• bunların en son iki üç yaşında oduklarını sanıyordum şahsen.ve lakin geçtiğimiz günlerde bir muhabbet sırasında neredeyse liseye başlıyor olduklarını öğrendim ki şaşkınlıktan dibim düştü diyebilirim.şahsen ben en son 86 doğumluların okula başladığı seneye dikkat etmiştim zira neden86lılar denirse kardeşimden en azından okul süreçlerinde kaç saat kurtulacağımın hesaplarını yapmakta idim.zaman çok hızlı geçiyor galiba.....
  • sozlugun kapisinda bekleyenler bile var bunlarin arasinda.
  • belgesellerdeki "these kind of.." girişiyle açıklanan bunların özellikle 95 sonrasına denk gelenlerinin yaşları hesaplanamaz. daha çok erken..
  • şimdilerde yaşları 0-18 arası değişen nesil.
  • ilerde doksanlarda çocuk olmak ve iki binlerde çocuk olmak hakkında epey geyik çevirecek şahıslardır bunlar. kendimden mi biliyorum? yoo, tahmin sadece...
  • kendinden sonra gelen jenerasyonu aşağılama gibi genetik bir kod taşıyan yurdum insanın el attığı yeni bir jenerasyon.
    oysa yeni nesil, bilgi çağında doğmuş, 1970'lerin 1980'lerin jenerasyonlarının aksine uzun bıcı bıcı'lı boş yıllar geçirmeden sürekli zekasını geliştirmiş ve ileriye gitmiştir.ayrıca onları yetiştiren ebeveynler de 40'lı 50'li yıllarda doğmuş insanlardan daha eğitimli olduğundan, bu küçük yavrularımızın da daha eğitimli ebeveynler tarafından büyütüldüğünü söyleyebiliriz.e tabi onlar doğal olarak bizim zamanımızdaki tehditlerin değil, kendi çağlarına uygun şeylerin tehdidi altında olucaklar(bilgisayar oyunu gibi)
    bu çocuklar büyüdüklerinde girdikleri yerleri aydınlatacaklar.polisten daha az korkar olucaz mesela çünkü daha eğitimli bilinçli ve medeni bir polis olucak karşımızda.daha şeffaf bir ortamda yetiştiklerinden daha dürüst, daha açık ve sorgulayıcı bu çocuklar.anne babanın cezaya dayalı eğitim işkencesi ya da öğretmen dayağı ile de büyümüyorlar.ben kafama tokadı yedim mi karatahtaya kafa atardım.teneffüste koşuyorum diye kıçıma uçan tekme yerdim müdür muavininden.ulan teneffüste bahçede koşmuycam da nerde koşucam.sanki ananın amında koşuyorum dimi eşşoğlu piç...
    bu baskılarla büyüyen adamlarda özgüven olur mu?? demem o ki bu çocukların özgüvenleri bizden daha iyi olucak.
    yeni nesille ilgili söylenebilicek pek çok iyi ya da kötü şey olabilir;bunları satırlara sığırmak mümkün değil ama ben eksileri ve artıları yan yana koyduğumda güveniyorum bu çocuklara.bilgiye ulaşmanın ve kendini geliştirmenin yollarını bilen, daha medeni insanlarla bir süre için de olsa birlikte yaşayacak olmak işime geliyor.
  • “get ready for the future:
    it is murder. “ leonard cohen

    çok şık durduğundan dolayı koymadım bu dizeyi buraya. çağrışımında, söylemek istediklerim vardı, ondan.

    yeni bir nesil geliyor falan diye konuşuyoruz hep. yani bunu benim bir üst neslim de konuşmuştur. onlar için de bir üst nesil yine aynı yorumları yapmıştır. tarihin tekerrürü bu, tamam. o zaman şimdi ben de devam ettirmek istiyorum bu geleneği.

    bodoslama soruyorum, yeni nesil paldır küldür mü geliyor; güldür güldür mü ?
    kanaatim, paldır küldür.

    insanlarla 5-6 yaşlık bir farkın duvarlar örebileceğini düşünebiliyor olmam lazımdı aslında. kendimden büyüklerden bahsetmiyorum. neticede aynı çağın çocuklarıyız onlarla. fakat 90 sonrası nesille nedense aynı çağa ait hissedemiyorum kendimi.

