örüm

• sürünün gece veya sabaha karşı otlaması.
  
  otlak, ağıl.
  
  sınır, çevre, tarlanın çevresine yapılan çit.
  
  seçmeli, beğenmece (alınan şey).
  
  hayvan otlatılmayan ekili yer, köylülerin ortaklaşa ektikleri tarla, bütün köylülerin ortak malı olan yer,çalılıklar arasındaki otlu yer.
  
  tarlanın ekilen bölümü, ekinli ova.
  
  kaynak: tdk
• ekinli, ekili ova. gen veya nadas olmayan, çiftçinin etkin kullanmakta olduğu tarlalar, ova parçası.
  kökeni muhtemelen örmekten geliyor. (bir farklı olasılık üremek kökü. veya ses/anlamca kökte ortaklıkları çıkabilir.) doğal hali dışına çıkarılmış, insani amaçlarla örülmüş demek gibi. ayrıca (bkz: alan). ama hayvanlar için otlak/mera olduğuna göre örme otlardan, ot dalları ve ipliklerinden de yapılmış olabilir. sadece örüm demek çayır çimen demek değildir diye ayrımı koyalım. o yüzden otlar ile ekin, insan ürünü bitkiler arasında kalınabiliyor.
  
  fethiye çukur çeylen'imizde salgın, bulaşıcı hastalıklar için öreşmek sözcüğü kullanılır. bu kullanım da kendi kendine bol üremek olarak yorumlanabilir. örüle örüle yayılmak anlamındansa. örücü hastalık da bulaşıcı hastalık tam karşılığıdır.
  
  (bkz: örü)
  (bkz: ürün/@ibisile)
  (bkz: öreştirmek)