• bilâl babam alman harbinden evvel, giresun’da iken bir rüya görüyor:

    rüyâmda oldukça yaşlı; ama boya, pudra ve cilâ ile güzel görünen; kendini güzel gösteren bir kadın getirdiler. büyük bir mahkeme kurulmuş. kadını sanık olarak, hâkimin huzuruna çıkardılar.

    hâkim:

    – biz, senin boynuna mücevher takmıştık. bütün dünyayı ışıtsın, herkes o ışıktan istifade etsin, diye. şimdi o mücevher görünmüyor. sen, onu ne yaptın?

    kadın:

    – yuttum, dedi.

    hâkim:

    – o mücevher yutulur mu? sen yutasın diye mi boynuna takıldı. bütün dünyayı ışıtacaktı. herkes, onun ışığından istifade edecekti. doğru söyle ne yaptın? kadın yine:

    – yuttum, dedi.

    hâkim:

    – şimdi, o mücevher nerde?

    kadın:

    – karnımda.

    hâkim, bu kadını üç büyük doktora teslim etti. ameliyat edip mücevheri çıkartsınlar diye. üç doktor adını alıp ameliyat için götürürlerken, hâkimin yanındaki diğer bir hâkim:

    – ya ameliyattan kalkamayıp da ölürse, der.

    hâkim:

    – ölse de kalsa da ne olursa olsun muhakkak ameliyat olacak. bu mücevher meydana çıkacak, dedi. uyandım.

    biz "bu rüyânın tevili nedir?" diye sorduk. bilâl babam şöyle buyurdu:

    – yaşlı olup, boyayla pudrayla genç görünen kadın dünyadır. boynuna takılan mücevher de dindir. din, şimdi dünyanın karnındadır. üç büyük doktor, üç büyük devlettir. bunların ameliyat yapmaları dünyadaki harptir. üç büyük devlet, harp edecek. bu dîn-i mübîni meydana çıkaracak.

    bu rüyâyı bilâl babam, alman harbinden evvel görmüştü. bilâl babam; birinci doktor, alman harbiydi. almanlar çok harp etti. dünyaya çok ameliyat yaptı. mücevheri çıkartamadı. avrupa'dan bir bıçak attı, moskova'ya kadar, bilmem nerden bir bıçak attı, afrika'ya kadar. dünyayı ameliyat etti; yardı, yardı. bu dîn-i mübîni meydana çıkartamadı.

