• üst edit:
    aklı öldürürsen ahlak da ölür.
    akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür.
    kadı’yı satın aldığın gün adalet ölür.
    adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür.

    birilerine torpil yapılacakken piyangonun vurduğu ev hanımın gerçekleştirdiği eylemdir.

    https://www.memurlar.net/haber/1036247/

    "kendisini denemek için yükseköğretim kurumları sınavı'na (yks) giren sert, hiçbir destek almadan ve dershaneye gitmeden 3,5 ay boyunca gece-gündüz çalışarak eşit ağırlıkta 492,62528 puan alarak, 3 milyon 243 bin 425 öğrencinin girdiği sınavda türkiye 1671'incisi oldu."

    yani neresinden tutayım bilmiyorum.

    - liseyi açıktan arkadaşı söyleyince okuyabileceğini öğreniyor
    - asıl amacı kpssye girip memur olabilmek
    - açık liseyi bitiriyor ve sınava 3,5 ay kala gene arkadaşının tavsiyesi ile (burası çokomelli) kendini denemek için yks sınavına giriyor.
    - 3,5 ay gece gündüz çalışarak (iki çocuğuna kocası falan bakmıştır sanırım bilmiyorum) açıktan lise bitiren bu kızımız türkiye 1671.'si oluyor.

    buna inanan şirinlere de inanır, noel babaya da inanır. ben bu kızı suçlamıyorum yanlış anlaşılmasın ama zamanında kpss birincisi çift vardı fetöcü hatırlarsanız aynı muhabbet dönmüştü işte iki üç çalıştım başardım falan.

    ama burada kızın haberi yok sanki. kpssye girip memur olmayı düşünen bir arkadaş. sanırım torpil sisteminde kayma olmuş.

    eskiden fetöcüler ışık evlerinde öğrencileri köpek gibi çalıştırıp hukuk fakültelerine falan sokmaya çalışırdı çünkü ösym'ye erişimleri yoktu.

    ama akp döneminde tabiki bir öğrencinin puanını ösym merkezinde değiştirmek çocuk oyuncağıdır sanırım. buna kpss dahil bütün sınavlar dahildir. sonuçta o öğrenci durumdan haberdar olup çok çalıştım derse ve sınav puanı yüksek çıkarsa kim ne yapabilir? tamamen gri bir alan. akp döneminde tıp, hukuk hatta öğretmenlik, memurluk kazanmış herkesi keşke tekrar sınava sokabilsek. inanılmaz sonuçlar göreceğimize inanıyorum. sonuçta fetö darbesi sonucu hukuk sistemine nasıl fütursuzca ve pervasızca akp militanları yerleştirildi biliyoruz il-ilçe başkanları falan.

    3,5 ay nedir yahu altyapı bile olmadan. arkadaş çıldıracağım ya. bir de işte gri alan ya millet tebrik etmiş falan yorumlarda. yahu sizin çocuklarınız en verimli yıllarını bu sınavlara yıllarını harcayarak tüketiyor. bunu başaramıyor. nasıl inanırsınız arkadaş yahu?

    yazık. gerçekten çok yazık bu ülke gençlerine...

    edit: mezun olunan okul ve diplomayla ilgili çok kişinin dikkatini çeken ilginç ayrıntılar var:

    (bkz: #140601977)

    son edit: sabah bile haber yaptıysa kız şizofren demek:

    https://www.sabah.com.tr/…si-gercek-cikmadi-6099819
  • geçmiş yıllardan temelin varsa eyvallah da, temelin yoksa geç o işi sen
  • 3.5 ayda limit, türev, integral, analitik geometri ve geometriyi bitiremezsin. ilk 5 bine girmek için en az 1 yıl ciddi bir çalışma yapman lazım. tabi en önemlisi şansında yaver gidecek. yoksa en fazla 7-8 bine girersin.

    sınav sonuç belgesinde gördüğüm kadarıyla
    ortaöğretim başarı puanı 53
    okul kodu: 450919 ( selendi imam hatip lisesi)
    lise türü 11041 yabancı dille eğitim yapan lise

    bu kızı tekrar sınava soksunlar eğer matematikten 25 net yapsın kızılayın ortasınıda eşek gibi anırcam.
  • kimsenin hakkına girmek, emeğine saygısızlık etmek istemem ama teknik olarak imkansıza çok yakın bir hikaye bu.

