• kimsesiz çocukların balık istifi yurtlardan alınıp sonunda en azından senin benim gibi evlerde yaşamasına olanak veren uygulama. her an birimizin kapı komşusu olabilirler. olsunlar hoş gelsinler. tabi hala erkeklerimize kızlarımıza 18 yaşına bastığı gün tekme koyan bir devletin vatandaşıyız orası ayrı. bu çocukların babası kim? devlet. annesi kim? devlet. hangi anne baba çocuğuna böyle tekme atıyor? burda en azından ekmeğini eline alana kadar ya da evlenene kadar devlet koruması altında olması gerekir çocukların. bu konuda destek olması da gerekir devletin. bir de bu kimsesiz çocukların özellikle ergenlik döneminden sonra yaşadığı sorunlara karşı kesinlikle düzenli psikolojik yardım gereklidir. şarttır.

    edit : bir yazar arkadaşımızın söylediklerini aynen aktarıyorum:
    "şimdi şartlar geçmişe göre çok daha iyi benim de gördüğüm kadarıyla çocuk reşit olup kurumdan ayrılsa bile belli bir süre izleniyor." bu doğruysa içimize su serpecek bir gelişme.
  • gece gece nerden aklıma düştü bilmiyorum. sanırım bugün bi ara fatma şahin'in denk geldiğim bütçe konuşmasından olabilir. neden ağlamaklı bi şekilde konuştuğunu anlamasam da demek ki kafamda bi yere dokunmuş.

    çocuk evleri bi süredir uygulandığını bildiğim bi proje ve bazı stklarla ortak uygulandığını da biliyorum. hatta hepiniz denk gelmişsinizdir özellikle trt1 kanalında dönen ve ünlü isimlerin rol aldığı bir kamu spotuda dönüyor bu aralar.

    spotların biri özellikle dikkat çekici. çok tatlı yaşı on-onbir gibi bir oğlan çocuğu uyanıyor ve içeriye salona geçiyor bir kaç tane kız ve erkek çocuğunun yanına. mutlu bir kardeşler görüntüsü şeklinde.

    sonrasında ünlülerimiz sohbet ediyor çocuklarla. konumuz bu değil.

    takıldığım nokta şu: benim tanıdığım akp hükümeti kızlı-erkekli konularda hassadır. hemde oldukça hassas. bilen birileri aydınlatırsa beni sevinirim. cidden bu evlerde çocuklar normal bir ailedeki gibi kızlı-erkekli karışık mı yaşıyorlar. hayır eğer kızlar için ayrı erkekler için ayrı evler varsa neden kızlı erkekli beraber yaşadıkları izlenimi veren bir kamu spotu çekilmiş.

    merakımı umarım gideren birileri olur. lütfen olsun.
  • keşke bana da komşu olsalar, onlara mis kekler-poğaçalar yapıp götürsem dediğim evler.
  • uzun süredir düzenli olarak gittiğim, çocuk esirgeme kurumlarından alınan çocukların yerleştirilip daha gerçek bir hayatları olmasını sağlayan evler.

    daha gerçek derken tam olarak nelerden bahsettiğimi hemen açayım efendim. bu çocukların yurtlardaki hayatlarını az çok herkes tahmin edebilir. hepsi birbirinden sorunlu* onlarca çocuğun aynı ortamda kaldığı, tuvalet eğitiminden tutun da çoğu rutinin nasıl öğretildiğinin cevabının allah bilir olduğu, kardeşin kardeşi tanımadığı, eğitim öğretim açısından hiçbir elle tutulur yanının olmadığı leş kurumlarda yaşanan hayatlar işte. size duyduğum olayları anlatıp keyfinizi kaçırmaya niyetim yok. çünkü kendimizi üzmektense sürece dahil olup bu çocuklar için neler yapabileceğimize bakmalıyız. bu başlığa kadar gelmişseniz zaten genel olarak bilirsiniz buraları.

    çocuk evlerinde ise bu yavrular çok çok güzel imkanlara sahip. maddi olarak benim gittiğim evlerde hiçbir eksik yoktu. hatta evleri ilk gördüğümde çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. insan hep o buruk havayı arıyor ama bu evler gerçekten beni tatmin etti. çocukların özgüvenlerinin hiç edildiği o ortamlardan sonra bu evlerin kıymetini anlatmaya da lüzum görmüyorum. bir çocuğun kendi çalışma masasına sticker yapıştırması bile o çocuğa inanılmaz bir özgüven kazandırabilirmiş mesela. kardeşleriyle bahçeye çıkarken komşu kızını çağırması bile küçük ama önemli bir ayrıntı. çünkü kendi gibi görmediği çocuklarla kaynaşması onların hayatını biraz daha gerçek kılıyor bence.

    benim gittiğim evler kardeşler dışında karma değil. kızlar ve erkek yaşlarına göre (çocukları bu evlere yerleştirirken birçok kriter daha vardır eminim) ayrı ayrı evlere konulmuş. her evin 3 sorumlusu var ve nöbetleşe kalıyorlar. çocuklar onlara bazen abla bazen anne diyor keyiflerine göre. ayrıca bu çocukların çoğunun anne babası hayatta fakat ya kendileri çocuklarını bırakmış ya da devlet çocuklara el koymuş. görüşmeye uygun olanlarla aralıklarının nasıl ayarlandığını bilmediğim görüş günlerinde görüşebiliyorlar.