    birinci doktor vazifesini bitirdi. şimdi iki doktor ameliyat yapacak. bunlar muhakkak yüzde yüz bu ameliyatta dîn-i mübîni meydana çıkartacak. bütün müminler de o mücevherden istifade edecek, diye buyurdu.
  • kimle kim arasında olacağını bilmiyorum ama almanya'nın kaybedeceğini biliyorum.
  • stefan zweig diyor ki: “1914 yılından önce yeryüzü tüm insanlığa aitti. herkes istediği yere gidebiliyor ve istediği kadar uzun kalabiliyordu. izin verme yoktu, kabul etme yoktu.”
    dünya bütün insanlığın olmalı yine.
  • pandemiden gerekli dersleri alamayan ve değişimi yapamayan insanlık sebebiyle başlangıçını hızlandırdığımızı düşünüyorum. bugün balkanlardan afrika ya kadar dünyanın her yerine patlamaya hazır bombalar yerleştiriliyor. savaş ın baya ukrayna ve rusya da olduğu gibi baya toplu tüfekli komşu ülkeler arasında bağlayacağını düşünüyorum ( tr- yunanistan, kosova, sırbistan vs..) insanlığın artık yapmak zorunda olduğu değişim doğrultusunda seyredecektir dye düşünüyorum.
    dünya çok büyük bir kıtlık ile karşı karşıya. artık bunu çocuk dahi biliyor fakat ciddiyetini idrak edemiyoruz. pandemi gibi bir dünya felaketi geçirdilk hala ekonomik imkanlarımız el verdiği sürece aynı tüketim alışkanlıklarımızı sürdürme gayretindeyiz. pandemi, emflosyon, savaş… bu kıtlığı yavaşlatmak, zaman kazanmak, yada her ülke kendi çıkarlarını korumak için çağımızda olacak olan gelişmeler. maalesef artık o çılgıncasına tükettiğiniz günlerin sonuna geldiğimizi kabul etmek zorundayız.
    türkiye ise bence bu savaşta oldukça sanssız, olanaksız. hatta daha savaş başlamadan yenildiğini düşünüyorum. ve bunun en büyük nedeni, gerçekleri göremeyip olayları hala “ batı bizi kıskanıyor” seviyesinde değerlendirmek.
    peki tr için yapıacak hiç mi bir şey yok? önce artık kafamızı kumdan çıkarmamız lazım. artık gerek siyasetçi gerek toplum olarak iç ve dış siyaseti objektif görebilmemiz lazım. ben bizim ülkemizi sevdiğimizi düşünmüyorum. hepsi ezber ve sözde. bu ülkeyi gerçekten sevmemiz lazım yani yere bu ülkeyi sevdiğimiz için çöp atmamamız lazım en basiti. sanki chp trolüymüş gibi bir yere bağlayacağım ama değilim. artık akp den kurtulmamız lazım. ülkeyi gözünü kırpmadan bataklığa sürükleyen, gelecekte daha büyük hırsıslıklara, yobazlıklara gebe olduğu gün gibi ortada olan bu hükümeti sonlandırmamız lazım. büyük bir boşvermişlik içindeyiz, bu savaşın daha başlamadan kaybedeni olduğumuzun farkında değiliz. bunu topluma nasıl anlatmak mümkün bilmiyorum. yine de umut var, ülkeyi, hadi onu geçtim kendi yaşamımızı sever, değer verirsek var.
  • ekonomi üzerine bir savaş olacak. zeki insanları, biliminsanları çok olan ve bunları iyi kullanan nitelikli toplumlar diğer cahil halkları olan ülkeleri ezip geçecek. savaş sonucu milyonlarca insan ölmeyecek sadece çok daha fakirleşip ultra köle düzeyine ulaşacaklar. biz tarafımızı çoktan seçtik.
  • rusların natonun yayılmasını önlemek için bahane edip nükleer silah kullanmasıyla başlayacak savaş.
  • gecikmiş bir savaştır. şimdiye çoktan çıkmış olması gerekiyordu. vekalet savaşlarıyla taşlar yerine oturmuyor.
  • bazı sosyal bilimciler'e göre (bkz: izzettin önder) başlamış ve devam eden süreçtir. onlara göre (ki kimi körfez savaşı ve/veya ssbc-afganistan'dan kimiyse 11 eylül'den), en az 20 yıldır süren ve gerek bölgesel gerekse de vekaleten süre gelen tüm olgular aslında savaşın sürdüğünü gösterir. yani? birden çok ülke birden çok bölgedeki çatışmalara kimi zaman doğrudan (teçhizat/eğitim) kimi zaman da dolaylı (siyasi destek/maddi yardım vb.) ile taraf oluyorlar ve olmaktadırlar. ancak dönemin şartları ( nükleer başlıklardan uluslararası ticarete/küreselleşmeye kadar) bir çok etkenden dolayı alışıla gelmişin aksine "savaş ilânı" yapmadan, dolaylı/doğrudan destekler ve/veya yaptırımlar ve son olarak da paramiliter örgütlenmeler üzerinden yapıyorlar. böylece ne çıkarlarından sapmış oluyorlar ne de bir sorumluluk alıyorlar.

    bu yorum bana kalırsa net olmasa da oldukça çok doğrular içeriyor. kendi adıma ben işid/daeş'e bazı hava bombardımanları dışında doğrudan müdahale görmedim. oysa bu gerek abd'nin gerekse abd ordusunun son olarak da cıa için görece "prestij düzeltmesi" için kaçınılmaz fırsattı. son ırak savaşı, kısa dönemde abd için kârlı olmuş/görünüyor olabilir (ister şirketleri ister devleti ki devlet için kârlılığı çok tartışıldı) ancak siyasi-diplomatik ve kurumsal prestij olarak yüksek bir zarar yazdı. bunun yerine paramiliter örgütlere ve "yerel" oluşumlara destek verildi, içlerinde terör örgütleri de dahil (bölgede sadece pyd terör örgütü var sanmak, sığ bakış).

    sonuç olarak bugünün değerlendirmesini görece en doğru şekilde "gelecekteki" tarihçiler karar verecek ancak siz yukarıda yazılanlara katılmasanız da "daha başlamadı" gibi net bir ifade kullanırken lütfen bir kez daha düşünün. artık net bir olay olmadan da savaş çıkabiliyor, çıkmış da olabilir. ^^yani "franz ferdinand" öldürülmese de savaşta olabilirz ki zaten o olayda da ferdinand yaşasa/suikasti olmasa sanki savaş çıkmayacakmış gibi algılayan çok insan var, teşekkürler meb ve müfredatı. ^^

    daha net örnek vereyim: abd, rusya, ab, çin vb. küresel devlet/birlikteliklerin çatışmadığı, çekişmediği herhangi bir savaş var mı? afrikası'ndan orta doğusu'na, ukraynası'ndan uzak asya gerilimlerine kadar... abd'nin ukrayna'ya destek olması "insani" zannedenler ırak savaşı'nın da "nükleer başlıklar" yüzünden çıktığına (cıa bulamadığını itiraf etti) inanabilir ki bu durum işgalci rusya'yı aklamaz. sadece masada duran sebeplerle arka plânda olan sebepleri karıştırmayın yeter. rusya'da aynısını yapıyor, ukrayna'yı işgal etmek bana kalırsa putin'in her zaman aklında-rüyasındaydı, sebep buldu/verdiler o da "rüyasını gerçekleştirmek" için işgale başladı. neorussianempire! ^^
hesabın var mı? giriş yap