• kadıköy'den kalkıp da büyükçekmece'ye varıp, çekmeceler dolusu kitapla eve dönsem, millet bana deli mi sikti olm seni der mi diye korkuyorum amk!

    internetten sipariş etsen hem cebinde daha çok para kalır hem de belin ağrımaz amk! e o zaman ne sike yarar bu tip fuarlar? bilmiyorum.

    dalga geçmeyin de bi şe söyleyeceğim. salonlarca kitapseveri bir arada görmek de hoş bi şe ya! kitap okuyan yüzlerce güzel insan yan yana. bundan daha nezih daha sempatik bi kare olabilir mi ya? kitaplara bakarken gözleri ışıldayan insanlar bunlar. ben onları görmeye gideceğim. onlarla fotoğraf çektireceğim. iyi ki varsınız diyeceğim. bu başlığa uğrayan herkese kucak dolusu sevgiler ayrıyeten. merak etmiş, tıklamış hiç değilse bu başlığı.

    ha az daha unutuyordum. kitap okuyan insanları, her ne şekilde olursa olsun, bir biçimde ötekileştiren her kim varsa, hepsinin götüne koyayım. yok efendim kahveyle kitabı yan yana koyup instagram'a koyan kezbanmış da, yok efendim okuduğu kitaplar sikimsonikmiş de, yok bu bir okuduğu kitabı göze sokma arzusuymuş da... sizin o sözde elitizm kokan kaleminize, süslü saçlarınıza attırayım e mi?

    lan zaten türkiye'de kitap okuma oranı binde bir falan. işte o bir kişiyi de incitme be abi. cam fanuslarda muhafaza et. onu kitap üzerinden vurma bari be! kitap okuyan kişiyi salt kitap üzerinden tahfif etme n'olur! yalvarırım ya! avamlığıyla, sonradan görmüşlüğüyle, hoyratlığıyla, budalalığıyla alay et. bir kişiyi, kitabın fotoğrafını paylaşıyor veya ne bileyim, okuduğu kitap için iki kelam ediyor diye alaya alma. kitap gırgırdan vareste kalsın bi zahmet.

    kitapla kahve keyfini tek karede servis eden yurttaşı, batırıp çıkarma yerin dibine. yerin dibine sokmadığın birileri kalsın be amk! amk rahatsızı! her bir siki senin verdiğin nizamat doğrultusunda yapacaklar he mi?

    aksine, helal len sana de. iyi en azından kitap okuyor de. öküz möküz ama kitaba da vakit ayırıyor de. kevaşe mahdumunun teki ama kitap da okuyo de.

    keşke herkes kitap okusa da, bilimum sosyal medya platformunda paylaşsa! keşke yediden yetmişe kitapları kritize etsek. keşke okunmamış kitaplar üzerinden birbirimizi ayıplasak. kitap kahve fotosu paylaşana da öfke duyabiliyor olmanız, psişik ahvalinizin vahametine en derin vurguyu yapıyor bana sorarsanız. kitap okuyana kitapla vurmak nedir ya?

    okuduğu kitap sikindirikmiş. sensin sikindirik! küstah!
  • haftasonu kalabalık oluyor sanıyordum, haftaiçi okul saatinde daha kalabalık oluyormuş.

    20 tane anaokulu öğrencisini omuzlarından tren yaptırıp kıyametin arasına sokan öğretmenler mi dersiniz, oaaaahahahahaha diye böğürerek milletin üzerine çıkan ergenler mi dersiniz, tank olarak dizayn edilmiş çocuk arabasıyla milletin üstüne sürenler mi dersin, her türlü insan mevcut.

    kalabalıktan cinnet geçiresiniz geliyorsa siz de okul saatleri içinde tüyap'a gelin.
  • bu yıl 35. yılını dolduran istanbul beylikdüzü tüyap'ın ev sahipliği yaptığı fuar.

    gitmek isteyen kitap severler için birkaç tavsiye vermek istiyorum.

    eğer gitmeyi planlıyorsanız hafta içi 16:00 19:00 saatlerinde gitmenizi öneririm. çünkü 12:00- 16:00 arasında ilk, orta ve lise öğrencilerinden kitaplara bakmaya bile fırsat zor buluyorsunuz. hafta sonları aşırı kalabalık oluyor. özellikle fuarın son iki günü olan cumartesi, pazar günleri köprüden geçmek 35 dakikanızı alabilir.

    fiyatlara gelecek olursak öyle çok bir indirime rastlamadım bu yıl. hatta aksine fuar başladığı için birçok internet sitesi yüzde 50'lere varan indirimlere başladı. bu da kitap severleri fuardan almak yerine internetten almaya sevk ediyor.

