• almanya' da alış veriş sırasında kullanma ihtimalinizin epey düşük olduğu banknot. imkansız olmadığını kendimden biliyorum. bir hediyelik eşya dükkanında 350 €luk bir alış veriş yapınca kasiyer hanım sorun çıkarmadan kabul etmişti. ama bir çok yerde 200 € ve üstünün banknot olarak kabul edilmediği alenen yazıyor. bu arada 500 € nuzla açlıktan ölmek istemiyorsanız bir tane kumarhaneye gidip orda 500 € luk chip alıp biraz takıldıktan sonrada chiplerinizi paraya çevirebilirsiniz. bu da benden size bonus olsun
  • çok değişik bir para bu. yurt dışına gitmeden evvel bankadan nakit para alalım yanımıza dedik, 1500 euro parayı 3 adet beş yüzlük banknot olarak verdiler. dedik ki ne iyi, ne güzel. hem hayvan gibi para taşıyoruz yanımızda hem de çok az yer tutuyor. bir taraftan yükün hafifliyor ama bir taraftan da düşününce yükün artıyor. hasbelkader birini düşürsen bir maaş gitti anasını satayım. neyse vardık gittik yurt dışına, bir yerden bir iki parça alış veriş yaptık. geldik kasaya uzattık bu 500lük banknotu, kasiyer hayatında ilk kez görmüş gibi baktı yüzümüze. bu olmaz dedi. nasıl dedik olmaz? para işte aq? türkiyede bunu bir araya getirmek ne demek sen biliyon mu bacım? dedim. mal gibi bakıyor. bu geçmez diyor. ulan nasıl geçmez? burası ab değil mi? ilyas salman gibi kuyruktaki diğer avrupalı adamlara bakıp sordum, kardeş burası münih değil mi? ne diyor bu denyo der gibi bakıyor adamlar.

    alamadık almak istediklerimizi. 3 tane beş yüzlük banknot elimizde, avrupanın göbeğinde kaldık ilyas salman ve köylü arkadaşı gibi. ulan dedik trene binip memlekete dönelim desek bilet bile alamayacağız iyi mi! az kalsın konsolosluğu arayıp durumu anlatacaktım. payamız vay abi, payamız vay bijim diye şirinlik yapacaktım. bir tarafımıza bakarak kendimizi dışarı attık. yok mu ulan dedim buralarda hermes mağazası falan? girip bir çanta, cüzdan bir şey alalım bari? sonra o çantaların fiyatlarını düşününce bizim beş yüzlük banknot renkten renge girmeye başladı. taam dedim sakin ol! girmiyorum hermese falan.

    e dedim bari bir döviz bürosuna girip yalvaralım da bozsunlar parayı. lazım değil, gerekirse bir üç beş oyro komisyon da ateşleriz. arpamız var. girdim. o germen irisi adamla bir zaman cebelleştim. adam o ne büyük para, ben onu bozamam diye yırtıyor kendini. neredeyse büroyu kapatacak. ulan dedim biz memlekette mahalle bakkalında para bozup dolmuşçuya para tümleyen milletiz. nasıl avrupa burası? paran var, hem de bir cüzdan dolusu ama bozamıyorlar. iş adamları kullanıyor onu diyor! ulan it! belki ben de iş adamıyım. bozsana parayı? nein diyor hala!

    daldım ilk bulduğum bankadan içeri. verdim herifin tekine. dedim reyiz şunu bi parçala gözünü seveyim! adam biraz bana baktı, biraz banknota. makineye tuttu, x rayden geçirdi. dedim aga yok! tutuklayacak bunlar bizi. biraz bir şeyler konuştu yanındaki yöresindekilerle. aha dedim az sonra alaman polisine derdimizi anlatacağız. gavur elinde yessir kaldık. neyse bereket versin bankada parayı bozdular da kurtulduk. hazır dedim bozdular bari diğer beş yüzleri de bozduralım ama vazgeçerler diye korkup başka bankalara gittim.

    ezcümle, bu parayla yurt dışına gitmeyin kardeşlerim. bozmuyorlar. burada 200 lira ile sakız alsan adam o parayı bozar. avrupada olmuyor o iş. zaten artık basılmıyormuş da.
  • grup olarak yurtdışına çıktığınızda, grupta ilk defa yurtdışına çıkan insanları işaret eden banknot.

