• süper baba'dan kaygısızlar'a, bizimkilerden, mahallenin muhtarları'na, ruhsar'dan çılgın bediş'ine gerçekten samimi dizilerdi. arada canım sıkılınca hala açıp izliyorum. çocukken anlamadığım esprileri yakalıyorum, gülüyorum. sonra aklıma eski tüplü televizyonumuz ve sobalı evimiz geliyor, hüzünleniyorum.
  • şöyle bir bakıyorum da komedi dizilerinin "zengin, yakışıklı ama yalnız şirket sahibi uzun boylu gençle onun şirketinde işe giren kısa boylu, bakımsız, utangaç, güzel kızın datlış aşk hikayesi" modunda, macera dizilerinin, racon kesme, aşk dizilerinin de "malı mülkü boşvermiş ağa veliahtı ile tarlada çalışan fakir kız" ekseninde döndüğü, dizi sektörünün 2-3 tip dizi, 5-10 tip karakter üzerine oturduğu bir dönemde o zamanları özlememek elde değil.

    ne kadar çeşitli dizi konusu, karakteri, olay örgüsü varmış. ne kadroları izlemişiz. o zamanlar gerçek oyuncular, tiyatrocular varmış ekranlarda. şimdi ise güzellik yarışmalarını oyucu olmaya basamak olarak kullanan bir sektör türemiş. ekran açasımız gelmiyor.
  • bizimkiler, mahallenin muhtarları , baba...
  • (bkz: kara melek)
  • (bkz: ruhsar)
hesabın var mı? giriş yap