çarpıcı

• doğrusu pek çarpıcı bir sıfattır kendileri efendim..
  çarpıcı'yı kullanarak meramını anlatmaya, dişil beşerler, eril beşerlerden daha yatkındır nedense.. hatta kimileri, her sikim hıyar diyene çarpıcı'yı alıp koşar, o biçim yani..
  
  pek çarpıcı bir bluz; çok çarpıcı bir füzo; ayh çok çarpıcı bir çocuk; ay accayip çarpıcı bir filmdi değil mi sevgilim; o lâllâ ne kadar da çarpıcı bir gravür; ah mon cher, doğrusu hiç bu kadar çarpıcı bir koku koklamamıştım [(konuşma dilinde duymamıştım denir, malûm)]; mm, hayli çarpıcı bir slow parça, adı ne rıfat; o kadar çarpıcı bir romandı ki, bir okudum hayatım çarpıldı; ay basamakta durma şekerim, otomatik kapı çok çarpıcı, çarpar valla; arkana çarpıcı bir ayı alsana tatlım, cereyanda kaldın, çarpılacaksın; kırk yıllık matematikçiyim, böyle çarpıcı bir çarpı görmedim; off ne kadar çarpıcı bir mezar bu ya, hadi gel içine girip yatalım..
• (bkz: çarpıldıklarım)
  (bkz: frapan), vurucu
• göze daha çekici gelen herşey için kullanılabilir bir tabirdir.
  
  ingilizcesi için bakınız;
  
  (bkz: eye-catching)