• 180 iq lu bir ekşici olduğum için hemen türkiyeyi ima ettiklerini anladım ama sakin olun gençler nerede bizde louvre'a giden, shakespeare oyunu izleyip martini içen diktatör ahahaha.
  • --- spoiler ---

    filmde anlattıkları ülke türkiye olması bariz kimseyi rahatsız etmedi mi acaba ?
    bizim ülkenin adı "turgistan" ?
    osmanlı tarihinden alıntılar anlatıyor, kendi tarihlerini olduğunu vs.
    diktatör var başta falan tarihine saplantılı kimyasal silah kullanıyor.

    bana birini anlatıyormuş gibi geldi film.

    --- spoiler ---

    zira "bana herşey seniiiğğğ hatırlatııyoğğğrr"
  • hakikaten film falan değil bu. ve hayır, yönetmen farklı olmaya çalışmamış. michael bay'in diğer filmlerinden farksız bu filmi. senaryoyu kendisi yazmışçasına diyaloglar berbat. uzun soluklu kariyeri boyunca farklı senaristlerle çalıştı ama kimle çalışırsa çalışsın onlara berbat diyaloglar yazdırmayı başardı. bu filmi deadpool'un senaristleri yazmışlar. açıkçası bu denli kötü diyaloglar yazabilmeleri şaşırtmadı değil. replikleri geç... sahnelerin tamamı, kurgu, olay örgüsü, kahramanlıklar / fedakarlıklar hepsi içler acısı. öyle berbat sahneler var ki... 100 km hızla giden alfa romeo'nun içinde ameliyat yapma sahnesinden 100 km hızla giden otonun içinde ameliyat olurken silahını kapıp düşmanının indirebilen kadına dek her şey aşırı "aşırı" ve aşırı saçma... aşırılıklar diz boyu. ki ryan reynolds da "michael bay'in çektiği en michael bay filmi" demişti. doğru. önceki filmlerinde ne varsa 2'yle 3'le çarpın. daha ilk 10 dk'da mekânları parçalıyor, arabaları ortadan ikiye ayırıyor, arabalara takla attırıyor, helikopter düşürtüyor.

    ama michael bay böyle bir yönetmen. kafasız, kafası sadece patlama - çatlamaya çalışan birisi. sinemadan anladığı, karakterler yürürken arkada mekânların, araçların patlaması. 90'larda kalmış, 2020'ye gelememiş, demode, berbat bir sinemacı. dolayısıyla hayır, bay farklı olmaya çalışmamış, hayır, 6 underground önceki işlerinden farksız. belki de tek fark aksiyonun hacmini büyütmesi. onun dışında bir bay filminde ne olacaksa bunda oluyor. misal hatırlarsınız transformers'ta megan fox'ın kalçasına sıklılıkla odaklamıştı kamerasını. burada da değişmiyor. bir ara eteğin altına girmesinden korktum hatta. yani ilkelliğinden de taviz vermemiş bay-efendi. öte yandan kurgu demiştik... her şey arapsaçına dönmüş. bir geçmişe gidiliyor, bir şimdiye dönülüyor, bunları yaparken arada da karikatürden farksız karakterlerini de tanıtmaya, yollarının nasıl kesiştiğini göstermeye çalışıyor, her şey karman çorman oluyor. aksiyon sahneleri de iyi olabilecekken bay yüzünden tatsız tuzsuz bir şeye dönüşmüş. baştaki araba takip sahneleri ameliyat, fışkıran kan, john woo tarzı slow molar/sahneler, melanie'nin silahı kapıp adamı kafasından indirmesi gibi nedenlerle iyice çekilmez bir hal almış. slow mo zaten filmin en berbat tarafı. ha bir diğer berbat tarafı da yerli dizi gibi 2 sahnede 1 şarkı çalınması. filmde o kadar çok şarkı kullandı ki film klibe dönüştü. zaten hiçbir sahnenin 1 dk'dan uzun sürmemesi de klipleri hatırlatıyor. milyonlarca cut/kesme var bu filmde. oyuncuların yüzüne doğru dürüst odaklanmıyor bile. varsa yoksa patlayan arabalar, düşen helikopterler, geniş açıdan aksiyon sahneleri... arabaların patlaması da o kadar mantıksız ki... ama neticede bay filmi bu. bizatihi kendisinde mantıktan eser yok. çocuktan farksız bir herif. hani çocuğa oyuncak arabaları verirsin, yere oturup bu arabaları birbirlerine çarpıştırıp "boom" diye sesler çıkarır ya, ahan da bay'in 30 yılı tam da böyle geçti/geçiyor. 30 yıldır arabaları birbirlerine çarptırıp ekranı ateşe veriyor. bundan da epey keyif alıyor.

