciren fenerbahce kalecisi rustu sari kart gormustur.82. dakikada fenerbahcenin kazandigi serbest vurusu johnson kullanmis,topu kendisine gore kalenin sag tarafina vurmus,baraja carpan top sol koseden taffarel'in bakislari arasinda aglara gitmistir.maç sonrasi o anda galatasaray'dan 20 puan geride olan fenerbahce'nin basin sozcusu atilla kiyat "avrupa'nin en buyugu turkiye'nin en buyugu olmadigini gordu" demistir.
  • "fenerbahçe laneti" 'nin başlangıcı olarak gördüğüm bir maç. sanki samuel johnson 'ın o golü olmasa her şey çok farklı olurdu gibi geliyor..
  • tarihin gölgesinde kalmış da olsa, fenerbahçe'nin galatasaray karşısında en sansasyonel zaferlerinden birisini kazandığı maçtır.

    1-0 lık skorun nesi sansasyon yaratır ki diye merak edebilirsiniz. doğrusu bunu anlamak için maç öncesi, maç sırası, ve maç sonrasını yaşamış olmak gerekir.

    bu maç öncesi sezonun genelinde galatasaray çok iyi bir kadro ve müthiş bir oyunla ligde olsun avrupada olsun fırtına gibi esmektedir (aynı yıl hem lig hem uefa şampiyonu olmuştur nitekim) fenerbahçe ise çok kötü giden sezonda iki kez teknik direktör değiştirmiş, lige çok erken havlu atmış, kupada pendik faciasını da bu sezonda yaşamış; tüm bunların üstüne son maçlarda sahada ortaya koyduğu rezil oyunla iyiden iyiye acıların takımı görüntüsüne bürünmüştür.

    işte böyle bir sezonun tam da galatasaray'ın çok formda, fenerbahçe'ninse tam tersine çok formsuz olduğu bir döneminde üstelik ali sami yen stadında karşılaşacaktır iki takım.

    maç öncesi bahisler galatasaray'ın kaç farklı kazanacağı seçenekleri üzerinde dönmektedir. okan buruk'un basket maçı, sergen yalçın'ın beşlik simit gibi benzetmelerin yanı sıra, osman tamburacı'nın, 'bu maçta herşey olabilir, tek şey olamaz, fenerbahçe kazanamaz' gibi talihsiz(!) beyanları bugün bile akıllardadır.

    maçın hikâyesi ise bakış açısına göre komedi, macera, veya korku filmi olarak nitelendirilebilir. yalnız galatasaray taraftarlarının beklentisi olan pornonun oynamadığı kesindir (johnson'ın golü sahnesi +18 sayılabilir ama)

    aslında beklendiği gibi galatasaray gerçekten de maçı tek kale oynamıştır. galatasaray hücumunda hagi, sergen, okan, suat, emre gibi oyuncular fenerbahçe savunmasında şans, talih, kader, kısmet, rüştü reçber ve hakan şükür'e karşı (evet, hakan şükür) mücadele etmiştir.

    galatasaray'ın değerlendiremediği sayısız gol pozisyonlarının ardından, aslında orta sahayı geçmeye ne mecali ne de adamı olmayan fenerbahçe maçın 82inci dakikasında hasbelkader galatasaray kalesine 25 metre kadar yaklaşabilip bir faul kazanmış. topun gerisine gelip herhâlde bir 25 metre kadar da kendisi gerinen samuel johnson'ın sert şutunda galatasaray barajına çarpıp yön değiştiren top taffarel'in alık bakışlarının üzerinden kaleye inip filelerle buluşmuştur.

    ---

    ertesi gün radikal gazetesinin ön sayfasında fenerbahçe takımına yönelik atılan 'o, daha da radikal' başlığı maçın belki de en anlamlı özetidir.
  • maçı izlediğim fanatik kardeşlerimden biri anayola bağdaş kurup biz bu takımı şimdi yenemedik nezaman yenicez uleyn diye gayet efkar dolu bir serzenişte bulunmuştu. bizlerde oun kaldırmak yerine ona katıldık ( garip hatta salakça biliyorum ) .evet yol tıkandı ama hır gür çıkmadı polis gelmedi.büyüklerden bir sevdiğimiz geldi o toparladı bizi.bu arada ben o kadar erkeği aynı anda ağlarken bir ozaman gördüm.içten ve utanmadan.( ne koymuş bize yahu )
  • maç öncesinde hasta galatasaraylı arkadaşımla sırf eğlencesine iddiaya girdiğim maçtı. şimdi hatırlamıyorum ama ya bir ya da iki paket sigarasına iddiaya girmiştik. sonuçta ben bile kazandığıma inanamayarak sigaraları yüzüne yüzüne üflemiştim kendisinin.

