• sonu idamla bitmesinin en büyük nedenlerinden biri anayasa hazırlaması için toplanan üniversite hocalarından olan konseyin bunu istemesedir. ord. prof. velvet velidedeoğlu da bu hocalardan biridir. bu hocalardan oluşan konseyin kurulma fikri de aslında çok modern bir görüştü, biz karışmayalım üniversite hocaları hazırlasın yeni anayasayı diye düşünüldü. bunu düşünende ihtilalin lide cemal madanoğlu. cemal paşa’nın amacı da ihtilal yapılıp, ardından yeni anayasa yapılıp hemen seçime gidilmesiydi. askerin hiçbir şekilde hükümette yer almamasıydı. tabi sonra olaylar değişti. buradan madaloğlunun konuyla ilgili röportajı izlenebilir.
  • lise bittikten sonra merak edip, arastirip ogrendigim donem! zira nedense okullarda ders olarak okutulmuyor turk tarihinin bu kismi...

    oncelikle demokrat parti'nin izledigi politikaya yuzde 100 karsi olsam da, adnan menderes ve celal bayar'in vatan ve ataturk sevgisinden hic suphem yok. iyi seyler yapmak istediklerinden -yaptigim arastirma ve donemin isimlerinden dinledigim kadariyla- eminim diyebilirim.

    27 mayis darbesinin oncesini iyi ogrenmek lazim. ne oldu da, buyuk degisim gecirmis, hizla modernlesmis bir toplum, o donem gelecegi en parlak ulkelerden biri basbakanini idam etti? ben bu soru uzerine kurarak yapmistim arastirmami.

    ilk olarak 2. dunya savasi sonrasina gitmek gerekiyor ve ismet inonu' nun o donemki konumuna bakmak gerekiyor. inonu dunya savasinin bitmedigini, bir mola verildigini biliyor ve 2. bir savas icin her zaman tetikte. ataturk rahatsizlanmaya basladiktan sonra ileriyi beraber planlamis olduklarini dusunuyorum. yani ataturk'un bir nevi vasiyeti vardi. bu vasiyet ise demokrasi idi.

    inonu meshur denge politikasini devreye sokarak turkiye'yi savas ortamindan mumkun oldugunca uzak tutarak, savasin sonrasindaki duruma gore bir taraf secmeyi planlamisti. savasa girme ihtimaline karsi da, ordu icin ciddi bir gida stoklamistir. cehabe doneminde karneyle ekmek aliyorduk safsatasi odur. birinci dunya savasinda, askerin ne yedigini, askerlik yapan iyi bilir. inonu temkinli olmak amaciyla stok yapmistir. devam eden yillarda da askerde 100 yillik et yedirdiler safsatasina konu olan gida stogu o stok iste... gene askeriye icin kullanildi...

    neyse konudan sapmayalim. ikinci dunya savasi bitince ortada bir almanya kalmadi. 2 secenek vardi. amerika birlesik devletlerinin basini cektigi, bugun bati dunyasi dedigimiz nato pakti ya da sovyet sosyalist cumhuriyetler birliginin basini cektigi varsova pakti... soguk savas dedigimiz donemin baslangicidir ayni zamanda. sscb, kars ve ardahan sehirlerini istiyordu, abd ise sadece muttefik olmak istiyordu. ayrica o yillarda sscb icin demokrasikelimesini kullanmak pek dogru olmaz, bolsevik rejimi hakimdi. basta da stalin gibi narsist bir psikopat vardi. inonu tercihini abd'den yana kullandi ama tabii iki tarafin da bazi talepleri oldu.

    abd tarafindaki en onemli talep demokrasi'ye gecilmesiydi. bu ne demekti peki? siyasi secimlerin birden fazla partiyle yapilmasi, tek bir partinin secilmesinin demokratik olmamasiydi. turkiye tarafindaki en onemli talep ise ic islerine karisilmamasiydi. aslinda bu bir talep degil daha cok davranis bicimiydi. inonu de bu ortamda chp icindeki muhalif kanat olan basini celal bayar'in cektigi gruba yol verir ve bir siyasi parti kurmalarini ister. bu arada inonu her ne kadar bayar'la yildizi barismasa da vatanseverliginden suphesi hic yoktur. sonucta ikisi de kurtulus savasi doneminin onemli isimleridir. ataturk doneminde ikinci adam olma etiketini tasiyan bu iki isimdir.

