• efes için cska maçından sonra ter idmanı havasında geçen maç.
  • efes'in kazanmasının en büyük nedeni ikilik sayı yüzdesi (56.4% vs 46%).

    efes bu sezon en az 80 sayı bulduğu 24 maçı da kazandı.

    efes 22 yıl aradan sonra kadrosunda hiçbir euroleague şampiyonu olmadan zafer kazanan ilk takım oldu. en son 1999'da bunu zalgiris yapmıştı.

    aynı zamanda bu zafer ataman için 4. avrupa kupası anlamına geliyor (euroleague,
    saporta cup, fıba eurochallenge ve 7days eurocup).

    tebrikler efes, tebrikler koç ataman!
  • şerefsizlik ve haysiyetsizlikte sınır tanımayıp "efes pilsen" kelimelerini ağzına almaya çekinen bir takım çevrelerin eline vermiş türk basketbol takımının avrupa şampiyonluğu kutlu olsun. böyle zoraki paylaşım yaptırır işte bu takım.

    (bkz: say my name)
  • (bkz: #123916332)

    umuyorum ki bir sonraki yazımda şampiyon efes pilsen olarak başlayacağım demiştim; şampiyon efes pilsen

    aslında bir değişimin de hakkını vermek lazım, anadolu efes mahlası da artık o kadar yabancı gelmiyor. bu takımın da kendine has bir hikayesi, kendine özgü bir karakteristiği oluştu. belki de bu kupayla birlikte efes pilsen'in anadolu efes'e dönüşümü de ufaktan tamamlanmıştır; tabi ki mevcut konjektür değiştiğinde bizim de beklentimiz tuncay özilhan'dan efes pilsen ismini yeniden gönüllerimize ve dillerimize kazımasıdır, bunun istisnası olamaz.

    28 mayıs 2021 cska moskova anadolu efes maçı için ergin ataman'ın mükemmel maç planı demiştim, gerçekten öyleydi, hoca mükemmel bir maç planı yapmıştı ve bu tıkır tıkır işledi, ta ki son çeyreğe kadar. orada farklı fraksiyonlar oluştu ve maç zora girdi ancak efes ne olursa olsun finale adını yazdırdı. bu maçta ise saras'ın savunma stratejisi kusursuzdu, daha önce bu kadar baskı altında kalan efes kısa rotasyonu inanın görmedim. yani perimetre etrafını inanılmaz savundular. efes'in en önemli özelliği 3 sayı oyunlarıdır, tüm efes sistemi kısalar üzerinden döner ve bunun temelinde de pnr hücum stratejisi yatar. yani efes'i kolay kolay sırtı dönük bir oyuncuya top verip pozisyon alarak göremezsiniz. barcelona bu maçta tüm stratejisini efes'e özellikle pnr oynatmamak üzere kurgulamış, zaten istatistiksel olarak ligin en iyi savunma yapan takımı saras'ın ekibi ve en oversize takımı. tepede efes ne zaman pnr için yerleşse yay etrafına dizilmiş koca koca adamlar buldu karşısında ve istisnasız her pick'e öncelikle yüksek show up ve hareket devam ederse adam değişimi getirdiler. böyle olunca efes biraz ezberinden şaşmak zorunda kaldı, temelde 3 seneyi hücumda tepeden hızlı bir pnr denemesiyle başlatıp olmazsa forvetten dribbling ederek ve dipte boş adam bularak geçiren bir takım için pnr yapamamak aslında büyük sorun. barcelona maça claver ile başlayınca yardımlar kısa forvetten gelecek sandım, bu durumda da simon'un yaratıcılığıyla efes'in rakibini rahat cezalandıracağını düşündüm ancak durum düşündüğüm gibi olmadı. saras claver'i daha çok tepede ani baskılar için ve rebound katkısı için kullandı ve tepede davies'in hızlı ayaklarıyla efes'in kısalarına baskı yaptı. bu durum maç başında baya işe de yaradı.

    coach ataman uzun rangeli baskılı savunmaya karşı öncelikle 3-4 hızlı pas üzerinden sertaç'ı bularak bir şeyler üretmeye çalıştı, bu sonuç verdi ancak sertaç faul problemine girince ve rakip gasol'ü sahaya atınca bu defa pleiss ile gasol'ü çemberden uzaklaştırmaya çalıştı. işte öne geçmenin ve o avantajı vermemenin başlangıçı o dakikalar oldu aslında. gasol 41 yaşın verdiği yorgunlukla dışarıda adam kovalamaya, kısa üzerinde kalmaya çalıştıkça efes kısaları hem alan buldu, hem de pnr ile başladıkları birçok hücumu pick and pop ile tamamlayıp pleiss'a boş şut imkanları yarattı. ataman'ın oyun temelinde olan yapılardan biri olan bu durum pleiss sakatlanana kadar devam etti, sonrasında bu yapıyı takım sertaç'a kurdu ancak sezonu müthiş bir performansla geçen sertaç şutları sokamadı, aslında burada barcelona savunma stratejisinin de hakkını vermek lazım, sertaç ve pleiss'ın en etkili olduğu şut açısı tam tepe ve bunu her 2 oyuncuya da vermediler. pleiss nispeten diğer açılardan ve orta mesafeden de yüzdeli atabilen bir isim olduğu için sorun yaşamadı ancak sertaç hem dipten hem de çaprazdan bir türlü beklenen isabeti bulamadı.

