• bir galatasaraylı olarak, şükrü saraçoğlu stadında, maraton üst tribünde elimde pankartla tanıklık ettiğim derbidir. şöyle oldu..

    iş yerimin karşında bir esnaf abim* var ki kendisi hasta fenerbahçeli, fikstürler çekilmeden önce bana dedi ki "ya, guybrush gel kadıköydeki maça ben seni götüreyim, sami yendekine sen beni götür." bana adil bir teklif gibi geldi. fikstür çekildi ilk maç kadıköyde.

    üniversitedeyim o zamanlar, maç ertelenince ben onun bu anlaşmamızı unuttuğunu sanıyorum, tam dersten çıkmışım telefonum çaldı.
    -guybrush, aldım biletini, geliyorsun değil mi?
    -e abi ben gelmesem, ders, sınav?
    -olur mu lan öyle şey, söz verdin.
    -peki abi, nereye geleyim.
    -develi kalamıs a gel. (bkz: #3871283)
    -peki abi*

    arabaya atladığım gibi, karşı tarafa geçtim, fakat develi kalamis in yerini bilmediğim için, o zamanlar karşı tarafta tek bildiğim yer olan bağdat caddesine, aynasında sarı kırmızı süs, arka camında galatasaray atkısı olan arabamı parkettim* ve bir taksiye atladım.

    -selamınaleyküm
    -aleykümselam
    -abi kalamis develi
    -peki.........fenerli misin abi?
    -yoo ne alaka
    -eeeeee.......neyse.

    taksicinin bana "yazık, efendi de bir çocuğa benziyor" bakışından sonra, kalamıs develi ye geldim. fakat o da ne. bir lokantadan çok içerisi fenerbahçeliler derneği lokalini anımsatıyor. herkes istisnasız sarı-lacivert formalı, içeride fenerbahçe marşları çalıyor, bir galatasaraylı için kabus gibi bir ortam. beni bekledikleri masa ise daha bir şenlik. 10 kişiden oluşan bir masada, hepsi memleketlim*, hepsi hasta fenerli ve hepsi benden nefret eden (ki içlerinde "içeride ermeni var" diye işyerime girmeyen dernek başkanı dahil) 10 kişi var. bana emanet olarak masa başına bir tabure getiriyorlar, bir süre sonra garsonlar dahi öğrenmiş oluyor galatasaraylı olduğumu, ortam gittikçe çekilmeyen bir hal alıyor. bir süre sonra telefonum çalıyor, arayan galtasaraylı bir arkadaşım, elimdeki bilet ile galtasaray tribününe girebileceğimi söylüyor, bir nebze olsun rahatlıyorum, çünkü dernek ten 10 kişi ile birlikte maçı seyretmek cazip gelmiyor. özkan abiye bu isteğimi iletiyorum ve "yok onlar başka tarafta seyredecek maçı biz 3 kişiyiz" yalanına inanıyorum.

    yemek bitiyor, satada doğru yürüyoruz. kalamış tesislerinin önünden geçerken gruptan bir abimiz.
    - bu bizim otobüs değil mi?
    - otobüs?

    kafamı çevirdiğimde otobüsün önünde yazan yazı o an için hayatımı karartıyor "tekirdağ fenerbahçeliler derneği". fakat artık geri dönüş yok. arkadaş da arıyor ve galatasaray tribününe girmememi, büyük ihtimalle tribünün boşaltacaklarını söylüyor. kabus daha yeni başlıyor.

    stada giriyorum, biletleri dernek aldığı için derneğin arasında izlemek zorundayım maçı. yaklaşık 50 kişinin o dakikadan itibaren tek eğlencesi benim. hepsi galatasaraylı olduğumu biliyor, ve 50 bin kişinin bundan haberdar olması için ellerinden geleni yapıyor.maraton üst tribündeyiz, özkan abi daha fazla durumuma dayanamıyor ve "hadi başka yere gidelim" diyerek beni o ortamdan çıkarıyor. bir süre sonra kendimi maraton üst tribünün en önündeki demirlerde otururken buluyorum. etrafımda tanımadığım adamlar var. çok geçmeden bir grup genç ellerinde bir pankartla geliyor, "birader şunun ucunu tutar mısın diyorlar" tutuyorum. mazara şu: maraton üst tribünün en önünde demirlerde oturuyorum, aşağısı uçurum, arka tarafa gitmem mümkün değil, galatasaraylıyım, bağırarak tezahurat yapmak zorundayım ve elimde kocaman bir pankart tutuyorum. o an itibari ile benden daha delikanlı fenerli stat ta yok.

    maç başılıyor, goller leblebi gibi gelmeye başlıyor, 3. golden sonra 20 sıra geri gittiğimi hatırlıyorum, 4. golden sonra 10 sıra ileri, 5. golden sonra artık tribünün tamamen alakasız bir yerindeyim, hiç tanımadığım bir adam bana sarılmış ağlıyor.

    -nası koduk cimboma
    -.......
    -sen neden sevin miyorusun?
    -abi ben şoktayım.
    -doğruea doğruea, nasssı şokta olmasın insan

    6.gol gelince, kozmik bir tesadüf sonucu yanımda özkan abiyi görüyorum. daha önce bana 4 tane isim verip bunların gol atacağını söyleyen özkan abi "nasıl dediklerimin hepsi gol attı" diyor sadece. ben de "abi takımın yarısı gol attı, sen kimi söylesen denk gelecekti" diyorum. sonra birden aklımda bir şimşek çakıyor.

    araba...
    bağdat caddesi...
    sarı kırmızı atkı...

    maç bitmeden stattan çıkıyorum, askerden önceki ilk 5 km koşumu yapıyorum. arabayı parçalanmadan buluyorum.
  • kalede engin, ridvan, oguz ve aykut oldugu surece hic korkmayacagimiz mac. dusundukce heyecanlaniyorum. en az 5 cekeriz.
  • (bkz: konulu porno)
  • serhatın mac sonrası yaptıgı konu$mayla ozetlenebilecek mac..
    aktarıyorum...

    taraftar 5 dedi 5 yaptık,
    10 dediler zaman yetmedi.......
  • 6 kasım 2002'de oynanan fenerbahçe-galatasaray müsabakası 5 ve 6 rakamları arasındaki ezoterik güç farkının izdüşümlerinden birine sahne olmuştur.

    sadece futbol dünyası için değil; nümeroloji, istatistik hatta psikoloji bilimleri için dahi deliller sunar. zira bu karşılaşma 6 yerine 5-0 bitmiş olsa idi çoktan unutulup gitmişti.

    6 rakamı, üstünlük ve yenilmezlik anlamına gelir. 3+3'ün toplamı olduğundan kusursuz ve eksiksiz kabul edilir. 6 rakamı, kendisine sahip olan kimselerin doğal sempatilerini azaltır ve dış dünyanın ikiyüzlü tutumunu görünür kılar. 6 rakamı 7'den bile güçlüdür!

    peki ya 6-0'lık bir galibiyet yıllar yılı kafa ütüleyecek denli büyük bir zafer midir?

    cevabı evet!

    lakin onu bu kadar önemli yapan şey sizin 6-0 kazanmış olmanız değil, rakibinizin de 6-0 kaybetmiş olmasıdır. bunlar aynı gibi görünse de gerçekte birbirlerinden farklı edimler üretir.

    biz galatasaraylılar yıllarca bu mağlubiyeti başarılarımızla aşındırmaya çalıştık. yok efendim şu kadar şampiyon olduk, bu kadar kupayı elinizden aldık vesaire.

    evet bu argümanlarımızın hepsi çok güzeller. evet hepsinin de somut bir karşılığı var. fakat geçen zaman içinde fenerbahçe camiası basit bir lig maçını, çeyrek asra uzanan bir yenilmezlik serisi ile "bir şeye" dönüştürmeyi başardı.

    özellikle son 5 yıldır tatsız tuzsuz geçen derbilerin bir sebebi de toprağa sinen korku ve gerilimin yarattığı o "şey" de gizli. dilerseniz bu tanımlanamayan fobiyi kendimden yola çıkarak şöyle izah edeyim.