    tabiki tüm bu yazdıklarım kendi gözlemlerime dayanan şahsi kanaatlerim ve tüm evlere genelleyemem. umarım diğer evler de en az bunlar kadar iyidir.

    entrynin ilk hali çok uzundu fakat gereksiz ayrıntılarda boğulduğumu farkedip elimden geldiğince kısaltmaya çalıştım. umarım kafanızda az çok bir şeyler oluşmuştur. her türlü soru için bir yeşil uzağınızdayım. he soru olmadı diyelim görüş oldu o da olumlu. maksat birbirimizi biliçlendirmek olsun. çaylak ve yazar olmayanlar için de ilerki günlerde bir mail adresi eklerim.

    kısa tutayım derken fizan'a ulaştım. üşenmeden okuyanların gözlerinden öperler efenim.

    edit: ibish.eksi@gmail.com
  • çocuk evleri; yurt, yuva, sevgi evlerinin üstünde bir modeldir. herhangi bir apartmanda bir daire kiralanarak; alt modellerden, sosyal hayata uyum saglayabilecek, cocuklar secilerek bu evlere yerlestirilmektedir. bir evde ortalama 5 cocuk ve 3 bakim elamani kalmaktadir. bakim elemanlari 24 saat esasina gore vardiyali olarak calisir. ögretmen, sosyal calismaci, psikolog, sosyolog ve cocuk gelisimci meslek gruplarindan bir kisi o evden sorumludur ve bir cocugun butun temel ihtiyaclarini ve haklarini saglamak ve korumakla
    gorevlidir.
    cocugun ayri bir yatagi, dolabi, calisma masasi vardir. her turlu yiyecege giyecege oyuncaga sahip olmasi imkan dahilindedir. egitimleri ile ilgilenilir, takip edilir. evde bir yasam programi vardir, okuma saati, spor saati, etkinlik ( tiyatro sinema konser vs) gunleri vardir.
    tabi burasi turkiye olduğu icin her hükumet kendi cocugunu yetistirir. su gunun şartlarında dini programlar agir basmaktadir. bakim elemanlari torpille geldigi icin hepsi bu yonde çalisir. sen ev sorumlusu olarak surgünle tehtid edilmeye devam edersin.
    çocuklarin gelisimi acisindan oldukca iyi bir model olsa da, sorumlular icin calismak oldukca zordur. gecen gunduzun yoktur, her saat cocugun ihtiyaci icin hazir vaziyette beklersin. ev ziyaretlerine ulasimi kendin saglarsin cocuklarla gorusmek icin aksamlari calismak zorunda kalirsin. ayda yilda bir ailen gelir, arkadaslarin gelir; is cikmamasini dilemekten ani kacirirsin. buna ragmen iş ciktiginda bir off cekmeden cocuklar icin kosa kosa gider, yapar gelirsin de... burdaki calisan personelin buyuk cogunlugu sorunlu ve torpilli oldugu icin onlara tahammul edemezsin ve bir gun onlar gibi olmaktan korkar durursun. cocuklarini cok sevdigin icin gidemezsin de...
  • uzun zamandır aklımda olan ancak bir türlü fırsatını bulup arayamadığım kimsesiz çocukların yaşadığı kurumlar. bugün tekrar aklıma düşmesiyle kurumu arayıp, sürecin nasıl işlediğini ve nasıl gönüllü abi olabileceğimi sordum. lakin covid19'dan dolayı giriş-çıkışlar kapatılmış. daha sonra tekrar arayıp, güzelliklerle vakit geçirmek için şansımı denemek istiyorum.

    ilkokul yıllarında çocuk esirgeme kurumundan gelen arkadaşım vardı. bizden bir iki yaş büyük ve fiziksel anlamda güçlü biriydi. biraz hoyrat ve saldırgan bir tutumu vardı. o zamanlar sınıf öğretmenimizin onun için özel çaba gösterdiğini ve üzerine düştüğünü düşünüyorum. yine de hocanın öfkelenip, arkadaşın yüzüne tükürdüğü ("pü sana") zaman da oldu. yıllar sonra facebook'tan ekleştik. şimdi annesi ve ablasının yanında izmir'de anladığım kadarıyla. görüştüğümüz yok. o zamanlarda da yakın arkadaş değildik.

    basını takip edenler ya da yakın çevresinde bu kurumlarda kalan çocuklardan olanlar hatırlayacaktır, şiddet olayları çok yaygındı. arkadaşım bizlere anlatırdı. kaçsalar gidecek bir yerleri yok ama kalacak kadar güçleri de yoktu. malum doğuş röportajı, bu konuda toplumda fazlasıyla farkındalık kazandırmıştı.

    şu an çıkış noktasını tam hatırlayamıyorum ama büyük ihtimalle arkadaşımın giydiği ayakkabıdan etkilenip konuyu aileme açmıştım. babamla kendisine ayakkabı alıp kuruma götürmüştük. kapıda bizi karşılamış mıydı yoksa bırakıp gittik mi tam bilemiyorum. işte bugün telefonla aradığım kurum, seneler önce arkadaşımın kaldığı aynı zamanda gittiğim çocuk esirgeme kurumuydu. yeni adı çocuk evleri olmuş.
  • hükümetin başarılı politikalarından, fatma şahin bu işin sahiplerinden. çocuklar yurt yerine, ev ortamına sahip olup hayata hazırlanacaklar.
hesabın var mı? giriş yap