• hırsların gereksizliğini hissettim 35'e yaklaştığım yıllarda.
    basit yaşamak lazım, kariyer diye robota dönüşmemek lazım bunları anladım.
    ama azim ya da hayat enerjisi denilen şeyin var olması gerektiğini idrak ettim.
    bizim yaşıtlarımızın çoğu depresyonla boğuşuyor bu sebeplerle.

    basit de olsa bir amaç edinmek lazım bu hayatta ama evlilik ve ebeveynlik gibi değil;
    bir sonraki günün anlamlı olmasına neden olacak, sürekli kendini geliştirmeye yönelik çaba bu.
  • 45 olunca acaba neler hissedilir ki diye düşünmeden edemiyor insan.
  • gec kalmislik. ben bunu 20 yasimda neden yapmadim sorulari.

    pismanlik ve debelenme. debeleniyorsun ama olmuyor cunku hayat cok yoğun, gündem çok yoğun. hep bir istek hep bir beklenti var senden.

    artik gec kalmissin çocuk. çirpinmayi birak.

    sahip oldugun en degerli seyler, hayatta ise anne baban kardesin.

    seviyorsan eşin.

    ve o masum çocuğun.
  • 2000 yılından bugüne 18 yıl geçtiğini düşündükçe “oha be diyip”, ama bağzen “35 oldum hımm çok ilginç” diye ara sıra düşünüyorum. ama özel birşey hissetmiyorum. iş hayatı konusunda 20li yaşlarda yaptığım mücadeleler aynen devam ediyor.bu sıralar - ye düşmüyorum ama + ya da gidemiyorum. 1-2 yıllık değil ama 5 yıllık süreçlerde hayatı köklü değiştiren şeyler oluyor (bkz: çin bambu ağacı).20li yaşladarda babayla yaptığın tartışmalar saçma geliyor ama yaşasaydı yine tartışırmıydık diye de merak ediyorum. herhangi bir hayali yapmak için geç değil ama sonuçta bir 25 yaş ta değil.
  • daha çok beyazlayan saçlar.
  • alakası yok hiçbir şey hissetmiyorsun. ta ki çocukluk veya gençlik arkadaşlarınla bir mekanda oturup eski günleri anlatana kadar.
  • daha olgun, daha ayağı yere basan, istediğini bilen biri oluyorsunuz. hayatınız için kritik kararlar alacağınız son kavşak. iş veya aile ile ilgili sorunlarınız varsa bu arada çözerseniz çözersiniz, yoksa geçmiş olsun!
    yaş:36
  • hafiften hafiften olum diye birseyin varligini hatirliyor insan... cok ictigin bir gecenin sabahina allal bullak olmus bir halde uyandiginda acaba kap krizi gecirecekmiyim diye tirsiyorsun. basin donuyor , adim atamiyorsun ve diyorsun ki “yahu ben eskiideeen...” “para mi biriktirsem bankada” diye soruyorsun kendine ya da “bir tane ev bir tane araba fena olmaz” diye hayiflaniyorsun. daha dun gibi gordugun zamanlarda tavlamaya calistigin kizlarin senden 15 yas ufak oldugunu, sen universitede okumaya basladiginda kundaktaki kizin o kiz oldugunu dusunmeye basliyorsun. soyle yarin kilo kuzuyu devirmek eskiden seni kesmezken simdi 250 gram izgara bonfile kolestrolu tavan yapabiliyor ve filinta gibi delikanliyken ufaktan ufaktan gobeklesmeye baslamis migden kirmizi alarm verebiliyor. yine de yilmiyorsun! sacina basina bakiyorsun, kendine tarz yaratiyorsun, “bu yasina geldin hic yaslanmadin booluum” sozleriyle kendini gazliyorsun. alisverise herzamankinden daha fazla vakit ayiriyor, “iki kere mi yasayacagiz ulan gez gor ye gitsiin” diyerek bencillesebiliyorsun. 36 yasina geliyorsun yani anlayacagin. vakit gecip gidiyor; sen sadece izliyorsun...
hesabın var mı? giriş yap