• kolombiyalı yazar (bkz: evelıo rosero)’nun can yayınlarından çıkan kutsalın günah çıkarması üzerine yazdığı kısa romanıdır.

    açlık!
    allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin, demiş atalarımız. hangi açlık? karnının mı ruhunun mu aç olması? yoksa birbirini tetikliyor mu her türlü açlık?

    kitap, ruhunda insan öldürme dürtüsü olan bir peder yardımcısının kilisenin bedava sunduğu öğle yemekleri için gelen fahişesinden yaşlısına, köründen sokak çocuğuna dek uzanan insan topluluklarının kabalıklarını, acizliklerine, kendisini buraya köle etmelerine öfkesi sonucu onları öldürme dürtüsünden korktuğu için bir hayvana dönüşme fobisiyle başlıyor. halbuki çok iyi eğitim almış, çalışkan, özverili bir adam peder yardımcısı tancredo. tek kusuru kamburu! kambur... kamburu sorumluluğunu üstlendiği kilise mi, kilisenin kokuşmuş işletilişi mi? belki de her ikisi de...

    kilise(mabed temsili), ne zaman ki zenginleşmeye, göz boyamaya, özenden uzaklaşmaya başlarsa o zaman latince gibi ölü bir dille ikna ediciliğini artırma çabasına girmekte, peder zenginleşmekte, halk sömürülmekte, kilisenin malları korunmak için kapıları inananlara kapatılmakta, inananlar hırsızlık yaparak kiliseyi soymaktan korkmamakta... neden? çünkü tanrı, kiliseyi terk etmiş gibi hissedilmekte. pederlerin ve zangoçun tacizleri, çocukların sessiz kalmak zorunda kalmaları, köle gibi çalıştırılan kadınlar, ömrünü isteyen ama ona yaşama şansı vermeyi reddeden bir sistemin peder yardımcısı, öldürülen kediler ve cinayetler...

    kutsal eşyalar odası: melek heykelleri, komünyon günleri dağıtılsın diye basılmış inciller tozlar içinde... tertemiz olan sadece altı kutuluk para yığınları. neden yedi değil? korkuyorlar bu sayının kutsallığından belki de ya da her gün doyurduklarından kazandıkları paraların gün temsilleri bu kutular. kimsenin uğramadığı yer, en kutsal, en temizlenesi...

    üç lilia’lar: ölümün en beterini ve çocuklarının yok oluşunu görmüş yaşlılar...ömürleri boyunca kiliseye sadık kalıp bu uğurda çalışmış, ellerinden, sağlıklarından olmuş kadınlar. karşılığı ne? sistemin ne kadar bozuk olduğunu gündem göre daha yakından görmek. sabina ve tancredo’nun kilisedeki zinalarını bilen ama susan kadınlar. neden susmaktalar? çünkü her ikisinin de acı çekmelerini görüp onlara tek nefes alanı olarak bunu vermeyi hoş görüyorlar. onları, çocukları gibi. adem ve havva gibi... ne zaman ki umutları tükeniyor cinayet serisini başlatıyorlar. tanrı’nın eli misali... engizisyon misali... daha iyisi gelsin diye mi? hayır. sarhoş pederin daha kolay etki altına alınabilir olmasından ve insanları etkisi altına alabilecek olmasından faydalanmak amacıyla. güç kendilerine geçince ne olacak? yeni bir zulüm düzeni mi, delilik mi, kan mı?

    bilinmezlikle sona eriyor kitap. güzel bir son çünkü yarayı kanatıp gösteriyor. yara bandı sunmuyor, “gör ey kör insanoğlu, uyan!” diyor ve öylece bırakıyor. “kişilere ve kurumlara değil, daha büyük bir güç olan akla ve vicdana yaslan!” mesajını veriyor. kolombiyalı yazar, ülkesi merkezinden dünyaya genellenesi bir temayı başarıyla yansıtıyor bize. yerelden evrensele...

    edit: kitaba dair ilk entri olması üzücü ve şaşırtıcı...
hesabın var mı? giriş yap