62 entry daha
  • bilimsel nedeni bellidir. örnek olarak, 2016 yılında insan algısı ve buna bağlı performansın araştırıldığı bir deney dolaylı yoldan bunu açıklar.

    söz konusu çalışmada katılımcıların elleri hafif titreşimler yayan küçük cihazlarla donatılıyor. daha sonra katılımcılardan hem zihinsel hem de görsel bir takım testleri çözmeleri isteniyor. bu arada vücutlarına aralıklarla titreşimler veriliyor. katılımcılar kolay testlerde titreşimlere oldukça duyarlı görülürken, zorlu görsel testlerde titreşimlere karşı duyarsızlaşıyor. yani kullanılan veya ihtiyaç duyulan algılama türüne ne kadar ihtiyaç varsa odağı o duyuya çekme durumu oluşuyor. yani duyularımız arasındaki öncelik sıramızı değiştiriyoruz.

    çalışmanın sonuçlarını öpüşme üzerinden yürütelim. öncelikle öpüşürken gözlerimizi kapatmamızın iki basit nedenini aradan çıkartalım daha sonra altında yatan bilimsel nedene gelelim. bu basit nedenlerin birincisi yazılı olmayan bir kural öpüşürken gözler kapatılır. ikincisi ise o kadar yakın mesafeden birbirinizin yüzüne bakmak biraz korkutucu olabilir. bilimsel nedeni de aslında oldukça basit.

    duyusal deneyimlerde beyin, hazzı ve hissi hakkıyla tatmak için tüm dikkatini deneyime odaklar ve bunu yapması için gözleri kapatması gerekir. çünkü görmek insanlar için tüm duyular arasındaki birincil duyudur. tüm duyularımız açıkken beyin baskın olarak önceliği görmeye verir. ancak gözler kapatıldığında öncelikler duymak, hissetmek, koklamak gibi diğer duyularımıza geçer. bu yüzden öpüşme gibi tamamen hisse dayanan bir deneyimde gözler kapalı olduğunda, öpüşmenin verdiği his çok daha etkili bir şekilde algılanır. görme duyusunu kısıp, hissel deneyime odaklanmak adına ışık kapalı seks yapmak da bu duruma örnek olabilir. bu ana nedenin dışında, öpüşme mesafesindeyken gözler öpüşülen kişinin yüzüne odaklanamayacak kadar yakın olduğundan rahatsızlık oluşur. psikolojik olarak da gözlerin açık olması rahatsız edici bir durum.

    sadece öpüşme değil, hayatın içinde bazen istemsiz olarak gözlerimizi kapatarak yaptığımız birçok şey var. örneğin bir yemeği veya güzel bir kokuyu koklarken, zor bir problem hakkında düşünürken, hayal kurarken hatta zaman zaman sevdiğimiz parçayı dinlerken. bunları yapmamızın yegane sebebi, ister istemsiz olsun ister bilinçli, o anda kullandığımız duyumuzu tam randımanla kullanmak istememiz.

    bu durum duyusal odaklamanın evrimsel faydasıdır. hayatta kalma içgüdüsüne bağlı olarak farklı şekillerde de hizmet edebilir. örneğin kulaklık takıyorsunuz ve gözlerinizi kapatarak müzik dinliyorsunuz. hem görme hem de duyma olarak çevrenizle tüm bağınızı kopardınız. böyle bir durumda hissetme duyunuz tetikte olacaktır. kimin başına gelmemiştir ki aynı böyle bir senaryoda, normalde hissetmeyeceğiniz yoldan geçen kamyonun oturduğunuz yeri titretmediği. bunda az da olsa echo etkisi de vardır.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap