• (bkz: tuba ekinci)
  • benim rahmetli dedemden " çamura basma çirkefi üstüne sıçratma " olarak duyduğum söz bu. neyse neticede pek fark yok aralarında, aynı kapıya çıkar. bazen biri -ayan beyan hedef göstererek- bir şeyler sıçtığında sifonu çekmeye bile değmez. cevap vermeye yani. ya da 24 saat bekle doktorlar öyle diyor.
    sonra bu da farklı yorumlanır. ne gam. ama yok ispat etmeniz gerekir ya illa.

    ne bileyim mesela ben çok acıdım ilk defa hayatımda bir insana. hala daha hakkında tüm saflığımla iyi düşünceler taşıdığım bir insana. kendini bu kadar küçültmesine hiç gerek yoktu. bunlara gerek yoktu. herkesin önünde saçmalamaya gerek yoktu. bari buraya bu olayları taşımaya gerek yoktu. taşınacak şeyler asıl bunlar değil. taşınacak başka bir dolu şey var. ama buna hiç gerek yok bence.
    unut ve affet. hatırladıkça kendine zarar. şu zamana kadar ki felsefem buydu en azından. hoş hala öyle.
    daha da özeti bu kadar önemsemeye gerek yoktu.
    amaç neydi. mahalle kavgası mı. yapımda yok. ı ıh bitti ki benim için her şey. kavgası bile fazla.

    ama..
    aması şu; birtakım insanların öyle olması hadisesine tolerans bir yere kadar olabiliyor-muş.
    mesela bazen birileri hakkında olabilecek en yüksek sınırda sabıra sahipsinizdir. başka birileri hatırına.
    o da şundan; "şu zamana kadar bir şeylerin kirlememesi adına, o yaşananlara olan saygınızdan ağzınızı açıp tek kelime etmemişsinizdir. etmemeye de niyetlisinizdir."
    beyin hücrelerini " sanane " dediğim olaylara yoran insanlardan gelen tahriklere kapılmama yeteneğiniz gelişmiştir bu sayede. zamanında zaten yeterince şeyler olmuştur. burası feci mide bulantısı yaptığından geçiyorum.

    neyse fakat bu yetmez bazen işte. takip denen bir şey vardır. iş yoktur güç yoktur başkalarının hayatlarıyla uğraşılır.
    yorgan gidip tek taraflı sürdürülen kavga bitse de hala sindirilemeyen, hazmedilemeyen, artık nedenini inanın bilmediğim, bilmek de istemediğim nedenlerden ötürü birilerinin canını bir yerlerden yakalım ki onun mutsuzluğundan haz alalım diye sadistçe zevkler gündeme gelir. o iş öyle kolay değildir.
    peki daha ne istenir? hiç bilmiyorum hiç. can sıkıntsı belki. oyun oynama güdüsü. ama ben bu oyunda yokum.
    öyle bir hal alırsın hani artık istese de kimse seni incitemez. hassas olabilirsin -ki bu adeta çekinmeden kullanılır- ama bu zevki tattıracak kadar aptal değilsindir. üzgünüm!

    insanlara siktiri çekmek bazılarının nezdinde basit bir olay değildir. her insan ayrı bir birey. öyle değil miydi lan! kimse kimseye bağlı değil, bağımlı değil. kimse kimsenin malı değil. imama kızıp oruç bozmak her insanın yapabileceği çocukça bir davranış değil. herkes kendi özgür iradesiyle iletişim kurar. kimse kimseyi zorlayamaz. iki kişinin ilişkisinde bir diğer kişiye ne düştüğü malumdur. bok atarken lafın ucunun başka kişilere de uzandığını görebilmeli insan.

    bir diğer konuda her zaman kendi olabilmeyi başarabilmiş insanların, başkalarından feyz aldığı iddiası olabilir. bu ciddi komik.
    tek tek şeyyaparsak ohoo. bunu geçiniz.
    birtakım insanlarla tatsızlıklar yaşanabilir. insan bir sene önce hayatında kimler varsa onlarla yoluna devam edebilir. bu sayı zaten bir hayli fazladır. kaldı ki 3-5 insanla daha merhabalaşınca ne boyu uzar, ne hayatında bir fark yaratır, ne de kötü anıları hatırlamaktan haz alır. bunun adı nezakettir. bilmeyenler bu kavrama sözlükten bakabilir. burası bilgi yuvası! bu amaçla kullanılması taraftarıyım her zaman.

    işte yani bu yaşadığım örnekte görüldüğü gibi insanlar varsa bulaşmayın sevgili dostlarım. taş atmayın. ekmek falan da atmayın. uzak durun...
hesabın var mı? giriş yap