    yazabileceğim çok şey var ama gerek yok.
  • millet takviye kurs, özel ders vb alarak giremiyor bu sıralamaya. bir insanın liseyi açıktan bitirip ki pandemi döneminde nasıl bitirdikleri malum, üstüne de 3 buçuk aylık çalışmayla bu dereceyi alabileceğine pek ihtimal vermiyorum ama yine de günahını almayayım.*
  • yarınlarda cortlayacak bir haberdir.iki çocukla üstelik ortaokul seviyesinde saçma salak soruların online olarak sorulduğu açık öğretim lisesini hadi diyelim 1,5 yılda bitirdin.o bilgilerin üzerine 3,5 ayda bir halt inşaa edilemez.kimseyi kandıramazsın bacıııı :/
  • 3,5 ay çalışarak o derece yapılamaz.
  • 2010 kpss kopya skandalını ortaya çıkaran biri olarak söylüyorum bu ülkede kopya çekilmediğine, ösym sonuçlarının değiştirilmediğine inanan saftır.

    2010 yılını anlatayım size, ilk tc'ler bana facebook gruplarımda rizeli bir kadının yazdığı özel mesajla geldi. nimet çubukçunun şubat atamasında sadece 10 bin okul öncesi alma kararından sonra herkes susunca örgütlenme eksikliği olduğunu fark ettim ve facebook grubu kurarak örgütlenme ve hakkımızı alma amacıyla ilk paylaşımlara başladım. o zaman gruplar 50 bin sınırına sahipti, iki 50 bin bir tane de 20 binlik grup vardı elimde. yani toplam 120 binlik kpss mağduru vardı elimde, burada o gruplarda olanlar vardır o grubun admini şahsım oluyor :) neler yapmıştım? öncelikle türkiye'deki tüm gazeteci, köşe yazarı, tv gazete yöneticileri, milletvekilleri de dahil toplam 1600 küsür mail topladım ve kendi yazdığım metni gruplardaki arkadaşlara mail olarak attırdım. çoğu gazete haber yapmaya başlamıştı. murat bardakçı köşe yazısında bizden bahsediyor, artık mail atmayın diye yalvarıyordu çünkü günde en az 4 bin mail atılıyordu, bir nevi spam saldırı modunu açmıştık. mecliste dahi bizden ilk defa o zamanlar bahsedilmeye başlanmıştı çünkü bu mücadele ilkti. giderek daha da sertleşmeye, nimet çubukçu'nun görevini kötüye kullandığı üzerine metinler yazmaya başladım. mail dışında ücretsiz faks gönderme yöntemini de gruba anlattım, artık faks da çekmeye başlamıştık. öyle ki meb basın açıklaması yaparak, fakslardan dolayı çalışamaz hale geldiklerini, bazı internet siteleri (bana ait siteyi kastediyor) hakkında asılsız iddialardan dolayı soruşturma açacaklarını söylüyordu.

    tabi ki korkmadım, bakanın haksız bir karar alarak yüzbinlerce kişinin planına, hayatına müdahale ettiği, yaptım oldu gibi bir yönetim sergilediği ortadaydı. haklıydım ve bakan da bunun farkındaydı. ben korkuyorsam o da korkmalıydı ki korktuğunu anlayınca daha fazla üzerine gitmeye başladım. metni hukukçu bir arkadaşla daha da sert bir şekilde baştan yazdım. sendika başkanlarını da maillere, fakslara dahil ettim. hatta özelden bana tüm milletvekillerinin (tayyip erdoğan dahil) sendika başkan ve yardımcılarının kişisel telefon numaralarının olduğu bir dosya geldi. 120 bin kişi içinden ilginç fikirler, dosyalar gelmeye başlamıştı biraz korksam da yılmadım. gruptan sadece sendika başkanlarının telefonlarını paylaşmaya başladım. herkes arasın, derdini anlatsın, baskı oluştursun derken sonuç olarak kpss'den bir gün önce, evet sınavdan bir gün önce nimet çubukçu atama yapmak zorunda kaldı. atama tarihinde bir ilk gerçekleşti, başarmıştık.

