• müziği beğenmemiş olabilir.
    aç bir dombra ezan mezan kimse takmaz.
  • (bkz: yeni türkiye'de başınıza gelebilecekler)
    yoldan geçen biriyse dinlediğin müzik türü ya da komşunsa yaşam tarzın, ona senin "öteki" olduğunu düşündürtmüş olabilir. ve muhtemelen "öteki" oluşuna beslediği düşmanlık, yakaladığı bir fırsatı değerlendirip sana çemkirmesine neden oldu. her mitinginde "biz..." ve "onlar..." diyen birinin marifeti.
  • aslında bunu okuduğumda birden aklımda şöyle bir şey canlandı.

    hani illa ki hayatımızın bir köşesinde karşımıza çıkan komşular vardır ya özellikle de üniversite öğrencilerinin komşusudur bunlar.

    ne yapsan merakla izlerler, kapıdan kim girmiş kim çıkmış, eve saat kaçta gelmişsin, üzerine ne giymişsin vs... sürekli bir takip, kontrol altında olursun ve her fırsatta ev sahibine şikayet edilmekle tehdit edilirsin. aslında o eve girmek isteyip girememenin, komşuda pişer bana da düşer lafının sapkın bir tezahürüdür bu davranışlar.

    işte tam da böyle insanlar , tabir-i caizse bizim çomarlar bir şekilde bu düşüncelerini içlerinde tutuyorken, siyasi güçlerin gazıyla haklı olduklarını düşünmeye başlayıp daha da ileri gitmeye başladılar. eskiden gözleriyle süzen, hani bildiğimiz adeta yiyen komşu, işi azıcık da bana ver zihniyetine kadar getirdi. hareketlerini kısıtlama ihtiyacına girmeden, ulu orta aldığı cesaretle ilerledi. çünkü azıcık onun gibi olan toplum çekincesiyle yapamayan adam "eee, bak normalmiş." fikri ile yapmaya başladı, bunu zaten yapan ise daha bir özgürce, genişçe yapabiliyor hale geldi.

    biraz iç dökme gibi oldu, ne bileyim bir dertlenesim geldi.
  • bunun bir örneğini birinci boğaz köprüsü üzerinde yaşamıştım. bmw x5 in içinde babalarının nasıl zengin olduğu belli olan iki akp'li genç, yan tarafımda gidiyorlardı. trafik köprü ağzında yavaşlamıştı ve ben müzik dinliyordum. baktım bana el kol hareketleri yapıyorlar. "herhalde yol soracaklar dedim" artık o sıra ezan sesini nerden duymuşlarsa (muhtemelen cılız bir ses olarak beylerbeyinden geliyordu) "ezan okunuyor" dediler. birden kafamın tası attı. "ne yapayım dedim, namaza mı durayım, sanane benden kardeşim" dedim. onlar "müziğin sesini kapa " diyince daha çok açtım ve "ben müslüman değilim, hristiyanım" dedim, tabi uyuz oldular. halıcıoğluna kadar birbirimizi taciz ettik, devamlı önümüze geçerek. sonra güzergah farklılığından dolayı dağıldık başka yönlere. hayatımda hiç ama hiç bu kadar sinirlendiğimi hatırlamıyorum. mesele ezan v.s değil. mesele bu tip orospu çocuklarının çok rahat bir şekilde insanlara baskılamaya çalışması. alttan almayın!
  • (bkz: sazan.avi)
  • ezan okunurken tek bir sebeple müziğin sesi kısılması istenebilir: müziğin sesi ezanın sesini bastırıp insanların ezanın sesini duyması zorlaştırılıyorsa. normalde bunun da umursanmaması lazım ama malumunuz, türkiye'de yaşıyoruz.

    zaten bu şekilde yüksek sesle müzik çalan tek yer kaldı artık: akp binaları ve dombra.
  • daha olayın ilk satırlarını okurken ulan ne gerek var bu uyarılara herkes işine baksın be kardeşim diye düşünürken, yazar kişinin beyanı ile keşke amcam bir baston ile vursaymış kafasına. "ben bunun dinde olmayan, sonradan eklenen, zamanın şartlarına bağlı gelişip şuan kadük olan birşey olduğunu biliyorum" demiş. birşey bilmiyorsun dostum ama konuşuyorsun. nasılsa müslümana islama çaktığın için kimse de yalanına birşey demeyecek.
    basit bir wikipedia araştırması ile ezanın hz. muhammad (sav) zamanında okunmaya başladığını, ayetlerde de değinildğini görebilirsin.

    edit: mesajlar geldi; yazar, ezan okunması sırasında müzik dinlenmesini kastediyor diye. özrü bir borç bilirim. kendisine bağcılar onur et lokantasında döner ısmarlarım
  • belki de cok yakinda suudi arabistan da oldugu gibi ezan oncesi ve namaz boyunca dukkan kapilarinin kapandigini, kepeng lerin dusey eksende indirilip, yemek yenilen mekanlarinda stor perdelerini indirip, ic mekanda servisin minimal boyuta indirilecek olmasi................
hesabın var mı? giriş yap