    çünküsü çok basit, klişe: teknoloji.

    mektup zamanlarını, sokakta dansa davet oyunlarını, tasoları, lastik atlamaları falan ucundan da olsa yakalayıp ortaokulda bilgisayarla tanıştım. lisede ise teknoloji ile haşır neşir olup gerçek sosyal hayattan kopmaya başladım. teknoloji geçmişim böyle.

    eğitim geçmişimden bahsetmem gerekirse: ansiklopediden ödevlerin araştırıldığı, dayağın meşru olduğu zamanlar... öyle şimdiki gibi, öğretmenlere, öğrencilere dokunarak ders anlatma nutukları atılmıyor tabi. ben bile dayak yemiştim. iyi bir öğrenciyseniz, o ellerinizi büzüştürüp tahtada elinize vurulan cetvel, içinize işler. ya da konuştuğunuz için kafanıza inen tahta kalemi, o kadar ağırdır ki, sizi yerin dibine sokar. o zaman ileride gülünerek anlatılacak bir anı olacağı bilinmez bunların tabi.

    geçmiş zamanlı konuşmak hiç sempatik değil aslında, biliyorum .nihayetinde 30 -40 yıldan bahsetmiyorum... ama değişen bir şeyler olduğunu düşünüyorum. hani sanki çok yıllar geçmiş gibi üstünden...

    teknoloji diyorum, ergenlik de var... olabilir diyorum, doğal diyorum; ama bir türlü doğal karşılayamıyorum.
    10-12 yaşlarındaki “çocuk” ların sosyal ağlarda kendilerine kimlik edinip dozunu bilmeden kimliklerini teşhir etmelerini bir türlü doğal karşılayamıyorum yani.

    onları eleştirmiyorum. kontrol mekanizmalarının olmayışına atarım hemen topu. şöyle bir gerçek var: ben ve akranlarım, internetin tehlikelerinin alenileşmediği zamanlarda, yavaş yavaş, “öğrenerek” anladık bu meredi. ama şimdiki nesil, “facebook” la , “twitter” la pervasızca atıldı bu sosyal ortamlara, hem de tam ortasına. ebeveynler bilemedi, kontrol edemedi. ödevler internetten verildi, buluşmalar msnden yapıldı, arkadaşlar internetten bulundu. ebeveynler farketti ki, çocukları onlardan daha fazla biliyordu...

    bu durumda kim kimi neden suçlasın ?

    ben, 10 yaşındaki bir kızı, internetteki sosyal ortamlarda, 25 yaş suretinde gördüğüm için onu suçlayamam mesela. ya da bir başkası, yapılan onca uyarıya rağmen, sinemada gülmeye/konuşmaya devam eden lise öğrencisinin saçını çeken o kızı suçlayamaz.

    “çocuklarınızın nerede olduğunu öğrenmeniz için çipli saatler yaptık” diyen yeni bir pazarın doğuyor oluşu beni korkutuyor.

    ama şöyle bir tespit de mevcut: bizler yeniliklere daha hakim olacağımız için, en azından, çocuklarımızı ona göre eğitebiliriz. dolayısıyla, teknolojiyi kontrolsüz kullanan gençliğin arkasından gelecek olan nesil için, umutsuz olmak yersiz.

    şu anki teknoloji için evet, belki bunu söylemek mümkün. ama ben daha şimdiden iphone kullanırken zorlanıyorsam, çocuğumun döneminde gelecek olan yeniliklere nasıl ayak uyduracağım?

    belki bu bir kısır döngü olacak ve frankenstein misali, yaratılan bu makineler insanoğlundan öcünü alacak...

    leonard cohen kehanetinde haklı çıkacak belki,

    “gelecek geliyor hazır olun,
    hazır olun katliama...”
  • arada istisnai durumlar mevcut olsada kendilerinden önce doğmuş olanların icat ettikleri dijital oyuncaklar sebebil ile kafayı kırmış nesildir. yine istisnaları bir kenara bırakırsak bunlarla oturup gerçek bir konu hakkında 1 saat sohbet edemezsiniz. işleri güçleri facebook, twitter vs. bir de foursquare var ki neye yaradığını bir türlü kavrayabilmiş değilim.

    biz iletişim kurabilmek için akılcı falan olmaya kasardık sanıyorum artık internette aktif olmak yeterli ki bu cidden kişiyi körelten bir durum bana göre.

    (bkz: ilgi budalası)

    not: yazar 90lılar yüzünden yaralı değildir sadece iletişim kuramamanın sıkıntısını çözememektedir ve artık kendisinin geri kafalı olduğunu düşünmektedir. zira bir fotoğraf altına gelmiş 4353 beğeni ve 1234124 yorum yazara göre abesdir.
  • dogduklari yil itibariyle daha cok araba modeli gibi algiladigim nesil. halbuki birkac sene gec dogsam ben de onlardan olacaktim ama kucukken gazete ilanlarinda satilan arabalarin hep 90'li modeller olmasindan midir nedir bilincaltima islemis olsa gerek.
  • erkek olanları kendilerinden büyük kızlara ilgi duyuyorlar.
hesabın var mı? giriş yap