    sonuc olarak demokrat parti kurulur. turkiye cumhuriyeti'ne demokrasiyi getirdigi icin adi demokrat partidir. ancak ne paralari ne de bir binalari vardir. 3-5 millet vekilinden ibaret ortada elle tutulur hicbir seyi olmayan bir arkadas grubu gibidirler.

    bu araya bir not duselim. savas borclari ve yukarida bahsettigim gida stoklari yuzunden ataturk doneminde de millet aclik, yokluk cekmistir ve chp ye beslenen dusmanlik aslinda buradan gelir. simdi muhalif kesim rte'ye nasil bir gozle bakiyorsa, inonu de o sekildedir. ozellikle kendini milli sef ilan ettikten sonra... ornegin, makam araciyla ankara sokaklarinda yollar kapanirmis o gecerken. yolda kendisininkinden baska arac olmazmis. haliyle bu durum halkta bir nefret olusmasina sebep olmustur.

    demokrat parti 5 parasiz sekilde ise koyuldugunda, daha sonra kendisine buyuk yarar saglayacak bir sey yapar. ilce ilce dolasip kendisine uye toplar. bir parti binasi olmadigindan koy kahvesindeki bir masada gorur islerini. halkla birebir temas eder ve umut verici vaatlerde bulunur. halki dinler ve ne istedigini ogrenir bir yerde. inonu'nun rakibini bertaraf etme hamleleri aslinda rakibine farkli avantajlar saglar. (inonu iyi bir askerdi, halk kahramaniydi ama siyasi kisiligi her konuda basarili degildi)

    daha sonra ilk secim yapilir. acik oylama/kapali sayim seklinde ve chp secimi buyuk bir ustunlukle kazanir. daha sonra dp nin millet vekili adaylari, askerin baski yaptigini dile getirirler. bu secim yanilmiyosam 1946 yili secimiydi, turkiye'nin ilk saibeli secimidir. asker, ismet pasa korkusundan halka chp ye oy vermesi icin baski yapmistir. yetmedigi yerde de oylari degistirmis olma ihtimali vardir. o yillarin turkiye'si simdikinden cok daha magrur ve karakterli bir durus sergileyerek, bir sonraki secimde herseye ragmen dp yi iktidara getirmis, chp nin ve inonu'nun son donemi de 1950 yilinda yapilan ve dedigim gibi dp nin kazandigi secim olmustur.

    simdi arka planda neler oldugunu dilim dondugunce anlattim. gelelim darbeye giden yolda neler olduguna...

    malum dp nin ilk icraatleri ezani tekrar arapca okutmak ve nato uyeligi icin kore ye asker gondermek oldu. bu arada nato politikalarini, 90lardan bugune suregelen avrupa birligi politikalarina benzetebiliriz. demek istedigim dp nato ya dahil olacagiz diye propaganda yapmakla kalmayip, bunu biz basardik da demistir.

    dp nin ilk 5 yili ulke insani adina iyi gecmis, halk devletin sesini duydugu icin halinden memnun ama ordu ozellikle ezan ve turk askerinin masa gibi korede savastirilmasindan dolayi oldukca rahatsizlik duymaya baslamistir. ozellikle ataturk ilkelerine ters gorunen politikalar bu rahatsizligi arttirmistir. inonu'ye rakip olma konusu da eklenebilir buna. asker icin inonu ilah gibi bir sey cunku. kutsal bir kisilik...
    bu arada abd den ilk borc para gelir turkiye'ye. menderes gururlar yurdun dort bir yanina fabrikalar acar, modern tarim makineleri getirir. abd petrol sirketleri ulkenin dort bir yaninda petrol arar, 2 yil sora bulamadik deyip giderler. ama bu ileri teknoloji makineleri isletecek bir muhsendis potansiyeli olmadigindan, tum o yatirimlar carcur olur ki bana gore menderes'in ulkeye verdigi en buyuk zarardir bu... o borc hala kapanmadi oyle diyeyim. (bugun de nukleer enerji uzerine hatri sayilir seviyede egitim veren bir universitemiz yokken nukleer santral insaa ediyoruz. kafa ayni).

