• (bkz: mar adentro)
  • istanbul bilgi üniversitesi hocası doç. dr. sibel inceoğlunun yazdığı ölme hakkı adlı kitapta incelenmiştir.
  • lüksemburg, hollanda ve belçika'da açıkça tanınan, bir çok ülkede gizliden gizliye yapılan, avrupa konseyi parlamenterler meclisi tarafından ise yasaklanması tavsiye edilen bir insan hakkı.
  • ötenazi hakkı yoktur. hakkı erkek ismidir.
  • turizmi baslamis olan haktir. insanlar otanazi haklarinin son derece genis oldugu ulkelere gizlice olmeye gitmekteler.
  • tıp etiğinde en çok tartışılan ve henüz who'nun kesin karar alamadığı konulardan biri. bazı otörler der ki; tıp uğraşının amacı hastanın hastalıktan önceki sağlığına veya buna en yakın sağlık durumuna kavuşturmaktır. bundardır ki ötenazi tıp uğraşı içinde yeri olmayan bir pratiktir. bazıları da der ki; tıbbın amacı kişileri kendi kararları doğrultusunda mutlu etmektir. bunun yolu ötenazi ise ötenazi de tıp içersinde uygulama alanı edinmelidir. kişisel kanaatim ise hekimlerin asli görevinin yaşatma olmasından hasta istese bile bu hak ona tanınmamalıdır. konuyla ilgili diğer bir madde için ise; (bkz: tedaviyi red hakkı).
  • ne tıbbın tam olarak açıklığa kavuşturabildiği, ne de büyük dinlerin izin verdiği bi konu bu. ama ben yapılabilmesi gerektiğini düşünüyorum. çünkü her bireyin yaşam hakkı olduğu gibi, ölmeyi isteme hakkı da vardır. büyük konuşmayı doğru bulmuyorum, ama kim daha uzun süre acı çekerek yaşamayı seçmek ister ki bi an önce acılarının dinmesini isteyebilmek yerine?
  • ağrılı ve ölümcül hastalıkları olan insanların durumu düşünülüğünde insanı ikilemde bırakan durumdur. bir yandan tıbbın hergün gelişmesi ve bugün tedavisi olmayan bir hastalığın bile yakın bir zamanda tedavisinin bulunabilme olasılığı, diğer yandan ise hastanın çaresizliği ve çekilen tarifsiz acılar... çok hassas bir konudur, karar verilirken de hasta için en iyi olanın hangisi olduğu iyice düşünülmelidir.

    bütün vücudu kanserli hücreler tarafından sarılmış ve ancak omuriliğinden düzenli olarak aldığı morfinlerle ayakta durabilen, yemeyen, içmeyen, konuşamayan kısacası hayata dahil olamayan bir insanı düşününce, o insanın tek çıkar yolu eriyerek ölmeyi beklemek olmamalı diye düşünüyorum. ancak aynı hasta bu kararı verecek zihinsel yetkinliğe de sahip olmayacaktır büyük olasılıkla. peki bunun kararını kim verecek? ötanazi hakkı hasta yakınlarına devredilirse, işte o zaman çok büyük sorunlar doğabilir. kısacası daha uzun süreler çözülemeden gündemde kalacak bir konudur.
  • kürtajın yasaklanmasının ya da sınırlandırılmasının konuşulduğu şu zamanda, zaten var olması gereken bu hakkın iki kez konuşuluyor olması gerek. kürtajda, kendisi hakkında düşüncelerini dahi dile getiremeyecek olan canlının haklarını savunmak adına bir şeyler değiştirilerek sınırlama yapılmak istenirken; ötanazide ise zaten çoğunlukla kendi fikirlerini beyan edebilecek haldeki kişinin yine kendi kaderini tayin etmesine izin verilmemektedir. kürtajın tartışılması değerli görülüyor. hem rating alıyor hem magazinel bir tarafı var bu tartışmanın haber olarak. ötanazi ise birkaç yılda bir akla geliyor ve en ufak bir değer görmüyor. en azından tartışılabilmesi gerek. belki hak vermekten vazgeçen olacak, belki hak vereni çıkacak. bir de ötanazi hakkı isteyenleri dinlemiş olacağız elbette.
hesabın var mı? giriş yap