• murathan mungan'ın yeni kitabı..yine metis yayınevinden..

    ....gideni, günün birinde döndüren, geri dönmeye ikna eden bu duyguydu zaten; her şeyin kendisini olduğu gibi beklediğine inandıran bu yanıltıcı duygu, daha çaldığı ilk kapının önünde yapayalnız bırakmıştı onu.....(s.19)
  • iran'da kadınların giydikleri siyah örtü; çarşaf.
  • siir gibi okunabilecek bir roman.
    kahramanin babasinin kervansarayda onu ziyaret ettigi bolum muhtesemdi kanaatimce. henuz ortalarinda olsam da edebi ve imgesel yani agir bastigi icin duygulara hitap ettigi soynelebilir.
  • bir solukta bitirilebilecek bir murathan kitabi. savas ve devrim sonrasi iranda gecen bir geri dönüs hikayesi. su alintilari yapmadan da edemeyecegim:

    ... yalan, herkesin gercege birsey eklemesiyle ortaya cikar.

    ... hatiralarin insanin icini acittigi yaslara gelmis olmaliyim.

    ... en kötü yabanci cesidi, bir zamanlar tanidiklarinin arasindan cikar.

    ... dünyayi kelimelerle tarif etmeye kalktiginda da dünya büsbütün ürkünclesiyor.

    ... hasret mutlaka ask istiyordu.
  • “burkaya giden yolu çador açar. çador, ninelerimizin masum başörtüsü değildir yalnızca. kafalarımızdaki köprüdür. örtünmek bir ahlak haline getirildiğinde arkası gelir; karara karara gelir. örtünmenin sonu yoktur. kadınlar kefene kadar örtünmek zorunda kalırlar.” işte akhbar bu kadınlar arasında ailesini ve sevgilisini arıyor. kadınların bedensizliğe mahkum edilmesinin yalnızca kadınların değil kadın imgesini unutan erkeklerin de kaybolmasına yol açtığını keşfediyor. üstelik kadınları burkaya mahkum edenler allah kadar görünmez de kılmak istiyorlar her şeyi. gurbetten sılaya sığınan akhbar yaşadığı bu yabancılıkla aslında hala gurbeti yaşadığını fark ediyor. huzur bulmak için bir burkaya sığınmayı bile istiyor. mungan'ın kitabı uzak bir coğrafyayı anlatıyor gibi görünebilir ama yaptığı bazı göndermelerin adresi de belli: türkiye...
  • murathan mungan'ın akhbar adlı kahramanını anlattığı son romanı. çador sarı bir düş bırakıyor okunduktan sonra. çöl,kum,sıcak.. murathan'ın diğer kitaplarından farklı olsa da, bir süre sonra murathan satır aralarından kendini göstermeye başlıyor.
  • murathan mungan'ın son kitabı. "doguda hersey usul usul birikir ve ansızın olur" diyor kitapta. türkiye'ye belirgin bir biçimde gönderme yapmış murathan mungan. uzun yılların 'birikim'i akp iktidarı ile ivme kazanmıs oldugu icin anlatılanlar çogu yerde ulkemizle birebir uyuyor. elestirmeden gecemeyecegim bir cümlesi var mungan'ın kitapta: "kapanana dünya ilişemez" diyor. kapanmaktan kastı: burka, bilinen tabiri ile kara carsaf. kapanan kadin kendini sosyal hayattan gonullu olarak çeker. evet, dogru... fakat ne yazık ki dünyadan kacılmaz. hele, carsafla bir kadın sadece kendi benliğinden, özgürlüğünden ve insani haklarindan kacar.
    kapanana dünya ilişemiyor olsaydı, kabuğumuza çekilmek istediğimiz depresif anlarımızda antidepresan niyetine çarşafa bürünmemiz gerekirdi.
    kitapta beğendiğim bir bolum ise:
    "konuşmak istemiyordu artık. kimseyle konusmak istemiyordu. dilin pecesinin ardından icini göstermeye çalışmak istemiyordu. dilsizlik insanın en doğal haliydi. dilsizlik, aslında insanın dili gibi çıplaktı; onu kelimelerle giydirmek istemiyordu. insan, kelimeler olmadan kendine yetebilmeydi.
    ....
    aslına bakılacak olursa, kelimeler değil, kelimelerin hayaletleriydi onu korkutan. kelimelere yüklenen anlamlar ve anlamların yaratılma süreci, onlardan oluşturulmuş hayaletlere dönüşerek ruhu korkutuyordu.
    ...."
    özet olarak, tavsiye edilebilecek bir kitap.
  • 11 eylül'ün geciken gölgesinde yazılmış novella. kemalist bir duyarlılık paçalardan akmaktadır.
  • "bizi aşık eden çok eski çağrısımlarımızdır, çocukluk kadar uzakta kalmıs çağrısımlarımız; simdiki zaman içinde yaşadığımız askı bize hatırlatan, onu guclendiren, yasatan seylerse yeni çağrışımlardır. bu çağrışımlara neden olan baskalarıdır, baskalarının varlığıdır. sevdiğimiz kisiyi onu hatırlatan bır dunyayla birlikte severiz."

    "dilsizlik insanın en doğal haliydi. dilsizlik aslında insanın kendi teni gibi çıplaktı; onu kelimelerle giydirmek istemiyordu, insan kelimeler olmadan da kendine yetebilmeliydi."

    "çok kitap okuyan insanlara hayatın yetmediğini biliyordu. kitapların dunyasında hayatı kucuk goren, tehdit eden bir sey vardı."

    yukarıdakiler kadar durustce yazılmıs, çocukluk zamanlarının en cok dınlenip hiç eskitilmemis masalları kadar bitimsiz bir etkileyicilikle efsunlanmıs, siirden daha siir, enfes bir murathan mungan kitabı.
  • şöyle yazmış m. mungan kitapta:
    '' doğuda ölüm herkesin gizli mesleğidir'' demişti bir şair. (s. 38)

    dize ismet özel'in '' üç frenk havası '' şiirinden ve aslı şöyle:

    çünkü başka insanların ölümü
    en gizli mesleğidir hepimizin..

    mungan, ''doğuda'' vs.. diye değiştirmiş bu dizeleri. * *
hesabın var mı? giriş yap