• palandöken dağının eteklerinde konuşlanmıştır bu tugayın merkezi.. laleli ve dumlu'da da bağlı birlikleri vardır. fiziki olarak soğuk havaya alışık değilseniz ve (mesela benim gibi izmir'de doğup büyüdüyseniz) aralık-mayıs arası kısa dönem olarak bu birliğe gidiyorsanız cok ama cok üşüyeceğiz konusunda garanti verebilirim. yemekhane ve hamam yatakhanelerin bulunduğu bağlı birlikler binasına 1,5 km kadar uzaktadır. tipide kaldığınızda günde 3 kere gidip geldiğiniz yolda yolunuzu cok rahat kaybedebilirsiniz. özellikle hamama gitme aşaması cok ironiktir bu birlikte.. hamama girersiniz içerisi yaklaşık 35 derecedir. daha sonra işiniz bittiğinde dışarı çıkarsınız ve şimdi az önce artı 35 derecede olan vucudunuz bir anda eksi 35 dereceye maruz kalır. bunun yanında aralık ayında başlayan askerliğiniz sayesinde buzda yürümek konusunda cok fazla tecrübe kazanırsınız. hava eksi 10 dereceye düştüğünde "ohh iliğim kemiğim ısındı" şeklinde keyifli keyifli ortada gezinmenize olanak verir iklim. yemekhanede üzerinize su dökülmesi durumunda yatakhane'ye gidene kadar parkanıza işlemiş olan su donar (başıma geldi). askerlik yapmak için iklim açısından en zor yerlerden biridir 4.zırhlı tugay.. ancak askerliği asıl zorlaştıran yada kolaylaştıranın iklim değil kesinlikle başınızdaki komutanlar olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.

    terhis olduğnuz gün arkanıza bakmadan cıkarsınız palandöken kışlasından.. o saatten sonra takmışsın hürgeneral rütbesini değil tugay komutanı, genelkurmay başkanı gelse umrunda olmaz. ancak mayısın ortasında erzurumdan kaçarcasına ayrılırken erzurum seni dolu yağışı ile uğurlar gene.. birliğine teslim olduğundan tam bir yıl sonra bugun bunları yazarken 4 zırhlı tugay'dan yana sadece ağzında acı bir tat kalmıştır o kadar.
  • 1980-1984 arasinda, babamin kurmay baskanligini yaptigi, o zaman erzurum-askale'de konuslanmis olan ve 2004 te depremde lojmanlari hasar gordugu icin bosaltilan tugay seviyesinde askeri birlik.

    babam gorevliyken avuc ici kadar cocuk olarak o lojmanlar, onunden gecen demiryolu koprusu, cadde birer devdi benim icin. hayallerimde hep oyle yasatmistim. yillar sonra tekrar ziyaret edince, o devasa sandigim kopruye ziplasam degecek kadar yakin oldugumu fark ettim.

    bir de lojmanlarinin onunden gecen tanklarin altina dogru sopa falan atardik, neden yaptigimizi hatirlamiyorum.
  • 2009 aralık ayında kısa dönem erbaş olarak askerliğimi yaptığım tugaydır.
    tugay'ın topçu taburu'na bağlıydım fakat tugay'ın sosyal tesislerinde muhasip'lik görevi verdiklerinde (ki bi bok bilmememe rağmen muhasebeden çok iyi anladığımı söylemiştim) askerlik benim için o gün bitmişti.askerliği buraya çıkan arkadaşlara yardımcı olabilir, yol yordam gösterebilirim.
  • babamın 67’lerde falan 23 ay askerlik yaptığını söylediği erzurum aşkale’de bulunan topçu kışlası. babama 2004’te palandöken’e taşındığını söyledim. pek bişey hissetmedi tabi.
  • 335. kısa dönem olarak askerliğimi yaptığım yer.

    * tugayın karargahı palandöken kışlası'nda bulunmaktadır. tam olarak sevk edildiğiniz kışlayı öğrenmek için doğrudan gidilmesi gereken yer de bu kışladır; zaten erzurum halkı tarafından tugayın ismi pek bilinmez. askerler için 'havuzbaşı' erzurum'daki merkez noktasıdır ; buranın yakınından geçen 16\b (üstyol) minibüsü ile kışlaya gidilebilir ya da üç-dört kişi ile gayet makul bir fiyatla taksiye binilebilir. palandöken kışlası havuzbaşına 15 dk. uzaklıktadır.

