• ölümsüzlükleriyle ordan oraya uçarlar, mermi yemekten adeta elek gibi olurlar ve dizi bitse bile belki ilerde yine devam ederiz diye yine de öldürülmezler. hadi öldürdüler diyelim bir şekilde bir ayin ile tekrar canlandırılır.

    (bkz: polat alemdar)
    (bkz: aynalı tahir)
  • --- spoiler ---

    bazı karakterler dizi için bu derece önemli olsalar da bu kuralın dışında kalırlar.

    (bkz: john locke)

    --- spoiler ---
  • yok böyle birşey. oğlu/kızı geliyor bunların, devam ediyor falan. anlayamıyorum.

    (bkz: dunyayı kurtaran adam)
    (bkz: dunyayı kurtaran adamın oğlu)

    edit akbayram: sexist hata.
  • (bkz: dexter morgan)
  • (bkz: ezel)
  • oz için geçerli değildi, sırf sezon sezon kim öşmüş, ayrı listesi yapılmıştır web sayfasında, hatta nasıl ve nerde öldükleri gösterilir.

    kısaca oz için, ölmezse dizi biter durumu vardı.

    said ölürse diziyi bırakırım, izlemem,
    keller ölürse izlemem,
    vern ölürse izlemem boku çıkar, yeri doldurulamaz.
    augustus hill ölemez oğlum, adam narrator.
    adebisi zaten ölmez, nasıl öldürecekler lan!
    cyrill, yok deve!
    ...
    ..
    .

    dememek gerekir.
  • insanları köhneleştiren dizi klişelerinden.
    genel itibariyle dizilerde bir iyi adam rolündeki esas oğlan, bir de onun karşısında bulunan ve kendince de haklı yönleri bulunan kötü karakter vardır.

    iyi karakter zaten başrol oyuncusudur, dolayısıyla ölürse dizi biter.
    kötü karakterde bir türlü ölmek bilmez, yani ölür ama o da rahat bi dizinin sonuna kadar yaşar.

    çoğunluk olarak iyi karakteri tutan dizi izleyicisi olur, ama kendince haklı yönleri olan dizi karakterini kendiyle özdeşleştirerek kötü karakteri tutanlar da vardır.
    izleyici bi süre sonra diziyi öylesine kendiyle özdeşleştirir ki kendi karakteri ölürse " ulan ne bok yeriz " diye dert tasa edinir. yani bi nevi izleyicinin karakterini ve psikolojisini baskı altında tutmak gibi bir durum bu. alt metin olarak izleyiciye; sen bi bok yapamıyosun işte, senin seçtiğin karakter ancak senin sesin olabiliyor ve seçtiğin karakter ölürse sen de ölmüş sayılırsın.

    bu alt metinin izleyiciye inanılmaz nüfus ettiğini söyleyebilirim. memleket meselesi edinmek gibi bir durum, diziler bu bakımdan kitleleri ahmaklaştırır diyebilirim.
    "ölmeyecek vuruldu ama ölmeyecek" mantığı ortalama bir tıbbı ve gerçekleri inkar etme noktasında hayalperestliği tetikler.
    "ölürse ne bok yeriz" mantığı da bireyi kendi başına hiç bi bok yiyemeyeceği gerçeğiyle yüzleştirir.

    bu bakımdan aptal kutusuyla pek haşır neşir olmak istemiyorum.
    ama bi dizi yapacak olsaydım. 1. bölümde başrol oyuncusu gibi algılattığım bir oyuncuyu dizinin sonuna doğru şok biçimde öldürürdüm.
    gerekirse bir bölüm için çok kallavi bi oyuncuya iyi de para verirdim. sırf bu algıyı yıkabilmek için.
    izleyici şok olurken, 2.bölümde yeni bir başrol oyuncsu gibi bir karakter sokardım diziye. onu da 2 bölüm sonra öldürürdüm.
    ilk 3 bölümde 2 kez algı dünyası paramparça edilmiş ortalama dizi izleyicisine, "naber lan yarraamm ölürse dizi biter temalı düz mantığın oldu yerle yeksan " diyerek orjinal ve canlı bir selam çakmak isterdim.

    dizi izleyicilerinin böylesi bir canlılığa ihtiyacı var.
  • mutlaka her dizide öldü sandığımız oyuncunun diğer bölümlerde mutlaka iyileşmesinden dolayıdır ki bu cümleyi hep kurduğumu fark ettim. evet bugün de öyle bir geçer zaman ki'nin ali'si için diyorum : o ölürse dizi biter.
hesabın var mı? giriş yap