• asi bile denmez buna, insani hayal kirikligina ugratir, maceradan yoksun donersiniz evinize bozum halde.
  • iki tip cocuk felci asisi vardir. birincisi daha sıklıkla kullanilan, cocuklara sekere damlatilarak verilendir. digeri de igne seklinde yapilandir. bazi doktorlar igneyi tercih ediyorlarmis cunku bazen sekerdeki damlayi cocugun vucudu kabul etmiyormus.*
  • çocuk felcinden korunmak için yapılan aşılardır, iki çeşittirler (salk aşısı, sabin aşısı). bu aşıların ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır.
  • çocukluğum boyunca en kıl olduğum aşıydı kendisi. şekere damlatılan ilaç şeklinde olmasına rağmen hafızamda iğnelerden daha çok yer etmesine şaşırdınız mı?

    yaşça sizden epey büyük kuzeniniz sizi "lunaparka gidiyoruz" diye evden çıkarıp aşıya götürseydi siz ne hissederdiniz? hayır, bir de ben uslu bir çocuktum, yani "yürü aşıya gidiyoruz" deselerdi de kuzu kuzu giderdim, neden bu yalan, bu travmatik deneyim?
  • 90 larin basinda guneydoguda* insanlarin infertiliteye yol aciyor* soylentisiyle erkek cocuklarini gizledigi, tarama ve asi kampanyalarindan sakindigi asi olmustur.
    bu kadar dertsiz tasasiz, sekere damlatilarak yapilan ve ulke saglik harcamalarini oldukca dusuren guzelim asinin kisirliga yol acmadiginin gun gibi ortada olmasina ragmen, saglik bakanligi bu dedikoduyu sonlandirmak icin herhangi bir karsi kampanya yapmamistir, tek stratejisi kisirlik kelimesini kampanya boyunca telafuz etmemek olmustur.
  • çocukluğumun favori aşısı.
    acıya dayanıklı bir bünyem olduğundan günde 5 defa yapsalar bana mısın demem.
  • (bkz: polio)
  • sağlık bakanlığı'ndan bir grubun stokların yetersiz olması sebebi ile şu günlerde 3 milyon ekstra aşı için amerikada bulunma sebebi olan aşıdır.
    toplam aşılanması gereken nüfusun altı milyon olduğu söyleniyor.
  • su aralar suriyeli siginmacilarin yasadigi her mahalle asilaniyor.ebeveynlerin dikkatine avrupadan geldi deyip ozel hastenelerde satilanlari devletin bedava olarak dagittigi asilardir.kanmayiniz.
  • kaç yaşındaydım tam olarak hatırlamıyorum, belki beş-altı civarı. o dönemlerde de televizyonlarda polio aşısı reklamı dönüyor. bir sürü benim yaşlarımda çocuklar, oyunlar oynuyorlar, balonlar alıyorlar, uçurtmalar uçuruyorlar ve sonra hepsi annelerinin-babalarının elinden tutup sağlık ocağına gidiyorlar ve şeker pembesi damlanın ağızlarına damlatılmasını bekliyorlar. her biri damladan sonra bir adet lolipop ve kocaman bir gülümseme ile doktorun yanından ayrılıyorlar.

    ben belki bir seneden fazla polio aşısı olmayı beklemiştim bu reklam yüzünden. kendimce o kadar güzel hayaller kuruyordum ki, sanki o zamana kadar tatmadığım kadar muhteşem, hiç aklımdan çıkmayacak denli tatlı, muazzam güzellikte bir damla olmalıydı bu. damlanın rengi bile bana kalırsa dünyanın en olmuş "şeker pembesiydi". doktorum, "şimdi zamanı değil" dediğinde adeta hüsrandan ağlamıştım.

    sonra o vakit geldi tabii. babam bir gün işten erken çıkıp beni evden aldı, söğütlüçeşme tren istasyonu yanından bir yoldan yürüyerek bir sağlık ocağına götürdü. hem de trenle gitmiştik, düşünebiliyor musunuz? şu hayatta vapurlarla beraber en sevdiklerim. büyük gün gelmişti ve uzundur beklediğim, düşünü kurduğum aşıyı ben de olacaktım.
    odaya girdim, çok iyi hatırlıyorum, türkan hemşire beni doktorun yanına götürdü. doktor ağzımı sıkarak açtı ve damlayı damlattı.
    hayalleriniz ne denli büyükse, uğradığınız sukut-i hayalin de o denli büyük olduğunu anlamam işte o güne tekabül eder.
    o iğrenç ötesi, ağız buran ve mide bulandırıcı tadı ağzınızdan bir saat boyunca gitmeyen damlayı yuttuğuma emin olmak için doktor eliyle çenemi kapayıp, "yutkun" dedi. artık nasıl şoka girdiysem, yutkunmayı bile unutmuşum.

    elime bir lolipop verip gönderdiler. yüzümde hayattan yediğim ilk kazığın sebep olduğu müthiş bir rahatsızlık ile eve giderken lolipopa kederle baktığımı ancak bir türlü yiyemediğimi hatırlıyorum.

    "reklamcılık nedir, nasıl olmalıdır?" sorusunun cevabı çocuklara bunu yaşatmak olmamalı. kaç sene geçti üstünden, reklam sektörünün çocukları bu şekilde taklaya getirmesini hala affetmedim. o anki duygularım bile hala baki. her şeyi dün gibi hatırlıyorum.
hesabın var mı? giriş yap