    * palandöken kışlası, saim tuna ve laleli kışlasından çok daha sakindir; özellikle tugay'ın lojistek destek komutanlığı'na bağlı bölük ve takımlarda (karargah takımı, ulaştırma oto takımı, kışla hizmet takımı, sahra hizmet bölüğü, sıhhiye bölüğü) görevlendirlenler genelde spor ve eğitimden muaflar, ancak bu kararın tabur ve takım komutanının insafına kaldığını belirtmek gerekir. laleli ve saim tuna daha 'harp sanatı' kimliğine sahip yerler. ayrıca, gelen kısa dönem sayısı fazlaysa, fabrika diye kısaltılan 55.bakım merkez komutanlığı'na da yoğun bir sevk yapılacaktır. buraya giden arkadaşlar günde sekiz saati bulan nöbetlerden şikayet ediyorlardı.

    * asıl sorular;

    rütbelilerin kısa dönemlere tutumu nasıl?

    askerlik, insan onuruna yapılan en büyük hakaretlerden biri, bundan dolayı çok fazla 'rahatlık' beklentisiyle gitmemek lazım, fakat rütbeli askerlerin 'uzun vadeli sömüremeyecekleri'ni bildikleri üniversite mezunu askerlere karşı daha 'nötr' olduklarını belirtmek gerekiyor. erzurum terörün uzağında bir şehir ve dinamiklerini askerler ile öğrenciler oluşturuyor, bu nedenle terör bölgelerine kıyasla daha 'geniş ufuklu' ve 'muhabbet edilebilir' komutanlarla karşılaşılabilir - ki bana kalırsa kendisini sizden üstün gören, sadece 'içeride' borusu öten bir adamın gözüne batmamak en makulu.

    bana ne görev verilecek?

    bu sorunun cevabının görevlendirilen bölükle, takımla ve komutanlarla doğrudan ilişkisi var. eğer teknik alanda bir mesleğiniz varsa buna uygun bir görev almanız gayet olası. misal, bir inşaat mühendisi, karargahın içinde yer alan istihkam şubesinde görev alabilir; ancak, mesleğinizi yapmanız sizi çok da mutlu etmeyebilir; sonuçta, ersiniz ve yıllarca iş deneyiminiz olmadığı için belki de hiç uzmanı olmadığınız vazifelerden mesul olacak, 'ne biçim üniversite mezunu?' olmakla suçlanacaksınız. bilgisayar teknisyenleri, bilgi yönetim merkezinde görevlendirilebilir. sıhhiye bölüğü'ne gidenler revirde görev alır, sahra hizmet bölüğü'ndekiler kantin ya da yemekhane çavuşu olur vb. kısacası, şans ve mezun olunan bölüm bu konunun temelini oluşturuyor.

    nöbet tutacak mıyız? uzun dönemlerin tavrı?

    kısa dönemler müstakbel çavuş oldukları için genelde nöbet tutmazlar; 'abi' ya da 'hocam' diye hitap eden uzun dönem kardeşlerimiz, çavuşlarına nöbet tutturmazlar ama haliyle kolluk tuttururlar. nöbet için gecenin bir yarısı uyanmak rezalettir ancak sürekli zor durumda kaldığınız, sorumluluk yükleyen kolluktan daha iyi yanları olduğu söylenebilir (bkz: nöbetçi çavuş). dediğimiz gibi, uzun dönem askerler belirli bir saygıyla yaklaşsalar da 'poşet çavuş' ların ricalarını (inatla emir demiyorum) sürekli görmezden gelirler. öte yandan, çavuş olamayıp onbaşı kalan kısa dönemler için nöbetçi onbaşı'lık da ayrı bir yüktür. bu sebeple, nöbet tutmak konusunda, diğer birçok konu gibi fazla hassas olmamak lazım. maksimum 160 günü tamalayıp, eve dönmek olmalı asıl dert...

    edit: 2013 tarihli diğer kışlaları da dahil palandöken kışlası taşınıp trabzon'a kaydırılacağı haberleri mevcut. tamamen mazi oldu öyleyse...
  • 2004 yılında aşkale'den erzurum palandöken kışlası'na taşınmıştır. bağlı garnizonlar dumlu ve laleli'dir. entry'nin girildiği anda tugay komutanı tuğgeneral ahmet baki erdoğan, kurmay başkanı piyade kurmay albay taci kurul'dur.
  • a$kale'dedir.. 1993'te tugay komutanı bahtiyar türker'di.. sonra msb'ye gitti falan..
hesabın var mı? giriş yap