    ikinci donem baslar. simdi ilk doneminde ne dedik. dp halkin taleplerine uyar. secimi kazanmis olmak, iktidar olmak muthistir dp liler icin. halk ta memnun gorunmektedir. ancak ikinci donemde guc sarhoslugu baslar. chp yi genel merkez binasindan atmak isterler. ataturk ilke ve inklaplarindan kopmalar goren ogrenciler protestolara baslar, menderes bastirma yoluna gider. yanilmiyosam turkiye'nin ilk gezi parki direnisi benzeri olayi 1957 yilinda ankaradaki universite ogrencilerinin, hukumeti protesto etmeleriydi. menderes polis yoluyla dagitir gencleri. dis borcla yapilan agir sanayi hamlesi isletme sorunlari nedeniyle elde patlamaya baslar. sesler yukseldikce menderes baski kurmaya baslar malum medya susturma, halkin nefretini kabartan konusmalar, tutuklamalar vs... boyle bir donem baslar. sanirim baslangici da 6-7 eylul olaylari...

    menderes iyi basladigi (politiklarina karsiyim ama kendi adina iyi baslamistir, buyuk halk destegi gormustur) basbakanlik seruveninde yalniz kalmaya da baslamistir son donemlerinde. mehmet ali birand, belgeselinde basbakanlik, mit ve harbiye ucgenindeki detaylari demir kirat belgeselinde cok net anlatiyor. o gunu yasayan gazeteci ve millet vekillerinin roportajlariyla hemde... izlemenizi tavsiye ederim.

    sonuc olarak 27 mayis sabahi darbe gerceklesiyor. menderes, eskisehir'den kutahya'ya makam araciyla giderken tutulaniyor. kendisini ankaraya goturen pilot albay muhsin batur da bir sonraki darbenin devlet baskani adaylari arasindadir bu arada.

    her olayi tarih tarih hatirlamiyorum elbet ama herseyi teraziye koydugumuzda, halkin sesini dinlerse dogru seyler yapabilecegini dusunen bir dp kanadi var. diger tarafta ulkenin kurulma asamasinda birinci dunya savasi ve kurtulus savasinin ana aktoru olmus, ulkenin kurucusunun politikalarini guden bir chp kanadi var. ordu da chp tarafinda. buradan 2 gorus icin de hakli haksiz demek bana dogru gelmiyor. dp demokrasinin, anayasanin kendisine verdigi hakki kullanmistir ama bu memleketin ne kadar yararina olmustur? kisisel fikrim, egitim seviyesi iyice yerlerde olan (okuma yazma yuzdesi tek hanelerde o yillarda) halkin her istedigini yapmak bana dogru gelmiyor. ali koc' un fenerbahce baskanligi gibi bir durum bu yani. taraftarin her dedigi yapilmamali! diger taraftan da demokratik yetkisi var ve kullanmis adamlar. bir sey diyemiyorum sadece uzuluyorum. menderes'in tum uyarilara ragmen son ana kadar basini dik tutmasina da saygi duyuyorum. cok mert bir insanmis kendisi. tum bu olaylarin icinde celal bayar' bazi konularda sessiz kalip kenara cekilmis olmasi da bana ilginc gelen bir baska detay. her ne kadar rakip olsalar da mevzu memleket olunca bayar'in da, inonu'nun de kafa kafaya verip bir cikar yol bulmalari imkansiz gorunmuyor cunku bakildiginda.

    darbe yapildiktan sonrasini hic dusunmemis darbeci subaylar. bu noktada isler boka sarmis. yillar sonra ecevit'in kesfettigi ergenekon yapilanmasinin baslangici bu kirilgan gunlerde yasanmis. zaten cemal madanoglu da bunu dogruluyor cıa işe sonradan el attı. ve ordunun içine girdi. derken. akabinde anayasa calismalari basliyor. amac dp nin estirdigi ruzgarin onunu kesmek olsa da, dp li herkesi yargilamaya geldiginde darbeyi gerceklestiren ekip cuvalliyor. cunku akillarinda o insanlari birakin asmayi, yargi karsisina cikarmak bile yok! darbe yaparak korkutacaklarini falan dusunmusler. bunu kendi agizlarindan dinleyebilirsiniz. birden fazla kisinin roportaji var.

    mahkeme kismi ise tam bir dram. zaten idam edilen 3 kisinin uzerine atilan suclar sacma sapan seyler. menderes'in sekreteriyle iliski yasamadi gibi sacmaliklarla dolu dava dosyasi. aceleden hazirlanmis bir mahkeme. bana gore ulkenin o zayif doneminde, bugun akepelilerin dillerinden dusurmedigi dis gucler' in ilk hamlesi menderes' in idam edilmesidir.

