• başlığı tekil açmayı düşünmedim değil, ama yalnız kalsın istemedim o çocuk. ne yapar ne yapmaz bilmiyorum ama bir kere kesin canı sıkılır. sesine ses lazım herkesin ama çocukların sesine göz lazım görmek için olanları filan.

    her çocuğa anne lazım, sağlıklı anneler. mükemmelik hastalığına yakalanmamış anneler. sorumluluktan kaçmayan babalar, oğluna bile adil davranan her durumda, en merhametlisinden babalar filan.

    güzel insanlar lazım en başında, çocuklara layık olabilecek, hatalarının bazen yaşına bazen arsızlaşmaya bağlı olduğunu bilebilecek. görecek. tanıyacak. anlayacak filan.

    o zaman bir çocuk neden ölmek istesin ki, neden 'beni neden doğurdun, bana mı sordun' la başlayıp keyfiyetine sürekleyip ebeveyenin olayı neden ona tokat atarken yakalasın ki babası kendini.

    kültürsüzlük ya da bireyi itibarsızlaştırma emperyalizminin sonucu ölemeyen insanlar da var evet.

    en masumu ötenazi hakkından tutup, her akşam o eve huzur bulmak için girip bulamayan sığındığı yatağını mezarı kabul eden, sabah uyanmaya sebep soran insanları sormuyorum.

    her kabullenişi ceza sayan, anlamadığı için etrafındaki pisliği anlaşılmadığını düşünen çocukların derdi hep ergenliktentir di mi anneler? kendi hariç herkesin değişmesini isteyip kendi burnundan kıl aldırmayan babaları da katıyorum.

    hayat tercih ve bedel meselesidir kesinlikle. o çocuklar sizin tatmin aracınız olamaz, sizsiz hayal kuramaz mısınız onlara, ya bir çekmece verin bari dedim, özgürlük alanı 70-40cm olsun bari. ölçüyü de siz ayarlayın tamam ama güven duysun çocuk sözünüze.
    siz tercih ettiniz onu ve lütfen meseleyi bedele çevirmeden adam olun az.

    ne bileyim, o duygulardan ırak olduğum için şükrediyorum. empati yapmadan anlayabilmek gibi bir ütopyam var, #40322751. hayır, tam tersi "ama senin çocuğun olsunda gör" diyenleri ben buna davet ediyorum.

    şimdi tecavüzden tutup, zihnine sokulan adi suçları algısının sonsuzluğu derecesinde abartan çocuklardan bahsetmek istemiyorum.
    yine televizyonlardan uzak tutun çocuğunuzu demicem, +7 ya da genel izleyici kitlesine hele "hadi çocuklar bu kadar yeter, şimdi iyi geceler" diyen gerizekalı aptallıklarını kale alan var mı hiç bilemicem.

    subliminal, işitsel ve herşey dahil neyle besliyorsunuz çocuğunuzu demicem, buna nasıl güç yeter bilmiyorum çünkü.

    ama devlet eliyle bile ölemeyen çocuklar varken' cümlesi bana ağır geliyor. kabusumu suya anlatıyorum sanki, suya sözler gibi. artık çok acı çeken, ıslah evi yerine, yetimhane yerine hele sokaktan beter evlerde yaşayacakları yere bir kere ölsün bu çocuklar demek istemiyorum. içim temizlensin.

    geçen 15 yaşında bir çocuk tanıdım şanslıydı bonzai içen üniversiteli abisine göre. onun bir ümidi vardı, ya zaten şimdi o ümit filanın elinde olduğunu bilmiyor. ayık olmak istiyor sadece, belki telefonunu çalıp sattığı sevgilisinin yüzüne bir daha bakmak için olan umuduna tutunuyor. ölmesin istiyor annesi, artık gözaltı morluğundan çıkan siyah renk bunun haritası zaten. insanın burun bitimine dek böyle bir çukur olur mu yaa dedim ilk gördüğümde.
    tabii içimden, kadına bunu nasıl derim. bonzai içen benden küçük gence ne demeliyim bilmiyorum. umut çok az, bilmiyorum. hatta yok dediler ama, inanmak istemiyorum.

