• firma küçülmeye gidiyor olsa bile, çıkarılacaklar listesine sırf hamileliğinden ötürü birini koymak iş kanununun 5. maddesine aykırıdır. ne diyor 5. madde?

    iş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz
    ...
    işveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.
  • iş hukukundan hiç bir şey anlamayan sözlük yazarlarını ortaya dökmüştür. azıcık akıllı olsalar ve yasal haklarını bilseler başlık altında böyle saçmalamazlardı zira.

    burada yapılması gereken derhal bir işe iade davası açmaktır ve kazanılacak rakam zaten minimum 4 * maaştır *`:personelin ayıplı olduğu tespit edilirse durum değişir`. hele birde hakim kötü niyet olduğuna karar kılarsa (hamilelik ve doğum dönemi haklarından kaçınma) ve işten çıkartılan kişi yerine yeni bir personel istihdam edildiği tespit edilirse bu rakam artar. daha sonra sırası ile kullanılmayan yıllık izin için ve zam farkları için davalar açılabilir. (işe iade davaları yasa gereği 2 ayda sonuçlanmalıdır fakat genelde 2 yıla kadar sürer. bu süre zarfında şirketin bağlı departmanda çalışan personellerine verdiği zam ortalamasına göre personel aradaki maaş farkını talep edebilir.)

    sakın dava açmayacağınıza dair bir şey imzalamayın. gazanız mübarek olsun.
  • insanları devlet memuru olmaya teşvik eden anlayışın bir tezahürü.

    maalesef gerçek bu, nice insanlar kpss yollarına düşüyor şirketlerin sınır tanımaz pislikleri yüzünden.
  • işten çıkarılış sebebi ve şartları üzerine konuşulur da, 6 aylık hamile olmasının olay ile ne alakası olduğunu anlayamadım.

    tanım: kıdem+ihbar+3 maaş şeklinde yüklü bir meblağ ile işten ayrılma olayı.
  • türkiye'nin en büyük holdinglerinden birinde yıllarca yöneticilik yapmış biri olarak, maalesef defalarca şahit olduğum bir olaydır.
    çalıştığım departmanda, çalıştığım sürece hamilelik olayı yaşanmadığından,departman yöneticisi olaya nasıl müdahil olabilir tam olarak bilmiyorum.

    fakat hamile işçiyi (yönetici kadrosu değil, işçi ki çoğunlukla da taşerondur) çıkarmak için hamile olduğu bahane edilmiyor elbet:

    yalandan bir uyarı yazısı yazılıyor once. "düşük performans" ya da "iş geciktirme" ya da "sorumluluğu vaktinde yerine getirmeme" gibi süslü, bürokratik bahaneyle bir uyarı yapılıyor ve işçiden savunma isteniyor.

    işte bu işçiyi şaşırtan, üzen ve motivasyonunu dümdüz eden belge, işten çıkarma eylemine zemin oluyor.
    kadıncağızın zaten morali bozuk, karnı burnunda, gelecek kaygısı tavan yapmış, eli yüzü dahası yüreği şişmiş... koskoca personel müdürü odasına çağırıp, "bak amirlerin senden memnun değilmiş de.. tazminat istiyorsan gel şu belgeleri de imzala da, bu işi halledelim" dediğinde, "ne olacaksa olsun " diyor kalbinde büyük bir kırgınlıkla...
    tüm olay bu...
    mahkemeye gitse dahi, işyeri bunu "performans düşüklüğü uyarısı" vs ile süsleyip konuyu uzatabilir ve işçinin hakkını almasını da geciktirebilir.

    her ne kadar bir işyerinde performans düşüklüğü yaşayan bir işçi direkt çıkartılamıyor olsa bile bunu bir şekilde mahkemeyi uzatmak için kullanırlar. aslında işyeri performans düşüklüğü gibi bir durumda işçiye eğitim verir. performans düşüklüğü devam ediyorsa, başka departman teklif eder.. kanunen böyledir. amaç, işçiyi sonuna kadar "çalışır" kılmaktır. ama tabi bu normal uzay-zaman düzleminde.. türkiye'de değil...

    sözün özü, böyle bildiğin 10.000 euro/dolar/tl maaş alan abiler ablalar oturup, asgari ücretli personeli nasıl azatsak diye çabalayıp, hamileliği de bahane olarak kullanır. zira bu da onların "yıl sonu hedefi" dir. performansları personel maliyetlerinin düşürülmesine bağlıdır.
    ikisi de çarkın içinde işte...
    aradaki fark maaşlardaki 20 kat fark..
  • hamile kişi kelimesi ile, kafayı allak bullak eden durum.
    bu kişi erkek ve hamileyse durum çok ciddi dostum!!
    9 yıl çalıştığı iş yerinden çıkarılırken özel sektör gerçeğini unutma durumundan dolayı üzülen kişi beyanı diyelim.
    konuş patronunla de ki tamam çıkarın ama bir kaç ay daha bekleyelim hamilelik izni bi başlasın, rapor sonunda ben de devletten en azından paramı alayım falaan filan. 9 yıl boyunca iki kelam edecek kadar hukukunuz olmadıysa zaten çıkman normal.
    bunun dışında;
    özel sektörde 9 yıl çıkarılmadan ya da çıkmadan durmak güzel bir standart.
    ben olsam 4 seneden fazla takılmazdım, tebrikler.
  • değil 9 yıl 1 yıl bile çalışmış olsa kadının hamilelik haklarını şirket üzerinden kullanması o şirket için sosyal bir görevdir. kadınları çalışma hayatında tutmanın doğuracağı belirli sonuçlar var ve sosyal bir devletin sınırları içinde küçük veya büyük bir sermaye ile iş yaptığınız an bu sorumlulukları kabul etmiş sayılırsınız.
    burada yapılan işten çıkarma başka yerlerde de duyup, gördüğüm gibi net bir orospu çocukluğudur.
  • ikale sözleşmesi ile işten çıkartılmış çalışandır.