    bana gore ic burkan bir hikayedir 27 mayis darbesi. dunyanin parmakla gosterilen ulkelerinden biri olma ihtimali varken, korkunun (ordunun), siddetin (derin devlet-mafya), cehaletin(iktidar) pencesine dusmustur guzel ulkem. hic yasanmamis olsaydi, iktidar ve muhalefet birbirlerini dinlemeyi secseydi hersey daha farkli olurdu bundan eminim. ama bu ayrica baska bir seye de referans oluyor. biz asla birbirimizi dinlemeyi secmiyoruz. bu bugun de boyle. ve din hala pazarlandiginda milyonlarca alici buluyor. sadece yazik diyebiliyorum.
  • 60 yıllık tokatın acısını unutamamış siyasal islamcılar gelip demokrasi cakası satmaya ve karalamaya çalıştıkları modern türkiye cumhuriyetinin mihenk taşı olan devrimdir. ıkinci cumhuriyettir.

    ıslamcıların ağa babası olan işci ve köylü düşmanı a*nan m*nderes ülkenin geleceğini satmaya çalışmış, toprağını peşkeş çekmeye kalkmış, istiklal savaşının kahramanı ve atatürk'e laf alamayacaklarını bildikleri için günümüzde dahi daha kolay hedef haline getirerek sürekli hakaret ettikleri inönünün canına kast etmiş ve tahkikat komisyonu adi altında ilkel kayyimu dahi işleme sokarak chp yi dahi kapatmaya çalışmıştır.

    bu m*nderes denen demokrasi timsali dolapdereli sabriye (bkz: n*cip fazıl) örtülü ödenekten binlerce lira yedirmiş, akademiyi kara cubbeliler diye hedef göstermiş, 6 7 eylül olaylarını planlamış ve cereyan ettirildiğinde müdahale dahi ettirmemiş. daha sonrasında tsk'ya da el armaya kalkışmıştır.

    kendisi o kadar demokrattır ki 1954'te kendisine oy vermeyen kırşehir 'i bile ilçe yapmıştır. tanıdık geliyor mu sizlere ?

    ülkeyi marshall yardımları ile abdye bağımlı kılan, sırf natoya girebilmek için binlerce batan evladını koreye sürüp ölümüne de neden olmuştur. ne işimiz var korede değil mi?

    bu kadar olay üstüne emir komuta zinciri dışında ilmek ilmek örülen askeri tepki en sonunda 27 mayıs gecesi bu demokrat ahalinin üstüne cullanmistir.

    bakmayın burada demokrasi çakası sattiklarina, sırf seçime giremesin diye secim yasasi değiştiren elemanlar bunlar, chp yi tamamı dp vekillerinden oluşturdukları tahkikat komisyonuna kapattırmaya çalışanlar bunlar. şimdi b*hceli de deva falan giremesin diye gelip yasa degistirtmeye kalkıyor tanıdık değil mi?

    oturun birandın 27 mayıs belgeselini izleyin de gelip burada yalan makinesi gibi yalan saçan cumhuriyet düşmanları aktrolllerin ve akkurtlarin boş yanıltma çabalarına falan düşmeyin.
  • doğu perinçek: menderes nasıl idam edildi?
    cemal madanoğlu: ben o sırada istifa etmiştim. istifa tarihim 6 mayıs 1961. türkeş ekarte edildikten sonra milli birlik komitesi içinde ikinci bir türkeş kafası belirdi. bunlar iktidarda kalmak için ortalık karışsın istiyorlardı. menderes o yüzden idam edildi.

    27 mayıs'tan sonra dp'nin uzantısı olan ap geldi. seçimleri aldı. dp memleketi borç batağının içine koymuştu. biz bu batakçı siyasetin faturasını ihtilalden sonra yüklendik. eğer biz ihtilal yapmasak dp kendi kendini yiyecekti. o ekonomik bunalım dp'yi düşürecekti ve chp iktidara gelecekti. biz ihtilal yaparak bu yolu tıkamış olduk. bugünkü bilincimle 27 mayıs'ı yapmam. bırakırım millet kendi işini kendisi yapsın.

