• nasa'ya alinan adamlara soruldugunda cevabi astronomik olacak soru.
  • şirket içi eğitim zart zurtlarında da, çalışanları vizyon sahibi yapmak için, ödev yazdırdıkları soru kalıbı. beş yıl kilit bir süreçtir hep, kalkınma planlarımız bile 5 yıllıktır niyeyse. sorsana 30 yıl sonra kendini nerede görüyorsun diye... roman yazayım sana, "otuuz senee sonra kendimi, bir ege kasabasında balık yiyip rakı içerken görüyorum. beraber çalıştığım herkesi unutmuşum... hele seni toptan silmişim dimağımdan. torun torba etrafta körebe oynuyor, yeri geliyor beraber atçılık oynuyoruz. arada bahçedeki domateslerden çoban yapıyorum bi tane masaya, herkes denizden geliyor, acayip bi muhabbet başlıyor. annaneee diyor torunlar, sen gençken napardın? valla diyorum, hep bugünün hayalini kurardım çocuum, arada da kendimi eylerdim."
    vizyon sahibi yapacağınıza, motivasyon sahibi yapın insanı biraz.
  • hep "senin yerinde" olarak cevaplamak istediğim sorudur bu, ama bu iş kıtlığında nerede o göt.
  • ancak ve ancak bu ülkede yaşamayanların ya da bu ülkenin iş ve ekonomi gerçeğinden bihaber olan, sağyın kaymak tabakası mensuplarının sorabileceği bir soru.

    türkiye gibi bir gün sonrasında ne olacağı belli olmayan, hayat şartlarının zorlaması yüzünden istediğin işi seçemediğin bir ülkede yaşayan birine, bir kaç dakika sonra kırmızı ışıkta geçen allahın belası bir kendini bilmezin çarpmasıyla ölme ihtimali çok yüksek olan birine, maç sevincini oraya buraya kurşun saçarak kutlayan bir gerizekalının kör kurşunlarına hedef olarak ölme ihtimali olan birine, hastanenin acil servisine parası yok diye veya gerekli cihazlar yok diye alınmayıp oradan oraya acillere koştururken pisi pisine ölme ihtimali olan birine, daha yarınından emin olmayan birine, bir ömür kadar uzak bir geleceği sormak kadar absürd ne olabilir ki..
  • bir defasında son derece ukala tavırlarından rahatsız olduğum, yaptığım görüşmeyi zihnimde çoktan bitirmemin verdiği rahatlıkla "senin yerinde" diye cevapladığım sorudur.
    evet işe alınmadım. zaten istemiyordum. cok sahane bir rahatlık veriyor insana.
  • görüşmeye gitmeden önce cevabının hazırlanması gereken sorudur
  • (bkz: carpe diem)
  • koca şirketlerde dipdibe, minnacık, güneş görmeyen kubiklerde çalışanlar bu soruya en çok 'kapısını kapatıp çalışabileceğim, penceresi olan bir ofiste' diye cevap veriyolarmış.
  • ''oğlum maaşlı iş bize göre değil. ne yapsak acaba?'' sorusunun tartışıldığı arkadaş ortamında diyerek cevaplandırılabilecek soru.

    ''gıda abi gıda. gıda işinde her zaman para var''
  • "kisfmetse, 5 yil sonra kendimi, helal süt emmis zengin koca adayimla evli, iki cocuguma bakan bir ev kadini olarak görüyorum." seklinde cevap verilesi soru.
    hayir, hangi yarim akilli hazirliyor bu sorulari, sorsan "5 yillik sözlesme gibi bir amaciniz mi var" diye, ona da "yok, önce bir deneyelim." derler. i$e alacagi kisiyi bir anlamda kölesi olarak satin aldigini sandigi icin isveren, be$ sene sonrasini da hesap etmek zorunda tabii ki. yoksa sana ne, benim bes sene sonra kendimi nerede gördügümden. normalde, bir kisinin cv'sine, yaptigi islere bakarak zaten o kisinin ne cesit potansiyellere sahip oldugunu, ne kadar yükselebilecegini, "insan kaynaklari uzmani"yim diye bir iddian varsa anlaman lazim. isiniz gücünüz milleti kölelestirmek. (bkz: hadi bea)
hesabın var mı? giriş yap