• öğrencisine 12 yılda ingilizce öğretemeyen sistemin bir tık ötesinde bence bu ayıp. çünkü ömrünün çoğunu bu dili kullanarak idame edeceksin.

    12 yıllık lise dönemi sonuna kadar olan kısımdaki eğitimden sonra bir de ortalama 4 yıl lisans eğitimi alan bir bireyin kendi ana dilini yazmak bir yana dursun konuşmada bile zorlandığını görüyor ve yaşıyoruz. ne yazık ki uyguluyoruz da. hala daha 'de', 'da', 'ki' nasıl yazılır - kullanılır bilemiyoruz. yeri geliyor yarışma programlarında kendini övmekle bitiremeyen genç dimağların 'da'nın hışmına uğramalarına tanıklık ettik. yeri geldi iş ilanlarında, satılık ev, araba, arsa ilanlarında gözlerimiz kanadı.

    sanırım ne yaparsak yapalım buna bir çözüm bulamayacağız. her sene ramazan ayında sakız ile ilgili sorulan o malum soru gibi tamamiyle öğrenip kurtulamayacağız bu cahilliğimizden.

    her bakanlık değişimiyle değişen sınav sistemiyle vakit kaybetmekten, en çok benim oğluşum/premsesim başarılı olsun diyerekten direkt onları; 'cevapları bilsin de aman hukuk okusun, aman diyeyim mimar olsun, ceo olsun, doktor olsun ki zaten yazdığını bi eczacılar anlıyor ne gerek var dil bilmeye - dil bilgisi bilmeye mantığıyla jokey gibi sınav sırtında koşturarak yeterince robotlaştırıyoruz. tıpkı ebeveynleri aynı çarkta döneminde erittikleri gibi.

    demem o ki bir dilekçe bile yazamayacak nice eğitimli, seri üretim google tarayıcıları yetiştiriyoruz.

    sonumuz hiç iyi değil vesselam.

    kendimi de kimseden ayrı tutmayarak bu eleştirilerime katıyorum.

    acilen sonuçlarla uğraşmayı bırakıp insanlarla uğraşmaya başlamalıyız.

    edit: link ekleme

    https://www.instagram.com/p/baewbcojsmo/

    edit 2; ikame-idame etmek. tşk @cimdigriz

    edit 3; tdk sitesindeki bilgiye göre dilbilgisi şeklinde yazılınca bir sonuç çıkmıyor. ayrı yazınca sonuç veriyor.

    http://www.tdk.gov.tr/….gts.59ecaea0a070d6.72315336

    edit 4: tdk'ya - tdk'ye. bilgi veren yazarlara teşekkürler.

    edit 1298 ; edit yapa yapa sözlük bana bu dil bilgisini öğretecek şükür ki.
  • 16 yıl boyunca öğrencilere her şeyi öğretmeye çalışırsan, öğrenciler de bu bilgi bombardımanında konuyu öğrenmek yerine durumu idare etmeyi öğrenir. ezberler, kopya çeker, öğrenci hiçbir şey yapmasa da meb tarafından zorunlu olarak sınıf atlatılır.
    işin acısı, eleştirdiğim bu duruma ben de dahilim...

    edit: "her şeyi" bitişik yazmışım. uyarılmasam farkına bile varmayacaktım. durum gerçekten içler acısı.
  • bana 16 yılda ne öğrenebildiğimizi biri açıklasın lütfen.haksızlık ettiğimi düşünen arkadaşlar olduğunu biliyorum.kitaplardan öğrenilemeyecek ne öğrendik o sıralarda?birlikte yaşama kültürü,empati kurma,analitik düşünme,birey olma,öz saygı,muhalefet ve münazara kültürü,isteklerin,hayallerin farkında olma,yeniliğe açık olma,geçmişiyle yüzleşebilme,sorumluluk alma,eleştiriye açık olma,hesap sorma,hesap verme,muhakeme yeteneği...birileri say ulan diyebilir ama (sakın mesaj atmayın bak)belki 50 madde daha yazabilirim.okulsuz toplum falan demeyeceğim fakat bu sistem emin olun sistemsizlikten iyi değil.
  • herkez sistemi eleştirmiş yanlız olay o değil. yalnış olan nokta hayatın her alanında dil bilgisinin önemsenmemesi.

    onlarca dava dilekçesi okuyoruz koskoca avukatların yaptığı yazım yanlışlarını bir görseniz çıldırırsınız, mahalle ağzı ile adamlar resmi makama dilekçe yazıyor.