    ikale sözlük anlamı olarak "bozma" manasına gelip iş sözleşmesinin tarafların karşılıklı olarak anlaşarak iş sözleşmesini bozması yani sona erdirmesi anlamındadır.

    ikale sözleşmesi ile iş sözleşmesi sona eren çalışana artı menfaat sağlanması halinde, çalışanın işe iade davasını kazanması gibi bir durum söz konusu olamaz. bu sebeple işe iade davası açmaması kendi lehine olacaktır, masrafları ve karşı vekalet ücretini ödemekle kalacaktır.

    4857 sayılı iş kanunu'nun 5. maddesi her ne kadar ayrımcılık hükmünü düzenlemişse de hamile olup da işten çıkartılan her kimse için ayrımcılık yapıldığının söylenebilmesi mümkün olmayacaktır. uzun uzun anlatmaya gerek olmaksızın, bu fesih işletmesel kararla yapıldıysa, bu kişi ile birlikte aynı zamanda başka fesihler de yapıldıysa artık ayrımcılıktan bahsedilemeyecektir.

    yargıtay önceki uygulamalarda işletmesel sebeplerle yapılan fesihlerde sosyal seçim kriteri aramakta idi. yani eğer çalışanları işten çıkartacaksanız bir takım kriterleri belirlemeniz gerekiyordu, son giren ilk çıkar, ikinci olarak bekarlar çıkar, üçüncü olarak emekliler çıkar vs. gibi. ancak son zamanlarda yargıtay bu görüşten de uzaklaşarak, yapılacak fesihlerde seçilecek çalışanların işverenin insiyatifinde olduğuna karar verdi çünkü bir çalışanın artısını ya da eksisini sosyal seçim kriterleri de işveren belirleyebilir dedi.

    uzun lafın kısası; ne işe iade davasından ne de ayrımcılık tazminatı davasından hiç bir sonuç elde edilemez, gereksiz masraftır nihai itibariyle.

    not: iş sözleşmesinin feshi sebebiyle imzalanan ibranameler ve özellikle diğer entrylerde sakın imzalamasın denen "dava açmayacağına" ilişkin belgeler geçersizdir. dava açma hakkı anayasal bir hak olup bunun sözleşme ile sınırlandırabilmesi mümkün değildir, hiç kimse dava talep ve savunma haklarından yoksun bırakılamaz. bu sebeple işten çıkarken -geçmiş tarihli olmamak kaydıyla- önünüze koyulan her türlü evrağı korkusuzca imzalayabilirsiniz, ardından iyi bir iş hukuku avukatına giderseniz o haklarınızı sizin için alacaktır zaten.
  • kafası çalışan bir şirket, çıkaracağı varsa da hamile birisini işten çıkarmaz. işçi zaten 1-0 önde başladığı davada bir de kötü niyetten vurur. ayrıca, bu durumda hiç bir şey imzalamamak önemli. imzalandıysa da mahkemeden çekinilmemeli. işçi kanunda güçsüz pozisyondadır, imzanın baskıyla alındığı öne sürülerek, iptali sağlanabilir.

    işe iade davası açılıp yüksek bir ihtimalle de kazanılabilir. bu da normal haklara ek olarak 4-8 aylık brüt maaş daha demektir ki işverenin kötü niyeti bu rakamın tavandan hesaplanmasını sağlayabilir. işten çıkarılma sebebiyle kullanılamayan hamilelik haklarını ise bilmiyorum. 4 aylık ücretli izin hakkı da buradan var ki bildiğim kadarıyla bu da brüt.

    eğer maaş gerçek değil de asgari falan gösteriliyorsa alo 170 var. müfettişler canlarını sıkacaktır.

    dava açmak yerine bir avukat kanalıyla bunlar şirkete anlatılırsa, anlaşma da sağlanabiliyor. kimse kaybedeceği davayı göze almamakta, kaldı ki dava masrafları, avukat ücretleri ve üst sınırdan yasal faiz de cabası.
  • yeter lan daha ne istiyon olm tavında gelen ahlak sahibi, yerlere çöp atmayan arkadaşlara “az ötede oynayın” diyorum.
    önerilen +3 net maaş zaten 9 yıllık çalışma hayatının mesai paraları(ekstra bir şey değil bu)
    6 aylık hamile bir insanın iş bulma ihtimali yok,(hamile olmasını belirtmemin nedeniydi)doğum sonrası ücretli izni,doğum masrafları etik davranış/uygulama için de “burası türkiye” deniliyor sanırım.
    bu denli büyük bir kurumun en azından bu işi doğum sonrası yapması gerekirdi ana fikri ile yazmıştım aslında.
    yardımcı olmak için atılan mesajlar ve iyi niyet temennisinde bulunan arkadaşlara teşekkür ederim.
    konuyu bilirkişi konumundaki bir iş hukuku avukatı ile görüşmeye çalışıyorum.(onun söylediği en az 9 brüt maaş+yol+yemek ücretleri)
    bu arada gerekce hamile olmasi degil sirketin kuculmesi finansal durumlar...
    ama iş hukukundan bihaber mallar şirkette çıkarılacak en son kişinin hamile birisi olduğunu bilmiyor...sıralaması var bu işin!
hesabın var mı? giriş yap