    yine de her standa uğrayın derim. özeliikle altıkırkbeş gibi yayın evleri 5 tlye varan indirimler sunuyor. yapı kredi yayınlarında genelde fiyatlar normal seyirdeydi. harry potter ve lanetli çocuk 16.50 tl ye satılıyor. (şuan en çok satılan kitap olduğu için bu örneği verdim ve baya indirim uygulamışlar). iş bankası sadece nutuk'ta baya indirime gitmiş. 9 tl'ye satılıyordu. yani bütün yayın evleri bir kitap seçmiş ve indirimi sadece ona uygulamış diğer kitaplar hep aynı kalmış gibiydi.

    manga ve çizgi roman severler içinde fiyatlar normal seyrinden yine pek farklı değildi. gerekli şeylerde pek indirim göremedim. ancak bersek ve bleach takvimli posterlerine toplam 10 tl verdim. kupaları 15 tl idi. normalde bunlar daha pahalıya satılıyordu bana çok ucuz geldi. mangalarda indirim yoktu. çizgi romanları da toptan alınca 80 falan tutuyorsa 70 versen yeterli cinsinden bırakıyorlardı.

    bu yıl fuarda en beğendiğim olay ünlü ressamların tablolarını kaliteli baskı olarak 5 tl'ye satan doğubatı yayınevi standı oldu. kesinlikle uğrayın derim. normalde çok daha pahalıya satılıyor.

    test kitapları bölümüyle işiniz yoksa bu bölümleri oluşturan iki salona sakın girmeyin. hep öğrenci kaynıyor ve çok yoğun oluyor.

    özetle kitaplarda çok indirim bulamadığım daha çok görsel sanatlarda indirime giden bir fuar olmuş.

    yine de gezmeye değer.
  • kitap fuarlarında aslında herhangi bir indirim yapılmamaktadır. türkiye'de fuarcılık anlayışı kitapçı kar oranının (artı-eksi yüzde otuz) aradan çıkarılıp yayın evinin direk kendisinin kitap satmasından oluşmaktadır. zaten çoğu yayın evi de yüzde 25 indirim yapmaktadır ki internette daha fazla indirim oranı bulabilirsiniz.
  • beylikdüzü'nde ikamet etmeme rağmen gitmediğimdir. her yıl giderim, ama bu yıl sırf o metrobüs geçidi üzerindeki insan trafiğini ve yoldaki araç trafiğini görüp vazgeçtim. kuru kalabalık yaratmak için gelen binlerce insan var. normal şartlarda eline kitap almayan, "kitap okuyor musun?" sorusuna "yha vakit bulamıyoruuaam" diyen, öğrencileri götürmek için hafta sonunu seçen okullar, sadece eşantiyon ürün almaya gelenler ve daha nicesi.

    evet, kitap aldığım/alacağım zaman dokunmam gerekiyor çoğu zaman, ama artık günümüz internet - teknoloji devri. siparişlerimizi veriyoruz, kapımıza dek geliyorlar. ben gibi kalabalık ve gürültü sevmeyen, araç trafiğine girmek yerine toplu taşıma tercih eden ve bu kalabalıkta ağırlık taşımayı sevmeyen insanlara göre müthiş bir imkan açıkçası.

    okumayan bir milletiz ve göstermelik yaşamayı çok seviyoruz. zaten biraz merakımız biraz da kendimizi geliştirme hevesimiz olsa, şuan gündeme oturan ve hepimizin içini cız ettiren, sağa sola küfretme ve lanet etmek zorunda bırakan olayların gerçekleşme oranı azalacak belki de...
  • engelliler için ızdırap olan fuar.

    psikoloji'de yüksek lisans öğrencisi, yürüme engelli kuzenimin isteğiyle cumartesi fuara gittik. öncelikle fuar kapısına araçla girmemize izin vermediler, engelli kartı olmadığı için, tamam dedik. otoparkta kapıya yakın yere parketmek istedim yine aynı kart olmadığı için izin vermediler. neyse dedik tekerlekli sandalye var nasıl olsa. ama fuar kapısına inen yolda engelli rampası yok, araç yolunda gitmek zorunda kaldık. dikkat etmemize rağmen mazgala tekerlekler sıkıştı ve düşme tehlikesi atlattık.

    içeride standların arasına konuşan rampalar gelişi güzel konulduğundan fuarı dolaşmak çok yorucu oldu. kablolar zemin kaplamasının altında hiç bir koruma olmadan geçirilmiş.

    ziyaretçilerin çoğunun yüzünde "ne işin var burada, git evinde otur" bakışı her yerde karşılaştığımız gibiydi. yol vermeyenler, sandalyenin önüne atlayanlar, çarpıp özür dilemeyenler, her zamankilerden fazlaydı.

    son yıllarda olduğu gibi fuarla birlikte indirim yapan kitapyurdu ve fuar bitiminde kampanya yapan idefixe fiyatları daha uygun olması, aşırı ve anlayışsız kalabalık, uzaklık gibi nedenlerle bundan sonra ziyaret etmeyi düşünmüyoruz.

    umarım ziyaretçi sayısı kadar ziyaretçi kalitesi de artar.
  • her sene sabırsızlıkla beklerdim ama bu sene gitmiyorum. anadolu yakasında otururken bile metrobüsle gitmişliğim var, şimdi görece daha yakın bir yerde oturuyorum ama gerçekten bir parmak bal için bir çuval keçiboynuzu yemek gibi bir şey, beylikdüzüne toplu taşımayla kitap fuarına gitmek.
    herkes bahsetmiş zaten indirim oranlarının bir albenisi yok, internetle aynı hatta daha düşük. kitapları, kitap sever onca insanı, yayınevlerini birarada görmek derseniz (yazarken içimde ufak bi kıpraşım oldu esasen, acaba? dedim) ama yok değmiyor işte. o yayınevleri onca kitapseveri, beni orada görmek için %15 fazladan indirim yapmadıkça; fuarı organize edenler beni orada görmek için daha şehrin içinde bir yere taşınmadıkça değmez.
    bir de gitmişken 10+ kitap satın alıyorum, sırt çantam, elimdeki poşetler derken pazar alışverişi gibi elim kolum dolu metrobüse binip ayakta seyahat ediyorum. 2 gün omuzlarım ağrıyor filan. yo dostum yoo, bu sene gitmiyorum.
  • nihayet bugün 10.30 gibi ulaştım. cıvıl cıvıldı her yer. pazartesi olmasına karşın her yerden çocuklar bitiyordu. kahvaltı niyetine sandviç-çay alıp da boş yer aradığımda bulamadım çünkü istisnasız her masa küçüklere hizmet veriyordu. mecburen 7 yaşlarında hamburger yiyen bir küçüğün yanına misafir oldum.

    fuar alanının labirent havası biraz dolaştığınızda daha iyi algılanıyor. ayakkabıların ikide bir takıldığı yükseltileri saymazsak hoş bir gezinti sunuyor kitap severlere. giriş ücreti 5 tl. kafe ücretleri yüksek. insanları kitap ile buluşturmanın bedeli okuyucunun cebinden çıkıyor. o zaman oradan kitap almanın ne anlamı var ki? yine de aldık bir şeyler. en azından 8-9 kitap alırsanız daha değer buluyor. internetten bazı kitapları daha ucuza alabilirim elbette. netten gelen kitapların bazılarının yıpranması, orijinal ayraçların eksik oluşu olumsuz yönü. %20-30 indirimlerle kendi elinizle seçmenin verdiği mutluluk anlatılamaz.

    bir çok kitabı inceledim. standların çevresinde döndüm durdum. yine gider miyim? sanırım evet. elimde tuttuğum yayın kataloğunu bir yerde unutmuşum. o zaman bir daha gitmek gerek. satın alma olayına girmeden binlerce kitap ile selamlaşmak isteyenler, bir karnavala gider gibi yol alıp rengarenk kapaklar arasında kaybolmak isteyenler, kalabalık içinde kafa dağıtmak için kitap fuarının çağrısına kulak verebilirler.
  • beylikdüzü, avcılar, büyükçekmece sakinlerine hitap eden fuar.

    kimse kusura bakmasın, hem ulaşım çilesi hem fiatlandırma politikaları tüyap kitap fuarını cazibe merkezi olmaktan yıllar önce çıkarmıştı zaten. öte yandan istanbul, etkinlik ve kitap alışverişi konusunda çok fazla alternatif sunduğu için zorunluluk kriteri de geçerliliğini yitirmiş durumda. nostaljik duygular peşinde koşanların da tepebaşı günlerine ihanet ettiğini hatırlatmak isterim.
  • istanbul'un kanser eden trafiğinde allah'ın unuttuğu yere gitmemizi isteyen fuar. işin garip tarafı allah'ın unuttuğu yerde dahi trafiğin olması.
    içeri giriş ve otopark ücretiyle birlikte 15 lirayı ve yaktığımız benzini bir kenara koyalım, fuardaki kitaplar internette bulacağınız fiyatlarla aynı hatta bazen internette daha uygun.
    bunun sebebini yky de bulunan görevli arkadaşa sordum bana "o siteler toptan aldığı için daha ucuza veriyorlar" dedi, la arkadaş beyaz eşya, gıda sektörü mü bu spotçu mantığıyla kitap satışı mı yapılır ? bir internet sitesi yayınevinden daha ucuza satış yapıyorsa bu amasız lakinsiz yayınevinin kazıkçılığından kaynaklanmaktadır.

    işin özü uluslararası istanbul kitap fuarı son yıllarda üniversite altı okulların zorla taşıdığı bebelere kitap satıp kar ettiği bir yer olmuştur, nerede 5 sene önceki kitap fuarı nerede şimdiki, benim gibi gittikten sonra elim boş çıkmayayım diye kitap alıp bu zihniyete hizmet etmeyin*.

    gitmeyin.
hesabın var mı? giriş yap