    1600 mailin içinde kendi mailim de vardı, bu mailler yıllarca kullanıldı. polisler, sağlıkçılar herkes kullandı bu mailleri. hatta ihbar adı altında da ilginç mailler geliyordu. toplu maillerin içinde kendi mailim de olduğu için bana da geliyordu özetle...

    böyle bir ortamda kpss'den bir gün önce atanmış olsak da gruplar hala aktifti. atanamayan arkadaşlar için hala mücadele veriyordum. 2010 kpss bitmiş herkes sonuçları heyecanla bekliyordu. sonuçlar açıklandı, kimsenin kpss sonucuyla ilgili bir itirazı yoktu, kim nereden bilecekti kopya çeken en az 2500 kişi olduğunu. (benim tahminim) herkes puanlarını değerlendiriyordu gruplarda.

    derken özelden bir mesaj geldi bana. rize'den bir kadın, bir arkadaşının sınavdan bir ay önce çalışmaya başladığını, eşinin de aynı şekilde olduğunu, eşinin dershanede öğretmen olduğunu (malum fetö dershanesi) ve eğitim bilimlerinde full çektiklerini, gy-gk'dan da sadece 3 yanlışları olduğunu, puanlarının da 97 olduğundan bahsediyordu. tabi ben aşırı derecede heyecanlanmıştım. arkadaşlarının tc'sine ulaşıp ulaşamayacağını sordum. akşam misafirliğe gideceklerini söyledi, orada almayı deneyeceğini söyledi. heyecanla bekledim. saat 22 gibi arkadaşının tc'sini gönderdi. v.ş adlı şahıs bu zamana kadar full çekilememiş eğitim bilimleri sınavında 120 sorudan 120 doğru cevap yapmış, gy-gk'dan sadece üç yanlış (onlar da güncel soruları) yapmış ve türkiye genelinde 600 küsuruncu (tam sayıyı hatırlayamıyorum) olmuştu. önümdeki ekrana bir süre bakakaldım. her şey full ama sıralama 600, burada bildiğiniz büyük çaplı bir kopya olayı vardı ya hasır altı edecektim ya da doğru bildiğim şeyi yapacaktım. bu olayı 120 bin kişilik grupta açığa çıkarırsam çok büyük bir yankı yapacağını zaten biliyordum. henüz yeni atanmış, aday memurdum ve işimden, mesleğimden olma ihtimalim çok yüksekti. ancak facebook'da anonim bir hesabım vardı, ayrıca facebook'un o zamanlar devlet ile bilgi paylaşımı da yoktu. böyle bir gündem, örgütlenme ilkti zaten. korkarak ekran görüntüsünü, kişi bilgisini gizleyerek grupta sonucun ekran görüntüsünü paylaştım. dakikalar içinde yüzlerce yorum, özelden onlarca mesaj gelmeye başladı. çoğu ekran görüntüsü paylaştığım kişinin tc'sini istiyordu. bu arada rizedeki tcyi gönderen kadın panik oldu, ona güvence vererek tc'yi de paylaştım. grupta kargaşa o derece üst seviyedeydi ki, paylaştığım postun altında dava açmalar, küfürler havada uçuşuyordu. tc'nin olduğu postu 5 dk sonrs kaldırdım, korkmuştum.

    bu arada sürekli mesajlar gelmeye devam ediyordu. bir kişi tc yi ona da göndermemi, eşiyle istanbul'da yaşadığını, bir tane küçük çocuklarının olduğunu, ücretli öğretmen olduklarını, yıllardır kpss'ye çalıştıklarını, kpss sonucu açıklandığında bunalıma girdiğini ve o gecenin sabahı intihar etmek için pencereye çıktığını son anda vazgeçtiğinden bahsetti. bu konuyu gündeme taşımam için yalvarıyordu. (buralarda ola ki okursa umarım atanmış ve güzel bir hayatın vardır kardeşim) müthiş sinirlenmiştim, gözlerim dolmuştu. gözümü kararttım, tc'yi tekrar paylaştım. yarım saat kadar durdu, bu arada ilginç bir şey oldu. özelden birkaç farklı kişi başka tc'ler göndermeye başladı. resmen birbirlerini ispiyonlamaya başladı fetöcüler. işte böyle şerefsiz bir oluşumdu bu. tc'leri ve ekran görüntülerini benim gruptan sildim, herkesi memurlar.net'de açtığım başlığa çağırdım. elimde tam 8 tc vardı, hepsini açık bir şekilde forumda paylaştım. orada da başka tc'ler gelmeye başladı, toplam 23 tc elde ettik. ispiyonlama devam ediyordu ancak artık iş bizden çıktı, memurlar net başlığı silmişti fakat 120 bin kişilik grup tc'leri elde etmişti. tc'ler 1600 adresli maillerle tüm medya ve milletvekillerine gönderilmeye başlanmıştı bile. sonrası artık gündeme bomba gibi düştü, tüm ulusal kanallarda haber olmuştu.