    doğu perinçek: amerika'nın tutumu nasıldı?
    cemal madanoğlu: memleket ihtilal havasında ama cia durumu bilmiyor. belki ihtilale memnun da oldular. ama bilmiyorlardı ki, işler demokrasiye gidecek. kitapçıların raftarı sol, ilerici kitaplarla dolacaktı. cia işe sonradan el attı ve ordunun içine girdi. milli emniyet teşkilatı iyice örgütlendi. ordu da kıpırdayamaz oldu. "bugün her beş subaydan biri mit'e rapor verir" diyorlar. ne birlik duygusu kaldı ne de asker arkadaşlığı. 1960 öncesinde de etkiliydiler gerçi, ama mesela bizden haberleri yoktu. sonra eminsu'lara ödenen 40-50 bin liraları amerikalıdan aldık."

    doğu perinçek: cemal madanoğlu 12 eylül'ü nasıl değerlendiriyor?
    cemal madanoğlu: cia 27 mayıs'tan sonra gözlerini açtı. bize sicil verir hale geldi. amerikan müşavir heyetleri gelir, hakkımızda rapor tutardı. sonra bu raporlara göre geri hizmete gidersiniz. cia 12 eylül'e kadar öyle bir bilinçlendirdi ki. sonra bunlar kim ki zaten. evren bir hocazade. bahsettiği ayetler hadisler hep aileden aldığı terbiye. genel sağa kayma içinde, ordu da vagon gibi gitti bu sağ kaşın arkasına takılıp.

    [kaynak: korgeneral cemal madanoğlu'nun anıları, kaynak yayınları, ocak 2019]
  • darbe bildirisini okuyan turkes , bugun akp ile adnan menderes anmasi yapip, menderesi cehape asti diyen ise mhp, soyleyecek bisey yok.
  • cemal gürsel'in 12 mart ve 12 eylül'den haberi olduğunu öğrendiğimiz başlık.ddd adam 1966'da hakkın rahmetine kavuşuyor..
  • türk siyasal hayatının dönüm noktalarından biri. nedenleri ve sonuçlarına ilişkin kısa bir bilgilendirme için:

    https://tarihibilgi.org/…la-kisaca-1960-darbesi/amp
  • 27 mayıs her şeyden önce bir devrimdir. türkiye'nin yaşadığı abd destekli olmayan tek askeri müdahaledir. bu tanımdan sonra aslında ufak bir sebep-sonuç ilişkisi kurmak istiyorum.

    ben bir solcuyum. yıllardır, bu ülkenin solcularına, "objektif bakın biraz" saçmalığıyla tarihe hakemlik ettirildi. oysa solcular da herkes kadar tarihin tarafıdır. herkes kadar da tarihe subjektif bakmakta özgürdür. 27 mayıs ihtilali, yarattığı ortam, getirdiği geniş özgürlükler ve sonrasında oluşturulan belki de cumhuriyet tarihinin en özgürlükçü anayasasıyla solculara hareket imkanı tanıdı. fikir kulüpleri federasyonu kuruldu, türkiye işçi partisi kuruldu, hatta meclise girdi. sosyalistler tbmm'de temsil hakkı edindi. hala türk solu '61 anayasası ile edindiği ve yıllar içinde önce 12 eylül darbesi, sonra çeşitli malum partiler tarafından elinden alınan hakları için mücadele veriyor. tüm bu sonuçlar ışığında, herhangi bir solcunun, akıl ve mantık çerçevesinde argümanlar ile 27 mayıs ihtilali'ne karşı durması mümkün bile değil.

    ayrıca, küçük amerikan -bu ülkenin gençlerini kore'de çerez gibi harcatan- bir adamın, ihtilalin getirdiği hukuk sonucunda öldürülmesinden rahatsızlık duyacak değilim. sizler de çok iyi bilirsiniz ki, hatta belki de türk sağıyla ortak noktada buluşabildiğimiz tek nokta budur; vatana ihanetin cezasında "çok ağır bir ceza" denebilecek herhangi bir üst sınır yoktur. "vatan hainiydi ancak asılmamalıydı" fikirleri ise, her şeyi bir kenara bırakın, en başta mustafa kemal'in devrimcilik tanımına uymaz.

    öyle ya da böyle, özet olarak; 27 mayıs hürriyet ve anayasa bayramınız kutlu olsun!
  • attila ilhan'ın "yaraya tuz basmak" isimli kitabının özellikle son bölümünde ihtilal ayrıntılı şekilde anlatılır.
    bilgisine güvendiğim bir dostum, attila ilhan romanda başarılı olsa onu dillerinden düşürmezlerdi demişti. dostuma hak verdim. ve fakat, reis paşa, gazi paşa ve yaraya tuz basmak kitaplarını ayrı tuttuğumu da belirtmek isterim.
hesabın var mı? giriş yap