• haftada bir halı saha maçı yapıyoruz arkadaşlarla. genellikle 35 yaş üstü, orta seviyede becerikli adamlardan oluşan bir kadro, eğlencesine oynuyoruz.

    yaşı bizden daha genç, çok becerikli bir genç var, sahada parlıyor her maçımızda. haftada 3-4 maç falan yapıyor. maç sonu sohbetlerinde hep perşembe akşamları yaptığı maçları anlatıyor. orada ortalama bir oyuncu olduğundan, herkesin acayip yetenekli olduğundan bahsediyor.

    bir perşembe akşamı evde otururken aradı beni genç arkadaş:
    - abi son anda satan oldu, maça gelir misin?
    - gelirim de sahada sırıtmayalım olm, herkes çok iyiymiş baksana.
    - yok be abi, gel defansta takılırsın.

    neyse gittik maça, maç öncesi saha boş, ısınmaya çıktık.

    ben böyle bir şey görmedim.

    vuran doksana vuruyor, kaleciler doksandan çıkarıyor. topu aut çizgisinin bir metre dışına koyup gol atanlar mı dersin, havaya diktiği topu götüyle tutanlar mı. bizim ilah gibi baktığımız yetenekli genç, sabri'den hallice gözüküyor aralarında. ben izledikçe ezilip büzülüyorum, bu maç bitmez diyorum

    neyse, maç başlıyor, ben defanstayım. ama bırak adamları tutmayı, gözümle takip bile edemiyorum. lan biz nereye düştük diyene kadar 2 gol yediriyorum. allahtan hepsi efendi çocuklar, abi sen ön tarafa geç, biz defansta oynarız diyorlar, maçın kalanında forvet arkası oynuyorum.

    maçın sonuna kadar bildiğimi de unutuyorum. topa vururken ayaklarım dolanıyor, 2 metre öteye pas atamıyorum, 4 metreden gelen topa kafa vurmaya falan çalışıyorum. boş kaleye topu taça falan atıorum. allahtan efendi çocuklar demiş miydim, götleriyle gülmüyorlar.

    hikaye tanıdık geldi mi?

    işte jailson bugün böyle oynuyor.
  • şu an evde soğuk biramı açıp euro2020 yarı final veya final maçını izliyor olmalıydım. ama hasan ali'nin açamadığı ortaları izliyorum.
  • sözlükte en çok güldüğüm entry'lerden birini manchester united'ın bir maç başlığında görmüştüm. affedersiniz şu siker, şu sokar tarzı gövde gösterisi entry'lerinin arasında bir yazar "şanlı manchester'ımızın babayı alacağı maç" yazmıştı da boş bulunup dakikalarca gülmüştüm. hiç unutamıyorum o entry'yi. böyle zamanlarda daha çok geliyor aklıma. o yüzden yanılmayı umarak diyorum ki şanlı gençlerbirliğimizin babayı alacağı maçtır efendim.

    konya'yı top oynamadan yendik, kayseri ve kasımpaşa maçlarında top oynamadan yenildik; malatya'da biraz daha iyiydik ama bunun sebebi de zannediyorum ki rakibimizin futbolla ilişiğini kesmiş olmasıydı, anca golsüz berabere kalabildik orada da.

    ankara inanılmaz sıcak ve maç tuhaf bir şekilde 18:30'da oynanıyor. stancu dede 3 gün arayla iki maç kaldıracak durumda değil. duran adam seuntjens zaten bi' şey olsa da düşüp ölsem diye bekliyor. bu kadar ağır ve statik bir oyuncu "forvet" olarak nasıl kariyer yapmış, hâlâ ara ara çay içerken düşündüğüm bir konudur. ayite seyircisiz dönemde bence çok daha iyi oynamaya başladı ama o da bitirici bir oyuncu değil. kim gol atacak bizde, çok merak ediyorum. ilker ve sefa'ya kalırsak işimiz iş. ikisi de çok iyi niyetli ve ellerinden geleni yapan oyuncular ama bu seviye için çok yetersiz kalıyorlar maalesef. fenerbahçe'yi yorumlayacak durumda değilim ama tüm sorunlarına ve kulüp içi problemlerine rağmen maçın bizim açımızdan çok zor geçeceğini düşünüyorum. anadolu takımlarına karşı klasik tabirle "keyifli futbol" oynayarak iş yapabiliyoruz, bir tane yersek iki atmaya çalışıyoruz vs. ama fenerbahçe'ye sökmez bu, ayrıca hava durumu ve maç yükü bizim ihtiyarların tempo yapmasına hiç müsait değil ki bu işimize gelmez. burada savunmayı sağlam tutmamız şart ama ben açıkçası "savunmada güven verdik ooo nefis" dediğim tek bir maç dahi hatırlamıyorum.

    keşke çıktığımız her maçı kazansak, keşke avrupa potası için mücadele veriyor olsak ama bu sezonun gerçeği başka... umarım en azından bir puan alıp düşme hattıyla aramızdaki o çok küçük farkı korumayı beceririz. yoksa kalan fikstürle bu takımı ligde tutmak hiç kolay değil ve bana öyle geliyor ki bir daha gidersek dönemeyeceğiz bu seviyelere. o yüzden gençler'i seven fenerbahçelilere sözüm: puan kaybederseniz en azından biz bayram edeceğiz diye teselli bulun, hiç üzülmeyin, kötü bir şey yapmıyorsunuz. *

    haydi gençler!
  • maça forvet arkası başlayan ozan tufan'ın şu anda stoper bölgesinde oynadığı maç. ikinci yarıda muriqi kaleye geçerse şaşırmam.
    kimin ne oynadığı belli değil fenerbahçe'de.
  • ben takımımı biliyorum bu maç zaten gitti şimdi gider sivas’ı beşiktaş’ı yeneriz rize’ye yeniliriz, sonunda da galatasaray şampiyonlar ligine gider.
  • altay'ın koruduğu kaleye yağmur yağarken karşı tarafa yağmıyor.
    mikail bari sen yapma...
  • tribün ses efekti gerçekten rezalet. sürekli düdük çalıyor, lan yine ne oldu dedirtiyor.
  • vedat-jailson forvet ikilisine orta sahada tolgay-gustavo-jailson, kanatlarda ferdi-deniz-jailson destek veriyor. stoperde ozan-falette-jailson oynarken takımda en iş yapmayan futbolcu ise jailson.

    resmen adamı göz göre göre harcıyorlar. harcıyorlardan kastım, ciddi ciddi psikolojisini bozacaklar.
  • seyirci ses efektini hangi maçtan buldularsa abuk subuk yerlerde düdük sesi geliyor. vasıfsızlık abidesi digitürk...

    fenerbahçe'ye gelince, biraz götümü sıkayım da 3. olmayı kovalayayım diye düşünen altay'dan başka kimse yok takımda. jailson ise facia.
  • gariban jailson’un depresyona adim adim suruklendigi mac olmaktadir.
hesabın var mı? giriş yap