    yurtdışına çıkmadan önce, bin euro alsam yeter denilerek döviz bürosuna uğranılır. döviz bürosu da iki adet 500 euro'luk banknot verir. sonrasinda tüm tatil, o 500 euro'luk banknotların bozdurulmaya çalışılmasıyla geçer.
  • dün cebimde 500 euro ile giessen sokaklarını gezerken markete girip alışveriş yaptım. kasaya geldiğimde kadın elimdeki paraya baktığı gibi suratını asıp bu parayı alamam dedi. tamam diyerek çıktım başka bir markete gittim o da kabul etmedi. ne oluyoruz ulan dedim elimde para var ama aç kalacağım bu gidişle diye korku sardı.

    bankaya gittim parayı bozarlar diye onlar da kendilerinde hesabım olmadığı için parayı bozamayacaklarını söylediler. hesap açalım o zaman diyorum olmaz burada ikametin yok diyorlar. birkaç saatlik mücadele sonucunda deutsche bank parayı almalarının yasak olduğunu ama yine de beni mahçup etmemek için bir defaya mahsus parayı bozacaklarını söyleyerek beni rahatlattılar.

    işin kötü tarafı elimde 500 euro daha var onu nasıl hallederim bilmiyorum. 500 euro pişmanlıktır almayın aldırmayın.
  • cebinizde sadece bu paranın bulunmasıyla hiç paranın bulunmaması arasında alışveriş pratiği açısından fazla bir fark yoktur. her iki durumda da aç kalmanız yüksek ihtimaldir zira kimse kolay kolay 500 euro bozmaz. velhasıl hangi akla hizmet basıldığı çözülemeyen bir banknottur kendisi.
  • almanya´da elden bir magazaya / otele falan gittiginizde ödeme araci olarak kullanamayacaginiz banknot. degerinin yüksek olmasi nedeniyle sahte cikma durumuna karsi kabul etmek istemiyorlar.
    ama olur da elinizde bu paralarla almanya`ya geldiyseniz, gidin bir türk bankasindan rica edin ve bozdurun. o da olmadi döviz bürolari size daha kücük banknotlar haline getiriyorlar parayi ama bunun icin de 5 euro gibi bir komisyon aliyorlar.
  • yunanistan'da bir arkadaşım bunu yaklaşık 15 euroluk hesabını ödemek için garsona vermişti. garson artık nasıl heyecanlandıysa içerdeki diğer çalışanları çağırıp bakın 500 euro diyip heyecanla paraya baktılar. şaşkınlıkları gözlerinden okunuyordu. aynı zamanda bulunması zor bir paradır, asgari ücretin neredeyse 1.5 katı sadece 1 kağıt parçası, bu durum bile insanı düşündürtüyor
  • oğlumun sünnet düğününde geleceği için bir birikim olması açısından annesi ile birer tane taksak mı diye düşündüğüm ama "ulan bu banknota da iğne batırılır mı?" diyerek arada kaldığım banknot
  • 500 euro banknotu ile ilgili kimsenin henüz bahsetmediği ilginç bir diğer olay:

    bu banknot mafyatik tipler arasında çok rağbet görür, aranır. bunun nedeni, mesela yurt dışına kaçak para çıkarılması gerektiğinde, az yer kaplaması ve bu sayede gizlenmesi kolay olması. büyük meblağlarda ciddi anlamda daha hafif olması.

    yani almanya'da dükkanlar ve bankalar bozmazsa, gidin yasa dışı işlerle uğraşan birini bulun ve hem paranızdan olun hemde başınız belaya girsin. macera olur.
  • hostelde iki gecelik ucretimi (24 €) vermek uzere cebimden cikarmamla birlikte, karsimdaki iki resepsiyonist ablanin "eeov"la baslayip "vauvv"la devam eden naralarina sahit olduran kagit parcasi. portekiz basbakani gelip "10 bed-dormroom pls" dese bu kadar sasirmazlardi.

    p.s: bir anlik da olsa yasanan zenginlik hissi ali agaoglu'nu daha iyi anlamami sagladi. herif ayni reaksiyonu minyonlarca insandan goruyor lan, eglenceye gel. cikarip sallamakla yetinmez, ucak yapip atardim ben olsam. gorgulu adammissin ali.
hesabın var mı? giriş yap