    barcelona savunma stratejisini kısalara alan bırakmamak ve uzunlara şut imkanı tanımamak üzerine kurdu demiştim, burada kritik eşik bunu 1 kere kırabilmekte. efes bunu ikinci çeyreğin ortalarında başardı ve bir daha rakibine öne geçme fırsatı tanımadı. 40 dakika efes gibi bir takıma bu denli baskılı savunmayı sürdürebilmek de pek mümkün değil açıkçası ve zaten öyle de oldu. yine bu noktada 2 ismin maç içindeki değişimine değinmek istiyorum, micic ve larkin. bu iki isim efes'in temel karar vericileri, yanlarına simon'u da ekleyebiliriz elbette ancak takımın tavanını da tabanını da bunlar belirliyor. efes yalnızca 4 üç sayı sokabildi bu maçta ve 18 atış kullandı, ligin en çok 3 sayı deneyen takımlarından biri ve oyununun temeli bu atışların yüzdesine bağlı bir ekip efes ancak barcelona'nın savunma stratejileri nedeniyle bundan uzaklaşmak zorunda kaldı. bundan uzaklaşıp pnr de oynayamayınca ne yapıldı, başta larkin ve sonrasında micic rakip uzunların tepede yaptığı yüksek show up'ları keskin bir şekilde dribbling ederek cezalandırdı, özellikle de tüm maç bunun için mirotic'i seçtiler. yani tepede mirotic'in adamından pnr'e başlayıp akabinde orta saha çizgisine doğru açılıp barcelona defansını adam değişimi yapmaya zorladılar, karşılarında da mirotic'in kalmasını sağladılar. istatistiklere bakmadım, mirotic'in sahada olduğu esnada +- durumu incelemedim ancak ciddi bir fark olduğuna eminim zira hem micic hem larkin her defasında ya faul aldı yada turnike ile bitirdi bu hücumları. mirotic hücumdaki verimsizliğinin yanı sıra savunmada da barcelona'nın yaptığı stratejiyi çökerten isim oldu. bu durum micic ve larkin'in tüm maç dayak yemesini de beraberinde getirdi elbette ancak aynı zamanda tarihte bir ilk olarak ikisini ortak mvp de yaptı.

    son paragraf efes organizasyonunu her şartta maddi manevi destekleyen özilhan ailesine ve takımı en dipte alıp en tepeye çıkaran ergin ataman'a teşekkürle bitecek. tabi unutulmaması gereken bir diğer isim genel menajer alper yılmaz. tuncay başkanın bu kupayı her şeyden çok istediğini çok iyi bilen biriyim, bu uğurda büyük yatırımlar yapıp, aynı oranda hayal kırıklıkları yaşadığı sezonlar da oldu ancak hiç inanmaktan ve istemekten vazgeçmedi, büyük karakter böyle olur; herkesten çok senin hakkında sayın başkan, kutlu olsun. coach ataman, adeta bir ekol yarattı, 3,5 yıl önce takımın başına geldiğinde dibe vurmuş ve harap haldeydik. ivkovic'ten sonra bütçe neredeyse yarıya düşmüş ve perasovic döneminde alabildiğine kötü transferlerle ligin son sırasına demir atmıştık ancak öncelikle yarısında geldiği sezonu tamamladı ve tespitlerini yaptı ardından da kendisinin büyüteceği ve değer katacağı bu kadroyu kurdu ve 3 yıldır inanılmaz inandı. yani bu markette pleiss ve anderson'dan çok daha iyilerini bulabilirdi ancak kesinlikle kadrosunu bozmadı. inanılmaz bir takım yarattı ve sonunda kupayı aldı. helal olsun coach, eline yüreğine aklına sağlık.
  • efes pilsen taraftarı bu başarıyı sonuna kadar hak etti. sonuna kadar tebrikler!

    not: in obra we trust spor
  • tebrikler efes tebrikler.
  • dış şut atamazken burayı zorlamayıp, switch sonrası yakalanan ters eşleşmedeki yavaş ayakları larkin ve micic'in penetreleri ile delmeyi sürdürmek bile mantalite olarak anadolu efes'in çok sağlam bir karakter olduğunu gösterdiği final...