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
  • sonucunu ertesi gün bakkala ekmek, çokokrem vs. almaya gittiğimde bakkalın elindeki fanatik'in manşetinin bir an gözüme çarpmasıyla öğrendiğim maç. lan yanlış mı görüyorum acaba deyip, golü atanın johnson olduğunu okuyunca şaşkınlığım daha da artmıştı. bitez'de üç kişi kaldığımız aparta ekmek ve çokokrem yerine kucağımda birkaç tomar gazeteyle dönüvermiş, açlıktan gözü kararan ev ahalisi tarafından linç edilmekten zor kurtulmuştum.
  • hasta galatasaraylı eniştemin hasta fenerli beni ve babamı numaralı tribünde ağırladığı maçtı. galatasaray'ın leblebi gibi dizeceği golleri görelim diye davet etmişti ancak netice malum. velhasıl, enteresan bir deneyimdi 90 dakika ses çıkarmadan, sadece kendi aramızda fısır fısır konuşarak maç izlemek. sağdan soldan "ya görüyor musunuz şu kaçan golü" diye veryansın eden galatasaraylılar'a kafamızla onay verip, "çok haklısınız" diyorduk. golden sonra babamı şöyle kolumla dürttüm, birbirimize baktık. gol kutlamamız bu kadardı mecburen. tam o sırada tribünde hayatımda gördüğüm en saçma sebepten kavga çıktı. fener taraftarı başlamıştı tezahürata "fener'in ölüsü....falan filan". o sırada şöyle orta yaşlarda hali vakti yerinde olduğu belli bir adam kalkıp tribündeki gsliler'e hitaben demez mi "yuh olsun size, daha oturun böyle, adamlar ananıza, karınıza küfrediyor, siz oturuyorsunuz." "hacı" dedim içimden, "ne alınganmışsın, olur böyle şeyler, maç bu". fakat daha alınganı varmış. daha alıngan olan yanıt verdi adama;"sen ne demek istiyorsun ulan, karımızla geldik maça, sen kimsin ulan". haydaa!!!fenerliler'in küfürlü tezahüratını gsliler'e forward eden abi ile über alıngan abi bu birer çift lafın ardından yumruk yumruğa, kucak kucağa kavgaya tutuştular. hop mop demeye kalmadı, normal hayatlarında efendi olduklarından şüphe duymayacağınız iki adam polis refakatinde stat dışına doğru yolu tutmuşlardı bile. biz ise 5 dakika sonra enişteme teşekkür ederek evin yolunu tutuyorduk.
  • yesil cayir cimen ulkesi irlandadaydim bu mac oynanirken. olasi farktan korkmus, aziz yildirim gibi abd vizem olmadigi icin kendimi sirin evropa ulkesine atmistim. yari ciddi bir toplantidaydim, patronumla diyelim. mactan haber almak istedim ama cesaretim yoktu. mudur benden fanatikti, ara ogren ulan sonucu dedi.
    aradim bir arkadasi, yendik dedi. hadi len dedim.. yemin filan ettirdim.
    o kadar inanilmazdi. gercekten tarihin en iyi galatasarayi ile en kotu fenerbahce onbirine aday bir takim sami yende oynuyordu. ama iste, beklenmeyen olmustu.

    derbiler ne tuhaf vapurlar filan diye gecirdim icimden.

    sonucu ne fenerbahceyi buyutmus, ne galatasarayi kucultmustur. sadece osman tanburaci ve tayfasi kapak manyagina donmustur o kadar.
    ha bir de, derbinin favorisi olmaz sozu, derbilerde favori kaybedere donse yeridir.
  • birahanenin önünde 4-5 arkadaş birden izlediğimiz maçtı. o zamanlar -ki genç liseli yılları- almıyorlardı tabi bizi birahaneye filan. son dakikalarda attığımız golden sonra, hasta fenerli birahane sahibi o kadar gaza gelmişti ki, herkese beleşten bira ısmarlamıştı. bizi de içeri çağırıp, kola, cips vs. ikram etmişti. mutlu bir geceydi kısaca..
hesabın var mı? giriş yap