    6 kasım gecesi 5. golü yediğimizde gerçekten kötü hissetmiştim. ancak 6. gole verdiğim tepki pişmiş kelle gibi sırıtmak oldu. zira ekranda izlediğim şey komik bile değildi artık. gülünçtü! bu ikisi birbirinden farklı kavramlardır.

    bir de fenerli dostlarımızın yüksek desibelli gol sevinçleri var ki; nasıl bir travma yarattıysa artık o geceden itibaren bir daha kendileriyle aynı mekanda maç izleyemedim.

    zaten o son golün ardından işlerin başka bir boyuta evrildiğinin farkına varmıştım. arkadaşıma dönüp "hadi siktir olup gidelim burdan" dediğimi anımsıyorum. biz kalktık gittik. seneler geçti gitti...

    bugün galatasaray'ın kemik kadrosunda türk oyuncu yok gibi bir şey. sahadaki ecnebi oyuncular sözleşme imzalayalı henüz haftalar olmuş. olası bir fenerbahçe derbisinde rahat ve soğukkanlı olmaları beklenir değil mi? öyle olmuyor işte.

    olmuyor çünkü; kainatın bir yerinde, bir başka gezegende serhat akın ve tuncay şanlı mondragon'a gol atmaya devam ediyorlar halâ!

    ve bu ecnebi çocuklar, bendenize travma yaşatan o haykırışları işitiyorlar sahada. ortega ve ümit özat'ın ayak izlerini görüyorlar. zemin halâ yeşil, taze ve ıslak! fenerli oyuncular dahi kendi tarihlerinin baskısı altındayken, sen kim kedi?

    eğer bu maç 5-0 yahut 6-1 bitse idi tarih kesinlikle farklı akacaktı. 5-0 ve 6-1'lik bir mağlubiyetin fonetik algısı bile başkadır. süreç içinde tolere edilebilirler. lakin 6-0 bundan müstesnadır... maalesef o atılamayan/fazladan yenilen bir gol zamanın akışını galatasaray aleyhine değiştirmiştir.

    ben 34 yaşındayım. şuncacık ömrümde 20 yıl konuşulan bir şampiyonluğu ne gördüm ne işittim. ancak basit bir lig maçının 20 yıl konuşulmasını hiçte yabana atamıyorum. nesini yabana atacaksın ağabey?

    6-0 nedir amına koyim??

    bir de 10 kişiler ya.
  • en kotu zamanlarinda bile galatasaray'a avuc yalatan* sari kanarya'nin gelenegi bozmayacagi, futursuzca ele$tirilen ariel'in ortega'ligini ispat edecegi kadikoy meydan muharebesi. bu konudaki tek handikap, lorant'in daha bi kahramanla$arak takimdaki omrunu uzatmasidir.*
  • fatih sultan terim'in butun defansi orta sahada oynatmasi sonucu adama 70'te kahveyi terkettiren cilgin extreme mac.

    fanatik.com.tr'i refresh ettikce skor artiyor, cok eglenceli cok.
  • mini anket;

    soru : fenerbahce-galatasaray macindaki golleri sayabildiniz mi?

    a.) 4'e kadar sayabildim
    b.) 5'de biraktim
    c.) 6'sini da kacirmadan saydim
    d.) 2'şer 2'şer saydım. kolay oldu.
    e.) 3'er 3'er saydim. daha da kolay oldu.
    f.) g.saray maclarinda saymiyorum.
  • bir fenerbahçeli olarak her sene bu saçma geyiğin yapılmasından sıkıldım. geçen 15 senede galatasaray hem şampiyonluk hem de tüm kupalarda sana fark atmış, 4. yıldızı takmış ve pskolojik üstünlüğü elde etmiş; sen hala 6-0 cart curt. uyan ey fenerbahçeli bu gidişle beşiktaş da geriden gelip bizden önce 4. yıldızı takacak.

    bazen galatasaraylılara hak vermiyor değilim. sanki kuruluş amacı, tek gayesi galatasarayı yenmek olan kulüp fenerbahçe.

    edit: yazım yanlışı giderildi.
  • kazananı ve kaybedeniyle değil ama skoruyla bizleri şaşırtan maç. aynı zamanda, 10 yıl sonra bile hala hakkında bir şeyler konuşuluyor ve söyleniyor olacak olan derbi.
hesabın var mı? giriş yap