• sanki neredeyse "dün gece yaptığım şey" diyecek kadar yakın mı geldiğinden nedir, bir ayrıcalık olduğunu anca farkedebildiğim, başıma gelmiş en güzel şeylerden biri.

    bilmiyorum herkese kendi çocukluğunun geçtiği dönem kuzgun mu görünür. ama 80'ler benim yaşadığım onyıllar içinde en renklisi, en heyecan verici olanıydı.

    bugün 2004 yılında her yerimize bulaşmış olan teknoloji manyaklığının ilk öncüllerini 80'lerin çocukları karşıladı. teknolojiye dokunma cüretini atari salonlarında ilk 80'lerin çocukları gösterdi.

    kabarık saç modelleri, şişme bot kıvamındaki montları, yüksek bel kotları, kalın kalın kaşlarıyla tüm yüzyıl içinde en özgün moda anlayışına ev sahipliği yaptı. "civu civu" pop şarkılarıyla synth teknolojisinin emekleme dönemiyle çıkmış müzikleriyle tam bir alien dönemiydi 80'ler. filmlerde özel efekt kullanımına başlandığı, video klip denen kavramın ortaya çıktığı bir dönemdi.

    bisikletler bile pinokyo'dan bmx'e 80'lerde dönüştü. biri sihirli sopasıyla mı dokundu, "belki bu yüzlük fikrini değiştirir" deyip tanrı'ya rüşvet mi verdi nedir bilmiyorum ama blade runner, indiana jones, top gun, batman gibi filmler o zaman çıktı. star wars türkiye'ye 80'lerde geldi. hala farklı şekillerde patlamaya devam eden michael jackson ve madonna ilk 80'lerde patladı.

    din 80'lerde sorgulanmaya başlandı sanki. madonna like a prayer klibinde zenci bir rahiple öpüştü. sakallı bebek 80'lerde doğdu. pepsi reklamlarının her biri ayrı bir olaydı o zaman. el becerisini geliştiren maymun, plaj kumuna ayaklarını basamayıp "av! uv!" diye yürüyen adamlar, ve evet madonna.

    cd bile 80'lerde türkiye'ye geldi. nba'le hem de magic johnson'lı, larry bird'lü ve kareem abdül jabbar'lı efsane dönemiyle 80'lerde tanıştık. ilk marvel çizgi romanı örümcek adam türkiye'de 80'lerde yayınlanmaya başlandı.

    etrafında fiyatı kadar özallar çizili gırgır'in en harika dönemine denk geldi 80'lerdeki çocuklar. suat yalaz'ıntarkan`'ının bayilerde satılmasının son görgü tanıkları oldular. cem yılmaz'ın kızılmaske ve mandrake esprilerini anlayabilecek son kuşak oldular.

    çizgi romana, hikayeye eğlenceye doymayan için dahası da vardı. hürriyet çocuk, milliyet çocuk, tercüman çocuk, türkiye çocuk. oyuncak veren milliyet kardeş. hatta hürriyet çocuk kulübü. neredeyse 80'ler çocuklar için tasarlanmış diyeceğim.

    o dönemde yaşadığım şaşkınlık ve hayranlığın sayısını çıkarmam mümkün değil. bilgisayar ve beraberinde getirdiklerini saymıyorum bile. kutu kola, lambada, uvvak uvvak lee cooper, hiç tanımadığınız bir erkek size çiçek verirse, bay meraklı, telekutu, pazar konseri, voltron, işitme engelliler için haber bülteni, zülal balpınar ve michael smith, fiasco, gamewatch, kara şimşek, hesap makinalı kol saatleri, şeker kız candy, esteban.

    bilgisayara değinmesem bile altan erbulak'in trt 2'de cumartesi'leri money for nothing'le açılan bir daha eşi benzeri çıkmamış bilgisayar dünyası programına değinmemek mümkün değil.

    80'lerde izmir enternasyonel fuarı bile çocuklar için yapılıyordu nerdeyse. bir kore mi japonya mı ne standı olurdu içi manyak oyuncak dolu olurdu ağzımızın suları aka aka oyuncakları incelerdik.

    öyle eğlenceli geçiyordu ki günler bir gün milletçe çılgınca bir fikir üretip 2000 yılına mektup bile yazmıştık.

    yahu o dönemin devlet başkanları bile çocuklar içindi! film yıldızı bir amerikan başkanı, asker üniformalı bir cumhurbaşkanı ve turgut özal! . şarkıcılar bile toplanıp şarkılarını "we are the world, we are the children" diye söylüyorlardı.