    dönemin ösym başkanı, çok saygı değer şahıs! kopya olmadığını iddia etti, aklımızla dalga geçer gibi. v.ş haberlere dahi çıktı kendi emeğiyle kazandığını söylüyor, iftira atan kişilere dava açacağından bahsediyordu,eşiyle boy boy fotoğraflarıyla birlikte.karşı algı başlamıştı bile. neyse ki tepkiler çığ gibi büyüdü. ancak yaşanan süreçte sadece eğitim bilimleri iptal edildi. sadece eğitim bilimlerinde kopya çekildiği açıklandı ancak gy-gk da da kopya çekildiği ayan beyan ortadaydı. ortada çok büyük şerefsizlik vardı!

    eğitim bilimleri sınavı sanırım bir ay sonra tekrar yapılmıştı, tc'si elimizde olan şerefsizlerin bir çoğu sınava girmedi. gy-gk'dan zaten full çekmişlerdi, en kötü memurluğu garantilemişlerdi. bazı salaklar da eğitim bilimlerine tekrar girdi, bir önceki sınavdan full çeken ya da bir yanlış yapanlar 40 yanlış, 50 yanlış yaptılar hepsinin sonucunu gözlerimizle gördük. isimleri her şeyi elimizdeydi, bu fetö artıkları gy gk dan full çektikleri için atandılar. bunların peşlerini bırakmadık, en azından atandıkları okulların gruplarına hırsız olduklarını yazdık, sınav sonuçlarını paylaştık. o haberlere çıkan, bize dava açacağını söyleyen v. ş. bile sınava girmişti yüzsüz pezevenk. eşiyle birlikte 40 tan fazla yanlış yapmışlardı. ama tepki göstersek de olay kapandı. yüzsüzce atandıkları okullarda çalıştılar. bunlar sadece 23 kişi değildi arkadaşlar, en az 2500-3000 kişi bu sınavdan kopya çekti. aklını kullanıp şu soruyu da yanlış yapayım ne olur ne olmaz diyen, eğitim bilimlerinde 1-2 yanlış yapan kişilerin sıralaması 1300'lerdeydi. kopyanın boyutunu hayal edin.

    ösym başkanı sonraki sınavlarda tabi ki sonuçları şifreli yayınlamaya başladı. kopya kesinlikle çekildi, çekilmeye devam etti. kimse beni sonraki sınavların temiz olduğunu ikna edemez. kopya her zaman bu ülkede çekilir arkadaşlar. ülkede kontrol mekanizması yok. seçtiğimiz milletvekilleri ki onları siz seçmiyorsunuz parti liderleri seçiyor, işte sırf bu yüzden milletvekillerini siz seçmediğiniz için milletvekilleri bir dahaki seçimde seçilebilmek için halka değil parti başkanına çalışıyor. partiye zarar verecek usulsüzlükleri asla gündeme getirmiyor. çoğu da gücü elde edip servetine servet katıyor. böyle ahlaksız bir sistemde kıçı kırık bir sınavın sorularına bir milletvekilinin ulaşamayacağını düşünmek saflık olur.

    fetö ortaya çıktıktan sonra, bu öğretmenlerin, memurların hemen hepsi hapsi boyladı. bu şerefsizler, hırsızlar, kul hakkı yiyen adiler ektiklerini biçtiler. devletin her organına bu tür hırsızlık, kul hakkıyla yerleştiler ancak adalet geç de olsa yerini buldu bir nevi. ancak tüm bunlara rağmen hala sistemi elinde bulunduranların adil bir yarışta çocuğunu, akrabasını yarıştıracağını düşünen aptaldır! çünkü burası cumhuriyet ülkesi değil hamhamriyet ülkesidir.

    edit: çok fazla özelden mesaj geldi, aynı dönemde gruplardan bir çok arkadaş mesaj attı. toplu cevap vermek istedim, yetişmem imkansız. hepinizin teşekkürlerini kabul ediyorum :) hepinizi kucaklıyorum, öpüyorum. asıl ben teşekkür ederim arkadaşlar, o dönemde fetönün ne kadar çirkin bir yapılanma olduğunu ve devletin içine nasıl nüfuz ettiklerini sizlerin sayesinde resmen ilk kez, birlikte ispatladık. yaptığımız şey anlayanlar için çok önemliydi. 2016 yılına kadar tam 6 yıl boyunca anlamadılar. halbuki sistemi nasıl ele geçirdiklerini ilk biz gözler önüne sermiştik. mevcut iktidarın bu süreçte nasıl davrandığını biliyoruz, 2016'ya kadar ne istedilerse vermişlerdi. kimin hakkını kime vermişlerdi? şeffaf, adil ve kontrol mekanizması güçlü, yönetenlerin ahlaklı ve halka biat edecekleri bir sistem için oyunuzu kullanırken lütfen oy vereceğiniz partiyi iyi seçin. ve partilerin seçtiği milletvekillerini seçtiğinizi de unutmayın, milletvekillerini seçmediğimiz bir sistem içerisindeyiz. biz bu sistemi hak etmiyoruz. buradan bu gazla mevcut sistemi tasfiye etmek için gruplaşalım mı? sistemi hak ettiğimiz gibi değiştirelim! şaka şaka :) anında indirirler, oy kullanarak yapacağız bunu başka yolu yok. swh
  • üst edit: sahte belge düzenlenerek üretilen sahte başarı hikâyesi olduğu kesinleşmiş bir olaydır. youtube'da "yks 1671" yazıp arayınca doping hafıza ile 1671'inci olan bir öğrencinin videosuna rastladım, o da matematikten 39 doğru 1 yanlış yaptığını söylüyordu ama hangi alanda olduğu belirtilmemişti. instagram üzerinden sordum ve eşit ağırlık alanında bu sıralamayı yaptığına dair yanıt aldım: yanıt görseli
    youtube arama görseli

    sağ olsunlar doping hafıza gerçekten eşit ağırlıkta 1671'inci olan öğrencinin sonuç belgesini benimle paylaştı ve hukukî süreci başlatacaklarını belirttiler: görsel
    filiz sert adlı kişinin gösterdiği sözde sonuç belgesi: görsel
    filiz sert'in sahte sonuç belgesinde diploma notu üzerinde oynanmış ve yabancı dil testi bölümü silinmiş. geri kalan her şey aynı. sahte sonuç belgesi düzenlediği artık kesinleşen filiz sert'in; üzerinde oynayarak yaptığı sonuç belgesinde yabancı dil testi bölümü kırpılmasına rağmen yabancı dil puanı hesaplanmış görünüyor.

    kpss ile memur olmak istediğini söyleyip hemen ardından ise hep savcı olma hayali kurduğunu beyan eden birinin yükseköğretim kurumları sınavı'ndaki ilginç kazanımıdır.

    edit: sonuç belgesinde diploma notu yazan yerde belirgin bir tuhaflık var. küsurat için sanırım virgül yerine nokta koyulmuş ve yazı fontu sonuç belgesine hâkim olan font ile aynı değil: görsel

    en önemlisi ise diploma notuna karşılık gelen obp hatalı. 53,400 diploma notu için hesaplanan ortaöğretim başarı puanı net yani küsuratsız 267 olmalıyken; sahte sonuç belgesinde 494,16800 görünüyor.
  • bilmem kaç milyon sınava girdi diyorsunuz da bunların zaten yüzde 90 i boş insanlar. elinizde kanıt olmadan birinin hakkında bu şekilde konuşmak da doğru değil. kişiyi tanımam etmem ama her okuduğunuza inanmayın.
hesabın var mı? giriş yap