• bazı kuralları vardır çakal esnaflığın. örneğin, 3 e aldığını 6 ya satarken %50 kâr ettim diye satar. bugün peynir satar yarın tüp öteki gün galeri açar araba satar. kredi notu sıfıra yakındır. parası olduğu halde hiçbir yere ödeme yapmaz. vergi mi? pieeeyy ne vergisi biladerim dükkan babadan kalma der birde üzerine. baklavacı tatlıcıdır ama hammadde fiyatları düşse de ürün fiyatlarına yansıtmaz. ama zam geldiği anda hammaddeye, 3 ay önce düşük fiyattan aldığı hammaddeyle yaptığı ürüne dahi çakar zammı. avmlerde 3 kuruş fazla veririm global şirketlere ama bu çakal esnafa bir kuruş kaptırmam. alternatifi global firmalara yönelmektir, internetten alışveriş yapmaktır. bu çakalların da teşhisi çok kolaydır. plaza pelinsu'su, salon meriç'i ballandıra ballandıra bir mekanı anlatıp, biliyoğmisaaan derince'de bir kahvaltıcı var, şurada burada bir tatlıcı var ooğlumm süper lan diyorsa kaçın abi kaçın. neresi popülerse en büyük silkeleme orada dönüyordur. zaman içerisinde ekleme yaparım.
  • anadolu şehirlerinden birinde ulusal bir markanın mobilyalarını satan bir esnaf tanıyorum, daha doğrusu düğün alışverişimi yapmıştım. tanışıklık bu. dün adamların şehrin tepesinde, göz önünde olmayan villarını yeni gördüm. yakınlardaki piknik yerine de son model 4×4 lerle geldiler. bunlar altı üstü dükkanına gelen mobilyayı bize belli kârla satan esnaf. ama nasıl bir kâr bunu yeni farkettim. böyle bir esnaf işte.
  • küçük esnaf:

    - etrafı avm'lerle, iş merkezleri ile çevrilmiştir.
    - bim, a101, şok vs marketler küçük esnafın sattığı tüm malları aynı mağazada toplayıp her mahalleye birer tane açmıştır.
    - fikirtepe'deki küçük esnaf ile kanyon'daki esnaf aynı oranda vergi ödediği sürece
    mini çakallıkları görmezden gelicen aga,
    internetten veresiye al bakalım, yada herhangi bir avm'de bir mağazadan, 1 kuruş bile indirim yapmazlar, kurumsal firmayız diye sahte gülücüklerle geçirirler.

    diğer çakallar hamudu ile götürürken ben tepkimi küçük esnaftan alış veriş yaparak gösteriyorum. sizde öyle yapın.
  • en sevdikleri şey müşteriyi hunharca kaziklayip adam dükkandan çıktıktan sonra, nasıl soktum kazığı enayiye diyerek arkasından kıs kıs gulmektir.
    acaba o kazık bir gün dönüp dolaşıp kendine girecek midir, bekleyip görmek lazım. ama sanmıyorum, kötüye bir şey olmaz. köpek köpeği ısırmaz. karma bu şerefsizlere işlemiyor sanki.
  • 1 yıl önceydi saçma bir hamsi tavası arıyordum sordum depoda var dedi ve gitti gelmesini beklerken etraftaki tavaların fiyatlarına baktım 70-80-100 lira gibi fiyatları vardı ama seramik cart curt bir sürü özellik benimki sikindirik ince bir hamsi tavası geldi ve 100 lira olur dedi aldım geçen hafta a101 de aynısını 69 tl ye gördüm
  • şu an (bkz: trabzon dolmuşları) ve taksileri
  • bu zihniyet sadece ama sadece kendini düşünür.

    kendi çıkarı için her yalanı söyler, her ahlaksızlığı yapar. gücü yetiyorsa kaba kuvvete başvurur, yetmiyorsa ustası olduğu tatlı dilini kullanarak karşıdakini kandırmaya çalışır. o da olmadı dandik tanıdıkları vasıtasıyla hakkınızı yemeye kalkar.

    bu zihniyeti tespit etmek zordur; ama görüldüğü anda akrabanız da olsa, arkadaşınız da olsa, komşunuz da olsa hayatınızdan ivedilikle atmanızı tavsiye ederim. tek düşündükleri kendi çıkarları ve karları olduğundan, önünde sonunda size zarar vereceklerdir.

    münasebeti kesmezseniz bir de bakmışsınız o tatlı dil ve yalan silsilesiyle tekrar sizi ağına düşürmüş, sizden nemalanıyor.

    işi bittiği anda da mendil gibi kenara atar, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder.

    yalancılık ve ahlaksızlık hayat felsefesidir. utanmaz. kesinlikle utanmaz. o yüzden "utanır belki" diye düşünerek para üstünüzü bile almamazlık etmeyin.

    önünden dahi geçmeyin, selam dahi vermeyin. ticaret yapmayın. yokmuş gibi hayatınıza devam edin.

    bunların membaında yetişmiş bir insan olarak eyyorlamam budur.
hesabın var mı? giriş yap