100 entry daha
  • üniversitelerin akademik derecelerini belirleme açısından son derece haklı tweet. bu önermenin doğruluğunu test etmek isteyenler yurtdışındaki üniversiteleri deneyebilirler. isteyen suudi arabistan, iran üniversitelerini dener isteyen avrupa ve diğer batı üniversitelerini. hanımefendinin kesimini yansıtmayan üniversite , bilim üretiyor mu, “özgürlükçü, demokrat, çoğulcu” mu? yoksa değil mi görürler.
  • bu ülkenin en az 70%'i türkçemizde çok basit bir karşılığı olan "apartheid" kelimesinin ne olduğunu bilmez. o halde sen de bu kelimeyi halkın anlamayacağı şekilde kullanarak, en az 70%'lik kesime "ayrımcılık" yapmış oluyorsun.

    sözlerin, "ultra demokrasi" diye yutturmaya çalışılan "çoğunlukçu" kafa yapısının tezahürü sadece. halk cahilse hepimiz cahil olmak zorunda mıyız? yaptığın cahilliği övmekten başka bir şey değil. sen ve senin gibiler toplumu gün geçtikçe daha da aşağı çekiyorsunuz.
  • artık bitsin şu mağduriyetiniz, toplumu birleştirmek yerine kutuplaştırıp sonrasında kendinize mağduriyet yaratıyorsunuz.
  • yorumunda hiçbir bilimsel yan olmayan kişi beyanı.

    öncelikle %70 oranı tamamen götten atılmış bir oran gidip saydın mı ? nerden biliyorsun? sonrasında toplum isterse %95 kapalı kadın oranına sahip olsun bu üniversitelerde hiçbir şeyi yansıtmak zorunda değildir. kapalı oranı %30 ken akademideki oran %90 da olabilir, kapalı oranı %80'ken akademide kapalılık oranı %40'da olabilir. bu hesapları yapmak bile zeka geriliği göstergesi. kimse böyle bir şeyi sayma, kontrol etme derdi bile duymazken bu kadın maduriyet yaratıp prim yapma peşinde.

    he verdiği sayılar doğru diyelim, o zaman oturup sosyolojik analiz yapmak en mantıklısı olur sonra da "kadınlarınızı açmayın, çocuklarınızı örtün, okutmayın okula giden zındıktır" tarzı açıklamalar yapan orospu çocuklarıyla muhattap olsun. başka birileriyle değil.
  • başörtüsüne üniversitelerde uygulanan “apartheid”, devletten 3-4 maaş almaya engel değil demek ki. kaçak pergolacı seni...
  • türban bir siyasal simgedir. başörtüsü bir siyasal simge değil, günlük hayatta kadınların kullandığı bir aksesuardır. bir siyasal simge olarak türbanın akademik hayatta %70 temsil edilmesini istersen bir başkası da %x'lik parkalı temsil isteyebilir. türbana siyasal simge dememe itiraz eden var ise şunu cevaplasın, türk kadınlarının %50'si babet giyiyorsa ve akademik hayatta kadınların babet giyme oranı %50'nin altında ise bununla kimse ilgilenir mi, ilgilenmez. zira babet bir simge değildir. kendisi ve kocasının bu ülkenin bu hale gelmesinde (işsizlik, enflasyon, liyakatsizlik, düşük alım gücü, adaletsizlik, kadın cinayetleri, din ticareti, tarikat-şeyh istismarı, yolsuzluk, eğitim sistemi sorunları...) büyük emekleri vardır.
  • peki başı kapalı olan müslümanların % kaçı eğitim alıyor.

    gelin cevabı, bir müslüman bilim adamından alalım.
    pakistanlı siyasal bilimci dr. faruk saleem, 2010’da “the news ınternational” gazetesinde çok önemli bir makale kaleme aldı. yazı, hayli provokatif bir başlık taşıyordu:
    “neden yahudiler bu kadar güçlü, müslümanlar bu kadar güçsüz?”
    dr. saleem’in verdiği rakamlar çok çarpıcı:
    islam konferansı örgütü’nün 57 üyesinde toplam 500 üniversite var.
    sadece abd’deki üniversite sayısı 5758…

    ***
    bm kalkınma programı’na göre hıristiyan dünyasında okuma yazma oranı yüzde 89… 15 ülkede yüzde 100…
    müslüman dünyasında okuma yazma oranı yüzde 40…
    herkesin okuryazar olduğu tek bir müslüman ülke yok.
    100 hıristiyan’dan 40’ı üniversite mezunu…
    100 müslüman’dan sadece 2’si…

    ***
    dr. faruk saleem, bütçeleri de karşılaştırmış:
    müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca binde 2’sini araştırma-geliştirme projelerine ayırıyor.
    bu oran hıristiyan dünyasında yüzde 5…
    yani “öbürleri”, araştırmaya 25 kat fazla fon ayırıyor.
    bunun sonucu şu:
    1.5 milyarlık müslüman dünyasındaki 57 ülkenin gayri safi milli hasılasının toplamı 2 trilyon doların altında…
    buna karşın 310 milyon nüfuslu abd, tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretiyor.

    ***
    saleem, “neden böyle” sorusuna şu cevabı veriyor:
    “müslüman dünyasındaki kaliteli eğitim yoksunluğu… akılcı olmayan, çağdışı eğitim…”
    cumhuriyet, işte bu çıkmazı aşma devrimiydi.
    hurafenin yerine bilgiyi, “hoca”nın yerine muallimi, boş inancın yerine aklı koyma mücadelesiydi.
    “inanç vicdanda, bilim okulda” prensibiydi.
    bugün ortadoğu bölgesindeki bilimsel yayınların yarısı türkiye’den çıkıyorsa, o ilke sayesindedir.
    “asya’nın en iyi 25 üniversitesi” içinde müslüman dünyadan sadece odtü varsa, o yolda yürüdüğü içindir.

    yani kısacası sayın altun, başörtülü müslüman kadınlarınızı okula gönderir, eğitim hayatlarını desteklerseniz inanın günün birinde onları akdemide hoca olarak göreceksiniz.
  • aga yeter artık amına koyim vallahi gına geldi. ona mağdur ol buna mağdur ol berikine mağdur ol. ne bitmez mağdurluk bu amına koyim.
  • sayın farmanur altun ülkedeki başörtülü kadın sayısı ile üniversitelerdeki başörtülü kadın akademisyen sayılarını mukayese ederek hangi düzey olduğu sormuş. buradan bende kendisine bir şey sormak istiyorum. üniversitelerdeki kadın-erkek, başörtülü-başörtüsüz akademisyen sayılarını bir kenara koyarsak, üniversitelerin gelişmişlik düzeyini gösteren bilimsel yayın sayısı günümüzde kaçtır? akademisyenlerin çalışmalarına yapılan atıf sayısı kaçtır? atanan rektörlerin çalışmalarına yapılan atıf sayısı kaçtır? bunlar hangi düzeydir?
  • “apartheid” kelimesinin türkçe karşılığı olmadığını yazmış tepkiler üzerine. var canım, var anam. türkçemizde karşılığı var. o da “ayrımcılık”. bu kadar da basit.

    “apartheid” afrikaanca bir kelime. anlamı da ayrımcılık.
176 entry daha
hesabın var mı? giriş yap