    80'ler bir çocuk için harikulade bir şovdu, gerçek bir ekstravaganzaydı, rio karnavalıydı. bir daha böylesi gelir mi yoksa çoktan gelmiş midir bilmiyorum; ama şahsen 80'lerde çocuk olmayı hiçbir döneme değişmezdim. ışın kılıcı ve uçan arabalar kullanıma geçerse değişirim.
  • (bkz: michael jackson)
    (bkz: madonna)
    (bkz: europe)
    (bkz: samantha fox)
    (bkz: milli vanilli)
    (bkz: he man)
    (bkz: voltron)
    (bkz: kara şimşek)
    (bkz: hava kurdu)
    (bkz: beyaz gölge)
    (bkz: mavi ay)
    (bkz: c 64)
  • eğer doğuda yaşıyorsan, sokağa çıkamamak demek. nedenini bir türlü anlamadan, sana babanın veya annenin meslegini soran herkese "ziraat bankasında hademe" demek. gerçeği söyleyip "polis" dersen vurulmak demek. ilkokul 2. sınıfta dersine giren 6 öğretmeninin neden sürekli tayinlerinin çıktığını anlamamak ve büyüyünce, aslında ögretmenlerinin pkk tarafından öldürüldüğünü öğrenip 12 yıl sonra ağlamak; "ihtilal nedir" i erken öğrenmek demek. babanın rüşvet almamasını kuşkuyla karşılayan amirin, baban hakkında komünist olduğu iddiasıyla soruşturma açtırması demek. yine de, bütün olumsuzluklara rağmen aklına ilk gelen şeyin şu üç harf olması: "bmx"
  • ne 1970'lerin yoklugunu cekmemek ne de 1990'ların coklugu icinde kaybolmamak demek.