    asansöre biniyorum asansör talimatlarında " 12 yaşından küçüklerin asansöre yanlız binmeleri tehlikeli ve yasaktır " yazıyor. ya arkadaş sen türkiyenin sayılı asansör üreticilerindensin nasıl böyle bir hatayı yapabilirsin sizin yüzünüzden asansörde çıkacağım kata gelene kadar yanlız kelimesine bakıyorum obsesif gibi kilitleniyorum o noktaya.

    sorun sistem değil. sorun bir türlü hatalarımızı kabullenemememiz ve kendi bildiklerimizi her daim doğru kabul etmemiz. bu sorunu aştığımız vakit tüm sorun ortadan kalkacak ve yanlışları kabullenmenin rahatlığı ile doğruya yaklaşacağız.
  • bir türkçe öğretmeni olarak müdahil olduğum sistem.

    biz bize öğretildiği gibi öğretmeye çalıştığımız için oluyor sanırım. 40 kişiden üçü beşi bir şeyler öğrenirdi ve bu öğretmen için yeterliydi. şahsımca öğretmen öğretmek isterse ve öğrenci de gayret ederse öğrenilir. sınıf, öğretmenindir ve sistemi de öğretmen belirler. siz ne verirseniz öğrenci onu alır.

    gelgelelim öğrencinin rolü de en az öğretmen kadar önemli bu noktada. bir yerden sonra öğrenen öğrensin diğerleri allah kerim dediğim olmuştur. istemiyor öğrenci. öğrenmemek için çabalıyor. lisede tarih öğretmenimiz derdi ki:"kafa kafa olmayınca berber selami ne yapsın?" biz bazen berber selamiler oluyoruz; o kafaya böyle traş.
  • umarım öğretenler biliyordur. ben türkiye nin en prestijli üniversitesinde siyaset bilimleri bölümünde ders veren ve che yi bilmeyen hoca gördüm. ben memur o şahıs üniversitede hoca. şaka gibi.. bu gerçek arkadaşlar hayatında duymamıştı o ana kadar
  • hayır öğretiyorlar da...
    millet eskimesin diye kullanmıyor.
    demek lazımdır.
  • ana diline önem vermeyen bir milletten ne beklenir! millet olarak dilimize duyarlı değiliz.

    ayrıca ana diline kendisinden bağımsız ya da ayrı bir şeymiş, nesneymiş gibi bakıp, davranıp dil bilgisi kurallarının hayatının hangi noktasında var olduğunu, hangi yapının, hangi amaçla kullanıldığını bilmeyen bu millet ve öğretmenlerin zaten öğretmesi beklenemez.

    her dakika beraber olduğun, onunla düşündüğün bu dili gerçek yaşam durumlarından örneklerle, iletişimsel olarak öğretmeyip kuralları tahtaya yazarak, ezberleterek, iki üç cümle de örnek isteyerek öğretebileceğini sanan kafaların maalesef ki başarısız olması kaçınılmaz.