    hikaye mi? hikaye bay'in hiçbir zaman umurunda olmadı. ya da politika. burada da öyle. hikaye o kadar zayıf ki onca aksiyonun içinde rahmetli oluveriyor. kısacası her şey berbat bu filmde. kurgudan aksiyona, araba takip sahnelerinden diyaloglara, oyunculuklara dek... evet, oyuncular da berbat. ki melanie röportajında bay'in bu kaosunu övmeye çalışırken çekimler sırasında sahnede ne yapacağını bilemediklerini de ağzından kaçırmış. zaten film boyunca herkes poz kesmiş. ryan'dan melanie'ye dek herkes 3 numaralı bakışları atıp durmuşlar. ne diyeyim daha... bütün razzie'leri hak eden rezil bir film olmuş 6 underground ama sürpriz değil, bay böyle birisi. 30 yılda gıdım ilerleme olmamış herifte.
  • türkiye örneği veren yazarlar ya gerçekten cahil ya da kendilerini deli gibi yapmışlar. kısmet, murat gibi kelimeler başka hangi devletlerde olabilir? bildiniz orta asyadaki türk devletlerinde! ellerinde kitap tutuyor oyuncular türkmen dili diye, adam gemiyi 1 milyar manata aldım diyor, ki manat hem türkmenistanın hem de azerbaycanın para birimi. ayrıca o kadar dev heykellere tapma da var türkmenlerde. açık açık türkmence konuşulan sahneler var, daha ne olsun? ayrıca ellerindeki pankartta türkçe yazıyormuş. evet ama o slogan bile anadolu türkçesi değil, türkmence. velhasıl, biraz suriye, biraz körfez, biraz libya ama en esası türkmenistan üzerine bir film kurmuşlar. ne kadar da kuzey kore tipi bir rejim olsa da çok şükür henüz kendi milletini gazla boğacak hale gelmedi. sultan ahmet hikayesinden öne çıkarak türkiye diyenler filmi izlememiş, ne meraklısınız kardeşim ülkenizi filmlerde diktatörlük diye izlemeye? martini, shakespeare, louvre üçlemesi ancak esad+bin salman+her hangi post sovyet diktatörü bir adam tipidir, kendinizi kandırmayın.
  • güzel bir amerikan propagandası izlemeyeli çok olmuştu diyorsanız bu film tam sizlik, kaçırmayın. yok eğer ana fikri "iyi bir amerikan dostu olmazsanız, amerikan süper kahramanları gelir sizi tepeler. sonunda halkınız da götünüze çubuğu sokar" olan bir film izlemekten rahatsızlık duyacaksanız izlemeyin.

    --- spoiler ---

    ha tabii bir fark var aslında, süper kahramanların hepsi amerikan vatandaşı değiller. işid karşı koalisyon burada da kurulmuş; 1 fransız, 1 italyan, 1 kolombiyalı, 1 ukraynalı ve 2 amerikan. amerikalıların biri eski asker, a.b.d. ordusunu temsilen. diğeri ise parayı temsil eden bir milyarder. yani yönetmen burada diyor ki, amerika ordusu, parası ve yaverleri ile gelir götünüzü tekmeler. size de film diye izletir.
    --- spoiler ---
  • niye çekildiğini anlamadığım bomboş film.

    --- spoiler ---
    aksiyon filmi klişeleri ile dalga geçer gibi başladı. sonra aksiyon-komedi filmi oldu. sonra klişelerin hepsini bu sefer kendi kullandı normal aksiyon filmi oldu.

    hikayeyi yazan adamlar için türk, türkmen, afgan, paki, arap hepsi bir belli ki. adamlar biraz türkmen biraz arap biraz rus. adamların ülkesi biraz türkmenistan biraz afganistan biraz birleşik arap emirlikleri. kendi tarihim dediği bizim sultanahmet, topkapı?

    adamların kim olduğunu, geçmişini, bunu niye yaptıklarını seyirciye anlatana kadar film kıvrandı da kıvrandı. onun da mı mizahını yapmaya çalıştılar yoksa hakikaten mi sıçtılar emin bile olamadım. o nasıl flashback sıralaması o nasıl kurgu?

    hadi bir de iyi bir şey söylemiş olayım. floransa gibi popüler, kalabalık, sokakları daracık bir yerde o sahneleri iyi çekmişler.
    --- spoiler ---
  • ortada bir film falan yok.. abartılı aksiyon sahnelerin kopuk bir bicimde yanyana getirilmiş hali.
    hic arastirmadim ama korkunç bir para harcanmis olmalı.
    ultra lüks mekanlar ve yukaridan alinmis bir kac plan haricinde bana hitap etmedi.
  • the irishman'i uzun, sıkıcı bulup 365 günde bitiren tiplerin beğeneceği türden filmdir.
  • sonunda bariz (bkz: muammer kaddafi) göndermesi bulunan filmdir.
  • aksiyon 10
    senaryo 1
    oyunculuk 3

    gizliden de bir türkiye göndermesi var filmde
hesabın var mı? giriş yap