    siyah ilkokul elbisesini giymek, beyaz yakayı ak$amdan ütüleyip hazırlamak demek. okula beslenme cantasıyla gitmek, tenefüslerde elvan gazoz icmek icin hemen kantine ko$mak demek. okulun ba$lamasına az bir süre kaldıgını radyoda duydugunu balinler reklamını duymanızla anlamanız demek. mahalle macları demek, mahalle macı icin bakkaldan plastik top almanın önemini kavramak yamuk olmasın diye plastik topu havaya atıp yere dü$mesini beklemek demek. sokaklarda maradona olmak demek, rıdvan olmak, tanju olmak hatta uzaktan $utunuz iyiyse prekazi olmak demek. annenizle pazara gidip po$etlere yardım etmek demek, pazardan prekazi'ye özenip fanatic yazılı fosforlu ye$il tayt alıp $ortun icine giymek demek [ben bi kere $ortsuz giymi$tim]. ertesi günün tatil olması $erefine ziyaretciler izlemek, uzaylıların gercekten fareyle beslendigine inanmak demek. pazar sabahları cizgi film kacırmamak icin erken kalkmak demek, pazar sabah 10 ku$agında trt'nin verdigi sinema filmi icin heyecanlanmak demek. sokakta futbol macı yapmak demek, topunuzun bi yere kacınca atan alırspor demek. sokakta volkswagen görünce ''aa bak herbie'' demek, arabanın sahibine el sallamak demek. okulda tenefüslerde patlak plastik topla ya da ezilmi$ kutu kola ile mac yapmak demek. fame citydemek, 16 kücük jeton alıp harikalar diyarına girmek akabinde kuponlarla hediye almak demek. new kids on the block demek, aleciki bobbe deyip michael jackson olmak demek. vanillia ice sever olmak demek, mc hammer'le devamlı kar$ıla$tırmak demek. sokaklardaki acid metal kavgasi icin hangi tarafı tutacagına $a$ırmak demek, gülen suratlı stickerleri okul cantana ve muhtelif yerlere yapı$tırmak demek. icraatın icinden demek, konusurken kalem sallamak demek. gercekten mi sorusuna herıld yani diye cevap vermek, anlamadım cevabına ''zonk'' demek. ice mc demek, eddie murphy ''yeeeee'' clint eastwood ''uuuuu'' demek. cumartesi 11 seansına sinemaya gitmek demek, okul defterine ghostbusters amblemi cizmek demek. commodore demek, emlyn hughes soccer'de bütün takımların oyuncularının isimlerini degi$tirmek icin saatler harcamak demek. pazar günleri radyodan mac dinlemek demek, dakika ve skor almak icin spikerlere baglanmak demek. tipe bak hizaya gel demek. mahalle macı yaparken apartmandan birinin sizi cagırması ve bakkala yollaması demek, camdan sarkıtılmı$ sepete sipari$leri koymak demek. bakkaldan bir pergel, bir kalem alınan reklamı izlemek, fisini de al mustafaley'in beyninize kazınması demek. trt'nin yayınında sorun oldugu zaman konan bolu/abant görüntüsü sebebi ile daha gitmeden abant'ı ezberlemek demek. kırmızı american eagle demek, adidas torsion almak icin para biriktirmek demek. gelecege dönü$ demek, 2000 senesinde ula$ımın ucan arabalarla yapılacagını sanmak demek. kot pantolonun icine kazagı sokmak demek, büyük sünger kulaklıklı walkmanlarla müzik dinlemek demek. nuri alco demek, tecavüzcü co$kun'un aslında kötü biri olmadıgını farketmeniz demek. gölgelerin gücü adına diye bagırmak, manav sandıgından he-man kılıcı yapmak demek. evde telefon beklemek demek, tu$ yerine cevirmeli telefon kullanmak demek. milliyet gazetesinin verdigi kartondan evleri yapmak demek. bayramlarda kız kacıran almak demek, bakkaldan alınan füze'lerin yerde bıraktıgı ize bakıp inanamamak demek. kumburgaz demek, yazlık diskoda kızların kız kıza lambada yapması demek. erkan yolaç demek, kafayı emme basma tulumba gibi sallamamak demek. mahalle videocusu demek, charles bronson hayranı olmak demek. kadir inanır gibi bakmaya çalı$ırken $ebek olmak, cüneyt arkın tekmesi atarken okul pantolonunuzun ağının yırtılması demek. cam $i$e 1lt coca cola demek, gündüz elvan ak$am coca cola sıralaması demek. metin milli'yi vampir sanmak, eller eller diyerek yıldırım gürses taklidi yapmak demek. geli$im spor demek, oradaki posterleri duvara asmak demek. solo test demek, solo test'te yüksek zekalı cıkmak demek. amerikan tıra$ı demek, dedenizin ''ne lan bu tavuk götü gibi'' diye dalga gecmesi demek. fırt demek, e$ek herif, tarzan ve arap kadri demek. fenerbahçe demek, galatasaray'la aglamak istiyorum demek. okulda oyunlar oynamak, dansa davette ho$lanmadıgınız biri sizi dansa kaldırırsa icten ice küfür etmek demek. ak$am aile ile yürüyü$ yapmak demek, yolda gördügünüz ı$ıklı $apkalardan almak 9v pille çalı$tırmak demek. pilsan sarı pil demek, walkman'in icinde erimesi demek. dr j demek, larry bird olmak istemek demek. mobilet ense saç tıra$ı demek, saçlara limon sürmek demek. kukalı saklambac oynamak demek, 1 ki$i kaldıgında onu kurt yapmak demek. okulda a$ı olmak demek, a$ıdan sonra eve erken gitmek demek. lunapark demek, çarpı$an arabalar icin sıra beklemek demek. tombi demek, tombi'nin verdigi futbol sahası ve adamlarla oynamak demek. isim $ehir oynamak demek, ''h'' harfine huudi arabistan yazmak ve ailenin dalga gecmesine maruz kalmak demek. çokoprens demek, elvan gazoz ve cokoprens ile kendinden gecmek demek. kecioren belediyesi cocuk parkı demek, azılı ponpon taraftarı olmak demek.

    bugun hala özlemek demek..
  • ambalajsız bisküviden haberdar olmak, bakkallardaki bisküvi kutularına dadanmak demek...
  • zamanın sanki hiç geçmiyormuş gibi, çok ağır akması..
    kin, hırs, para, intikam, geçim kaygısı, aşk acısı gibi kavramlardan bihaber olmak..
    ''bugün top mu oynasam bisiklete mi binsem'' dışında verilecek önemli bir kararı olmamak..
    ekmek elden su gölden yaşamak..
    masumiyet..
    ne kabahat işlersen işle en sonunda hoşgörülmek..
    her daim ilgi odağı olmak..
    1980'lerin başında, kapitalizm denen belayla daha tanışmamış olmak..
    hormonsuz sebze, meyve ve et yiyebilme lüksü..
    orta halli olduğu halde geçim sıkıntısı çekmemek..
    hayattan ne maddi ne manevi fazla bir beklentinin olmaması..
    etrafındaki herkesi hoş tutmak gibi yükümlülüklerden azade olmak.
    makul olan hemen her isteğinin karşılanması, en azından bunun için çaba sarfedilmesi..
  • sadece cuma geceleri babanın aldığı 1 litrelik depozitolu coca cola demek.
    kadife oturma gruplarına tırnakla yazı yazmak demek.
  • adile naşit öldüğünde ağlamak demek.
  • voltran voltran voltran demek , depozito toplamak adina kola sisesi biriktirmek demek , adile nasitten masal dinlemek demek.
hesabın var mı? giriş yap