    normalde bir türk takımının; böyle bir maçta ellerin ayakların dolanıp, üçlüğü zorlamasını beklerdik.

    normalde bir türk takımının; real madrid serisi ve cska yarı finali son periyot sıkıntıları yaşanmışken, finalde 10 sayıdan gerideyken havlu atmasını beklerdik.

    normalde bir türk takımının; kıpırdanmayı sağlayan pleiss sakatlanmışken, ahlar vahlara başlamasını beklerdik.

    tebrikler efes pilsen...
  • malum adıyla şanlı efes pilsen'i tarihi başarısıyla kutlarız. türk basketbolu denince akla gelen ilk takımdır. yine altın harflerle tarih yazmıştır.
    ülkemiz için çok önemli bir markadır. efes
  • 90'lı yıllarda maçlarını izlerken heyecandan hop oturup hop kalktığımız, benim gibi birçok insana basketbolu sevdiren, aydın örs yönetiminde, petar naumoski'nin saha içi liderliğinde tamer, ufuk, mirsad, volkan'lı efsane kadrosuyla efes pilsen bugün anadolu efes ismiyle avrupanın en büyük kupasını kazanmıştır.

    90'lı yılları bu defa çok güzel duygularla anımsattıkları için bu büyük başarıda emeği geçen herkese ne kadar teşekkür etsek azdır.
  • oncelikle tebrikler efes. cocuklugumuzda yasattiginiz korac zaferinden sonra, bizi tekrar cok mutlu ettiniz. turk basketbolunun bugunlere gelmesinde bu kadar buyuk bir emegi olan, zamaninda alt yapisinda mucadele ettigim camianin sonunda avrupanin en tepesine cikmasindan gurur duyuyorum.

    tum bunlar disinda maci tekrar izledim ve isin teknik/taktik tarafini konusmak istiyorum. en son soyleyecegimi bastan soyleyeyim saras buyuk gelecek vaadeden bir isim ve mac onu icin harika bir plan yapmis. fakat mac ici koclugu tam anlamiyla rezalet olmus. efes tarafina donersek, efesin de mac onu plani rezalet. ancak neyse ki ilk 13 dk sona erdikten sonra bazi dogru dokunuslar yapmis ergin ataman. şöyle ki;

    barcelona zaten fizikli bir takim. oyunlari hucumuyla degil defans agirlikli oynayarak cozen bir takim. zira higgins disinda (ki o da sadece kendi skorunu uretmek icin) delici veya yaratici oyuncusu yok. hal boyle olunca clever’i de ilk 5 baslatip, tamamiyla micic ve larkini devre disi birakmayi amacladilar haliyle. bu plan ilk 13 dk ise yaradi. cunku 1)davies switch yapildiginda avrupanin en iyi uzunlarindan biri 2)ozellikle switchlerde mirotici saklamayi cok iyi basardilar.

    ancak rotasyonlar geldiginde ve davies 2 faul alinca isin rengi degismeye basladi. oncelikle barca cok yanlis rotasyon tercihleri yapti. bir baska konu gasol belki de tum avrupanin gordugu en iyi bir iki oyuncudan biri ama bu mac ozelinde barca heralde gasol transferinden pisman olmustur. artik yavastan oteye gecmis ayaklariyla oyunda kaldigi her dakika efese yaradi. neden oriola veya cleverin 4 oldugu kisa besler denemedi saras anlamis degilim. efes tarafinda ise pleiss pick and pop lar ile oyunu genisletmeyi, uzunlari disari cekmeyi basardi. boyle olunca larkin ve micic en azindan bazi bosluklar buldular.

    ana rotasyonlara donunce efese dogru giden oyun dengelendi. hatta momentum yavas yavas barca’ya donmeye basladi. ancak bu kez efesin teknik anlamda en dogru hamlesi geldi. israrla saklanmaya calisilan mirotic uzerinden aldilar tum switchleri. ondan sonra da zaten is micic ve larkinin hunerine kaldi, ki onlar da neden avrupa’nin en iyi kisa ikilisi olduklarını gosterdiler.

    simdi calathes sakatti diyebilirsiniz, barca’nin kisa rotasyonu zaten problemli diyebilirsiniz. tum bunlar dogrudur. fakat isleyen plan ve oyuncularla, tekleyen ve hatta zarar veren oyuncular bu denli netken saras’in normal rotasyonlarina devam etmesi efesi sampiyon yapti. allahtan oyle yapti saras, ama kendi kariyeri icin buyuk bir soru isareti yaratti.
hesabın var mı? giriş yap