34 entry daha
  • “eski türklerde kutsal olarak kabul edilen dağların en tanınmışı ötüken dağlık ve ormanlık alanıydı (iduk ötüken yış/kutsal ötüken ormanı). büyük türk devletleri burayı devlet merkezi yapmışlardı.”
    (bkz: türk mitolojisinde dağlar/@ay hatun)

    “kök türk kağanlarının ordu örgin'i ötüken yış, dört yönün kavşağı, yani kâinatın merkezi sayılıyordu.”
    (emel esin - türk kozmolojisine giriş)

    atalar mağarasının yeri bilinmemektedir. ancak kök türk kağanının kendisi atalar mağarasına gittiğine göre, kağanın sürekli yaşadığı ötüken yış'a yakın olmalıydı.”
    (emel esin - türk kozmolojisine giriş)

    “tarih boyunca türklerin başkenti hep ötüken’di. peki ama niçin başkentler burada kuruluyordu? bunun sebebi gayet basitti çünkü ötüken yış* ve ötüken yer kutsal idi.”
    (bahaeddin ögel - türk mitolojisi)

    “tanrı’nın dünyaya, dünyanın da tanrıya en yakın olduğu yer, ötüken olmalıydı. yani göktürk devletinin gök yanı, ötüken bölgesiydi.”
    (bahaeddin ögel - türk mitolojisi)

    “her ikisinde de (türk ve moğol keregüleri) aynı tügünükle, biraz farklı olmakla beraber, aynı çadır direği vardır. bundan dolayı, tügünükten sızan ışınla bir ulus yaratılacağına ya da çadır direğinin parçalanmasıyla bir ulusun çökertileceğine değin inançların, zaten aynı kulturkreis'ın ürünü olan kök türk ve moğol toplumlarında, yurdun (çadırın) bir mikro-acun olarak değerlendirilmesine önayak olacağı doğaldır.
    bu açıdan bakılınca, kök türkler için çadır direği mikro axis mundi, tügünük de evin tengri ile iletişim kurduğu kutsal deliktir. eğer bu tahlil doğruysa, kök türk insanının göğü çinlilerde olduğu gibi daire olarak kavramasına olanak yoktur. mikro-acununu çadır direğine bağlanmış tügünükten göğe yükselen bir kubbe biçiminde gören kök türk, makro-acununu da, ilin göbeğinden başlayıp, ötüken dağının doruğundan göklere doğru yükselen bir kubbe altında imlemesi olağandır.
    ve bu bakaçta, tapmağı olmayan kök türklerin imago mundi'si ancak kerekü olabilir.”
    (sencer divitçioğlu - kök türkler)

    kaşgarlı mahmut’un uygur ili yakınlarında tatar bozkırlarında bir yer dediği ötüken tam olarak neresiydi peki?

    “türklerin kutsal mekânı ötüken, matematiksel konum olarak 47° kuzey paraleli ile 101° doğu meridyenlerinin çakıştığı yer olarak tarif ediliyor. matematiksel konumu bu şekilde tarif edilen ötüken, türkolog von gabain’in dediğine göre, güneyinde hangay (hsün-chi) dağı, kuzeyde ise tamır ırmağı ile çevrelenmiş doğal savunma kalesi durumunda olan bir yayladır. f. sümer ve f. bayat’a göre ise ötüken, şimdi moğolistan’da hangay sıra dağlarının doğu kesiminde orhun ve tamir ırmaklarının kaynaklarının bulunduğu yerde, uygurların başşehri olan ordu balık’ın az güneyinde bulunmaktadır. bu konuda son zamanlarda görüş beyan eden saadettin gömeç’e göre de, ‘il idare edilecek yer’ olarak gösterilen bu yerin tek bir nokta olmaması, bunun geniş bir coğrafi mekanı ifade etmiş olması gerekir. ötüken’in yeri konusundaki en yeni çalışmayı yapmış olan erhan aydın geniş bir kaynakça ve yazıtlardaki bilgilerin dikkatli bir incelemesi ile konu üzerinde yeni önerilerde bulunmuş, ötüken’in yerini de, bugünkü moğolistan’ın zavhan-aymak sınırları içerisinde bulunan ve 4021 m. yükseklikteki otgon tenger dağı civarı olarak tespit etmiştir.”
    (adem aydemir – ötüken ve ötüken adı üzerine)

    kendilerini saka olarak adlandıran yakutlar, zor durumlarda ya da felaket sezdikleri zaman ‘ütügen üreydin, sah saraydın’ (bırak yer ruhu olan ütügen’in kendisi eksin, bırak sah tanrısı kendisi korusun) atasözünden yararlanırlar ki buradaki ütügen, orhun-yenisey yazıtlarındaki ötüken’den başkası değildir.

    moğollar, ötüken’i türkler gibi kutsal sayıp ötügün tengri/ütüken tanrı demişler ve ötüken’i yer ruhu/ilahesi olarak görmüşler. (kısaca toprak ana)

    etnosantrik düşüncede ötüken yış, yalnız manevi anlayışların merkezi değil, aynı zamanda soyut şekilde algılanan evrenin dört tarafın birleştirici kavşağı, yani doğal merkez rolünü de üstlenmiş bulunmaktadır. bu sebeptendir ki, kağanın ordusu da ötüken yışta hem soyut hem de somut içerikli dikotomik merkezde birleştirici fonksiyonunu yerine getirir.”
    (fuzuli bayat – türk mitolojik sistemi)

    “ötüken kelimesinin anlamı uzun boylu tartışılmıştır. bunun herhalde öt / (dua, talep, istek) kelimesinden türemiş olması düşünülebilir; o zaman, ana kök olan ötüken, "dua eden, dua edilen" anlamına gelmektedir.”
    (jean-paul roux - türklerin ve moğolların eski dini)

    umay, yalnız çocukları değil, bütün türk halklarını, hatta bütün insanları koruyan, onlara kut veren bir tanrıçadır. bu nedenle kırgızlara göre umay, aynı zamanda bol mahsul almaya mal ve mülkün artmasına da yardım eder. mirali seyidov'a göre umay'ın ötüken kültüyle ilişkisi de vardır. ötüken; devleti, hakimiyeti koruyan bir ilahedir. bu tannça, hakanlara bolluk ve kut verir.”
    (bkz: umay/@ay hatun)
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap