• hiç heyecan yapmayın, çünkü bunların bir kısmısı büyüdükçe gerzekleşir, dümdüz bir insan olur çıkar. bakınız kendinden bilmek, ya.
  • çok geç.
    ben 2 yaşında cümleyi öğelerine ayırıyordum.
    te allah'ım ya.
    aceleniz ne kardeşim.
    benim oğlan 2.5 yaşında sora sora 3 basamaklı sayıları okumayı öğrendi. 4 yaşına geldiğinde unutmuştu bile.
    her şeyin zamanı var.
  • evde butun gun otururken ve etrafinda hic kimse yokken, kendisi bile hatirlamadigi ya da anlamadigi bir sekilde kitap okumayi ogrenen cocuklardir..
    aileleri onlari yapayalniz birakmistir bir sekilde, o kadar ki, hele kardesleri de yoksa, butun gun sadece kitaplarla oynarlar. onlari okur, kendilerini hayallere kaptirir, daha kucuk yasta herseyin kitaplardaki gibi buyulu olduguna inanirlar.
    ama bu bir hediye degil bir lanettir. once kendilerine bakacak kimse olmadigi icin, ve tabi okuma bildikleri gerekcesiyle ilkokula gonderilirler. burada herkes cizgi cekip hecelerken, henuz yasi cok kucuk olan cocuk (turkiye'de bir donem okula baslamak icin bes yas siniri oldugundan, en fazla bes yasindadir, bir an evvel konmustur o bedava yuvaya) etrafa bakar, derse konsantre olamaz.
    bunun uzerine idealist fakat hatali ogretmeni onun sinif atlamasi gerektigini dusunerek cocugu seviyesinin esit oldugu ucuncu sinifa layik gorur. evet, cocugumuz aritmetik de yapabildiginden hemen sinif atlatilir. daha fecisi bu velet mesela istiklal marsi'nin on kitasini da ezbere bilmektedir. manyaktir yani..
    yedi yasinda okula baslayip ucuncu sinifa gelmis on yasindaki veletlere bir kardes emanet edilmistir, daha bes yasinda..
    ustelik bir de butun hocalar ornek gosterirler cocugu.. tabi butun bunlar kacinilmaz olarak cocugun feci dayak yiyip birinci sinifa donmesiyle sonuclanir.
    idealist ogretmen buranin amerika veya film seti olmadigini hatirlar, ve her ders cocuga ek gorevler verir. digerleri cizgi ceker, o siir yazar; digerleri heceler, o kitap okur.
    peki sonra?
    hayati idrak edebilmeye genc yasta baslamak, genc yaslanmaktir.
    cocuk hayati boyunca bunun cezasini ceker. kendisini anlayan insan pek fazla olmaz. kitaplarina sariliyorsa hala, ne yazik ki kendisine kotuluk yapilinca bunu da anlayamaz. hayat adil degildir. yalanlar, iftiralar, ve buna inanacak insanlar vardir hayatta. kotuluk vardir. ve sorgulamadan kabul edenler vardir kotulugu.
    cocuk acisiyla gelisir, hayata karsi durur bir sekilde. zekasi bazen ona iyi bir egitim ve bunun karsiliginda yuksek mevki olarak doner. bir sekilde mutlu olabilecegi kendisine benzeyen insanlari da bulursa, iste o zaman genc basladigi yolda durup bir nefes almak ister, belki dinlenir.
    hayati cok tanidik gelir kendisi gibi azinlikta olanlara. o kendisini daha zeki gormez, belki daha yalnizdir digerlerinden, bu sayede ogrenmistir. genellikle romantik, saf ve iyi niyetli olur. bu nedenle de ihanete ugrar, kendisine iftira atilir, kazik yer, ama toparlanir bir sekilde. dunya ona gore biraz daha yavas doner. ama o buna alismistir.
    bir de unutamama hastaliklari vardir, ki bu da erken yasta gelismenin bir yan etkisidir.
    en guzel anlatimi seker portakali isimli kitapta yapilmistir bu cocuklarin hayatinin.. zeze hayati erken anlar, ve bu hic de guzel degildir. okuyan erken gelismislerin kendisini bulacagi bir hayatta erken yasta okumayi ogrenmesi henuz herseyin baslangicidir.
  • şahsen okumayı 4,5 yaşında öğrendim, ilkokul öncesinde ansiklopedileri karıştırırdım, bütün ülkelerin başkentlerini, para birimlerini, bayraklarını ezbere bilirdim. ama sonuçta hiçbir b.k olmadı. hiçbir yerde bana mozambik'in para birimi sorulmadı, uruguay'ın bayrağını bırak yerini sorsam kim bilecek.
  • ilkokula 6 yasinda ikinci siniftan baslayan cocuklardir bunlar. tum okul hayatlari kendilerinden 1-2 yas buyuk cocuklarla gecer. 16 yasinda liseyi bitirirler. yas farkini universitede kapatmayi bilirler ama.
  • yaşamının müteakip yıllarında,"bir başlangıç dönemi olarak 6 yaş"a af buyurun götüyle gülecek velet. ayrıca 8 yasinda bilim teknik hatmeden cocuk ile sidik yarışına girişmesi de kuvvetle muhtemeldir.
  • bi faydasini gormedigim yetenek mi ne boksa. gazete kadar boyum vardi sadece mansetleri okuyabilirdim ama. okula da bilerek basladim mesela ama hep sen bi dur dendi. oyle oyle ezik mi yetistik nedir. psikologa bile goturduler icine cin mi kacmis bu cocugun diye. gene bisi yok. yani bildiginiz malim. sizin cocugunuzun da basina gelirse heyecan yapmayin yani.
  • meraklı çocuğun merakını gidermekle aynı şey. eğer çocuk meraklıysa, soruyorsa, anlam ilişkisi kurmaya çalışıyorsa okumayı yazmayı öğrenmesi gayet normal..

    3 yaşında bir çocuk zaten sorular sormaya başlar. eğer alfabe kafasında soru işareti çaktırdıysa ya da ilgisini çektiyse hiç kaçış yok soracak .

    bende örnek vereyim bizden.. bizde alfabenin tahta yapbozlarndan vardı. hani tak çıkarlar vardır ya onlar. bize de yeğenlerimden geldi. yani benim bebe * doğmadan 3-4 yaş oyuncakları da vardı evde. benim ki 1 yaşına geldiğinde bir ara çıkarmıştım oynasın diye. epey de takıldı. hatta sanırım bende sebep olmuş olabilirim okumayı erken öğrenmesine çünkü harfleri sesleriyle söyleyince gülmekten çatlıyordu çocuk. doğal olarak o güldükçe benim de hoşuma gidiyordu. tabikii olayı orada bıraktım.

    ama 3 yaşında kendi kendine okumayı yazmayı öğrendi. muhtemelen ses oyunu ona alfabeyi cazip hale getirdi. ne biliim ya da ben öyle zannediyorum.

    yani öğrenmek isteyen çocuğu engellemeyin. okumayı yazmayı öğrenince dahi olmuyor. çok da bir artısı yok ya da ne biliim. bence daha önemli şeyler var.

    çocuklar enstrüman çalmayı öğrensin. sanatla içli dışlı olsunlar. en erkenden sanata başlasınlar. diğerleri de olur..

    bir sürü şey var. neyse
  • 1 yasinda kitap yazan ben icin tam bir gerizekali olarak kalacak kardesimizdir.
hesabın var mı? giriş yap