• ölumden korkmamak gibi durumu olanlar genelde bütün korkularını ölecekleri vakte kadar biriktirirler ve tam ölecekleri zaman dizi kanamış küçük bir kız çocuğu gibi zırlamaya başlarlar........
  • tabiki de mümkün olan bir durumdur. kendinizi ahirete, mahşer gününe hazırlamışsanız allah'ın bağışlayıcılığına da sığınırsanız ölümden korkmaya gerek yoktur. ölüm aslında bir kavuşmadır, insanın aslına dönüşüdür. ayriyeten ak koyun kara koyun sırat köprüsünde belli olacaktır.
  • olumun olen icin degil, geride kalanlar icin kotu olacagini dusundugunden olumden korkmayan insanlarin hissi. olumun dogmak, buyumek, yasamak gibi bi olgu oldugunu kabul etmis, hatta belki de guzel bisey olduguna inanlarin. reenkarnasyona inananlarin da olumden korkmamasi olasidir tabi*.
  • obur tarafa inanmamak durumunda ben nasil olsa yokoldugumun farkina varmayacagim, aci dedigin cok kisa suren bisi, e obur taraf yoksa hicbisiyin hesabini da vermem gerekmeyecek diyerek dusunulebilecek sey.
  • ölüm üzerine kafa yoran insanların ulaşabilecekleri iki uç sonuçtan biri.bu sonuca ulaşamayanlar da zaten ölüm konusunu kafalarına takmış olmanın verdiği ağırlığı taşırken bir yandan da korku denen ezici duyguya teslim olmak zorundadırlar.her iki tarafın da ölüm fikrine kendilerini kaptırmış olmaktan doğan kafa karışıklıkları ve bu düşüncenin doğmasına sebep olan acıları elde bir olarak kabul edilecek olursa bir de bunların üzerine korkuyu eklemedikleri için ölümden korkmayanların daha şanslı olduğu sonucuna ulaşılabilir.ama bu elbette ki ölüm fikrinin tamamen akıllarından çıktığı anlamına gelmez,sadece yine ölümle ilgili olmak üzere düşünülen şeyin içeriği değişir;nasıl öleceğim,kendimi mi öldürsem,ben ölünce kim ağlayacak gibi sorulara cevap aramaya çalışır kafa.
  • dedem hep derdi olumden korkacagina bosa yasamaktan amacsiz yasamaktan kork
  • her ne kadar hayatta kalmak insan için de birincil güdü olsa da üzerine dökülen tonlarca çimentonun altında yok olmadan kalması mümkün olabilir. ölmeyi istemek ile ölmekten korkmamak arasındaki fark da başlı başına bu var oluştur zaten. ölmeyi istemek, sahip olunan her varlığın, duygunun, amacın ve hayalin, olmaması durumuna ufak da olsa fark atamadığı zaman gerçekleşirken, bahsi geçen 'hayatta kalmak' güdüsünü de tahtından etmesi söz konusudur. diğer bir deyişle, yaşamda deniz seviyesinde bir tatmin düzeyi yakalamak, buna razı olmak istememek ve daha ileri düzeye taşınabilirliğine dair umuda sahip olmamaktır. ölmekten korkmamak ise, iki yolla ortaya çıkabilir. birincisi, anlatılanın tam tersine, feza seviyesinde bir tatmin düzeyinde olmak, dolayısıyla bundan sonra ulaşılabilecek daha yüksek bir noktanın varlığına inanmamakla sağlanabilir. bu, aynı zamanda kişinin yaşadığının farkındalığı ve buna duyduğu sevginin de göstergesidir. yani sevdiklerini kaybetmekten korkmanın ölümden korkmamaya engel teşkil etmediği durumdur. diğer yol ise, kişinin hayatta ölmekten daha fazla acı verdiğini düşündüğü olayların birikimi neticesinde gerçekleşir. buna göre, ölümün kayıtsızsızlık yaratması, olmuş ve olabilecek olayların ölümden sonra gerçekleşeceğine inanılan durumundan en azından daha farklı olmayacağına dair oluşan kanaat neticesinde gerçekleşir. o halde burada büyük üstad merhum yazar goethe ya kulak verelim:
    'şeylerin ölümlülüğüne fazla ah vah eden, dünyanın faniliklerini seyrederken kendini kaybeden insanlara acıyorum. biz ölümlülüğü ölümsüzleştirmek için var değil miyiz? bu da her ikisininin değerini bilmekle gerçekleşir.'
  • olumden korkmamak mumkun, her sekilde gerceklesebilecek olumu goze alip korkmamak pek mumkun gozukmemektedir. "canli canli gomulmek, 100 kopekbaligina acik bufe olmak, dersi yuzulup kirmizi karincalara yedirilmek, asandorde kalip unutularak olmek, fil keva$esi olmak, cehennem silahinda gerceklestigi sekilde konteyner altinda can vermek" korkulan olum bicimlerindendir. her bunyeye uygun korkunc olumler mevcuttur.
hesabın var mı? giriş yap