    ek: ana dili öğretiminde dil bilgisi öğretimi amaç değil; okuma, dinleme, konuşma ve yazma becerilerinin kazandırılmasında bir araçtır.
  • ben? nas ıl ogrnd im,
  • evet millet şimdi 3 olay anlatacağım herşey eğiticilerin suçu değil bizimde suçumuz var. 1. olay 2008-2009 arası askerde iken günlük tutardım he o zaman lise fen bölümü mezunuydum ve o günlüğü 2013 yılında açtığımda kendi kendime sövdüm. abi türkçe bu kadar katledilemezmiş de da ayrımını geçtim bazı kelimeleri eksik yanlış yazmıştım.
    peki 2013 e kadar bende ne değişti?
    2. olay 2011 yılında güvenlik görevlisi olarak çalışmaktan bunalıp 2 yıllık önlisans kazanınca balıkesir hayatı başladı. derslere köpek gibi çalışıyorum e sonuçta askerlik yapan başka öğrenci olmadığı için zorluğun kolaylığın ne olduğunu biliyorum ve işi şansa bırakmıyorum. ingilizce hocamız amerika'dan gelmiş, nasa da yıllarca görev yapmış, isviçre'de şu yeraltında yapılan deneylerine katılmış, nazik, öğrencilere değer veren ama kibarlığı yüzünden tüm sınıfların onun dersinde dalga geçtiği, gürültü patırtı yaptığı, abaza elektrik bölümü öğrencilerinin derste torpil bile patlattığı talihsiz bir adamdı. bu adam gibi adamı devletimiz zamanında bursla amerika'ya yollamış ve o bursun geri ödemesini 'nasa yı bırak gel myo öğrencilerine yıllarca ingilizce öğret' diye geri çağırmışlar. adam ders bittiğinde o kadar gürültüye rağmen 'çocuklar havalar soğuk kendinize iyi bakın, üşütmeyin' diyecek kadarda melek ruhluydu. ingilizceyi güzel anlatırdı, ingilizce şarkılar dinletirdi kelimeleri kafamızda oturtalım diye ve gittiği yerlerin resimlerini slaytla gösterip bizi farklı dünyalara götürürdü. adam bize ingilizce öğretmek için yırtındı ama bizim sınıfta toplasan 5 kişi hariç dersinden geçebilen yoktu o kadar basit sorulara rağmen. i name is recep yazabilen adamları da üniversitede gördük yeminle. ilk yıl bitti ve biz yatay geçiş yapmak için okuldan evraklarımızı alırken o hocayla karşılaştık. hakkınızı helal edin hocam ve bi yolunu bulup tekrar amerika'ya dönün dedik ama o bize 'arkadaşlar siz giderseniz okulun puanı düşer, gitmeyin' dedi. elini öptük ve o son görüşüm oldu malesef.
    3. olay arkadaşla yatay geçiş yaptık ve sanki 2. üniversiteye başlamışcasına bir heyecan var ama abartmıyorum 8 hocadan 4ü şu an feto denen örgütün (ben cemaat diyorum) adamıydı ve buna ingilizce hocası da dahil. hocanın teki kalite yönetimi dersinin cemaatçi öğretim üyesi ben sınavda sorduğum sorunun cevabını noktasından virgülüne kelimesine kadar aynısını istiyorum deyince tartıştık. üniversite ezber yerimi yoksa olan bilgiye farklılık katma, yeni birşeyler ekleme yerimi diye araya girdim ve kopyacı öküzlerin bana cins cins bakışlarına rağmen bunu kabul ettirmedim.
    diğeri iletişim hocası ( cemaatçi öğretim görevlisi) her konunun sonunda araya dinle ilgili birşeyler sıkıştırıyordu ama ben de affetmiyordum. örneğin 'meditasyon denen konuya değindik ama ben şahsen meditasyona inanmıyorum, mesela namaz kıldıktan sonra kendini rahatlamamış hisseden oluyor mu?' diye sorunca ben rahatlamıyorum dedim ve şok geçirmişti ve hatta beraber yatay geçiş yaptığım mümin ev arkadaşımda ters ters baktı bana.
    bir diğeri fetöden 3 ay kadar tutuklu kalan bi hocamızdı. ben muhaliftim ama beni ve ev arkadaşımı çok severdi. bu hocada derse geç gelir 2 siyaset yapar, nabzı ölçer, 5 dakikada ders anlatır giderdi. e bizim öğrencilerde sohbeti seviyor, ders olmasında ne olursa olsun. hacdan gelmişti ve arkadaşlar inanır mısınız nijeryalı'lar bizden daha iyi ingilizce konuşuyorlar der demez hocam onların 2. ana dili zaten ingilizce deyince rezil ettim valla herkes iyi gülmüştü.
    gelelim ingilizce hocamıza o ki badem bıyıklı, öğrencisiyle evlenmiş bir cemaatçiydi. o da her konuda israile, yahudilere filan saydırırdı öğrencilerde ingilizceden yırttık sohbeti sürdürelim edasında destek verirlerdi. adam yeminle ilkokulda gördüğümüz basit zamanlardan ilk sınav sorularını sordu ve sınıf rezalet bitik puanlar aldı.
    ilk yıl okuduğumuz arkadaşları aradık. tüm hocalar ödev kilitlemiş ve her hafta konu anlatımı, sunum vs yapılacağını söylüyorlar. e bizim okulda gırgır şamata gırla. arkadaşıma yanlış mı yaptık yatay geçiş yaparak diye sordum ama o da dersten geçelim yeter mantığında olduğu için boşver dedi.
    öncelikle bu hocaların ve diğer akademisyen hocaların derslerinden geçtim. 4 dönemde sınıf 1. si ve bölümünde 2. olmuştum.
    şimdi sizin vicdanlarınıza sesleniyorum; dersi yürekten anlatanı da gördü bu gözler anlatmayanı da. o melek ruhlu ingilizce hocasının dersinde torpil patlatan zihniyet olduktan sonra hangi ingilizceyi öğreteceksin bu kafaya?
hesabın var mı? giriş yap