• dostlar. ders anlatmak kolay mı zannediyorsunuz? ailesinin bile yüzünü görmeye tahammul edemediği, bakamadığı çocuklara her türlü terbiyesizliklerine rağmen bir sınıfta boğazını yırta yırta günde 6 saat konuşmak birşeyler anlatmak, kendini paralamak kolay mı sizce? ulan canım kardeşim. yıpranma payıdır bu. ciddi bir beyin tahribatıdır. ortaokulunu liseni bi hatırla. öğrenci zihniyetinden çık canımın için
  • vay vay ne zeki hesaplama ama boşuna uğraşmıssın hacı aç google 2014/2015 eğitim öğretim yılı işgünü takvimi diye yaz kabak gibi çıkıyor.enerjini boşa harcamışssın,harcama lazım olur.
  • iş hayatlarında memurlar ya da özel sektördekiler gibi kendinden üstlerle uğraşmayıp herkesle uğraşmak zorunda meslek grubunun hesaplanan tatilleridir. müdürü ayrı, müdür yardımcısı ayrı, öğrencisi ayrı, velisi ayrı, hatta okulun bahçesinde uyuşturucu satan torbacısı ayrı, okulda sadece derslere girmekle sorumlu olmayan; öğrencinin aldığı düşük nottan sorumlu olan, öğrencinin kavgasından sorumlu olan, caddeye kaçan toptan sorumlu olan; idealleri uğrunda doğru olduğuna inandığı şeyleri yapmaya çalışırken karşısına çıkan bürokratik işlerle uğraşırken bilimum tehdide göğüs germek zorunda olup, ideallerinden vazgeçerse bilimum belaya göğüs germek zorunda olan,şahsımın ya da herhangi bir tanıdığımın münasebeti bulunmadığı sadece sıradan bir vatandaş olarak acıdığım; hem üniversite puanı, hem maaş, hem de saygınlık olarak olması gerekenden çok daha aşağıda olan meslek grubudur. *
  • öğretmenliğin ne kadar stresli bir iş olduğunu bilmeyenlerin tatil zannettikleri zamanlarda da öğretmenlerin çalışmaya devam ettiğini bilmeyenlerin ne bulsak da bugün öğretmenlere saldırsak diye düşünenlerin yeni oyuncağı.

    geri kalan neredeyse tüm iş kollarında mesai çıkışı iş bitip özel yaşam başlarken öğretmenlikte mesai diye bir kavram yoktur. binbir angaryayı yetiştirmeye çalışmaya bir yandan ders hazırlıklarınızı yapmaya bir yandan da ödev ve sınav okumaya vakit ayırmak zorundasınızdır. bu da çoğunlukla uykusuz geçen günler ve çok kısa saatler uyuyarak haftayı tamamlamaya çalışmak anlamına gelir. o yorgunlukla her hava şartında nöbet tutarsınız bir de haftada 2 gün!

    6 ay tatilmiş! bir zahmet hayatınızın 1 ayını özel sektörde kadrolu olarak (derse girmek dışında sınırsız iş yükü anlamına gelir) ve günde 8-9 saat derse girerek yanında 2 gün de nöbet tutacak şekilde öğretmenlik yaparak geçirin yahu arkanıza bakmadan kaçacaksınız! her ne iş yapıyorsanız o işe anne kucağı gibi sarılacaksınız!

    öğretmenlikten başka 1 yılda insanı 5 yıl yaşlandıran bir meslek daha zor bulunur!

    çok meraklıysanız gelin yapın bu mesleği kim yan gelip yatıyormuş kim 6 ay tatil yapıyormuş sonra konuşun!

    tanım: gerçekliği mesleğini hakkıyla yapan öğretmenlere sorulması gereken durumdur.

    ergenlik dönemindeki 200 gencin sorumluluğunu üzerinize alın ve bir eğitim öğretim yılı boyunca her gün bu sorumluluğu taşıyın bakalım... o anlatıla anlatıla bitirilemeyen yaz tatili yıl içinde yaşanan stresin unutulmasına anca yetmekte ama yaşayan bilir tabi...
  • öğretmenler yerine politikacıların yaptıkları iş ve aldıkları parayı değerlendiriyor olsaydık ülkecek bu durumda olmazdık. siyasetçilerden başlayın bu işe sonra bürokratlardan bakanlıkta kamu binasında iş yerine gelmeden maaş alanlardan ve lüks makam araçlarıyla gezip tatillerini bile devlete fatura edenden o zaman zaten ne öğretmenlerin maaşı gözümüze çarpar ne bu parayı hakediyorlar mı sorusu ne de açlık sınırının altında asgari ücret
  • hesaplanması için bu kadar ince ayrıntıya gerek olmayan durum.
    bir yıllık eğitim öğretim dönemi 36 haftadır. eğer hiçbir resmi ya da dini bayrama denk gelmezse 36x5=180 gün eder. 11 yıllık öğretmenim henüz böyle bir yıl (yani bütün bayramların hafta sonuna denk geldiği) bir yıl olmadı
    yani en kötü ihtimalle 185 gün tatil.
    gerçi hafta sonu tatilleri sadece bizde değil, bütün memurlara ve az buçuk vicdan sahibi olan patronların özel işletmelerinde de var. önemli olan yaz tatili ki evet o konuda bir çok ücretli çalışandan daha şanslı durumdayız.
  • bu gerçeği kabul edip evet yapıyoruz ne var diyen öğretmenlere hiç bir lafım yok. yılda 1 hafta izni olan özel sektör çalışanlarına bakmadan maaşımız az diye ağlayan ve yılın yarısını yatarak geçiren öğretmenlere ise daha bugün akşam yemeğinde laflar hazırlamıştım.

    neymiş öğretmenlik stresli işmiş. zaten huzur, diğer işlerde.
  • kar tatilinin unutulduğu hesaplamadır.
    sibirya soğuklarının gelmesiyle yaşanılacak olan bir hafta tatili de eklersek süper olacak. tatil tatil de sanki maldivler'de yapıyoruz.
  • yanlış bilgidir.

    öğretmen dediğinin senede 3 ay ömrü vardır, o da maksimum.

    gelelim işin aslına;

    öğretmenseniz-ve bilhassa küçük bir yerdeyseniz- özel hayatınız yoktur. keza sokakta öğrencine denk gelmesen velisine denk gelirsin ve en fazla iki gün içinde bütün bir beldenin dilindedir yanındaki sarı saçlı, yeşil gözlü kadın veya orta boylu, top sakallı esmer adam. eşiniz, dostunuz, kuzeniniz, kardeşinizle yakışıksız şekilde yakıştırılmanız da cabasıdır, yazın kenara...

    çevrenize bir bakın allasen. öğretmen olup da bulduğu her fırsatta görev yerini terkedenler bir tek benim çevremdekiler mi?

    bunun adı kaçış değilse nedir? neyse...

    he o tatiller de öyle sandığınız gibi değil. yazın 3 ay tatil var ama okul kapandıktan x gün sonra zümresi var, kurulu-hala var mı bilmem- var, m.e.b.'in, "öğretmenler yatmasınlar" şeklindeki hastalıklı bakış açısı ekseninde düzenlenen "eğitimler", "seminerler" var...

    bunlara ek olarak bir de "milli eğitim" gibi her siyasetçinin "üzerine fikir ürettiği" ve senede değişmese iki senede bir mutlaka değişen bir sistemin parçası olmak, uyum sağlamak var.

    6 ay tatil var. he amk. 6 ay tatil var.
hesabın var mı? giriş yap