• (bkz: ayda 140 dolar ile dünyayı gezmek) den bir adim daha ileriye gidip, içine dahil olduğum yeni yaşam şeklim.

    kuzey yunanistan'da (bkz: doğal tarım) ile senede 6 ay tohum toplari yaparak tarlaya atiyorum ve ürünleri toplayip satiyorum kalan 6 ayda ise dünyayi gezmeye devam ediyorum.

    doğal tarim için harcanan para sifir -0- lira. herhangi bir masrafi yok, kuş sesleri arasinda, doğanin içinde eğlenerek çalişmak ve dallaridaki meyvelerin günden güne olgunlaşmasini izlemek dişinda yaptigim bir aktivite yok.

    karavanda yaşamaya devam ediyorum ve aylik masrafim 100 euro nun uzerine çikmiyor, kiş aylarinda ise ayda 140 dolar ile dünyayi gezmeye devam edeceğim.

    not: toprağin sahibi olmaz diyen masanobu fukuoka'nin öğrencisibilge bir bilge kişi tarafindan tarla 30 yillik doğal tarimi devam ettirmem ve tarlayi sevmem karşiliğinda verildi.

    not 2 : daha rahat imkanlarin olduğu bir günde daha uzun ve açiklayici bir şekilde yazacağim.

    uğurlar olsun.
  • uzun yol gemi kaptanlarının 6 ay kontrat ile yılın yarısında başarabildiği olay
  • yok öyle bir dünya yeğenim
  • (bkz: kaptan)
  • eger turkiye'de degil de parasi degerli olan bir ulkede calisiyorsaniz gayet rahat yapilabilecek aktivite. ozellikle o alti ayda pahali ve ucuz ulkeleri dengelerseniz sorun olmaz.

    ama tl kazanip dolar euro harcanan ulkelere gezmeye girderseniz sikar o biraz.

    edit: dahi anlamindaki de
  • kutup noktalarında zamanlaması yapıldığında mükemmel olabilecek şeydir. geceleri çalışılır; gündüzleri gezilir.
  • sadece gemi kaptanlarının değil yurtdışı uzakyol çalışan tüm gemi çalışanlarının bu imkana sahip olduğu meslek.
  • doganin insana sundugu yasam seceneklerinden biri.

    6 ay dogal tarim ile gecen surenin ardindan gelen kis mevsimi ile beraber gezginlige devam ettigim yasam seklim.

    kasim ayinin baslarinda yagmur sezonun gelmesi ile beraber tarlama binlerce agac tohumunu tohum toplari yaparak sactim. bahar aylarinda tarlama dondugumde yemeyi ve satmayi dusundugum bezelye ve bakla tohumlarini da direkt tarlama attim. boylece nisan, mayis aylarinda tarlama dondugumde doganin yardimi ile hem yiyecegim hazir olacak hem de meyve sezonu baslayana kadar satabilecegim urun elde etmis olacagim. dogal tarimin en temel ilkesi olan hicbir sey yapma tarimi ile ne su ne gubre ne de herhangi bir kimyasal vs vermeme gerek yok. hatta benim orda olmama dahi gerek yok.

    ınsanin tek yapmasi gereken topraga sacabildigi kadar tohum sacip gerisini dogaya birakmak. ardindan mutlu, huzurlu ve keyifli bir hayatin tadini cikarmaktir.

    geride biraktigimiz sezonu iyi bir gelirle kapattigimi dusunuyorum.
    ( bu konu hakkindaki yazilara ve haberlere burdan ulasabilirsiniz.
    https://seyler.eksisozluk.com/…azarindan-tavsiyeler

    (bkz: butun kariyeri bir kenara birakip koye yerlesmek)

    (bkz: ayda 140 dolar ile dunyayi gezmek))
    bu kis mevsimisini avrupanin cesitli koylerinde ve komunitelerinde gecirecegim. ınsanlara dogal tarimi ogretmem ve beraber calismamiz karsiliginda yatacak yer ve yemek ihtiyacimi karsilayacaklar. keza karavanim ile seyahet ediyor olacagim icin yatacak yer ve ulasim buyuk bir sorun teskil etmeyecek.

    gunden gune zorlasan hayat sartlari, sistem dayatmasi ve sabah 8 aksam 5 calismayi gerektirecek bir hayattan cok daha farkli ve icinde yuzlerce hatta binlerce hayatla kesisme imkani sunan bu yasam sekli beraberinde getirdigi manevi tatmin ve doganin mucizeleri karsisinda sadece arkaniza yaslanip kendinizi akip giden dogaya birakacaginiz bir gerceklik.
    bir cok insana gore hala utopya olarak degerlendirilen ve gerceklesmesine ihtimal dahi verilmeyen bu hayat cennette yasamak icin olmeyi beklemenize gerek olmadigini gosteriyor aslinda.

    kafanizi kaldirip soyle bir etrafiniza bakacak olursaniz goreceginiz sey. aci ceken, hayat boyunca mucadele etmesi gerektigini dusunen ve ordan oraya savrulan mutsuz insanlarla dolu. kisiligi dahi ait oldugu meslek gruplari ile sekillenen bir insan olmaya calismaktansa insanin ait oldugu yerde, dogada insanin kendini tanimasi icin yeterince zamani ve dogru kosullari fazlasiyla mevcut.

    hayat bir ruyadir. sadece uyuyanlar onu gercek sanir.
  • benim gibi serbest yatırımcıların sahip olduğu lüks.

    altı ay köpek gibi çalışıyorum. gece gündüz. allah ne verdiyse. vergimi de ödüyorum. kimsenin hakkını yemiyorum veya çakallık yapmıyorum. güzel para da yapıyorum. altı ay da bu parayı eziyorum.

    daha doğrusu, eziyordum...

    şimdi, sevgilim var. sorumlu bir insan. geleceğe ilişkin güzel planlarımız var. bana hep, “no no no, mister! save your money”, diyor en bilge haliyle. dinlemezsem de bana düz gidiyor.

    bir şekilde kendisini ikna edebilirsem, altı ay çalışıp, altı ay kendisi ile gezmek gibi planlarım var.
  • bu başlığı ilk açan arkadaşın entrylerini okuduktan sonra tepkim şu oldu (bkz: abi çok iyi yaa) fakat kesinlikle her yiğidin harcı değil. en başında yerleşik hayatını bir kenara koyman gerekiyor. o an bağlı olduğun ne kadar insan varsa bi kenara koyman, sürekli aynı yüzleri görmeyi bırakman gerekiyor * ama yapan insanlar harika ya. gerçekten valla bak.
hesabın var mı? giriş yap