• aile kurmayı, çocuk doğurmayı çok iyi bir bok zanneden tiplerin yadırgadığıdır. sokaktaki kedi köpek de aile kuruyor, onların da dişileri doğuruyor.

    zaten tam da bu "aman da aile dağılmasın, yuva dağılmasın" zihniyeti yüzünden kadına şiddet ya da çocuğa şiddet olayları yaşanıyor. kadının ya da çocuğun hayatının zehir olmasındansa dağılsın o yuva, hiç sorun değil. sadece doğurmakla anne olunmadığı gibi sadece sperm vermekle baba da olunmaz.
  • eşlerin arasına kara kedi gibi sokulan kanun 6284 sayesinde hayattayım. o adamlar aile babası olsa uzaklaştırma kararı çıkarttırmaz o kadar kadın. kadınların canına nasıl tak ettiyse uzaklaştırma kararı aldırmışlar. kara cahil, yobaz gevşekler sizi kadın şiddete maruz kalınca ne yapsın?
  • babamı uzaklaştırmadılar, beni uzaklaştırmadılar, arkadaşlarımı uzaklaştırmadılar. paşa paşa sorunsuz boşanan arkadaşlarım oldu. demekki eşler bir sorun olmadan uzaklaştırma kararı aldırmıyor. boşa kadınlara bok atmayın. herkes türk erkeğinin ne mal olduğunu biliyor, kendimizi kandırmayalım.
  • 6284 sayılı kanun istismar ediliyor.

    boşanma davası açma arifesinde konut tahsisi için kullanılıyor. erkeğe karşı koz olarak kullanılıyor.

    gerçekten mağdur olan veya şiddete maruz kalma ihtimali olan kadınların ise işine yaramıyor. çünkü
    mahkeme uzaklaştırma veya hakaret etmeme gibi tedbir kararları verdi diyelim.
    tedbire aykırı davranışın 3 gün tazyik hapis cezası var. kadına büyük bir kötülük yapmayı düşünen cani için bu caydırıcı değil. adam müebbeti göze alıyor.

    ayrıca sanmayın ki mahkeme tedbir kararı verince kadının evinin önünde polis bekliyor. kadının elinde yalnızca mahkeme kararı var.

    polis tahsisi noktasında yargının hiç bir yetkisi yok. tamamen idari bir tasarruf. yani emniyet, valilik gibi kurumların alacağı bir karar.

    bence bu kanunun yarardan çok zararı var. kanun delil aramadan beyana göre tedbir verilmesini öngörüyor. şu an bu entryi girerken bir kadın benim hakkımda tedbir kararı aldırabilir. edebiyatı kuvvetliyse 6 aylik bile aldırır.

    gelen sorular üzerine edit: dünyanın en iyi yasasını bile yapsan kötü ellerde çok kötü bir yasaya dönüşür. kötü uygulamalara yol açar.
    bu kanun dünyanın en iyi kanunlarından değil.
    ilişkide fay hattı gibi kırılmış bir aşamaya gelindiğinde kadının veya erkeğin doğruyu söylediğini kabul etmek yanlış. genel ispat kurallarına göre talepleri değerlendirmek gerekir. bu kanun hükümlerine göre delil dahi gerekmiyor
  • eşinin ya da aynı evde ikamet eden bir kadının şikayeti üzerine evden uzaklaştırılan "aile" babalarının yaşadığı durumdur.

    haber başlığına bak "eşlerin arasına kara kedi gibi sokulan kanun" !
    doğru bu kanunun uygulanması, üçüncü kişiler tarafından talep ediliyor ya zaten! gelinini damadını sevmeyen kaynanalar, ara bozmak isteyen insanlar mahkemeye başvurup koruma kararı alıyorlar çünkü...

    ya cahilsiniz bu kanunu kimlerin kullandığını görmüyor/bilmiyor basına yansıyan hakkı yenilen mağdurları gördüğünüz için feveran ediyorsunuz

    ya da kötü niyetlisiniz.

    ama ekseriyetle birincisisiniz.

    bu ülkede bir şiddet sorunu var. sadece kadına şiddet demiyorum fiziksel şiddet de demiyorum. herkese yönelen genel bir şiddet sorunu var. bu defalarca yazıldı, çizildi. ancak hem fizyolojik özellikler hem kültürel bazı ögelerden dolayı kadınlar bu şiddetin daha çok mağduru oluyorlar. bu da çokça yazıldı, çizildi. esas yapılması gereken şey tabi ki eğitim, ders kitaplarına koyma falan değil. bir devlet politikası olarak şiddeti azaltma, vatandaşı şiddete yönlendirmeme. biz bunu mu yapıyoruz, hayır? alacağı olan adam alacağını tahsil edemiyor, tehdit edilen adam savcıya başvurduğunda efektif dönüş alamıyor. bu böyle uzar gider.

    kadına şiddetin engellenmesinin ana yolu tabiki yargı olmamalı. ama geldiğimiz nokta bu.

    bununla beraber anlamayana davul zurna az ama defalarca söylendiği gibi "kadın beyanı esastır" kadının söylediğine göre hüküm verelim değil; bu kadın bir şeyler dedi hadi onu araştıralım demektir.

    yazdıkça adliye geliyor aklıma sinirleniyorum. bu hükümetin, baskıyla da olsa, yaptığı en doğru işlerden biridir.
  • eşlerden biri diğerini kolluk ve mahkeme aracılığı ile uzaklaştırma yoluna gidecek duruma düştüyse (haksız olsa dahi) ortada bir evliliğin kaldığını kimse iddia edemez sanırım. o yüzden aile babası gibi kavramlarla konuyu duygusal sömürü haline getirmeye gerek yok; çünkü ortada aile yok.
  • çocuklarından ayrı kaldıkları için değil nafaka ödedikleri için üzülen erkeklerden oluşur çoğu. aile yıkılıyormuş, hanginiz gerçekten babasınınız gerçekten eşsiniz, hanginiz gerçek bir hayat arkadaşısınız. en ufak şüphesi olanlar yallah sokağa
  • kadın bir sabah kalkıp, "lan bu herif de malak gibi yatıyor evde, seytan görsün yüzünü öküzün, ayı oğlu ayı, şunu evden dehliyeyim de bi rahat nefes alayım" diyor sanki.
    nasil aile babasiymis bu da, evden uzaklaştırma cezası verilmiş diye sormayın siz. kadın beyanı rererörö...
  • kadın keyfi bir şekilde, iftiralarla eşini evden uzaklaştırma kararı alıyorsa ortada bir evlilik var denebilir mi?
    o evde durma zaten, ne işin var?
    belanı mı arıyorsun?
    o evden ne kadar uzak durursan o kadar iyi demektir.
    kadın illa kocasına iftira atarak evden uzaklaştırmayı kafasına koymuşsa cebine uyuşturucu koyup polise de ihbar edebilir.
    uyuşturucu ihbarlarını değerlendirmeyi de mi kaldırsın devlet?
    ortada bir evlilik falan kalmamış, neyin peşindesiniz?
  • azdır. bunun bir on katı kadar kadın sessiz kalıyordur.

    çünkü kadınları korkak yetiştiriyorsunuz, çünkü korkmaları için elinizden geleni yapıyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap