• (bkz: 21 mayis 1864)
  • chejanin sagladigi dokuman ve merak neticesi ile okuduklarim sonucu dehsete duserek varligini ogrendigim, insanligin yuz karasi eylem.

    olaya daha da dehset katan sey ise, bu sistematik yok etme hareketinin bir yil, uc yil, bes yil degil onlarca yil surmesidir. bununla beraber rus belgelerinde yapilanlarin son derece acik ve net sekilde beyan edilmesi ve reddedilmemesidir.

    "bize cerkeslerin ulkesi lazim, cerkesler degil" cumlesi bir rus general tarafindan edilmis, olayin itirafidir.
  • goç sırasında osmanlı topraklanrına ulaşa bilen bir avuç kişiden bir çoğununda sıtma olmaları gerekcesi ile diri diri yakıldığı soykırımdır. tarihin en acımasız olaylarından birisidir. şuan dunya uzerindeki milyonlarca insani direk olarak. daha fazlasınıda dolaylı olarak etkileyen bir olaydır.
  • rusların 306 yıl boyunca saldırdığı, ele geçirmek için 1.500.000 den fazla askerini kaybettiği kafkas halklarına karşı sonunda giriştiği soykırımıdır. tarihin en büyük soykırımlarından birisidir.

    rus general tsitsianov (1804): “ kanım kazanda gibi kaynıyor, asilerin kanıyla topraklarınızı sulamak arzusuyla bütün organlarım sarsılıyor... size diyorum ki benim süngü, gülle ve kan nehri metodumla topraklarınızda akan nehirlerin suyu bulanık akmayacak, ailelerinizin kanıyla boyanmış olarak kıpkırmızı akacak.”

    shutsejuko tseyko’nun çar ii. alexander’a cevabı: "belki kafkasya rus olacak ama çerkesler damarlarında kan aktıkça rus çarının kölesi olmayacaklar, sağken vatanımızı teslim etmeyeceğiz. atalarımızın savaşçı şanına leke sürdürmeyeceğiz; ''ye tl’ın ye tl’en - ya kahraman ol ya öl."

    bu iki söz soykırımın neden ve nasıl gerçekleştiğinin özetidir. kafkas halkları acımasızca çoluk çocuk demeden katledilmiş, kalanlardan açlıktan ve soğuktan ölmeyenler köhne gemilere kapasitenin 3-4 katı doldurularak karadenizde batışları seyedilmiş, karadenizi geçebilenler sıtma, tifo ve diğer hastalıklardan hayatını kaybetmiştir. kaynaklar karadeniz sahillerinde ölüm oranının %50 civarında olduğunu yazıyor.

    hayatta kalabilenlerin torunları olan bizlerse soykırım denince yahudileri ve ermeni saçmalığını hatırlıyoruz sadece. dünya, cezayir'lileri, kızılderilileri, güney amerikalıları unutturduğu gibi tarihin en eski uygarlıklarından birisine yapılanları da usulca sümenaltı etmiştir. hep olduğu gibi tarihi kazanan yazmıştır. topraklarında milyonlarca çerkes yaşayan türkiye cumhuriyeti bu olayları hatırlamamak, anmamak konusunda son derece kararlı zaten.

    bir alıntı daha;

    y. abramov kafkas dağlıları kitabında: “o zamanlar dağlıların başına gelenleri anlatmaya sözcüklerin gücü yetmez. binlercesi yollarda, binlercesi açlık ve sefaletten öldüler. kıyılar ölü ve ölmek üzere olan insan doluydu. annesinin soğumuş cesedinde süt arayan yavrular, donup öldüğü halde çocuğunu kucağından bırakmayan analar ve sırf ısınmak için sıkışarak yattıkları yerde birlikte donarak ölen gruplar, karadeniz sahilinde olağan manzaralardı...”
  • sol frame'de görünce, "bunu da mı biz yapmışız?" diye yüreğimi hoplatan soykırım.
  • en buyuk aktorlerinden biri icin (bkz: alexei yermolov)
  • avrupa birliği parlamentosunda gündeme getirilmesi talepleri, 'rusya avrupa birliğine girmek istemiyor' denilerek alaycı bir yaklaşımla karşılanmışır. avrupaya yakışan aşağılık bir tutum. anne tarafım balkan savaşlarında yerini yurdunu bırakıp anadoluya canını zor attı, 1.400.000 insan katledildi, yollarda vefat etti. baba tarafım kafkasyadan sürülüp anadoluya sağ salim ulaşabilen küçük bir azınlıktan, 1.500.000 insan katledildi, yollarda vefat etti. yahudiler ve ermeniler için dünyayı ayağa kaldıran medeni! toplumun söz konusu 'kendilerinden olmayanların' kanı olduğunda nasıl duyarsızlaştığının acı örnekleri bunlar.

    ''çerkesler aynen amerikadaki kızılderililer gibidirler, medeni ve munis değildirler. karakterlerinde bulunan doğal enerjiden dolayı onlardan ancak imha yoluyla kurtulabilirsiniz.'' (george ditson-circassia, or a tour to the caucasus-1850)

    ruhları katillerinin yakasını bırakmasın, bize düşen de en azından unutmamak.
  • türklerin ve almanların imza atmadığı nadir soykırımlardan, adı pek geçmez akademi ve basında.
  • bir halkın yurdundan atılmak amacıyla yollara vurulması ve balık istifi sürülmesinin nasıl bir katliama dönüşebileceğini gösteren soykırımdır. benzeri için: (bkz: ermeni soykırımı)

    işlerine gelince "1915'te soykırım tanımlı bile değildi o yüzden ermeni soykırımı diyemeyiz"le başlayan, "tehcir o tehcir, soykırım değil" diyerek temize çıkmaya çalışan, sümsük türk milliyetçilerinin birden kıymetini anladıkları soykırım bu. lütfen denyo milliyetçiler adını ağzınlarına bile almasın bu soykırımın.

    gerzek bayık hezeyanlarınızın sesini kısın da, bari acılarla yoğrulmuş bu coğrafyanın geçmiş de bir dönem başkalarının acılarını dindirmek için kucak açmış olduğunu da görelim. bari bunun üzerinden mallığınızı kanıtlamayın.
hesabın var mı? giriş yap