    o anne suçlu muydu?
    her anne kadardan fazla ne bencillik yaptı da oğlum ölmesin derdine düştü.
    annelerin her zaman çirkin bulduğum hareketlerini temize çekecek değilim şimdi, zaten allah etmeye el laberinto del fauno filmini izlerken kesin benim kızım olsa hep bu perilere inanan, onların arkasından koşan, umudu zaten nefes bilen güpgüzel bir kız olurdu dedim. ve ben de onun asla kötü olmayan ama bir şekilde aciz kalan, kızına "bu hayatta iyi diye birşey yok, herkes kötü. bırak şu masalları" diyen çaresiz anne olurdum diye etkisinden çıkamadım kaç gün.

    zaten kavram kargaşası, öncelik sorunu, ve uslüp dahil sağlıklı iletişim bilmezliği varken bende bir de çocuk olsa ne doğrum kalırdı ne de tutunacak dalım

    acılarını öğrendikçe her insana hak vermek insani birşey değildir, bunun içinde bencilce birşeyler ve artı anti katkılar kesin bulunur.
    neyse konu ben ve olası çocuğum değil.

    konu, kendini bir çocuk yapmaya layık bulan anne ve babalar.
    daha "ben insanım" demeden, biri bana "anne" desin derdindeki çok bilenler.
    mesele, babasından gördüğü ve nefret ettiği halde aynısını çocuğuna uygulayan babalar.

    meselem, gelin çocuklar.

    haydi kardelenler okusun diyip, çocukları din-dil diye seçen asıl yobazlar.
    "kadınlarımız okusun, meslek sahibi olsun. çocuklarını yetiştirsin" diyip okul kapılarından kızları geri çeviren lanet olasıcalar. ölülere hakaret etmek istemiyorum ama, bale mi lan herşey. aydın mısınız siz!

    üniversite kapılarında aşağılanan kızların çocuklarından siz ne bekliyorsunuz.
    eğitimde eşitlik sağlanmadan merdiven altı çalışan erkek çocuklarının büyüyünce hıncını kimden çıkardığını sanıyorsunuz.
    yüksek lisansını bitiren ama hala davar olan kadınlardan çocuğunu hangi modaya göre yetiştirmesini bekliyorsunuz.

    çok sıkıcısınız. çocuğunuz olsam gerçekten çok sıkılırdım.
  • çok karışık gibi okunuyor kafam, ölemeyen çocuklardan tek vuruşla ölebilecek çocuklara sonra zaten ceylanlara uyan berkine, yatak odasında kendini vuran çocuk geline ve kefensiz gömülen kıza.

    aklımın düzgün tarafı yetmiyor hepsine, birini unutmakta istemiyorum. bize gösterilenlerin dışındakilerin hakkını yemektense naparım bilmiyorum.
    terorist diye evi basılan babasının yanında ölüdürülen çocuk mesela adını unuttum, gazze de duvar dibinde yine babasının gözü önünde öldürülen çocuk, annesinin ölümüne inanamayan çocuk, tabutunda arapça harfler yazılı diye onları önemsemeyenler.

    ya da doğu türkistanda çin işkencesine uğrayan ama haklarında tek kelime edilemeyenler.
    işte amerikada okul basacak kadar kafa bulan çocuklar, osetya baskınımıydı okul baskının adı. bunlardan hak çıkarmaya kalkmasın kimse, sonumuz bunlar. çocuk çocuktur ve yaşamalıdır.

    - bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan bakın!
    toparlanın gitmiyoruz!! desin birileri, ben bu sözdeki yerini buldum.

    boş boş ve çok konuşup düşmanı ben oyalarım, siz arkadan dolanın..
  • "ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir?" kaybedenler kulübüne geçiyormuş, izlemeye niyetliydim zaten bu aralar. artık belki bugün tamamına erer niyetim.

    o değil de burda "ölümün bile olamadığı bir yer var". onulmaz dertlere deva, mutlak eşitleyici ölümün bile olamadığı - gelip alamadığı çocuklar.

    belki bilal erdoğanı bile bu hikayede suçsuz sayabilirdim ama yaşı müsait. zaten ben son bombayı dinlemedim, yorumlarından kaçamadım tabii. ama haklarında bilinen düşüncelerim dışında yeni bir çukur- daha bir dip olabilir mi bilmiyorum.

    neyse, #40677574 şimdilik bu yeni umudum. biri "düşünme" derse dostlar beni hatırlasın. ben giderim fikrim kalır semada. bir de;

    "ölüp gitmek belki hiçbir şey ama;
    günlerin yakasında elim kalacak...
    " yılmaz odabaşı
hesabın var mı? giriş yap